Roland Garros etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Roland Garros etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

04 Haziran 2011

23. Kez Finalde, Roger Yeniden Sahnede



Roland Garros Tek Erkekler'de Yarı Final maçları tamamlandı ve tarihin en iyi tenis oyuncusu Roger Federer ve tarihin en iyi toprak kort oyuncusu Nadal finale yükseldiler.

Son 6 yılda 5 Fransa Açık şampiyonluğu görüp sadece Soderling'e yenilen Rafa için bu durum olağandı.

Rafa'nın elendiği yıl Roland Garros'u kazanan ve kariyerinde eksik bırakmayan Fedex içinse muazzam bir iş Djokovic'i eleyip bir defa daha finale gelmek.

Çünkü Roger Ağustos ayında 30 yaşına girecek olan ve son 4 GS'de final görememiş, kariyeri düşüşe geçmiş bir tenis oyuncusuydu.

Kariyerinin 5. Fransa Açık Finali, oraya gelme konusunda Nadal'dan aşağı kalır yani yok.

Avustralya Açık'ta 5, Wimbledon'da 7, Amerika Açık'ta da 6 kez finale çıktı.

Dört farklı GS'de bunu başarabilecek, belki de yanına yaklaşabilecek tek isim Nadal ama hala çok çok zayıf ve bu istatistikler Federer'in ne kadar komple bir oyuncu olduğunu da açıkça gösteriyor.

Avustralya Açık'ta 1, Wimbledon'da 4, Amerika Açık'ta 1 kez finale çıktı. Nadal'ın performansları dönemsel 2008 ve 2010 gibi, süreklilik içermiyor.

Toplam finale çıkma sayılarında Federer'in 23'e 13 gibi müthiş bir üstünlüğü var.

Nadal 25 yaşına girdi ve karşısında Djokovic gibi stratejik oynayabilen bir rakip bulacak, arayı kapatabilir mi, hep birlikte izleyeceğiz.

Ne ironi ama! Aynı çorabı Rafa Fedex'in başına örmüş ve pek çok defa şampiyon olmasını engellemişti, ona özel taktiğiyle. Bir benzerini Novak yapıyor şimdi Rafa'ya.

Bir başka ilginç nokta üst üste 4 kez Nadal'ı yenme başarısı gösteren Djokovic'in Federer'le eşleşmese Roland Garros finaline geleceğiydi. Muhtemelen de Nadal'ı yenecekti, ona ters geldiği için.

Federer'in zaferini büyüten asıl unsur da Novak'ın 43 maç üst üste kaybetmeden bu noktaya erişmesiydi. Vilas'ın üst üste 46 maç yenilmeme rekorunu kıramadığı gibi, McEnroe'nın sezon başlangıcı olarak üst üste 42 maç yenilmeme rekorunu da yakalayamadı, 41'de kaldı.

Bunu ancak Federer başarabilirdi işte, keza Madrid ve Roma'da Nadal iki kez bu fırsatı, hem de toprak kortta değerlendirememişti. Tek detay o maçların 3 set üzerinden oynanmasıydı.

Tarihin en iyisi sıfatıyla, hafife alınan şampiyon yüreğini birleştirip alt etti yenilmez denilen Djokovic'i Fedex. Bunu en iyi olduğu kortta değil, en kötü olduğu yerde başardı üstelik.

Yarın Nadal'a kaybedebilir, bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama ya kazanırsa ona dair şüphesi olanların zihninde zerre kadar bile olsa soru işareti kalır mı? Kalmamak zorunda.

Federer 30 yaşına doğru tenis tarihini yazmaya devam ediyor, Roger dönemi bitmedi daha diyor. Önünde Wimbledon var, evi. Hala 17, hatta 18, 19 GS'i kovalıyor ve biraz da 2012 Olimpiyatlarını.

O başarmayacak da kim başaracak!

Tarihin en iyisi, majesteleri yeniden döndü aramıza, geçiçi olmamasını dileyelim.

