03 Temmuz 2015

Uzamış Sakalı Fırlamış Kramponuyla: Arda Turan


VE ARDA TURAN BARCELONA’DA!
Türk futbol tarihinin en önemli transferi gerçekleşti. Rüştü Reçber 2003 Barça'sına -en kötü dönemlerinden- bonservissiz gitti. Arda Turan 2015 Barça'sına (tarihin en iyi takımı) €41m'ya.  Mesut Özil €50m'a Arsenal'a transfer olmuştu. Arda Milli Takım'da oynayanlar arasında en pahalı transferi yaptı bi' anlamda. (Çalhanoğlu kırmazsa) Ayrıca Arda, birçoklarına göre tüm zamanların en iyi futbolcusu Messi ile aynı takımda oynama şansına ve onuruna da erişecek.  Onun için uzaylı ifadesi kullanmıştı, demeçlerinde. Leo'nun yanı sıra Neymar, Suarez, Iniesta, Dani Alves, Pique, Busquets gibi pozisyonunun en iyi oyuncularıyla bir arada olacak. Daha Bravo, Mascherano, Rakitic, Pedro, Alba gibi kazanma karakteri yüksek isimler de var. Bunun adı seviye atlamak, boyut değiştirmek Arda için. Atletico (Simeone) çok özel bi' takımdı. Barça Madrid önünde La Liga kazanıp imkansızı başardı. ŞL finaline yürüdü, UEFA Kupası, Kral Kupası, UEFA Süper Kupa, İspanya Süper Kupası elde etmek gibi harika işler yaptı. Ama Barça. 2008 nüvesini hala taşıyan ve 7 senede 19 kupa elde edip futbolun oynanma biçimini değiştiren ve dünyaya model olan bi' takım. Bazı dönemler bazı takımlarla hatırlanır. Felsefeleri vardır. Gidişatı değiştirirler. 2005'ten sonrası Barcelona çağı olarak anlatılacak kitaplarda. 10 senede 4 ŞL, 7 senede 5 La Liga şampiyonluğu yaşayan omurga; Valdes-Puyol-Xavi jenerasyonundan Pique-Busquets-Messi'ye taşındı, arası ikisinde de yer alan Iniesta. 4 finalin dördünde de oynadı. Ve hala kazanmaya aç olduklarını söyleyen bi' arkadaş topluluğuna geldi Arda. Üst üste 2 ŞL kazanan ilk takım olmayı istiyorlar. Yeni bi' imza daha futbola. Xavi-Iniesta-Messi kombinasyonu 5 senede 16 kupa kazanmıştı. Devrettiler görevi. Messi-Neymar-Suarez tek senede 3 kupa. (6'ya yolu var şimdilik) Pique. Tecrübeli biri olarak 2014-15 sezonu bulunduğum en iyi soyunma odası atmosferine sahipti diyor. Belli ki devam edecekler yola. Pep Guardiola, tiki taka, İspanya Milli Takımı'nın 1 Dünya Kupası, 2 Avrupa Şampiyonası zaferi gibi argümanlar; içeriği daha da zenginleştiriyor. Artık Barcelona golü diye bi' şey var hayatımızda. Ya da pas futbolu. Japon kadın takımına Barcelona diyorlar. Topa sahip olmak deyimi sohbetlerin en can alıcı referansı. Thierry Henry. Barcelona tarzıyla oynamayı öğrenmek zaman alır, neredeyse yeni bir spor öğrenmek gibi bir futbolcu için diyor. Bu uyum çok zor Arda.

Buraya kadar kurguydu. Şimdi gerçekleşebilecek gerçekliğe dönüyoruz.

TEKNİK TAKTİK AÇILIM
Üçleme yapan takımdan en dikkat çekici ayrılık Xavi idi. 2206 dk. süre alan ve kadroda bu kategoride 14. sırada olan isimdi. Ama asıl olan Xavi'nin oyuna girdikten sonra kattığı sakinlik, topa sahip olmayı artırıp zaman öldürmesi (rakibin gerideyken hücum edememesi) faktörleriydi. Rafinha'nın süresini artırma, Samper'i A takıma yükseltme bir alternatif. Veya transfer. Orada da problem Pogba'nın önümüzdeki yaz gelecek olması. 2016 Ocak'ta 29 yaşına girecek olan ve Xavi'yle tarzı hiç benzemeyen Arda Turan'a €30-40m bandında bi' para verme fikri tepkilere yol açtı. Luis Enrique, Xavi sonrası -farklı tarz olsa da- mutlaka bi' orta saha istiyordu ve listesine 4 isim yazmıştı: Pogba, Koke, Arda Turan ve İlkay Gündoğan. Lucho'nun rotasyon takıntısı vardı ve geçtiğimiz sezonun ortasına kadar aynı 11'le sahaya çıkmayıp işler kötü gidince eleştiri almıştı. Takımın raydan çıkar gibi olmasıyla (+ Messi kriziyle) gala 11'e sarılıp üç kupaya uzanabildi. Elbette rotasyon, son düzlükte asların dinç kalmasını da sağlayacaktı. Aleix Vidal, Alves'i ve o kanadı rahatlatırken benzer hamleyi ön alanda Arda ile Iniesta üzerinde de düşünmüş görünüyordu Lucho. Arda tarz olarak Iniesta'yı andırıyor. Bi' alt sürümü denebilir. Teknik, kendine özel bi' sihri var, driplingle adam eksiltiyor, top saklıyor. Üçüncü bölgede en çok top kazanan hücumcuların başında geliyor. Bunun sebebi de zekası. Kayarak müdahalelerinde hep doğru zamanlama etken, oyunu iyi okuyor. O da Iniesta gibi (bi' nebze) geriye koşmakta zorlanıyor. Xavi kaldıramaz olmuştu ve Barça biraz da bundan bocalamaya başlamıştı. Rakitiç geldi. Atletico'da 442'nin sağ ve sol kanatlarında merkeze kayan bir orta saha gibi oynadı Arda. Koşu mesafaleri takımın en düşüklerinden biri. Sorun şu ki Arda net bi' merkez orta saha değil, kenar oyuncusu ama orta saha özellikleri ağırlıklı. Yani 433'te istenen box to box, her iki ceza sahasına maç boyunca bol bol gidip gelebilme kavramından uzak. Simeone de Arda'yı bu bölgede hiç kullanmadı, üçlü oynarken de sol öne attı. Barça'nın Neymar gelmeden önce Iniesta'yı bazen kullandığı gibi. Çok iyi bi' taktisyen olduğunu söylenemez Luis Enrique'nin. Takımın fizik kalitesini artırması, hırslı yapısı ve Suarez transferi çözüm getirdi. Barça yer yer topa sahip olma yer yer kontratak geçişini iyi harmanlayıp iki oyun stratejisini de uygulayabilmesiyle tekrar fark yarattı. Çünkü sahte 9 (Messi sağ forvet veya 10 numara ya da daha derinde orta saha gibi, kendisi karar veriyor maç içinde çözüm bulma adına) ve üçüncü bölgede sürekli pas yapıp boşluk arayan hücum seti zorlanır olmuştu. Özellikle bu sezon zayıf takımları bazen açamadılar. Xavi-vari bi' isimle eski düzendeki tempoyu kontrol, oyunu dikte eden bi' formata kavuşabilirlerdi gerektiğinde. Rakitiç-Iniesta ile yeni düzen zaten cepte. Lucho'nun Arda'yı seçmesi aslında MSN triosundan ötürü taç çizgisine açılan merkez orta saha (Iniesta-Rakitiç) tipine uymasından. Ana planı kuvvetlendirmek; Iniesta-Rakitiç'i yedeklemek istiyor. (Lucho istemiyor olabilir mi, bunu Bartemou söylüyor, yani yalan ifade kullanabilir mi? Sanmam. Çünkü ilk basın toplantısında Luis Enrique bunu ifşa edip seçimi kaybetmesine sebep olur. Bu risk alınamaz Barto için) Sezonun ilk yarısında sıklıkla denediği sistemi. (Transfer yasağı sebebiyle Arda Ocak’ta gelecek, yani Iniesta-Rakitiç’i 1-2 ay dinlendirebilir ancak, bu kadar kısa süre için böyle değerli rotasyon ismi büyük lüks ve anlamsız) Arda merkezde aksar.  Pedro'nun Ocak'ta ayrılma olasılığına karşı da -bonservisle- ön tarafa opsiyon oluşturuyor Arda. Iniesta gibi skorer kimliği zayıf ama. Lucho’nun arayış dönemlerinde Pedro içeren 4-2-4 ve 4-1-4-1 gibi hamlelerinde Neymar’ı sol, Arda’yı sağ bekine yardım ederken görebiliriz, uçta Messi ve Suarez, yan yana veya önlü arkalı. Arda’nın ısı haritası daraldığında –sağ çizgide kalıp orayı domine ettiğinde- verimi de artıyor. Barça'nın en çok forma şansı bulan iki ismi Messi ve Neymar. Cezası olmasa Suarez de üçüncüsüydü. Daha çok dinlenmeleri için Pedro yetmeyecek gibi. Munir A Takıma. Arda bi' upgrade değil mevcut 11’e. 29 yaşında. Çok pahalı bi’ rotasyon parçası. Yine de kimi isterse almayı hak etti Lucho, üçleme yaptığı sezonla. Muhtemelen Leverkusen maçının uzatmalarında Arda'yı hayranlıkla izlerken tamam dedi. Atletico'yu penaltılara taşıyan, 1-0'ı tutan performansı sipsinin, muazzamdı. Bence transfer hikayesi oradan başlıyor. (Tata Martino'nun kulübe verdiği ve basına yansıyan listede de adı vardı gerçi) Nisan ayındaki bir rapordan bahsediliyordu. Savaşçı kimliği ve büyük maçlardaki öne çıkabilme cesareti onun atletizm, hız gibi zaaflarını perdeliyor. 2013 yazında neredeyse Galatasaray’a dönecekken Arda kendine sadece iki senede başka bir yol haritası çizdi.

BAŞKANLIK SEÇİMİ
Barça’da yaklaşan bir başkanlık seçimi var. Bartomeu, Real Sociedad yenilgisi sonrası seçimleri açıklamış ve tesislerdeki ateşi düşürmüştü. Kalan beş ayda her şeyi silip süpürdüler ve bu hamle Barto’yu başkanlıkta ciddi bir aday haline getirdi. Seçime belirli bir süre kala görevinden istifa edip idareyi Yönetim Kurulu’na bırakan Bartomeu, görev süresinin dolmasına birkaç gün kala; Pedro, Alba, Alves ve Luis Enrique ile sözleşme yenileyerek sükse yapmış, Aleix Vidal’i de Sevilla’dan transfer etmişti. Barcelona’nın seçim sonuçlanana kadar transfer marketinde yer almayacağı düşüncesi hakimdi o tarihten itibaren. Öyle olmadı. Barça başkanlık yarışı Laporta vs Bartomeu savaşından vaat edilen Pogba v Koke transferine doğru evrildi. Çünkü Xavi'nin 6 numaralı forması boştaydı. Laporta, Mavi Fil hareketiyle Cruyff akımını (Ve Guardiola'yı) yeniden Katalunya'ya getirmiş (2003-2010) ve bugünlerin temelini atmıştı. Bartomeu, Rosell'in devamıydı. (2011 başarısı Laporta'ya 2015 ona yazılabilir) Ocak'taki kriz yönetimi üçleme getirince bundan biraz sıyrıldı. Eski havasını dinamizmini kaybetmiş görünüyordu Laporta. Şaşalı değildi. Raiola ile arası iyiydi Laporta'nın. Pogba çok oy getirirdi seçimde. Bartomeu ise ısrarla Luis Enrique'nin talep ettiği bi orta sahayla anlaştığını söyledi. Manşetler Koke, Isco, Parejo diye ilerliyordu. Koke’nin 2014 yazında Barça’yı reddettiği biliniyordu. Pogba potansiyeli daha yüksek bi' oyuncu, bu kesin. Koke ise (bekleneni vermede) daha az risk taşıyan bi' isim. Tercih etmek gerçekten zor. Koke €40m ederse (Atletico 60'a satar) Pogba €60m eder (Juventus 80'e satar) market bedeli üzerinden değerlendirecek olursak. (Arda ise €20m eder) Gereksinim eksenli. Pogba, Lucho'nun transition sisteme direkt etki eder. Koke, Xavi gibi yeri gelince oyun kontrolü-tempo belirleme sağlar. 2003'te Patrick Vieira mı Xavi mi diye sorsak çoğunluk ilkini söyleyecekti. Ama günümüzden bakınca futbol tarihi ikincisine özel sayfa açtı. Zlatan Ibrahimovic mi David Villa mı diye sorsak 2009'da azınlık ikincisi derdi. Ama 2011'den görünce ilkinin sınırlı katkı verdiği ortada. Fabregas "perfect fit" idi post-Xavi için, pas DNA'sı içeriyordu. Tutmadı. Rakitic ise düzenden uzaktı ve değişim geçişini harika sağladı. Örnekleri artırmak mümkün, karşıt/benzer. Potansiyel, verim, uyum ihtiyaç temelinde. Koke ve Pogba süslerken gazeteleri bomba Deulofeu ile patladı. Everton’a geri alma maddesiyle satılmıştı. Kıyamet koptu. La Masia’nın potansiyeli yüksek isimlerinden biriydi ve başkan belirsizken bu satışın gerçekleşmesi kızgınlığa sebep oldu. Yetki tartışmaları başladı. Benzer bir durum Barça B antrenörlüğü için de geçerliydi. Bartomeu çalıştığı dönemden kalma kulübün iç işleyiş zincirini hala kullanır görünüyordu.  O gizlenen orta saha için son dedikodu Arda Turan’dı. Sid Lowe, Arda’yı çok severim ama Bartomeu’nun başkanlık seçimi vaadi gerçekten Arda mı diyerek yaptığı iğnelemeyle meseleyi özetliyordu. Arda, bir Figo, Beckham, Ronaldinho veya Pogba değildi. Daha önceki vaatlerin ağırlığı altında kalıyordu. Guardiola, Puyol, Cruyff ve Xavi Laporta’ya dolaylı veya doğrudan desteğini açıkladı kampanya döneminde. Laporta’nın vaadi hala Pogba’ydı. (Barça Koke'yi alamazsa -öyle görünüyor- Xavi replacement olarak kesinlikle Valencia'dan Dani Parejo'ya yönelmeli Arda’ya değil. Pogba, sonraki sene daha makul bir plan.  Maç başına ort. pas sayısı (53) pas başarı yüzdesi (85) yüksek. Top saklıyor. Xavi kadar olmasa da mobil. Ligin en çok gol atan orta sahası.  Defansif contrubition gayet iyi. Box to box kıvamı, Rakitic-vari. 26 yaşı. Tüm alanlarda Arda’nın önünde esasında ama sipsi gibi kenarlarda oynama özelliği yok fazla. Sözleşme uzatmak üzere €50m buy out ile. (2017) 30-40 arası olur) Arda Turan'ın menajeri yeni kulübüyle protokol yaptığını söylüyor. Arda’nın Atletico Madrid’den ayrılığı kesinleşti. (Ya da bu tamamen bir menajer oyunu!) Tarih bile veriyorlar. 3-4 gün içinde. Yani 3-4 Temmuz civarı. Bahisler Barça'yı işaret ediyor. Katalan Radyosu Arda Turan’ın Barcelona ile anlaştığını haberlerini geçiyor. Laporta’nın Pogba hamlesine karşılık Bartomeu’nun çaresiz bir hamlesi gibi gözüküyor Arda ve komiteye bunu kabul ettirmek güçleşiyor seçimden önce. Pogba transferinin de önünü kesiyor esasında. Laporta, seçilirsem Pogba Barcelona’da oynayacak diyor çıkan haberler üstüne. Bu bir ön anlaşmanın olduğuna işaret. Bartomeu’nın sırf Pogba’yı ikna etmesi için transfer ekibinin başına getirdiği İtalyan Braida, Juventus yetkilileriyle buluşuyor hemen ardından. Fotoğraf servis ediliyor. Katalanlar anlaştık derken Juve kanadından anlaşmadık açıklaması geliyor. Anlaşılan hususun Pogba’nın bu yaz kimseye satılmayacak olduğu sonradan öğreniliyor. Arda kesin olarak Barcelona’da derken rüzgar tersten esmeye başlıyor. Arda'nın Barcelona tarafından resmi olarak açıklanması ve sözleşmenin son detayları seçim sonrasına (18 Temmuz) bırakıldığı yazılıp çiziliyor. Yönetim Kurulu bu riski almak veya bununla anılmak istemiyor ve Arda Turan tercihini yeni başkana bırakmak istiyor. Bartomeu’nun gölgesinin olduğu gazeteler Arda’nın alınmamasının büyük bir hata olacağını belirtip idare üzerinde baskı kuruyor. Oynamak için 6 ay beklemeyi göze alan Arda, transfer olmak için 18 gün daha beklemeyi göze alabilir yorumları yapılıyor. Laporta, Bartomeu’nun Arda operasyonun Pogba transferindeki başarısızlıklarına olan dikkati dağıtmak için olduğunu ve yapılacak transferlerde Messi’ye, soyunma odasına da danışılması gerektiğini söylüyor. Bartomeu, Pogba bu yaz gelmiyor ve Lucho başka birini istiyor diyor. Kılıçlar kınında durmuyor. Bu işin sonu nereye varır bilinmiyor. Laporta, seçime kadar –detayları finalize edip- Pogba’yı açıklayacağını söyledi son olarak. İtalyan kaynaklar Juventus’un Pogba’yı sadece Laporta’ya satacağını da manşetlerine taşıdı. Bartomeu kan kaybediyor. Ve Arda Turan sargı beziyle kapatılmış bir pansuman gibi, yaranın iyileşmesini beklerken Premier Lig’e doğru yavaş yavaş savruluyor.