Sarkıtıp kovayı
Yüreğinin kuyusuna
Uçurum kuytularından
Damla damla bile su doldursam
Çağlayan bir pınar olurum
Sona eren uykuların ardında
Ve adında
Yalnızca seni bulurum
10 Temmuz 2008
A. Eren Loğoğlu
10 Temmuz 2008
08 Temmuz 2008
Federer İmparatorluğu Yıkılıyor mu?
2001 Wimbledon Finali, Ivanisevic - Rafter karşılaşması 2008 Wimbledon Finali'nden önce yaşanılan en heyecanlı tenis karşılaşmasıydı, artık bu özelliğini yavaş yavaş bu maça bırakacak gibi duruyor. Ivanisevic'in her servisinde yaşanan duygu yoğunluğu elbette yoktu ama tenis sporunun tarihini bu iki adam bir kez daha ve en açık şekliyle yazdılar desek sanırım yanlış olmaz. Federer'in devrinin kapanıp kapanmadığını zaman gösterecek, eğer bu karşılaşma yıllar sonra bunu da başarmış olarak tarihteki yerini alırsa çok daha efsanevi bir şekle bürünecektir.
Federer, gelmiş geçmiş en iyi tenis oyuncusu, tartışılmaz bir gerçek bu, 26 yaşında 16 Grand Slam Finali'nde 12 Şampiyonluk kazandı, olağanüstü bir şey. Pete Sampras'ın 14/18'ine ne kadar yakın olduğu ve bu rekoru geçmek adına bir şampiyon gibi uğraş vereceği de muhakkak. Üstelik Sampras hiç Fransa Açık kazanamadı, Yarı Final'den ileri gidemedi çünkü, Federer ise toprak kortta 3 Grand Slam Finali gördü, kazanamadı ama hala bir şansı var, çünkü o bu oyunun en iyisi. Yıllar sonra bu tanımı belki Nadal için de kullanacağız ama 22 yaşında olan bu İspanyol daha yolun başında, her ne kadar şimdiden 7 Grand Slam Finali'nde 5 defa mutlu sona ulaşsa da.
Federer'in 4 Amerika Açık Şampiyonluğu var, Nadal'ın ise sadece bir Çeyrek Finali. Nadal için en az Wimbledon kadar zor olacak, belki daha da zor olacak, çünkü bir şampiyon, en iyi, devrinin kapanmaması adına en sıradışı, en epik mücadelesini sergileyecektir.
8 Temmuz 2008
A. Eren Loğoğlu
07 Temmuz 2008
Wimbledon 2008, Federer & Nadal, Sonsuzluğa Uzanan Rekabet
Spor tarihinin en efsanevi maçlarından birine tanıklık ettiğimi düşünüyorum. Yağmur araları ve ödül töreniyle birlikte 7 saate yakın süren bir karşılaşma oldu. Oyun süresi 4 saat 48 dakikaydı.
Nadal, ilk 2 sette 2 defa servis kırarak 6-4'lerle maçı 2-0'a getirdi. 3. ve 4. set servislerini kazanan 2 tenis oyuncusu ancak eşitliği tie break ile çözebildi. Federer ilkini 7-5, ikincisini 10-8 kazandığı 7-6'lık setlerle durumu 2-2'ye getirdi.
Final setinin hava kararıncaya kadar sürmesini ve dramanın tam bitmesi gerektiği yerde sona ermesini istiyordum, öyle de oldu. Eşitlik hiç bozulmadı, 7-7'ye kadar gelindi ve sonunda Nadal önce servis kırdı sonra da servisini alarak seti 9-7, maçı da 3-2 kazandı.
Maç izlerken aktarılan bilgilerden birkaçını paylaşayım ;
1 - Roger Federer 232 haftadır sıralamada 1. ve Rafael Nadal da 153 haftadır 2. sırada.
2 - Bu maça kadar aralarında oynanan karşılaşmalarda Nadal'ın 11, Federer'in 6 galibiyeti vardı.
