Jordan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jordan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Haziran 2010

MJ vs Kobe



Bir forum ortamındaki yazımdan, alıntılar üzerine cevaplar;

Kobe- MJ tartışmalarına girmek yersiz. İlk mesajımda da dediğim gibi Pele ile Maradona'yı aynı sahada buluşturacak teknoloji gelmediği sürece bu sorunun da yanıtı olmayacaktır.
MJ vs Kobe karşılaştırması, Maradona vs Pele'den kesinlikle ayrışır. Pele ve Maradona dönem olarak birbirlerinin devamı niteliğinde değiller, Pele 58 - 70 yılları, Maradona 82 - 90 arası gibi düşünülebilir, arada 12 sene var ve bu süreçte futbol her yönüyle çok ciddi değişimlere uğramış.

Jordan 87 - 98, Kobe 00 - 10 yılları arasında tarih sahnesinde yerlerini alıyorlar. Arada sadece iki yıl gibi çok kısa bir süre var. Basketbol bazı dönüşümler gösterse de -zone savunma gibi- temelinde çok ciddi değişiklikler olmamış. 80 öncesi basketbol ile günümüzü karşılaştırmak çok sağlıklı olmazdı örneğin, kurallar -3 sayı çizgisi yoktu- bile farklıydı. Üstelik Jordan ve Kobe, herhangi bir teknolojiye gereksinim duymadan sahada karşılaşmışlardır. 1998 Chicago zamanında, sonra Wizard devrinde, All Star maçlarında rakip olarak aynı sahadaydılar. Maçlar net ortamından bulunabilir, istatistiklere bakılabilir. Rakip olarak yer aldıkları maçlardaki istatistikler üzerinden -yani birkaç maç üzerinden- bu iki oyuncuyu değerlendirmek doğru olmayacaktır, tıpkı Galatasaray - Fenerbahçe rekabetini aralarında oynadıkları maçlar yerine şampiyonluk ve kupalarla kıyaslamayı uygun buluyorsak.

Kobe'in arkasında Shaq vardı şimdi Gasol var laflarına ise gülüyorum. Sanki MJ'in arkasında Limebeer, Rodman, Pippen, Kukoç yoktu Bill limebeer'i hafife almayın Pistons zamanı NBA'in kötü çocuklaırndan biriydi kendisi. Rodman'da çaylak sezonunu gene Pistons'da tamamlamıştı.
85'den beri NBA takip eden birinin bu denli vahim bir dezenformasyonu yapmaması gerekir. Bahsedilen isim Limebeer değil Bill Laimbeer'dir. Çok sıkı bir Detroit Pistons, Bad Boys taraftarı olmam sebebiyle kendisini çok da severim, zeki adamdır. Ancak Chicago Bulls'da oynamak şöyle dursun, MJ'i 3 yıl üst üste şampiyonluğa giden yolda engellemiş ve dördüncüsünde de 4 - 3'e müsaade etmiştir, böyle bir karakterdir. Jordan'ın takımında Laimbeer vardı bilgisine hemen düzeltelim, bu denli yakından ve uzun süredir takip ettiğinizi belirttiğiniz bir konu hakkında ciddi bir yanlış veri sunmanız hususunda şaşkınlığımı da belirtmeliyim.

Alıntıda adı geçen diğer 3 isimden sadece Pippen ilk üçlemede yer alırken, Kukoç ve Rodman 96 - 98 arasında Chicago Bulls'taydı, sürekli bir destekten bahsedilemez bu sebeple. Jordan'ın ayrı iki üçlemeyle şampiyon olduğu takımların kadroları birbirinden farklıydı ve görece olarak ikinci dönemindeki takım daha kuvvetliydi. Pippen 6 şampiyonlukta da vardı ki Jordan'la daha da büyüyen bu dev adam, NBA Tarihi'nin En iyi 50 Oyuncusu'na seçilecek kadar da önemlidir.

Şu ayrım mutlaka yapılmalı eğer yapılamıyorsa zaten bakış açısında ciddi anlamda bir sorun var demektir. Pippen ve Jordan'lı Chicago Bulls'ın asıl adamı Michael Jordan'dır ki verilen ödüllerde her zaman bu durum görülebilir, Final ve Sezon MVP'si gibi. Pippen, yardımcı unsurdur ve bu görevi en iyi yapan, böylelikle de NBA Tarihi'ne altın harflerle yazılmayı hak eden bir konumdadır.

Sıkı bir Lakers taraftarı bilir ki 00 - 02 arası dönemde Lakers'ın asıl adamı Shaq'dir. NBA Tarihi'nin en dominant performanslarından birini sergilemiştir bu dönemdeki, Hack-a-Shaq dışında da durdurulma şansı pek olmamıştır. 3 yıl üst üste Final MVP'si olmasının da altında bu yatar. Kobe o zamanlar Pippen rolündedir ve bunu başarıyla gerçekleştirmiştir.

Burada Kobe'ye yardımcı rolde olmak konusunda eleştiri de getirilmemelidir çünkü kariyeri böyle şekillenmiştir, elinde olmadan. Jordan'a bakıldığında bambaşka bir kariyer yolu bulunacaktır. 3 yıl Pistons'a elenme ve bu süreçte mental olarak Jordan'ın yenilmez olmaya kendini hazırlaması gibi bir başlangıca sahiptir MJ. Cleveland'ın LeBron üzerinden şekillendirilmesine -yakın tarihten olduğu için örnekliyorum- benzer bir yapılanmadır Chicago'nun Jordan üzerinden yaptığı. Ancak Phil Jackson, LA Lakers'ı Shaq üzerinden biçimlendirmiştir, ilk zamanlarında. Shaq ve Kobe ne zaman ayrım noktasına gelmiş Phil doğru bir tercihle, takımı Kobe üzerine kurmuştur. İşte tam da bu noktada Kobe'nin Jordan'la yarışma serüveni başlar. Bu anlamda Kobe'nin 2 asıl adam şampiyonluğu ve 5 yüzüğü varken Jordan'ın 6 asıl adam şampiyonluğu ve yüzüğü vardır.

Kobe Shaq'in yardımcısıydı, Gasol Kobe'nin yardımcısı, Pippen'i. NBA'de yanında bu türden ikinci bir destek olmadan takımını şampiyon yapabilmek, hele de 80 sonrası modern basketbolda çok ama çok zor. Jordan ve Bulls burada şöyle bir farkla ayrılıyor pek çok NBA şampiyonu takımdan. Pota altı, şampiyon olan diğer takımlara göre -özellikle pivot, center mevkisi- zayıf olup da üst üste bu denli dominasyon yakalayan başka bir takım yok. Chamberlain, Russell, Jabbar, Mchale - Parish, Shaq, Duncan gibi. Lakers'da da Gasol şu an ve Bynum'a final serisinde ne denli önem verildiğini yakından gözlemledik. Basketbol temelinde iyi bir oyun kurucu ve pivot üzerinden kurgulanan bir oyundur ancak Jordan bu mantaliteyi de yıkan adamdır.

Kobe şu an 32 yaşında. MJ 32 yaşında iken 3 şampiyonluk yaşamıştı sadece, bu yüzden gene istatistiklere takılmayın diyorum.
Doğru bir nokta yakalamışsınız kanımca burda. Kobe'ye en ciddi haksızlığın yapıldığı kısım daha kariyerinin bitmemiş olmasıdır. Kobe basketbolu bıraktığında MJ'yle eşit koşullarda olacak ve her alanda MJ ile karşılaştırabilir konuma gelecektir ve muhtemelen kaybeden olacaktır -bence yakalaması imkansız, birazdan değineceğim- ki şu an kıyaslama yapılması Kobe'yi yenik göstermekten öteye gitmemektedir eldeki verilerle. Böyle bir olaya gerek yoktur, ihtiyaç yoktur.

Daha önce yazdığım gibi NBA organizasyonun da kabul ettiği üzre;

By acclamation, Michael Jordan is the greatest basketball player of all time

Kobe ve Phil Jackson'ın MJ hakkındaki sözleri tartışmayı bitirmek için yeterlidir ancak ben formasını asmış bazı efsane oyuncuların sözlerine yer vermeyi uygun buldum;

Larry Bird: "Today, God disguised as Michael Jordan"

Magic Johnson: "There's Michael Jordan and then rest of us"

MJ ve Kobe ego ve karakter konularında karşılaştırılmaya bile gerek duyulmaz. Kobe'nin geçmiş All Star maçlarındaki bireyselliği -inanılmaz olgunlaştı ve görevi LeBron'a devretti antipatik olma hususunda- ayyuka çıkan Shaq sorunları ve Shaq'in takımdan ayrılması, skandallar ve daha pek çok şey sayılabilir burada.

Tekrardan ana konuya, Kobe'nin neden MJ olamayacağına dönersem, birkaç veri sunacağım;

Shaq ayrıldıktan sonra Kobe'nin kaybedilen bir beş yılı var ve bu Jordan'la karşılaştırıldığında kariyerine ciddi zarar veriyor. Jordan'ın kariyeri sürekli yükseliş göstermiş ve liderliği hiç bir zaman böyle bir düşüşe izin vermemiştir Majestelerinin. Jordan'ın sert savunmalara oynamadığına -NBA tarihinin en sert savunma yapılan dönemidir Jordan'ın ilk 10 yılı- karşı argüman;

1991 Lakers = ranked 5th in defense
1992 Blazers = ranked 2nd in defense
1993 Suns = ranked 9th in defense
1996 Sonics = ranked 2cnd in defense
1997 Jazz = 9th in defense
1998 Jazz = 16th in defense

Jordan faced 3 top 5 defenses in the NBA Finals. 3!!!!

Average defensive ranking Jordan faced in the Finals?
7.16, not 10 as was falsely posted.

Not to mention, Jordan dropped 63 points on the #1 defense in 1986 who also won the world championship that year aka the Boston Celtics.

All of the defenses Jordan faced and destroyed in the playoffs:

1985 Milwaukee Bucks ranked 2cnd in the NBA in defense
1986 Boston Celtics ranked 1st in the NBA in defense
1987 Boston Celtics ranked 9th in the NBA in defense
1988 Cleveland Cavaliers ranked 5th in the NBA in defense
1988 Detroit Pistons ranked 2cnd in the NBA in defense
1989 Cleveland Cavaliers ranked 2cnd in the NBA in defense
1989 New York Knicks ranked 10th in the NBA in defense
1989 Detroit Pistons ranked 3rd in the NBA in defense
1990 Milwaukee Bucks ranked 14th in the NBA in defense
1990 Philadelphia 76ers ranked 19th in the NBA in defense
1990 Detroit Pistons ranked 2cnd in the NBA in defense
1991 New York Knicks ranked 12th in the NBA in defense
1991 Philadelphia 76ers ranked 14th in the NBA in defense
1991 Detroit Pistons ranked 4th in the NBA in defense
1992 Miami Heat ranked 24th in the NBA in defense
1992 New York Knicks ranked 2cnd in the NBA in defense
1992 Cleveland Cavaliers ranked 11th in the NBA in defense
1993 Atlanta Hawks ranked 22cnd in the NBA in defense
1993 Cleveland Cavaliers ranked 6th in the NBA in defense
1993 New York Knicks ranked 1st in the NBA in defense
1995 Charlotte Hornets ranked 9th in the NBA in defense
1995 Orlando Magic ranked 13th in the NBA in defense
1996 Miami Heat ranked 6th in the NBA in defense
1996 New York Knicks ranked 3rd in the NBA in defense
1996 Orlando Magic ranked 12th in the NBA in defense
1997 Washington Bullets ranked 13th in the NBA in defense
1997 Atlanta Hawks ranked 3rd in the NBA in defense
1997 Miami Heat ranked 1st in the NBA in defense
1998 New Jersey Nets ranked 21st in the NBA in defense
1998 Charlotte Hornets ranked 15th in the NBA in defense
1998 Indiana Pacers ranked 5th in the NBA in defense

Jordan faced 17 top 5 defenses in the post-season.
Jordan faced 24 top 10 defenses in the post-season.
Jordan faced on average the 8.35 ranked Defense in the NBA, in the post-season.

Let's see how Jordan faired against these defenses:

Playoffs

Most Playoffs Points Per Game NBA history (min. 25 games)
33.4 by Michael Jordan (179 games)

Most Points in a Playoff Game
63 by Michael Jordan

Most 50 Point Playoff Games
8 by Michael Jordan

Most 40 Point Playoff Games
38 by Michael Jordan

Most 30 Point Playoff Games
109 by Michael Jordan

Most 20 Point Playoff Games
174 by Michael Jordan (he played 179 playoff games and scored under 20 only 5 times)

NBA PLAYOFFS HIGH SCORING GAME BY YEAR

1985-86 - 63 Michael Jordan, CHI at BOS Apr 20, 1986
(1st ranked D)

1987-88 - 55 Michael Jordan, CHI vs CLE at CHI May 1, 1988
(5th ranked D)

1988-89 - 50 Michael Jordan, CHI vs CLE at CHI May 5, 1989
(2cnd ranked D)

1989-90 - 49 Michael Jordan, CHI at PHI May 11, 1990
(19th ranked D)

1990-91 - 46 Michael Jordan, CHI at PHI May 10, 1991
(14th ranked D)

1991-92 - 56 Michael Jordan, CHI at MIA Apr 29, 1992
(24th ranked D)

1992-93 - 55 Michael Jordan, CHI vs PHO at CHI Jun 16, 1993
(9th ranked D)

1994-95 - 48 Michael Jordan, CHI at CHA Apr 28, 1995
(9th ranked D)

1995-96 - 46 Michael Jordan, CHI at NYK May 11, 1996
(3rd ranked D)

1996-97 - 55 Michael Jordan, CHI vs WAS at CHI Apr 27, 1997
(13th ranked D)

1997-98 - 45 Michael Jordan, CHI at UTA Jun 14, 1998
(16th ranked D)

ALL-TIME HIGHEST SCORING AVERAGES SERIES, NBA PLAYOFFS

Jerry West, LAL vs BAL, 1965..... 46.3
Michael Jordan, CHI vs CLE, 1988..... 45.2 (Cleveland ranked 5th in the NBA in defense that
season)

Michael Jordan NBA record 8 50 point games in the playoffs
Michael Jordan Chicago at Boston 63 April 20, 1986 (1st ranked D)
Michael Jordan Chicago at Miami 56 April 29, 1992 (24th ranked D)
Michael Jordan Chicago Cleveland 55 May 1, 1988 (5th ranked D)
Michael Jordan Chicago Phoenix 55 June 16, 1993 (9th ranked D)
Michael Jordan Chicago Washington 55 April 27, 1997 (13th ranked D)
Michael Jordan Chicago New York 54 May 31, 1993 (1st ranked D)
Michael Jordan Chicago Cleveland 50 April 28, 1988 (5th ranked D)
Michael Jordan Chicago Cleveland 50^ May 5, 1989 (2cnd ranked D)

Even more important, Jordan was the main target of these defenses the ENTIRE TIME.

69 Cleveland OT Cleveland 3/28/90
64 Orlando OT Chicago 1/16/93
63 Boston 2OT Boston (Playoffs) * 4/20/86 against #1 rated defense that year
Jordan has the highest point total against a #1 rated defense in league history
in the playoffs no less
61 Detroit OT Detroit 3/4/87
61 Atlanta Chicago 4/16/87
59 Detroit Detroit 3/3/88
58 New Jersey Chicago 2/6/87
57 Washington Chicago 12/23/92
56 Philadelphia Chicago 3/24/87
56 Miami Miami (Playoffs) 4/29/92
55 Cleveland Chicago (Playoffs) 5/1/88
55 Phoenix Chicago (Playoffs) 6/16/93
55 New York New York 3/28/95
55 Washington Washington (Playoffs) 4/30/97
54 L.A. Lakers Los Angeles 11/20/92
54 Cleveland Chicago 11/3/89
54 New York Chicago (Playoffs) 5/31/93
53 Portland Chicago 1/8/87
53 Indiana Chicago 4/12/87
53 Phoenix Chicago 1/21/89
53 Detroit Chicago 3/7/96
52 Cleveland Chicago 12/17/87
52 Portland Chicago 2/26/88
52 Boston Boston 11/9/88
52 Philadelphia Philadelphia 11/16/88
52 Denver Denver 11/26/88
52 Orlando Orlando 12/20/89
52 Charlotte Chicago 3/12/93
51 New Orleans Washington 12/29/01
51 Washington Washington 3/19/92
51 New York Chicago 1/21/97
50 New York New York 11/1/86
50 Milwaukee Milwaukee 4/13/87
50 Boston Chicago 3/18/88
50 Cleveland Chicago (Playoffs) 4/28/88
50 Milwaukee Chicago 2/16/89
50 Cleveland Chicago (Playoffs) 5/5/89
50 Denver Chicago 3/24/92
50 Miami Miami 11/6/96

