Everton etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Everton etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

02 Ocak 2011

Ray Wilkins Sonrası Chelsea



11 Kasım 2010'da First Assistant Head Coach Ray Wilkins'in görevine herhangi bir gerekçe gösterilmeden son verildi Chelsea FC'de. Ve takımın o günden sonra çıktığı lig maçlarındaki istatistiği şöyle;

3 yenilgi, 4 beraberlik ve 1 galibiyet. Ertelenen iç saha maçları da Manchester United'a karşı ve 6 puan gerisindeler United'ın, bir maçı da eksik liderin.

Wilkins'in görevden alınmasından hemen sonra Sunderland ile evlerinde oynayıp 3 - 0 kaybetmeleri, içlerinde en sarsıcı olanıydı şüphesiz.

Bugün de Aston Villa maçında, 89. dakikada 2 - 1 geriden gelip 3 - 2 öne geçmelerine karşın, uzatmalarda yedikleri gol sonucu beraberlikle yetinmek zorunda kaldılar. Wilkins sonrası oynanan 8 maç içersindeki tek galibiyeti de 4 gün önce Bolton'a karşı almışlardı, Aston Villa maçıyla psikolojik eşiği aşabilirlerdi, başaramadılar.

İyi giden bir takıma müdahale etmenin ne denli tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin dersini veriyor bu olay bize. Chelsea'nin formasyonunda, oyuncularında değişen herhangi bir şey yok, üstüne Lampard ve Essien de sakatlıklarından döndüler ancak kağıt üzerinde olanla, soyunma odasının farkı da burda ortaya çıkıyor. Wilkins'in oyuncuları zihinsel olarak maç için ne kadar iyi hazırladığı söylenip duruyordu, bunun doğruluğunu anlamış bulunuyoruz.

Futbol sadece teknik, taktik işlerden ibaret değil, olmadığı için de böyle güzel!

Biraz da Everton;

Everton garip bir takım, belirli aralıklarla yükselip düşüşe geçiyorlar. Geçtiğimiz sezona da çok kötü başlamış, Arteta'nın sakatlıktan dönüşüyle müthiş bir ikinci yarı geçirmişlerdi. Landon Donovan da unutulmamalı, 6 ay kiralık oynayıp büyük katkı sağlamıştı.

Bu sezon da santrfor bölgesinde Cahill'i oynatmak durumunda kaldılar, 4 - 6 - 0 benzeriydi sistemleri, bunu oynamak da çok kolay değil, Donovan olduğunda sistem iyi işliyordu. Savunmada Jagielka'nın uzun süreli sakatlığı, Lescott'un City'ye ve Yobo'nun Fenerbahçe'ye satılması da diğer aksaklıklardı. Aslında çok iyi oyuncuları var Moyes'in, Saha, Pienaar, Arteta, Cahill, Fellaini, Bilyaletdinov, Baines, Jagielka gibi ancak hiçbir sezon en üstlerde kalacak bir süreklilik yakalayamadılar.

2 Ocak 2011

A. Eren Loğoğlu

20 Şubat 2010

Moyes ve Everton Gerçeği



10 gün arayla Chelsea ve Manchester United'ı yendiler. Son 2 yılı 5. olarak bitirdiler, Big Four'un arkasında. Bu sezon Liverpool'un düşüş gösteren performansıyla, 4.lük şanslarını zorluyorlar. Geçmişi çok köklü, kazanma kültüründen beslenen Everton adına bu başarılar yeterli görülmüyor olabilir ancak Moyes küçümsenmemesi gereken bir iş gerçekleştiriyor.

Kurgusunu, savunma ve hücumu birlikte yapabilen, İngiliz futbolunun temel özelliklerini -hızlı paslaşma ve kanatlara inme gibi- sürekli kullanan, temposu düşmeyen, sabreden, çok mücadeleci bu takım, alkışlanmayı fazlasıyla hak ediyor.

Orta sahada, çok üst düzey olmasa da hücumu daha çok düşünen oyuncuları tercih eden Moyes, transfer tercihlerinde artık pek de yanılmıyor. Donovan yapıya çok uyan bir isim, örneğin.

Arteta, Cahill, Pienaar, Osman, Bilyaletdinov, Fellaini gibi olağanüstü bir hücum gücü, bu yapıya uçta eklenen Saha, Donovan ve Yakubu. Geriden onları destekleyen Neville ve Baines. Savunmanın merkezinde biraz sıkıntıları var, bunun sebebi de Jagielka'nın sakatlığı ve Manchester City'ye giden Lescott. Distin'in Lisbon maçında yaptığı hata, turu da zora soktu UEFA Avrupa Ligi'nde. Heitinga, Yobo ve Senderos alternatifleri bu bölgede. Kalede ise iyi bir kaleci, Howard bulunuyor. Duran topları Baines kenarlardan, Arteta karşıdan kullanıyor, çok etkili her ikisi de, Arteta sakatlıktan yeni döndü ve alışma sürecinde. Takımda benzer hücum özellikleri olan çok oyuncunun olması ve her birinin formu, Arteta'yı savunmaya biraz daha yaklaşan bir göreve yönlendiriyor.

Benzer bir başarı tablosu çizen O'Neill ve Aston Villa'dan uzak durup -güzel oyun izleme sevdasından ötürü- Moyes ve Everton'ı izlemek çok büyük futbol keyfi sunuyor bu aralar, takibe devam etmeli!

20 Şubat 2010

A. Eren Loğoğlu