4 Haziran 2011

A. Eren Loğoğlu

08 Haziran 2009

Sampras ve Nadal'ın Federer Yorumları



Rafa Nadal'ın 2008 Wimbledon Finali sonrası Federer tanımı:

"Well, it is disappointing for me I am in the same time as the best player in history, Roger Federer. So it's very tough always to play against him, especially here. I had lots of chances to win the match [earlier] but I just congratulate Roger, because he always fights unbelievably. His attitude is always excellent when he wins, when he loses. So just thank you very much, Roger. For sure, to beat Roger here after his five years. I lost the last two finals, close finals. But he's still the number one. He's still the best. He's still five times champion here. Right now I have one, so for me it's a very, very important day."

Pete Sampras'ın, Federer'in 2009 Roland Garros Şampiyonluğu sonrası Roger tanımı:

"What he's done over the past five years has never, ever been done - and probably will never, ever happen again, Regardless if he won there or not, he goes down as the greatest ever. This just confirms it. I'm obviously happy for Roger, If there's anyone that deserves it, it's Roger. He's come so close. He just is a great, great player that is a credit to the sport and is a positive influence for young kids and just tennis in general, It looks pretty tough to beat now with 14 majors, and I'm sure he's going to go on and win a lot more. Now that he's won in Paris, I think it just more solidifies his place in history as the greatest player that played the game, in my opinion. I'm a huge Laver fan, and he had a few years in there where he didn't have an opportunity to win majors. But you can't compare the eras, and in this era, the competition is much more fierce than Rod's."

8 Haziran 2009

A. Eren Loğoğlu

07 Haziran 2009

Federer, En Büyük



Tarih 7 Haziran 2009, yazılsın bir kenara.

2008 Roland Garros ve Wimbledon'ı kaybettiğinde, artık kazanamaz, kariyeri bitti, geri dönemez dediler, bilmedikleri bir şey vardı, Şampiyon Roger'in hafife alınmaması gereken yüreği.

Ve işte;

Öldürücü Forehand vuruşları, servisleri ve müthiş konsantrasyonuyla sahnedeydi bugün.

Tarihin en iyi tenis oyuncusu Roger Federer, 3 yıl üst üste Finali'nde kaybettiği Roland Garros'u, Nadal'ın da elenmesini iyi değerlendirerek, kazanmayı başardı. 2009 Roland Garros Şampiyonu Fedex. Nadal'a selam olsun.

Yıllarca, Federer'in akıl almaz rekorlarını geçmeye çalışacak Rafa, işi çok zor. Üstelik, Federer hala karşısında olacak En Büyük olarak, önce Wimbledon, sonra da sadece 1 defa Yarı Finali'ne yükselebildiği Amerika Açık turnuvalarında.

RF'in kariyerinin 14. Grand Slam Şampiyonluğu 19. Finali'nde. Sampras'a da selam olsun.

Mats Wilander, sana da selam olsun, son soruya verdiğin cevap sebebiyle.



Kazanmadığı Grand Slam kalmadı, Avustralya Açık, Amerika Açık, Wimbledon ve Fransa Açık. Kazanmadığı zemin yok, toprak, çim, sert, farketmiyor. Kırmadığı rekor, yenmediği rakip kalmadı.

Roger, bu oyunun en iyisi, gelmiş geçmiş ve gelecek. Öyle şanslıyız ki Diego Maradona, Michael Jordan, Michael Schumacher ve Roger Federer'i izleme şansına sahip olduk diyebileceğiz.

Tenis tarihinde bir dönemdir artık Roger, 2000 yıllarla anılacak, Federer Era şeklinde.



7 Haziran 2009

A. Eren Loğoğlu

05 Haziran 2009

Tarihi Yeniden Yazmak Üzere, Fedex



Rijkaard'ın gelişiyle önemi azalan Federer'in Yarı Final maçı, kendi içerisinde gelişen hikayesiyle bir anda değer kazandı 4. set ile beraber.

Federer üst üste 20. Grand Slam'inde Yarı Final'e çıkma başarısını göstermişti. Del Potro'yu 5 set sonunda yenerek, 19. Grand Slam Finali'ne yükseldi. Böylelikle Sampras'la olan eşitliği bozdu ve Ivan Lendl'ı da yakaladı.

Bu final maçlarında Federer (13-5), Sampras (14-4), Lendl (8-11) şeklinde performans göstermişlerdi.

Federer, ayrıca üst üste 4. defa Roland Garros'ta, toprak kortta Final'e erişti, bu da çok önemli bir başarı, Sampras'la karşılaştırıldığında.

Maç hakkında konuşacak olursak;

İlk 3 set Federer yine çok çekingendi, baskı altındaydı, neredeyse hiç atak oynamadı, servisiyle idare etmeyi denedi ve 2 - 1 geriye düştü. Del Potro'nun da hakkını vermek gerekiyor, muhteşem servis oyunlarıyla hep oyunda tutundu.

Maçın kilidi ilk servislerin oyuna girme oranıydı, 5. sette zaten bu istatistik gösterildi. Del Potro'nun oranı setler ilerledikçe düşerken, Federer'in oranları yükseliyordu.

Özellikle son sette 1 - 3'den 3 - 3 yapmasıyla bile Del Potro alkışı hak etti ama vücudu artık iflas noktasına gelmişti maçın sonlarında, soluma güçlüğü çekiyor gibiydi.

4. sette rakibinin servisini ilk defa kırdıktan sonra, Federer'in özgüveni tamamen yerine geldi ve artan ivmesiyle, asıl performansını ortaya koyup çok başarılı bir 2 set oynayarak, maçı kazandı.

Federer'i 5 set üzerinden oynanan turnuvalarda yenmenin ne kadar zor olduğuna bir kez daha tanık olduk, geriye düşmesine rağmen kazanmayı bilen bir Şampiyon O.

Şimdi sırada, rüyaları süsleyen, 3 defa kapısından dönülen, Roland Garros Şampiyonluğu var. Bunu engellemek için karşısına gelecek oyuncu ise, Nadal'ı eleyen Soderling.

Tarihi yeniden yazmaya, 14'e, 4 Grand Slam'i de kazanmış olmaya, her kortta zafere ulaşmaya, gelmiş geçmiş en iyi olmaya, en büyük olmaya az kaldı, çok az kaldı.

5 Haziran 2009

A. Eren Loğoğlu

01 Haziran 2009

Fedex'in Geri Dönüşü



Kolay değil, öyle kolay değil, hiç kolay değil.

Federer 2 - 0 geriye düştüğünde, zihnimden geçen sözlerdi bunlar.

Elenmemeliydi, 19 Grand Slam süregelen seri, Roland Garros, 14 ve 15. şampiyonluklar, gelmiş geçmiş en iyi oyuncu olmak vardı daha. Fedex bunları düşünmüştü muhtemelen ve 3. set, oyun 4-4 iken kazandığı avantaj puanıyla rakibinin servisini kırması, geri dönüşün başlangıç hikayesi oldu. Hikayenin kalanı önemsizdi, kazanılan 2 hızlı set gibi klasik bir kapanıştı çünkü.

0 - 2'den gelip 3 - 2 kazanarak Çeyrek Final'e yükseliyordu Federer, Fedex panoları önünde. Son topa vuruşundaki hırs görülmeye değerdi, bu defa sevgilisi ağlıyordu.

İlk 2 setteki durgunluğu, isteksizliği, tutukluğu -ne dersek diyelim- üzerinden atıp, böyle bir geri dönüşle Roland Garros'a sarılması çok önemli şu an. Belki de ilk anlar Nadal'ın elenmesi ve kendisine gelen şansın yarattığı baskıyı yaşadı. Zaten ilk seti tie - break sonucu, 2. seti de servis kırdığı halde, 2 defa servis kırdırarak kaybetti.

Şampiyon, olması gerektiği gibi, devam ediyor koşusuna, yolu açık olsun.

Roger'i yenmek kolay değil, öyle kolay değil, hiç kolay değil.

1 Haziran 2009

A. Eren Loğoğlu

31 Mayıs 2009

Nadal'dan Veda



2009, Real Madridliler'in yılı değil, bu iyice netleşti.

