Kolay değil, öyle kolay değil, hiç kolay değil.
Federer 2 - 0 geriye düştüğünde, zihnimden geçen sözlerdi bunlar.
Elenmemeliydi, 19 Grand Slam süregelen seri, Roland Garros, 14 ve 15. şampiyonluklar, gelmiş geçmiş en iyi oyuncu olmak vardı daha. Fedex bunları düşünmüştü muhtemelen ve 3. set, oyun 4-4 iken kazandığı avantaj puanıyla rakibinin servisini kırması, geri dönüşün başlangıç hikayesi oldu. Hikayenin kalanı önemsizdi, kazanılan 2 hızlı set gibi klasik bir kapanıştı çünkü.
0 - 2'den gelip 3 - 2 kazanarak Çeyrek Final'e yükseliyordu Federer, Fedex panoları önünde. Son topa vuruşundaki hırs görülmeye değerdi, bu defa sevgilisi ağlıyordu.
İlk 2 setteki durgunluğu, isteksizliği, tutukluğu -ne dersek diyelim- üzerinden atıp, böyle bir geri dönüşle Roland Garros'a sarılması çok önemli şu an. Belki de ilk anlar Nadal'ın elenmesi ve kendisine gelen şansın yarattığı baskıyı yaşadı. Zaten ilk seti tie - break sonucu, 2. seti de servis kırdığı halde, 2 defa servis kırdırarak kaybetti.
Şampiyon, olması gerektiği gibi, devam ediyor koşusuna, yolu açık olsun.
Roger'i yenmek kolay değil, öyle kolay değil, hiç kolay değil.
1 Haziran 2009
A. Eren Loğoğlu
Fenerbahçe:1-2:Galatasaray (Türkiye Kupası)
-
bazı
kelime-
ler
çok
güzel.
Can Yayınlarından çıkan Lügat 365'i okurken aklıma geldi son yılların en
"kavgalı" derbisini çok güzel kelimelerle anla...
15 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder