12 Şubat 2012

Dört Sene Üst Üste Şampiyonluk Hayaliyle Batan Gemi



11 Şubat Osasuna 3-2

İlk Yarı

----------------Valdes---------------
Alves----Pique-------Puyol-----Abidal
----------------Javier---------------
---------Thiago-------S Roberto------
---Messi-------------------Pedro-----
----------------Alexis---------------

Kral Kupası'nda finale kalıp derin bir nefes almasından sonra -Pep yeni sözleşme için bence bunu bekledi, yakın zamanda açıklanır- lige tamamen odaklanacağız, 7 puan fark önemsiz, sonuna kadar savaşacağız söylemleri vardı Katalan medyasında.

Hafif sakatlığı olan Xavi'nin ve geçen hafta son anlarda oyuna giren Iniesta ile ikinci yarı sahaya çıkan, en ufak fiziksel sorunu gözükmeyen Fabregas'ın ilk 11'de olmamasının üç cevabı olabilirdi:

1 - Üç gün sonraki Şampiyonlar Ligi'nde oynanacak Leverkusen maçı sebebiyle rotasyon.
2 - Mevcut orta saha üçlüsünün Kral Kupası'nda Pamplona'da 1-2 biten maçta da kullanılması.
3 - Madrid'i yakalayamayacağına olan inançsızlık.

Ya da üçünün birleşimiyle oluşan bir sonuç. Sahada klasikleşen 4-3-3 vardı ancak teorik kusursuzluk oranı (5-0 biten El Clasico'ya göre - zirve- pozisyon / oyuncu seçimi) 6/11 idi yalnızca. Son dönemler baz alındığında iyi bile sayılabilirdi yüzde ancak 3-4-3 ve rotasyondan ötürü artık ritm tamamen kaybedilmiş, bazı oyuncuların form seviyesi dibe vurmuştu.

Barça son 11 maçta üst üste iki karşılaşma kalesini gole kapatmayı başaramadı. Bu süreçte sadece 2 maç gol yemezken ağlarında 13 gol gördü. En temel sorunlardan biri takım savunmasında. Puyol son maçlarda yaptığı spektaküler hareketler, attığı goller ve hücuma çıkışlarıyla göz boyasa da (mücadeleci ruhunu asla kaybetmedi, yanlış anlamayın) savunma ve kademe kısmında tel tel dökülüyor. Verilen her pozisyonda, gol olarak değer kazanan her topta Puyol'un hataları dikkat çekiyor. Ayağı kayıyor, ağır kalıyor, ne ararsanız var. (Bunların hiçbiri elbette o değerli kariyerini zedelemez, sadece tespit yapıyorum)

Nisan'da 34 yaşına girecek olan kaptanın kanımca Barça gibi en üst seviyede futbol oynanan bir takımda sürekliliğini koruması olanaksız, mutlaka sırıtacak ve bu tür puan kayıplarına sebep olacak. Pep onun 40 yaşına kadar oynayacağını ve çok ağır bir sakatlıktan döndüğünü ifade ediyor. Maç esnasında yanlışlarını görme ve inat etmeme hususunda çok tutarlı olan Pep'in Puyol'u 45. dakikada oyundan alması aslında kendisiyle uzun zaman sonra çelişmesinin de bir işareti. Elbette burada üçlü savunmaya dönmek için stoperlerden birini çıkarma zorunluğunu da hatırlatmalıyım.

İkinci Yarı

----------------Valdes---------------
-----Alves------Pique------Abidal----
----------------Javier---------------
---------Thiago--------S Roberto-----
----------------Messi----------------
----Cuenca-----------------Tello-----
----------------Alexis---------------

45 dakikada bekleneni veremeyen diğer isim Pedro. Sezonun en büyük hayal kırıklığı. Elbette Alexis transferi sonrası bunun gerçekleşmesi rastlantısal değil, mental bir yanı var fiziksel olduğu kadar. Sakatlıklar da yaşadı. David Villa da olmayınca -özellikle deplasmanlarda bu ikili çok önemliydi, oyunun kenarlara yayılması ve Messi'ye boşluk yaratılması açısından- son iki ay Barça açısından derin sıkıntılarla geçti.

Pep'in Cuenca ve Tello ile başlamayıp büyük bir hata yaptığı da ortaya çıkıyor esasında. Her ikisi de harika performans sergiledi.

Burada elbette bir başka övgüye vurgu yapmalıyız; Ligde en yakın rakibinden 7 puan geride, üstelik bu takım düşman Real Madrid ve başında Katalunya'nın nefret ettiği Mourinho var, Osasuna ile -5 derecede, buz pistinde bir maç oynuyorsun, devreye 2-0 yenik giriyorsun ama devre arasında oyuna Xavi, Iniesta'yı değil Cuenca, Tello'yu alıyorsun. Barça budur işte. Barça'nın bir kulüpten daha öte olması budur. Farkındalığı budur. Kazanmanın her şey olmadığını kazanırken bir felsefeniz bulunması gerekliliğine dair en güzel vurgu budur. Pep Guardiola yine kendisine yakışan olağanüstü bir iş başardı bu değişikliğin altında gizlenen o derin algıyla. Birçoklarının anlam veremeyeceği futbol bakış açısıyla. Verilmek istenen ders ile.

Bu sezon sık kullanılan ve bazı maçlarda anahtar vazifesi gören -Cesc'ten ötürü- üçlü savunma yine iş gördü. Topla oynama % 67'lerden % 75'lere kadar çıktı. Valdes'in pas hatasında -zemin etkiliydi- yenilen karambol golü ve direkten dönen top dışında tehlikeli pozisyon görmedi kalesinde Barça ikinci yarı. Bunun yanı sıra uzun süre sonra dikine hızlı oynadı, pas akışkanlığı sağladı ve rakip kaleyi ablukaya aldı.

Pep, son iki ayda en az Puyol kadar kötü olan Pique'ye de daha fazla tahammül edemedi. Biraz da Fabregas'ı oyuna alması gerekiyordu hücum bölgesinde 3-2 sonrası gelen durgunluğunu bozmak için. Tartışmalı ofsayt kararıyla sayılmayan gol, Tello'nun plasesi ve Cesc'in kafa şutlarından sonuç çıkmadı. Kaleyi bulan 8 şutu vardı Barça'nın ama bu kez gerçekten ender gelişen Osasuna atakları verimlilik gösterdi ve kaleyi bulan 3 şutları da gol oldu. Bu maçın özelinde biraz şans da Katalanların yanında değildi.

Guardiola döneminde Barça ilk kez bir ilk yarıyı 2-0 geride kapattı. 2008-2009 sezonunda oynanan ve 3-3 biten Villarreal maçından günümüze ilk defa Pep'in Barça'sı ligde üç gol gördü kalesinde. (Ki o maç da şampiyonluk kutlamasına denk gelmiş, rehavet havasındaydı) Puyol'un 57 maçlık yenilmezlik serisi sona erdi. (2010 Inter, 1-3)

Barça ligi kaybetti. Zaten ısrarla üç aydır fikstür dezavantajı üzerinde duruyorum sırf bu tür kazalar olacak diye. Keza Madrid'in son haftalara kadar dişe dokunur bir deplasman maçı gözükmüyor. Bunun yanında sezon başından beri Barça'ya dair pek çok kez ritm bulamadığını, 8-0'lık skorların yanıltıcı olduğunu, işlerin iyi gitmediğini dile getirdim. El Clasicolar bütün gerçekliği gösteren bir tablo sunmamıştı bize asla.

Alexis transferinin yanlışlığı -en uçta başarılı olsa da, kenarlarda Pedro/Villa etkisi yok, topu ayağında fazla tutup top kaybına ve haliyle az topa sahip olmaya sebebiyet- Cesc transferinin takımı 3-4-3'e zorlaması, Puyol & Pique'nin form durumunun giderek kötüleşmesi, Pedro/Villa'nın yoklukları temel etmenler olarak göze çarpıyor La Liga'daki kötü gidişin açıklaması adına. Pep'in rotasyon hastalığı -Thiago'nun çok fazla süre alması, bence burada babası ve menajeri Mazinho'ya verilmiş bir söz var, yoksa ayrılacaktı- da bir başka can alıcı unsur.