Those are Jordan's 50 point games, notice how many of them came in the PLAYOFFS. Notice how many came against great defenses and great teams. Also Jordan was the main focus of each defense he faced. That's very important.

ALL-TIME SCORING RECORDS:

1st Place: MJ, 24 scoring records
2nd Place: Wilt, 18 scoring records
3rd Place: Moot
- Highest career scoring average: MJ 30.12
- Highest career playoff scoring average: MJ 33.4
- Highest career Finals scoring average: MJ 33.6 (min. 15 games)
- Highest single season playoff average: MJ 43.7
- Highest single Finals series average: MJ 41.0
- Most Total Points Playoffs: MJ 5987
- Most seasons leading league in scoring: MJ 10
- Most seasons leading league in total points: MJ 11
- Most consecutive seasons leading in scoring: MJ, Wilt tied at 7
- Most 50 point games playoffs: MJ 8
- Most 40 point games playoffs: MJ 38
- Most 30 point games: MJ 563
- Most 30 point games playoffs: MJ 109
- Most consecutive 50 point games playoffs: MJ 2
- Most consecutive 45 point games playoffs: MJ 3
- Most consecutive 40 point games finals: MJ 4
- Most consecutive 30 point games finals: MJ 9
- Most consecutive 20 point games playoffs: MJ 60
- Most consecutive 20 point games finals: MJ 35
- Most consecutive double figures scoring: MJ 866
- Highest scoring game playoffs: MJ 63
- Most points in one half finals: MJ 35
- Oldest to score 50: MJ 51 at age 38
- Oldest to score 40: MJ 43 at age 40

Jordan won 10 scoring titles, 6 he won while making over 50% of his shots, Jordan led the league in steals, Jordan was the best shot blocking guard, Jordan won 14 combined MVP's (3 all star, 5 league, 6 finals). Jordan averaged 33, 6, and 6 in the Finals for his career. Jordan averaged 31.5ppg on 51.5% shooting when he wore a Bulls uniform while leading the league in scoring 10 times.

Jordan made 33 out of 58 game winners. Kobe's missed more game winners in the last 5 years than Jordan did in his entire career. Listing Kobe's made game winners is frivilous at best when you don't point out that he's only made barely over 25% of his game winning attempts in his entire career.

Kobe has been propped up to Jordan status without the 5 league MVP's, 6 finals MVP's, 10 scoring titles, playoff averages, career regular season averages, etc. Basically Kobe has been propped up to Jordan status for trying to use Michael Jordan's skill set.


Her şey o kadar açık ve net ki! Oyunu her iki yönünde de an itibariyle Kobe'nin Jordan'la kıyaslanması akla yatkın değil. 10 sayı krallığı ve bunu % 50 şut yüzdesiyle başarması, top çalmada lig lideri olması, en iyi savunma oyuncusu seçilmesi, 5 defa sezon ve 6 defa final MVP'si seçilmesi, Kobe daha 1 sezon, 2 final MVP'si kazanabildi, play off istatistiklerindeki erişilmezlik, Jordan asla final serisi kaybetmedi, bu liste çok uzundur.

Tekrar belirtmemde fayda var, bir karşılaştırma yapılacaksa Kobe'nin kariyerinin sona erdiği tarihte başlamalıdır, diğer türlüsü Kobe'ye haksızlıktır ve sağlıksızdır.

Kobe, kişisel düşüncem NBA Tarihi'nin gördüğü en iyi ikinci oyuncudur -bu tartışma içerir işte- artık. MJ'yi geçmesi için daha pek çok şey başarması gerekmektedir ve neredeyse imkansıza yakındır.

Roger Federer teniste neyse, Michael Schumacher formulada neyse, Diego Armando Maradona futbolda neyse, Michael Jordan basketbolda tüm bu isimlerden bile bir adım önde, ötede bir sporcudur. Tüm zamanların en büyük basketbolcusudur.

22 Haziran 2010

A. Eren Loğoğlu

03 Haziran 2009

Kobe, LeBron vs. Jordan



LeBron için şimdilerde şu söyleniyor, "Michael Jordan'ın ilk şampiyonluğundan önce 3-4 senesi var daha önünde."

Bu muhabbet yıllarca Kobe için yapıldı, Jordan'ın yaşına geldiğinde tek başına şampiyonluk kazanacak, Final MVP'si olacak diye, sonuç ortada. 3 yıl geçti 28 yaşından bu yana. Bence çok önemli bir şans yakaladı James'in elenmesiyle, iyi değerlendirmeli bunu.

Jordan, 1963 doğumlu, NBA'e 1984'te girdi, 21 yaşında ve ilk şampiyonluğunu 1991'te, 28 yaşında kazandı. 80'lerde ve 90'larda karşısına gelen takımlar, NBA Tarihi'nin tartışmasız en iyileriydi. 80'lerin sonundaki Pistons, Celtics, LA Lakers, 90'ların başındaki Knicks, Blazers, Suns, 90'ların sonundaki Utah. Öyle bir istatistik vardır ki zaten, herşeyi anlatır. Play Off tarihinin en çok maç kazanan ve şampiyonluk kazanamayan ilk 2 oyuncusu, Stockton ve Malone'dur. Bu kadar efsanevidir takımlar. En iyi 50 oyuncunun yaklaşık yarısı bu takımlardan seçilmiştir 1996 yılında. Bundan sonraki süreç için 10 oyuncu bulma çabaları hala devam ediyor, o kadar zorlanıyorlar.

Wade'in buna benzer bir başarısı var ancak devamını getiremedi.

25 yaşına gelen James için de zaman akıp geçiyor üstelik fiziğe dayalı bir oyun anlayışı olduğundan aleyhine işliyor süreç. 3 yılı kaldı, Knicks'e giderse, işler daha da zorlaşabilir.

Gelelim NBA Final Serisi'ne;

LA Lakers kiminle oynuyorsa, o takım tutulur, New York Knicks dışında. Knicks olunca karşısında, birbirlerini yesinler düşüncesine girersin ancak. Beat L.A. diyeceğim gene, FB'li Hidayet'i çok da desteklemeden.

3 Haziran 2009

A. Eren Loğoğlu

21 Mayıs 2009

Yenilmez LeBron?



Bu aralar sürekli, pek çok basketbolseverin ağzından şu sözler dökülüyor; "LeBron James Michael Jordan'dan daha iyi olacak, O'nun başardıklarını geçecek."

Buna hiç katılmıyorum. Ayrıca bunu söyleyenlerin MJ'e, James'e ve basketbol tarihine haksızlık yaptığını ve oyuna karşı ihanet içerisinde olduğunu düşünüyorum. LeBron daha yolun başındayken, yolu koşar adım bitirip zirveye çıkmış MJ'le karşılaştırılması, doğru değil. James, önce birşeyleri başarmalı ki, MJ'in karşısına çıkabilecek cesareti olsun. Daha çok erken, tek bir yüzüğü bile olmayan bir oyuncu için, ağır bir durum bu.

Oyunun gelmiş, geçmiş ve gelecek en iyi oynayıcısı Michael Jordan'ın basketbolu bırakmasından sonra, pek çok oyuncu Majesteleriyle karşılaştırıldı. Bu karşılaştırmalar, başarı, yetenek, istatistik gibi kategorilerde incelenebilir. Bu incelemeyi karşılaştırmalı olarak yakın zamanda sunacağım, MJ, Kobe, LeBron ekseninde.

Kobe'nin hücum yetenekleri, silahları olarak MJ'den daha yetenekli olduğu söylendi. Keza LeBron'un istatistikleri kimi zaman MJ'in ötesine geçti.

Dün Fade Away yüzdesi ve estetiği düşük Kobe'yle, bu gece olağanüstü işler yapan LeBron için Michael Jordan kadar yarışmacı ruha sahipler diyebilmek yersiz olur.

MJ'den daha iyi olacağı iddia edilen bir oyuncu evindeki Konferans Finalleri ilk maçını asla kaybetmez, 49 sayı atmasa da kazanmanın yolunu bir şekilde bulur. MJ'in diğer bütün efsane oyunculardan ayrılan yönü, kazanmanın yolunu hep keşfedebilmesidir. Yaş paradoksunu savunan tezler için, LeBron'un fiziksel güce dayalı oyununun, yaşı ilerledikçe zayıflayacağının tahmini zor olmasa gerek diyebilirim. LeBron, buna nasıl bir reaksiyon gösterecek göreceğiz. Atletik yetenekleri kaybolmaya başlayan MJ'in, kusursuz hale getirdiği, en estetik atış olan Fade Away şutu gibi bir farklılık yaratmak zorunda O da.

James, iyi bir sınav vermedi bu anlamda, akıl alır gibi değil denilecek işler yapmasına rağmen. Bu yıl şampiyonluğun ve Final MVP'nin en önemli adayı, önce bunları kazansın, buraları oynamayı daha bir öğrensin, yarışmacı ruhunu sonuna kadar sahaya yansıtsın, yorulmadan, 39 derece ateş ile, 3'er yıl üst üste şampiyonluklar için adımlar atsın, yüzükler edinsin, ondan sonra tekrar konuşalım kim daha iyi diye, O'na da haksızlık etmeden.

21 Mayıs 2009

A. Eren Loğoğlu

05 Aralık 2007

Michael Jordan



'NBA Hardwood Classics' sözünü bir şekilde hayatımın herhangi bir yerinde ve zamanında işitsem, görsem, hep bir sahne canlanır zihnimde. Yönetmen olsaydım eğer, bir basketbolcunun belgeselinin son sahnesi o olurdu. Şair olsaydım eğer, bir basketbolcunun otobiyografisinin son mısrası o olurdu. Bir basketbolcunun kariyerini sanatsal bir sahneyle bitirmesi olağanüstü olmalı, o anı orada yaşamak isterdim. Perdeyi de kapatan, dekoru da toplayan bir tiyatrocu edasıyla sergilenen son bir performans -aslında sondu ama retired kelimesi ona yakıştırılamadığından hiç sonlanamadı performansı- son The Beatles konserinde John Lennon'un elleri havada sahneyi terk ettiği bir an gibi...

Kimden bahsettiğimi hepiniz biliyorsunuz sanırım. Türkiye'de bir kuşağın basketbolu sevdiği unsur Beyaz Gölge dizisidir, bir başka kuşağın basketbol sevgisi de bu bahsettiğim kişinin kendisidir. (biraz da Petar Naumoski)

NBA.com history bölümünde onun sayfasının ilk cümlesinde şu yazar :

"By acclamation, Michael Jordan is the greatest basketball player of all time" Bu cümleden daha ötesi de olamaz sanırım, tüm zamanlar, geçmiş, şu an ve gelecek. Geleceği kapsamına alabilecek kadar büyük, en büyüktür Michael Jordan, kazanmanın eşanlamlısıdır bu oyunun sınırları içinde.

"By acclamation, Michael Jordan is the greatest basketball player of all time. Although, a summary of his basketball career and influence on the game inevitably fails to do it justice, as a phenomenal athlete with a unique combination of fundamental soundness, grace, speed, power, artistry, improvisational ability and an unquenchable competitive desire, Jordan single-handedly redefined the NBA superstar. Even contemporaneous superstars recognized the unparalleled position of Jordan. Magic Johnson said, "There's Michael Jordan and then there is the rest of us." Larry Bird, following a playoff game where Jordan dropped 63 points on the Boston Celtics in just his second season, appraisal of the young player was: "God disguised as Michael Jordan."

NBA The Greatest 50'de yer alan 2 efsane oyuncu da ondan 'Michael Jordan ve diğerleri', 'Tanrı Michael Jordan kılığındaydı' şeklinde bahsetmiştir. Larry Bird'in bu sözüyle 'Tanrı'yı yendim, ben en büyüğüm'ü kastettiği de rivayet olarak dolaşır. (MJ Boston'la oynanan bu playoff maçında 63 sayı atmış, ancak maçı Boston Celtics kazanmıştır)

Michael Jordan'ın kariyerinden uzun uzadıya bahsetmeyeceğim. Kısaca MJ'i MJ yapan olayların üzerinden geçsek yeterlidir sanırım.

1984 yılında North Carolina'yı son anlarda attığı basketle şampiyon yapması ve Chicago Bulls tarafından 3. sırada draft edilmesiyle kariyerine başlar Jordan. Houston ilk sıra draft hakkını Hakeem Olajuwon'dan ve Portland da bir yıl önce SG poziyonuna 14. sıradan Clyde Drexler'ı draft ettiği için 2. sıra hakkını Sam Bowie'den yana kullanmıştır. 5. sıradan Charles Barkley ve 16. sıradan da John Stockton draft edilmiştir. MJ'in kariyerinin şekillenişinde oynadıkları bu rollerden ötürü Houston ve Portland'a teşekkür etmek gerekir.

MJ'in sayı/asist/reb ortalamaları, ödülleri, rekorları yerine, onu en büyük yapan playoff serüveniyle devam edelim ;

1985 -- lost to Milwaukee, 3-1, first round
1986 -- lost to Boston, 3-0, first round
1987 -- lost to Boston, 3-0, first round
1988 -- defeated Cleveland, 3-2, first round
lost to Detroit, 4-1, conference semifinals
1989 -- defeated Cleveland, 3-2, first round
defeated New York, 4-2, conference semifinals
lost to Detroit, 4-2, conference finals
1990 -- defeated Milwaukee, 3-1, first round
defeated Philadelphia, 4-1, conference semifinals
lost to Detroit, 4-3, conference finals
1991 -- defeated New York, 3-0, first round
defeated Philadelphia, 4-1, conference semifinals
defeated Detroit, 4-0, conference finals
defeated LA Lakers, 4-1, NBA Finals WON NBA CHAMPIONSHIP
1992 -- defeated Miami, 3-0, first round
defeated New York, 4-3, conference semifinals
defeated Cleveland, 4-2, conference finals
defeated Portland, 4-2, NBA Finals WON NBA CHAMPIONSHIP
1993 -- defeated Atlanta, 3-0, first round
defeated Cleveland, 4-0, conference semifinals
defeated New York, 4-2, conference finals
defeated Phoenix, 4-2, NBA Finals WON NBA CHAMPIONSHIP
1995 -- defeated Charlotte, 3-1, first round
lost to Orlando, 4-2, conference semifinals
1996 -- defeated Miami, 3-0, first round
defeated New York, 4-1, conference semifinals
defeated Orlando, 4-0, conference finals
defeated Seattle, 4-2, NBA Finals WON NBA CHAMPIONSHIP
1997 -- defeated Washington, 3-0, first round
defeated Atlanta, 4-1, conference semifinals
defeated Miami, 4-1, conference finals
defeated Utah, 4-2, NBA Finals WON NBA CHAMPIONSHIP
1998 -- defeated New Jersey, 3-0, first round
defeated Charlotte, 4-1, conference semifinals
defeated Indiana, 4-3, conference finals
defeated Utah, 4-2, NBA Finals WON NBA CHAMPIONSHIP

Majesteleri ilk şampiyonluğuna ancak 7. yılında ulaşabilmiştir. Onu "O" yapan da bu cümlenin arkasına saklanmış kaybetmişliklerdir. Hani dedik ya o kazanmanın eşanlamlısıdır diye, kazanmayı öğrenmesi için önce kaybetmesi hem de sürekli kaybetmesi gerekecektir. 1976 yılında en iyi film Oscarı’nı kazanmış Rocky filmi gelir gözlerimizin önüne aniden. Boksör önce yumruklardan kaçamayacak, sonra düştüğü yerden kalkıp, bütün o acı, kan, hırs eşliğinde kazanmanın dirilişini gösterecektir. Michael Jordan'ın playoff hikayesi de Rocky'in bir kopyası gibidir. "air Jordan" nickname ile semada uçmaya başlamıştı ama 2. ve 3. yılında efsane takım Boston Celtics'e süpürülecekti. 1985-1986 sezonunda yani Jordan'ın 2. yılında tarihe geçecek bir maç oynanır. 04/20/86 Boston 135 - Chicago 131 (2 OT) A 14,890 / Jordan set the still-unbroken record for points in a playoff game with 63 in game 2. MJ bir playoff maçında en çok sayı (63) atan oyuncudur, playoff sayı ort.sı da 33.4'tür ve ilk sıradadır. Gelelim benim de taraftarı olduğum Bad Boys'la olan mücadeleye. Jordan'ı kazanma evrimine itekleyen olaylar, Bad Boys serilerinde ortaya çıkar. 3 yıl üst üste 4-1, 4-2, 4-3 ile Bulls Bad Boys'a elenir. "Detroit Pistons, who were led by Isiah Thomas and a group of physical big men known as the "Bad Boys". Bu dönemin 2. yılında MJ kariyer karelerinden birini sunar Cleveland serisinde, winning shot eşliğinde. 05/07/89 Chicago 101 - Cleveland 100 A 20,273. Aynı yıl 'Jordan Rules' yakıştırması yapılır Pistons'ın onu savun(ama)ma yöntemlerine.

1989-1990 sezonu Jordan'ın kariyerinin önemli noktalarından biridir. Phil Jackson, Scottie Pippen efsaneleri, en ham halleriyle Chicago Bulls'a katılırlar. Ama Pistons yine izin vermez Jordan'ın NBA Finals arenasına çıkmasına. Bütün çalkantıları, hüzünleri, kaybedişleri, ödülleri, rekorlarıyla geçen bu 6 sene, Jordan'ın basketbol yeteneklerini, tecrübe, olgunluk, nasıl kazanılır, ruh, takım oyunu gibi farklı duygu ve düşüncelerle bütünleştirmiştir. İnşaat sağlam bir zemin üzerine kurulmuştur da denilebilir. Jordan Bad Boys'la yaşadığı bütün o fiziksel savaşlardan mağlup çıkmış ama nasıl kazanıldığını da öğrenmiş, Knicks'e ve pek çok takıma karşı da uygulamıştır. Nihayetinde 1990-1991 sezonunda yine Konferans Finallerinde karşılaşılan Pistons'u bu kez süpürmüş ve finalde de Magic'in zayıflamış Lakers'ını 4-1'le geçerek ilk şampiyonluğunu kazanmıştır. Final serisinin 2. maçında o unutulmaz smaça kalkış, el değiştirme hareketiyle sayıya uzanışına da değinmek gerekir.

1991-1992'de 7 maçlık Knicks fiziksel savaşından galip çıkan Jordan ve arkadaşları, Drexler'in Portland'ını Finallerde rahatlıkla geçerek üst üste 2. yılında da şampiyon olmuştur. Finallerin ilk maçında ilk yarı 35 sayı kaydeden Jordan, attığı 6. üçlükten sonra ellerini iki yana açarak "yapabileceğim bir şey yok malesef üçlükler de giriyor" demeye getirmiştir. Kariyerinin önemli karelerinden birisi de budur kanımca.

Ertesi yıl da değişen bir şey olmamıştır. Jordan Finallerde arkadaşı Barkley'in elinden yüzüğü almış ve parmağına 3. kez takmıştır. John Paxson'ın üçlüğü seriyi 7. maça ve away'e taşımaktan kurtarmış, şampiyonluğu getirmiştir.

Ancak artık oyuna karşı bir arzusu kalmamıştır ve bıraktığını açıklar. Bu kararda babasının öldürülmesi başrolü oynayacaktır. Babasının ölümünden çok etkilenen Jordan, babasının onu bir baseball player olması hayalini de Chicago White Sox ile gerçekleştirecektir. 18 Mart 1995'te Jordan'ın ağzından o meşhur cümle duyulur "I'm back" Jordan dönmüştür ama azımsanmayacak kadar uzun bir süre basketboldan uzak kalmıştır. 45 numarayı giyer. Orlando 6 maçlık serinin sonunda Jordan'a kaybetmeyi tekrar hatırlatır. Jordan artık yeniden kazanmaya başlamalıdır.

Üst üste 3 yıl, önce muhteşem Sonics'i, sonraki 2 yıl muhteşem kelimesinin bile zayıf kaldığı Utah Jazz'ı - John Stockton and Karl Malone are the two players who won most playoff games without winning championship- unutulmaz seriler sonucunda geçerek second three-peat'i gerçekleştirir Jordan. 72-10, 69-13 gibi olağanüstü, kırılamaz 2 dereceyle kapatmışlardır 2 sezonu. 1996-1997 sezonu Finallerinde Jordan unutulmaz karelerine eklemeler yapmayı da ihmal etmez. İlk maçta buzzer beater jump shot ile maçı kazandırır, seri 2-2 iken hasta olduğu halde, ki sahada da inanılmaz bitkin bir görüntü sergilemiştir, 38 sayıyla ve son anlarda attığı üçlükle de maçı kazandırır. Serinin 6. maçında Steve Kerr'le benchte konuşup, son topu ona vererek, ne kadar büyük bir oyuncu, lider ve en önemlisi kazanan olduğunu bir kez daha gösterir. Kariyerinin en unutulmaz anlarından önemli bir kısmını bu yıl paylaşmıştır. 1997-1998 yılı ise perdenin kapandığı ve yazımızın başlangıcında bahsettiğimiz o son sahnenin yaşandığı yıldır. O sahne şöyle anlatılacaktır ;

The Bulls returned to Utah for game 6 on June 14, 1998 leading the series 3-2. In Game 6, Jordan executed a series of plays, considered to be one of the greatest clutch performances in NBA Finals history.

With the Bulls trailing 86-83 with 40 seconds remaining, coach Jackson called a timeout. Jordan received the inbounds pass, drove to the basket, and hit a layup over several Jazz defenders. The Jazz brought the ball upcourt and passed the ball to forward Karl Malone, who was set up in the low post and was being guarded by Rodman. Malone jostled with Rodman and caught the pass, but Jordan cut behind him and swatted the ball out of his hands for a steal. Jordan then slowly dribbled upcourt and paused at the top of the key, eyeing his defender, Jazz guard Bryon Russell. With fewer than 10 seconds remaining, Jordan started to dribble right, then crossed over to his left, possibly pushing off Russell, although the officials did not call a foul. Jordan then released a shot that would be rebroadcast innumerable times in years to come. As the shot found the net, announcer Bob Costas shouted "Chicago with the lead!"

After a desperation three-point shot by John Stockton missed, Jordan and the Bulls claimed their sixth NBA championship, and secured a second three-peat. Once again, Jordan was voted the Finals' MVP, having led all scorers by averaging more than 30 points per game, including 45 in the deciding Game 6.

Jordan'ın önce turnikesi, sonra topu çalışı ve en son ayak hareketi, şutu, sayısı, elleri havada, bilek gösterisi, unutulmaz bir final sekansı. 6. ve son şampiyonluğu bu denli görkemli bitirebilmek de en büyüğe yakışırdı zaten. Greatest Final Moments'da bu sahne tartışmasız 1 numaradır. Jordan sahneden çekilir, tahtına aday pek çok Michael ortaya çıkacaktır. Asıl Don Vito Corleone nasıl ki Marlon Brando ise, onun yerine gelen Al Pacino yalnızca Michael Corleone olabilecektir.

Hatırladığım kadarıyla 1996'dan 14 yaşından itibaren NBA'yi takip ediyorum. Canlı olarak izlediğim en uzak tarihli sahne olarak aklımda hep Jordan'ın kapanış sahnesi vardır. Son maçı, gelgitleri, hatta seriyi de net olarak hatırlamaktayım. Oyuna çocukluklarımızı sürükleyen, atletin arkasına 23 yazarak forma yaptığımız, Petaaarrr Naumoski diye haykırdığımız, babalarımıza demirden potalar tasarlattığımız bir dönemden hatırlıyorum o sahneyi, tüm çıplaklığıyla. Bütün ruhunu oyuna yansıtan bir adamdan, bütün ruhunu oyunlara yansıtmak isteyen çocuklara verilen bir sır olarak duruyor onun anlattıkları. O'nu tvden bile olsa canlı izleyebilmenin hazzını şimdinin çocuklarına anlatamayız sanırım, heyecanlanırız, nefesimiz donar bir yaz akşamı. Belki de aramızda daha canlı izleyenler de olmuştur, ne mutlu onlara. Michael Jordan, yazılara sığmayacak kadar ödül, başarı, zafer, rekorlarla dolu bir kariyer. Pek çok unutulmaz anını bir şekilde belgesellerden, NBA TV'den her yayınlandığında, sıkılmadan izleyebildiğim, çocuklukların kahramanı, kazanmanın eş, kaybetmenin zıt anlamlısı, oyunun ruhu, estetiği, her şeyi...

Son bir cümleyle bitireyim, uykusuzluk problemim var biliyorum ama Cuma gecesi de olunca ipin ucunu kaçırdım biraz, saatler 6'ya gelmekte, akla Makina düşmekte, her neyse ;

"It's Michael Jordan's game"

23

http://www.nba.com/history/players/jordan_bio.html

http://www.nba.com/playerfile/michael_jordan/index.html

http://en.wikipedia.org/wiki/Michael_Jordan

Son Sahne :

http://www.youtube.com/watch?v=-WULyz1-OQc

Top 10 Buzzer Beaters :

http://www.youtube.com/watch?v=53AMMZ0LCeE

Top 10 Dunks :

http://www.youtube.com/watch?v=dwItSThZyQ8

Top 10 Assists :

http://www.youtube.com/watch?v=snTrCCX0E9s

Top 10 Amazing Foul In :

http://www.youtube.com/watch?v=2yyknR7ltkg

New York Knicks maçında yaptığı fake sonrası smacı, Utah son sahne, Nets maçında Drazan Petrovic'i geçip 2 kere topu çevirerek bıraktığı layup -hala anlamlandıramıyorum bu hareketi, Top 10 amazing foul in'in 1.si-, asist Kerr'e yaptığı tabi ki, benim tercihlerim.

Bir de unutmadan Michael'ı Jordan yapan en önemli isimler olan Scottie Pippen ve Phil Jackson'ı da yazımıza dahil edelim.

8 Eylül 2007

A. Eren Loğoğlu