3 - 6. defa bir Grand Slam Finali'nde karşı karşıya geldi bu iki oyuncu ve bunların 4'ünü Nadal kazandı.
4 - Federer'i 5 ve daha fazla maçta yenen tek tenis oyuncusu Nadal.
5 - Federer Wimbledon kariyerinde 2. defa ilk seti kaybetmiş oldu.
6 - 1980'den yani Björn Borg'dan beri aynı yıl hem Fransa Açık'ı hem de Wimbledon'ı kazanan oyuncu yoktu, Nadal bunu 28 yıl sonra başardı.
7 - Yine Björn Borg'un 6. defa üst üste şampiyon olamaması gibi, Roger Federer de 5'de kaldı.
8 - Federer 65 maçtır çim kortta, 40 maçtır da Wimbledon'da yenilmiyordu, bu seriler sona erdi.
Ödül töreni karanlık bir havada yapılabildi, maçın hikayesine yakışır bir sondu bu da. Nadal, Federer için tarihin en iyi tenis oyuncusu ifadesini kullandı. Federer ise kazanmak için herşeyi yaptığını söyledi.
Spor tarihinin gelmiş geçmiş en büyük rekabetlerinden birine şahit oluyoruz, yıllarca konuşulacak, unutulmayacak bir rekabet bu. Nadal'ın 22, Federer'in 26 yaşında olduğu düşünülünce daha uzun yıllar da sürecek gibi. Nadal'ın sürekli gelişme gösterdiğini de gözlemledik bu final maçında. Çim kortta Federer'e karşı nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı. Servisinin kırılmasına asla izin vermedi ve yılmadan, usanmadan baseline'da kalarak Federer'in backhand'ine gönderdi topları. Nadal'in bitmek bilmez enerjisini, Federer'in olağanüstü tekniğini yıllarca izlemek istiyor insan.
Her sporseverin arşivinde olması gereken bir maç, mutlaka bir yerlerden bulun ve izleyin eğer kaçırdıysanız.
7 Temmuz 2008
A. Eren Loğoğlu
02 Temmuz 2008
Yangın
‘Umutta mut varsa
Umutsuzlukta da umut var’
Varlık
Var olanın ayna biçemi
Akdeniz'in
Ak bir denizin perçemi
—Her su ak olmayabilir—
Duy sevginin isyanını
Her bir yanını
Alevleriyle saran
İlgiyi duyumsa
Sıcak
Ve ıslak
Bedenler atlasında yangın var
Ateş sarı
Ateş kırmızı
Ateşler içinde büyüyen ada kızı
Bayatlamış ilişki kırıntıları
Ruhunu zehirlemesin
Mutsuzluk
Saçlarının biçimini belirlemesin
Bil ki;
Yağmur mevsimi bu yangını söndüremez
Saatler,
Saatlerin, zamanı geri döndüremez
Göz pınarımdan süzülen yaşlar
Sana, bana
Ve aşk adına üzülen arkadaşlar
Varlık
Körlük ve ayna
Bir de kitaplarım tanık bu yangına
Ateş sarı
Ateş kırmızı
Ateşler içinde büyüyen ada kızı
Körlük
Seni göremediğimden, uykusuzluktan
Ve çocuklarda oyunsuzluktan
Oysa oyun oynama sürecini çoktan yitirdik
Yine de kurabiyeleri canavardan önce bitirdik
Çocukluk
Seni aradığım ama bulamadığım
Yirmi beş yıllık bir özlem dönemi
Sana olan özlem
Koza içinden çıkmayı arzulayan bir kelebeğin
Hiç bilmediği uçmak eylemine özlemi gibi
Anaokulunun ilk günü huysuzlanan bir bebeğin
Hiç ayrılamadığı annesine özlemi gibi
Bir şey
Öyle bir şey
Seni seviyor olmak
Yangınlar içinde
2 Temmuz 2008
A. Eren Loğoğlu