En çarpıcı faktör ise Messi. Son 6 maçta 1 gol (3 beraberlik 1 yenilgi) atabildi. Standartlarının çok altında. Eskiden olduğu gibi son vuruşlarda yeterince soğukkanlı değil, karşı karşıya akıl almaz goller kaçırıyor, ona yakışmayacak. Karar verme anlarında en doğruyu bulamıyor. Top kaybediyor, çalım atarken ilk adama takılıyor, sezonun bitmesine üç ay var ve şimdiden 6 sarı kart gördü. (Pep era en yüksek) Hakemlerle ve kendisine faul yapan oyuncularla diyaloga girmeye başladı. Sebep ne, ne oldu da bu noktaya gelindi?

Kasedi geriye saralım. Pepe'ye yaptığı faul sonrası tribünlerin onu desteklemesine. Messi hakeme özür niteliğinde bir el salladı ve sarı kartını aldı. Pek görülen bir hadise değil elbette, genelde ona faul yapılır ve rakip kart görürdü. Rollerin değişmesi ve bunu sağlayan ismin Mourinho olması yine akıl oyunlarını sahneye taşıyor. Messi'nin zihnine girmeyi başardı Portekizli, özgüvenini zedeledi, onu yıprattı, bezdirdi, soğuttu bir parça, mental olarak yaraladı, diğerlerine benzetti, içine nefreti aşıladı, güzel olanı kirletti. Elbette yazdan bu yana insanlık dışı bir şekilde sürekli maç oynadığını da belirtmeliyiz. Fiziksel olarak da yorulmaya başladı.

Alexis'in sayılmayan golü, Osasuna'nın ikinci golündeki ofsayt ve Alexis'in skoru 3-3'e getirecek dokunuşunda çalan düdük -S Roberto'nun kafasına temas yoksa karar yanlış- İspanya Futbol Federasyonu'nun Barça'yı bu sezon zaten şampiyon yapmayacağının açık ifadesiydi.

Süper Kupa ikinci ayaktan sonra Marcelo'ya ceza vermemişlerdi, Kral Kupası ilk ayaktan sonra da Pepe'yi affettiler. İlk vukuat değil, 5-0 biten El Clasico sonu Ramos 1 maç ceza almıştı. Hakemlerin hangi takımı koruduğu verilen penaltı sayısından öğrenilebilir. Yine geçen yaz Mourinho, Tito'nun gözüne parmağını sokmuş ve 2 maç ceza ile ödüllendirilmişti. Marcelo'nun Fabregas'ın bacağını kırma girişiminde hata görülmedi.

AS genel yayın yönetmeni "hakemleri Madrid insanları atıyor ve Real bundan yarar sağlıyor" şeklinde cesur bir açıklama yapmıştı. Kimse dikkate almadı bunu ve her El Clasico sonrası Mourinho yüzsüzce suçu hakeme attı. Gözlerinin önünde gerçekleştiği halde düdük çal(a)madılar oysa . Ligin daha ortası ve Barça'nın verilmeyen altı penaltısı vardı.

Bundan sonra ne olacak? Dört hedef kaldı:

1 - ŞL şampiyonluğu
2 - Kral Kupası
3 - Camp Nou'da Madrid galibiyeti
4 - Camp Nou'daki El Clasico'ya Madrid'in şampiyon olarak gelmemesi

Son üç olasılığın gerçekleşeceğini düşünüyorum ancak birincisine dair artık ciddi şüphelerim var. (Kura önemli) Barça bu formsuzluğunu atamazsa ve 7-8 oyuncunun sabit kaldığı (Valdes, Alves, Javier, Abidal, Sergio, Xavi, Cesc, Iniesta, Messi kesin olmalı ilk 11'de) bir rotasyon bulamazsa çift maçlı eleminasyon da onları kurtarmaz. Kral Kupası'yla yetinir Katalanlar bu durumda. Mourinho ve Madrid bence ŞL'de de bir adım öne geçti ve favori. Hatta bir öngörüde daha bulunayım. Puyol & Pique böyle devam ederse sezona -Torres ve Villa da yok- İspanya, 2012'de Avrupa Şampiyonu da olamayacak, hoş geldin Almanya ve hızlı geçiş futbolu.