Amcası Miguel, bir FC Barcelona efsanesi, Rüya Takım üyesi olmasına rağmen, Rafa, sıkı bir Real Madrid ve Mallorca taraftarı, şampiyonluk kutlamalarına katılacak türden. İlginç ve Rafa'yı sorgulatan olaylardan biri de budur kanımca. Benim amcam Bülent Korkmaz olacak ve gidip Fenerbahçe'yi tutacağım, karakter ya da zihinsel sorunum var demektir, hastaneye yatırılmam ve çıkarılmamam gerek oradan.

Madrid yanlılarının önünde, toprak kortta Federer'e kaybeden Nadal, aslında yenilmez olmadığının sinyallerini vermişti.

2008 yılını domine eden, 2009 yılına da Avustralya Açık Zaferi'yle başlayan Nadal, Roland Garros'a 4. turda veda etti. Mert Ertunga'nın tanımıyla Soderling'in oyunu, İspanyollara ters gelen türdeydi, tempo vermemek açısından. NBA Doğu Konferans Finalleri'nde Orlando Magic'in Cleveland Cavaliers'a ters gelmesi gibi bir durum yaşandı da denebilir.

Şimdi Nadal'ın önünde, kariyerinde 1 defa -2008- kazanabildiği Wimbledon ve hiç kazanamadığı US Open turnuvaları var, geriye kabus gibi bir sezon bırakmış olabilir. Sezonu Nadal için kabusa çevirmek adına, herşey Federer'in lehine görülüyor. Nadal'ın elenmesi motivasyonunu çok iyi kullanarak, avuçlarına altın tepside gelen Roland Garros'u kazanma fırsatını tepmemeli. Böylelikle 4 Farklı Grand Slam'i de kazanan -Career Grand Slam- 6. Tek Erkekler Tenis Oyuncusu olabilir. Diğer oyuncular, Fred Perry, Roy Emerson, Don Budge, Rod Laver ve Andre Agassi'ydi. Laver bunu 2 defa, Dodge 1 defa aynı yıl -Grand Slam'ın asıl tanımı- yapmayı da başardı. Federer, 2 Grand Slam Turnuvası daha kazanırsa, 13 olan bu sayıyı 15'e yükseltip, Sampras'ın 14'ünü de geride bırakacak.

Nadal, kimilerine göre Federer'den daha iyi görülse de, Federer'in 2005 - 2007 yılları arasında yakaladığı dominasyonu -üst üste 10 Grand Slam Finali ve 2004 Wimbledon'dan günümüze hala devam eden üst üste 19 Grand Slam Yarı Finali rekorları- yakalayamadı, üstelik de bunu kendi kortunda, var olduğu yerde kaybetti. Sadece 2008 yılında dominasyon sağlayarak ve 6 Grand Slam kazanmışken, gelmiş geçmiş en iyi tenis oyuncusu övgüsü alması zaten haksızlıktı, Laver, Sampras ve Federer'e.

Federer, Nadal'ın olmadığı bir ortamda şansını iyi kullanıp French Open'ı kazanmış olmakla, üç farklı -toprak, çim, sert- zeminde kazanan oyuncular listesine de dahil olup, tartışmasız, gelmiş geçmiş en iyi tenis oyuncusu olarak anılacak.

Bu istatistikleri belki de 1968 sonrası -Open Era- ve öncesi diye de kategorize etmemiz gerekebilir tenis tarihi açısından.

http://www.atpworldtour.com/tennis/5...ngles&x=24&y=9

Federer'in Roland Garros performansına da dikkat çekmek gerekir, Nadal'ın elenmesinden sonra. 2008, 2007, 2006'da Final'de, 2005'te Yarı Final'de Nadal'a, 2004'te R32'de Kuerten'e -3 defa Roland Garros Şampiyonu- elendiğini unutmayalım.

http://www.atpworldtour.com/tennis/5...gles&x=22&y=11

Federer'in Wimbledon'ı Nadal'a bırakacağını sanmıyorum bu sene.

Ek olarak, Ivanovic de beklentilerimi karşılıksız bırakmayarak, 4. turda veda etti Roland Garros'a, sert düşüşü devam ediyor.

31 Mayıs 2009

A. Eren Loğoğlu

24 Mayıs 2009

2009 Roland Garros, Ajde!



Roland Garros 2007 Finalisti, 2008 Şampiyonu Ana Ivanovic, ilk turda İtalyan oyuncu Sara Errani'yle karşı karşıya geldi. Oldukça zorlandı, ilk set 72 dakika sürdü ve tie break sonucunda Ana'nın oldu. İlk setin Ana için şöyle bir katkısı vardı, iyi bir hazırlık evresi olarak görmek mümkündü. 2. sete bu hazırlanma hali, olumlu yansıdı ve 2. seti daha rahat bir oyunla 6 - 3 kazandı Ana, böylelikle maçı da 2 - 0'a getirip bitirdi.

Sağ dizinde siyah "knee strap" denilen bir destek vardı, sorun var sanırım.

Çok fazla basit hata yaptı Ana, 2. sette return vuruşlarda çok başarılıydı, pek çok winner vuruş vardı kortta.

Ivanovic bu yılın favorisi gözükmüyor. 2008'de Final oynayan ve o dönem de geleceğin oyuncusu şeklinde bahsettiğim Dinara Safina, kanımca şampiyonluğun en önemli adayı, Madrid'i de kazandı, yanılmıyorsam. Ana ve Safina, Çeyrek Final'de karşılaşacaklar, eğer o noktaya kadar gelirlerse.

Ana'nın güzelliği yine göz kamaştırıyor, mavi rengini çalmış gökyüzünün.

Ajde Ana!

24 Mayıs 2009

A. Eren Loğoğlu

08 Haziran 2008

Ana Ivanovic ilk Grand Slam'ini kazandı



Ana Ivanovic 2008 Roland Garros Tek Bayanlar Şampiyonu...

2007 yılında Roland Garros Finali, Wimbledon Yarı Finali, US Open 4. tur, 2008 yılında Avustralya Açık Finali ve Roland Garros Şampiyonluğu. Bu süreç Ana'yı 9 Haziran 2008 WTA listesinde 1. sıraya yükseltecek.

3. Grand Slam Finali'nde duygularına hakim olmayı başardı Ana Ivanovic ve ilk Grand Slam zaferine uzandı. Tutkulu davranışlarıyla bütünleştirdiği tenis oynama yetisi, Ana'yı diğer oyunculardan farklı kılıyor. Soğukkanlı değil, olaylara anında tepki veriyor, hakemle tartışıyor, her kazandığı sayı sonrası Ajde diye bağırarak seviniyor, kimi zaman üzülüyor, oyundan düşüyor, üst üste basit hatalar yapabiliyor, kısaca oyunun psikolojik yönünde hala eksiklikleri var ancak yetenek ve güç kombinasyounda tartışmasız en iyi şu an. Forehand vuruşları Steffi Graf gibi olağanüstü, slice ve drop vuruşlar çok teknik ve etkili, ilk servislerini oyuna sokma yüzdesi ne zaman yüksek, o zaman hep rahat, return vuruşlarında inanılmaz yerlere topu gönderebiliyor. Tüm bunları yaparken çok da tecrübeli olmadığını, sadece 20 yaşında olduğunu hatırlatayım.

Ana Ivanovic kariyerine yeni başlıyor, üstelik Justin Henin gibi bir efsanenin bıraktığı yerden devam ederek.

Final maçından bahsetmeyeceğim, Safina iyi ve gelecek vadeden bir oyuncu, çok açık bu, güçlü, tekniğini daha da geliştirir ve buraları daha çok görerek tecrübe kazanırsa Ana'nın karşısındaki en önemli rakiplerden biri olur.

Ana'nın kariyerini 2005 Roland Garros'tan itibaren takip eden biri olarak, bu şampiyonluğa çok sevindiğimi belirtmeliyim. O kadar çok haketti ki buralarda olmayı, çok çalıştı, kendini çok geliştirdi bu 3 yılda ve Ana artık bir şampiyon, dünyanın 1 numarası.

Teşekkürler Ana.

Bundan sonrası için de Ajde Ana!

8 Haziran 2008

A. Eren Loğoğlu

04 Haziran 2008

Roland Garros 2008, Ajde Ana!



Nadal'ı hayretler içerisinde izliyorum, set vermeden ilerliyor. Nadal, gelmiş geçmiş en iyi toprak kort oyuncusu, tartışmasız, bu turnuvaya gelirken 110 toprak kort maçında 108 galibiyet almış, inanılmaz. Stockton to Malone konseptli Utah Jazz'ın Michael Jordan sebebiyle, gelmiş geçmiş en başarılı NBA takımlarından biri olmasına rağmen şampiyonluk görememesi ve hep 2. sırada kalması, Nadal'ın hep Federer'in arkasında 2. kalmasına benziyor çünkü Federer gelmiş geçmiş en iyi tenis oyuncusu, Sampras'ı çok seyretmiş biri olarak söylüyorum bunu, bir de asıl kriter olan başarıları var tabi ki. En iyi tenis oyuncusunun bir Grand Slam'inin eksik olması ve bunun için büyük çaba göstermesi gerekliliği ise çok etkileyici, heyecanlı. Hep Nadal kazansın, Federer çabalasın ve belki de kariyerinin sonlarında Jordan'ın Utah'taki big shot gösterimi gibi bir mükemmel son olsun istiyorum. Şimdilik erken Federer için.

Tek Erkekler'de Nadal-Djokovic karşılaşması var, süpriz olmaz sanırım. Djokovic en sevdiğim erkek tenis oyuncusu olsa da Roland Garros'da hep Nadal Federer'in karşısına çıksın isterim. Dün Djokovic'in maçı vardı, sadece ilk sete baktım biraz Ivanovic maçına denk geldiği için ve Novak çok zorlanıyordu. Gulbis'in sert ve etkili servis, ardından file önüne geldiği yalın oyun planı ilerleyen setlerde de etkili olmuş. Djokovic'in hala backhand drop ve backhand slice vuruşlarında zorlandığını gözlemledim.

Tek Bayanlar'da Ana Ivanovic, her ne kadar oyununu ve motivasyonunu önceki performanslarına göre beğenmesem de Yarı Final'e yükseldi, Jankovic'le karşılaşacak. Asıl sevindirici gelişmeyse Maria Sharapova'nın Marat Safin'in kız kardeşi Dinara Safina'ya yenilmesiydi. Safina çok etkili bir oyun ortaya koydu özellikle 2. sette. İlk sette inanılmaz dirençli olmasının karşılığını da almış oldu. Maria'nın elenmesiyle Ana'nın önü de açıldı kariyerinin ilk Grand Slam'ini alabilmesi için. Yine de Jankovic kolay kolay pes etmeyecektir ki Safina'nın da bu oyunuyla ciddi olarak Final için düşünülmesi gerektiğine inanıyorum, onun da karşısına Kuznetsova gelecek muhtemelen.

Umarım güzel, yetenekli ve genç Ana Ivanovic ilk Grand Slam'ini kazanır.

Ajde Ana!

Dipnot : Aklına Marat ve Dinara'nın soyadlarında neden bir A harfi farklı gibi bir soru takılanlar olabilir benim gibi, anladığım kadarıyla Slav dilleriyle ilgili bir kural sanırım A harfi eklenmesi.

Dipnot 2 : Ajde, Ana'nın sayı kazandıktan sonra sol elini yumruk yapıp çığlık atarken söylediği sözcük ve Haydi anlamına gelmekte. Bi nevi imza hareketi ve söylemi. Bu imza hareketinin bir de resmi logosu var, daha önce tenis oyuncularında logo kullanan var mıydı, bilmiyorum. Logo fotoğrafın sol alt kısmında görülebilir.

4 Haziran 2008

A. Eren Loğoğlu