13 Kasım 2008

Siyah Zamanlar



İlk 30 dakika Galatasaray'ın görüntüsü şu ; deplasmanda 0-0'ı korumaya çalışan tipik bir Anadolu takımı. Kendi yarı sahasında topun gerisine geçme anlayışıyla bekleyen 7 oyunculu alan savunması, buna ek olarak hücumda çoğalamayan, oyun akışı sonucu rakip sahada sadece 2 oyuncusu bulunan, hücum organizasyonları geliştiremeyen, üst üste 3 pas yapamayan, rakip yarı sahaya yerleşemeyen, topla oynayamayan, tehlikeli bölgeye topu taşıyamayan, pozisyonu olmayan bir takım.

O kadar acı ki bu resim, o kadar çok üzülüyorum ki bu duruma. Kadroya, formasyona bakıyorsunuz, 4-2-3-1 devam ediyor. Orta bölgede baskıya çare olması beklenen Topal sahada. Arda, Lincoln, Kewell'i yedeklemesi düşünülen Aydın da sahada. Savunmanın merkezinde Meira - Servet ideal ikilisi, sağ bek Sabri, sol bek Volkan, önlerinde Ayhan da var. Lincoln ve Baros, Skibbe'nin oyun felsefesinde olması gereken yerlerde. İdealin dışındaki tek parça Ferdi. Arda veya Kewell olsa Ferdi'nin yerine gayet ideal bir kadro.

Neden olmuyor peki, Galatasaray neden Gerets ve Kalli döneminde olduğu gibi oyuna fırtına gibi giremiyor, neden oyuna hükmedemiyor, ilk 20 dakika 3-4 gol pozisyonu bulamıyor, neden deplasman takımı anlayışında ???

Skibbe böyle istiyor çünkü. Benfica maçının 2. yarısıyla bu düşüncesinden vazgeçiyor görünüyordu. Savunma daha ileride kurulmuş, dönen toplar sürekli kazanılarak hücum şansları doğmuş, böylelikle rakip sahaya yerleşen, dar alanda baskı da yapan Galatasaray bir zaferle dönmüştü Portekiz'den. Sonraki Fenerbahçe maçını psikolojik nedenlerin çok baskın olması sebebiyle teknik olarak değerlendirmemiştim, Skibbe'nin pek de çözüm üretebileceği bir maç değildi, haksızlık olurdu Kadıköy'e dair eleştirilerde bulunmak, çok başka etkenler vardı.

Ancak bu akşam görüldü ki Skibbe kendi oyun felsefesinden vazgeçmemiş, bizleri yanıltmış, gelecek adına çok karanlık bir resim bu.

30 ve 45. dakikalar arasında savunmayı biraz öne çeken, biraz ileride rakibe basan, rakip sahaya yerleşen takım, kıpırdanma eğilimleri gösteriyor. 2 de gol pozisyonuna giriyor. Bu anlayış tüm maça yayılabilse, çok daha organize ve yetenekli oyuncuların tehlikeli bölgede topla buluşmasını sağlayacağız.

Peki bu farklılık neden? İlk 30 dakika, ilk yarının son 15 dakikası, iki farklı oyun anlayışı. Skibbe bu soruna çözüm bulmalı. Bu anlayış farklılığı oyuncu inisiyatifleriyle veya rakibin oyundan düştüğü anlarla açıklanmamalı.

2. yarı ise bu farklı iki oyun anlayışının anlamsız bir şekilde iç içe geçtiğini gözlemledik. Belirgin bir zaman dilimine yayılmadan 2-3 dakika yarı sahamızdan çıkamazken, sonraki 2-3 dakika ise dönen topların kazanıldığı ve rakip yarı alanda daha çok yer alan bir takıma dönüştük. Bu tutarsızlığın ana nedeni, oyuncuların Skibbe'nin söyledikleriyle, kendi sahaya koymak istedikleri arasında kalmaları kaynaklı olabilir. Arda'nın oyuna girdiği 60. dakika ile 70 dakika arası rakip sahaya yerleşip, iyi organize olarak pozisyonlar bulduktan sonra, 70 - 80. dakikalar arası tekrar duraksama sürecine geçildi. Bu süreçte Aghahowa ile ciddi fırsatları da değerlendiremedi Kayserispor. Son 10 dakika ise bu sezonun önemli artılarından olan duran top katkısıyla bir baskı oluşturuldu rakip yarı sahada, gol de bunun sonucunda kazanıldı.

Aydın'dan bahsetmek gerekiyor. 22 oyuncunun en kötüsüydü kanımca. Fizik gücü 1. Lig düzeyinde değil, sürekli top kayıpları, cılız pas ve şutlar, ikili mücadelelerin tamamına yakınını kaybetme, top kazanamama gibi temel futbol unsurlarının hiçbirinde başarılı olamadı.

Pek çok taraftar, Mehmet Topal, Barış gibi mücadele gücü yüksek oyuncuların dönmesini bekliyor. Unuttukları bir şey var. Mehmet Topal eğer Skibbe'nin felsefesiyle alan savunmasının ön oyuncusu olursa, sıradan bir oyuncuya dönüşür, pas hataları artar, oyundan düşer, aynı şekilde Barış da öyle ve kötü oynuyor zannedilirler. Bu tür oyuncular rakibe basmazsa, top çalmazsa, Teknik Direktör bu tür oyunculara başka görevler yüklerse, onların sakatlıktan dönmesini beklemenin de bir anlamı yok, değişen bir şey olmayacak çünkü.

Galatasaray'ı çok daha kötü günler bekliyor ne yazık ki.

13 Kasım 2008

A. Eren Loğoğlu

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sebep : skibbe küçük takım antrenörü, deplasman beraberliği başarı. A.R.O.G.ones gibi.