25 Aralık 2014

Muhakeme

Ne kadar anlatırsan anlat
Dinlemez seni
Enseni kavrayan endişe
Sarar çepeçevre stratosferi
Olan biten
Bir ikindi üstü
Kibrit kutusu büyüklüğünde
Dumanında boğulur ateşi yakınca
Kül bulutunda kaybolan sine

Kararı kesin
Asılı mahkeme duvarına
Arar durur parçaları
Bulamayacağına ikna olup
Kuyruklu yalandır
O an kendine bunu söyler
İnanmaya endeksli borsa ekranına bakınca
Bir his denemez buna
Çünkü bir his yaşanmadan bilinmez
Noktalar birleşmeden elde edilmez doğru
Ama yanlışı ayırmak kolaydır birbirinden
İnsanı parçalamak
Dağıtmak edebi ve edebiyatı
Virgüller saçılır etrafa
Hiç sevilir mi ortasında kesilen cümleler
Yıldızlara parlaklığını veren yakınlık olmasa

Farklılık belirler uyumun uykusunu
Tulumu giyince artar sıcaklık kışın
Hayatında bulunması gerekmez arkadaşın
Yaşın yetmez bir ömrü tüketmeye
Bir sen varsın işte
Bir de varlığın çalışma masamda
Çizikler çizimler karalamalar yaralamalar
Koluma sürdüğüm rengi kırmızı alkol
Dönüp dolaşıp aynı yere yanaşıyor uzaydan gelen kalem
Orası onun huzur istasyonu
Gök anlamını yitirdi
Yokuş aşağı yuvarlanmadan mutluluk
Kavrasa da gizemini yer çekimi
Sevmek çok beklemenin fermantasyonu
Size de öğretirler...
Siz de belki geç zaman öğrenirsiniz...

25 Aralık 2014

Eren Loğoğlu

Hiç yorum yok: