Roger, üst üste 23 Grand Slam Yarı Final seviyesine erişme başarısına da ulaşmış oldu Avustralya Açık 2010'da. Nadal, Amerika Açık 2009'ta olduğu gibi yine gelemedi Fedex'in karşısına. Formunun zirvesinde olmadığı zamanlar Federer'e denk gelmeyince, H2H istatistikleri de olumsuz yönde bir değişiklik göstermiyor Rafa açısından. Rafa, Roger'i yenebilmek adına kazandığı fiziksel gücün getirdiği sakatlıklarla uğraşıyor son 1 yıldır. Oyun yapısını ya da Fedex'i yenme stratejisini fiziksel güç üzerine kuran bir sporcunun dramı da denilebilir buna. Federer'in sağlık ve başarı anlamında yakaladığı sürekliliğin ne kadar değerli olduğu anlaşılıyor, zaman sonsuz akışı boyu yol alınca Nadal'ın öyküsünde.
Federer, daha ne kadar ve nereye kadar gider bilinmez, motivasyon ve konsantrasyonun çok önemli olduğu tenis sporunda. Birkaç Grand Slam daha kazanmak isteyecektir elbette, Wimbledon özellikle.
C'mon Fedex.
27 Ocak 2010
A. Eren Loğoğlu
27 Ocak 2010
23
01 Şubat 2009
Federer'in Gözyaşları
Federer'in tenisin artık teorik kusursuzluğa yaklaştığı bir dönemde, oyunun popülaritesinin artmış olması kaynaklı pek çok rekabet edeceği büyük oyuncularla da sık sık karşılaşması, teknolojinin oyuncuların fiziksel gelişimlerine etkisi, istatistikleri, 13 Grand Slam Şampiyonluğu, 3 farklı kortta da en üst seviyeye gelmesi, sadece toprak kortta belki de Tarihin Gelmiş Geçmiş En İyi Toprak Kort Oyuncusu Nadal'a denk gelip kazananaması, 26 yaşında ve muhtemelen 14'ü geçecek ve Roland Garros'u kazanmak için her şeyini ortaya koyacak olması, Roger Federer'i Tarihin En İyi Tenis Oyuncusu yapmaya yetiyor kanımca.
Avustralya Açık Finali bittiğinde çok üzülmemiştim ama Federer ödül töreninde konuşamayıp ağlamaya başladığında gözyaşlarına boğuldum. Sanırım sahneden inene kadar onu alkışladım ve sen en büyüksün, yarışmaya devam edeceksin, pes etmek yok dediğimi hatırlıyorum. Çok duygusal ve dramatik bir andı, sevgilisinin birleşen ellerinde ve gözlerinde, Roger'ın söyleyemediği sözcüklere saklanmış, Nadal'a sürekli kaybetmenin yarattığı bir dışavurum, belki de kariyerinin sonlarına yaklaştığının ve Şampiyon olabilmenin zorlaştığının farkına vardığı unutulmaz bir drama filminin mutlu sonla bitmeyen sahnesi gibiydi.
Federer ya bu çöküntü altında kalıp devrini tamamlayacak, ya da bu gözyaşlarının etkisiyle daha çok konsantrasyon sağlayıp küllerinden doğarak Wimbledon 2009 ve daha da önemlisi Roland Garros 2010 için asla hafife alınmaması gereken şampiyon yüreğiyle daha büyük bir mücadele gösterecektir.
Maç beklenildiği gibi olmadı kanımca. Federer, Nadal'ın Top Spin servislerine Backhand ile elinden geldiğince karşılık verdi. Ancak servisleri çok etkili değildi, beklenildiği kadar winner sayı alamadı. Akıl almaz derecede kötü vuruşları vardı, dağlara taşlara denilecek cinsten. Çift ve basit hataları da fazlaydı. Nadal'ın yorulmayacağı ve Verdasco maçının iyi bir Final provası olacağı tahminleri başarıya ulaştı.
Federer daha iyi bir oyuncu, Nadal daha iyi bir rekabetçi yorumu, bu rekabetin özetiydi kanımca.
Ağlamak ona çok yakışsa da bir devrin kapanışı bu sahne olmasın istiyorum, daha kazanılması gereken bir Roland Garros var.
1 Şubat 2009
A. Eren Loğoğlu
30 Ocak 2009
Yine Nadal - Federer, Tenisin Tarih Yeniden Yazılıyor
5 saat 14 dakika süren bir korku filmi gibiydi maç. Nadal, kazanmaya hep yakın olan taraf olsa da -özellikle son sette ilk servisi atmış olarak- Verdasco maçı sonuna kadar bırakmadı.
Maçın teknik analizine gelince, maç sonu ekranlara gelen istatistiklere bakmak yeterliydi. 25 - 76 Unforced Error bilgisi en belirgin olandı. Verdasco'nun müthiş performasını da 95 - 52 Winners bilgisinden okuyabiliyoruz. Yine Ace sayıları ve Serve Speed de Verdasco lehine önemli bir etkide bulundu maçın gidişatına. Maçın kaderini etkileyen ve istatistiklerde gözükmeyen ise son setin son oyununda yapılan 2 Double Fault idi.
Federer ve Nadal son 4 Grand Slam Finali'nin 3'ünde karşılıklı oynamış olacaklar, rekabetin boyutunun nasıl bir noktaya geldiğini görmek açısından, çok etkileyici bir bilgi bu.
2008 French Open Nadal - Federer 6-1 6-3 6-0
2008 Wimbledon Nadal - Federer 6-4 6-4 6-7 6-7 9-7
Tenis tarihinin en özel maçlarından biriydi Wimbledon Finali. Oyun süresi 4 saat 48 dakika, yağmur aralarıyla ekran başında oluş süresi ise 7 saate yakındı. Nadal'ın yorgun olacağı ve dominasyona uğrayacağı düşüncesine katılmıyorum, harika bir Final provası oldu onun için.
French Open dışında çıktığı her Grand Slam maçında Federer favoridir, Nadal bu maçı 3-0 kazansaydı da, şu an dünyanın 1 numarası, son 4 maçı Federer kaybetmiş olsa da, bu düşüncem değişmez. Galatasaray - Fenerbahçe rekabetinde bizim maç öncesi hep favori olmamız gibidir.
Tarihe tanıklık etmek, bu büyük rekabeti izlemek büyük keyif.
30 Ocak 2009
A. Eren Loğoğlu