8 Şubat Valencia 2-0

----------------Pinto----------------
Puyol----Pique-------Javier----Abidal
----------------Thiago---------------
---------Xavi---------Cesc-----------
---Alexis------------------Cuenca----
----------------Messi----------------

Ligde 2-2 biten Valencia maçında koridora dönen sağ bölgenin kontrolü ilk maçta olduğu gibi yine Puyol'da. Savunma için böyle kritik bir önlem alan ve Alves'i kenarda tutan Pep, orta sahada ise garip bir tercihle karşılıyor bizi, ön kesici Thiago.

Madrid'in 2-2 biten Kral Kupası maçında öğrettiklerini sahaya yansıtıyor Valencia ilk 15 dk. ve daha önce ofsayt bozmak ne demek hiç karşılaşmamış olan Thiago ofsaytı bozuyor savunmanın içinde kalıp. Net fırsattan yararlanamıyor konuk ekip. Ön alan baskısının ödülünü alamıyorlar.

Messi'nin repertuarına eklediği dikine uzun pas ile Cesc golü atıyor ve Barça kendi standart oyununa, tiki-takaya dönüyor. Kaçan onlarca pozisyon sonrası.

Guardiola'nın Barça'sı 2008'den bu yana oynadığı 26 çift maçlı eleme turundan 24'ünde kazan taraf oldu. Pep'in Barça'sı dördüncü sezonunda 12. ve İspanya Kral Kupası'nda 3. finalini oynayacak.

Rakip Athletic Bilbao. Pep'in önünde saygıyla eğildiği ve her fırsatta övmekten çekinmediği Marcelo Bielsa'nın takımı. Kolay olmayacak. Yer ve tarih belli değil. Mayıs sonu ve büyük bir stadda olsun isteniyor, taraftar potansiyelinden ötürü. 2009'da Mestalla'da karşılaşmışlardı. (1-4) Bu sefer Camp Nou ya da Bernabeu olabilir.

Barça'nın 25, Bilbao'nun 23 Kral Kupası bulunuyor.

4 Şubat Real Sociedad 2-1

----------------Valdes---------------
Alves----Puyol-------Javier---Adriano
----------------Jonathan-------------
---------Thiago---------Cesc---------
---Cuenca-------------------Tello----
----------------Messi----------------

Önümüzdeki yılların Barça'sından kesitler. Merkez orta saha Thiago ve Cesc. (Iniesta da olacak elbet) Kenarlarda iki genç isim deneniyor. Tello'nun hızı göze çarpıyor, o da yetenek kokuyor. 2-0 öne geçtikten sonra anında golü yiyip son anları krize sokan bir takım, tecrübeden yoksun. Sergio, Abidal ve en son Pique (Busquets sakatlanınca) oyuna girenler.

1 Şubat Valencia 1-1

----------------Pinto----------------
Puyol----Pique-------Javier----Abidal
----------------Sergio---------------
---------Thiago-------Cesc-----------
---Cuenca------------------Alexis----
----------------Messi----------------

Sağ bek bölgesinde Puyol önlemi, soldan bindirmelerle pozisyon bulan Emery'nin takımı için. 5 stoper içeren bir takım eleştirisi bile getirilebilir, kupa formatı olarak düşünüldüğünde bir nebze makul.

Barça geriye düşse de Mestalla'da en iyi maçlarından birini çıkarıyor. Messi penaltıyı kaçırmasa rövanşa gerek bile kalmayacak. (20/27 gol/penaltı oranı, zaten iyi bir penaltı atıcısı olmadığını her daim dile getirdim, penaltıcı C. Ronaldo, Ronaldinho, Rivaldo, Shearer gibi olur)

12 Şubat 2012

A. Eren Loğoğlu

8 yorum:

Adsız dedi ki...

e artık hepsini birarada istemek de her zaman olmuyor hele xavi iniesta puyol la mansianın üç atlısı aksadı mı ya sakatlık ya yorgunluk ve messi bu yiğitlerin desteğinden uzak kalınca zorlanılıyor.bu yüzden la mansianın atlılarının muadilleri hemen bulunmalı zira bu insanlar da etten kemikten yapılma.ben de büyük üstad beilsa ile peenin karşılasmasını dört gözle bekleyeceğim...local heroooooooo

hariçten gazel dedi ki...

madriti şampiyon yapmak isteyenler amacına ulaştı gibi..bunun yanında ispanya euro 2012 de şampiyon olamayacaktır.bence bu kesin.madriti destekleyen hakem ve ceza komitelerine barçayı oyundan düşürdükleri! için bir ders olur belki!iniesta yı bilmem ama xavi fabregas busquets eski varlıklarını vermezler orya.villa da yok.lorente ve torres de yetmez .....barçanın kupa ve cl yi alması için iniesta ve xavinin limitlerinde olmaları lazım.messiye gelince .mourinho değil de hakemler onun aklına girmiş.nasılsa çalmıyorlar diye extra hareketi yapmaktan kaçınıyor.defansın durumu da malum.bence 3-4 3 zorunluluk oldu.hatta 2-5-3 ...osasuna maçında geleni yediler.zemin de berbattı.barça o zeminde bence 2.yarı iyi oynadı. selamlar

Adsız dedi ki...

takımın ve messinin etkinliği xavi iniesta alvezin bir arada oynatılmasıyla eski haline döner.defans ve forvetin aksamasının nedeni orta saha yapısının nedenli nedensiz değiştirilmesidir.barça aynı barça.
genç oyuncular da bu yapıyla takıma tutunurlar.sergi roberto xaviyle oynar ama tiagoyla oynatılmamalıydı .özellikle osasuna gibi içerde etkili oynayan bir takıma karşı.rotasyon maçı kopardıktan sonra yapılmalı deplasmanlarda.mes que un club.visca ell...barca.

Hikmet KESKİN dedi ki...

Siz İspanya futbolunu Türk futbolu sandınız sanırım. Yok Real Madrid'i şampiyon yapacaklarmışta, yok Barcelona'nın verilmeyen penaltıları varmışta, yok bilmemne. Siz Real Madrid'in maçlarını seyrediyor musunuz? Şu anki Real Madrid ile Barcelona'nın oyunu bir mi? Barcelona iyi oynayınca süper takım, Real Madird oynayınca hakemler.. Tam Türk zihninden çıkacak fikirler. Hele Mourinho'nun Messi'yi yıpratma olayları var ki hiç girmiyorum..

murat4 dedi ki...

Madrid e koyu oynuyo dyen yok zaten, hekemler BARCA nin gollerini vermiyo - kasti veya degil - . bu konu da XAVI de aciklama yapti gecenlerde " cok hakem hatalarina maruz kaliyoruz, gecen senelerde lehimize de kararlar oldu ama bu sene aleyhimize karar cok fazla" dye. en son, sicak ornek, osasuna maci 2-4 bitmeliydi. BARCA nin iki golu osayt - ki degil di - diye verilmedi ve osasuna bir golu de ofsaytty. ozet izlerseniz acik ve net bi sekilde goruluyor 3 gol de... selamlar

Adsız dedi ki...

madrit kötü oynuyor diyen yok.amakarşısında oynayan!bir takımolunca-mesela levante-bir şekilde ya kırmızı ya penaltı devreye giriyor.madrit levante maçında tam havluu atacakekn hem penaltı hem kırmızı geldi.yoksa levante bence madrite yenilmezdi.ama öyle bir anda kart geldikipenaltı ballı börekoldu.atletico maçında da aynısı olmuştu.penaltı kart 0-1 den 4-1...dün de penaltıkart 0-1den 4-2.ramos un tekmesi vs vs...

hepedna dedi ki...

barcelonanın 2 ofsaytına gol verselerdi, hakemler adil bir yönetim göstermiş olurlardı. osasunanın golü ofsayt değildi, o pozisyondan sonraki pozisyon gol oldu.(indirekt etki) işlerine gelmeyen hakem kararlarını sıralayanlar osasunanın ofsayt diye kesilen kaleciyle karşı karşıya kalıp farkı arttırabileceği pozisyonu niye söyleyemiyorlar.(direkt etki)
ama şunu söylemek lazım. ilk yarı ardarda 2 el kontroluyle alexisin ağlarla buluşturduğu topu da gol saymalısınız ki bu durumda barcelonanın maçı 5-2 kazandığını farzederek kendinizi daha fazla tatmin edebilirsiniz.

Adsız dedi ki...

madrid e hakem desteği var ulusoy istifa!!! ergen yuvası olmuş burası da madrit yazanlar falan.