Atletico Madrid - FC Barcelona maçında oynanan futbolu, ana ve yardımcı etkenler şeklinde 2 kısımda inceleyebiliriz.
Ana Etken;
Atletico Madrid'in oyun yapısı, maçı asıl biçimlendiren noktaydı, Barcelona bu yapıya uymak zorunda kaldı. Savunmayı orta sahaya kadar çekerek, birbirine çok yakın 2 blok oluşturdu Atletico, 4 + 4 formasyonunda. Kalenin ve tehlike bölgesinin bir hayli uzağında konumlanan oyun, Barça'nın gole yaklaşmasını da engelledi. Savunmanın arkasına ve arasına atılan toplarla, Zlatan'ın pozisyon bulması, bu oyunun zaafıydı ancak daha önce de bahsettiğim Zlatan etkisi(zliği) kendini gösterdi. O kadar hazır değil ki Ibra, o kadar uyumsuz ki, nereye ne zaman koşu yapması, kime pas vermesi gerektiği gibi konularda hiçbir düşüncesi yok, bunun yanında adam eksilten, güçlü kalabilen yapısından da bir hayli uzak. Bu oyunun bir avantajı da genellikle Sergio'nun kaybettiği toplarda Forlan ve Aguero'yu, ilerde yakalanan Barça savunmasının arkasına rahatlıkla sızdırmasıydı. Oyunun çok dar bir alanda sıkışması, Barça'nın tehlike bölgesine pas ve dripling ile gelmesini kısıtladı, buna rağmen Barça, yine de pek çok gol pozisyonuna girdi, Xavi & Iniesta & Messi iskeleti sayesinde . Ölesiye yoksullaşan bir oyun tanımlaması ancak Barça'nın geçtiğimiz sezon gösterdiği performanslarıyla karşılaştırıldığında söylenebilir kanımca, sahada pek çok üst düzey takımdan daha iyi bir Barça vardı yine de.
Atletico Madrid'in Teknik Direktörü taktik yönden çok başarılıydı, bu da dikkate alınmalı. Rakibin en önemli zaafı Eto'osuzluğu çok iyi değerlendirdi, oyun kurgusunu dar alana ve öne taşıyarak çünkü Ibra'nın Eto'o etkisi bırakmayacağının farkındaydı. FC Barcelona'nın oyununu ve zaafını her futbolsever algılayabilir argümanına da karşıyım ki Barcelona bu sezon sadece 3. defa kaybediyor, bu anlamda Quique Sánchez Flores'in çok takdir edilmesi gereken bir olayı başardığını ve iyi bir Teknik Direktör ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmeliyim. Taktik anlayışını övdüğüm Flores'in Benfica'nın başında iken Skibbe'nin Galatasaray'ına boyun eğdiğini de unutmayalım, oyun, strateji ve skor anlamında.
Taktik anlayışı belirleme konusunda, rakibin konumunun ne kadar önemli olduğu görülüyor. Flores'in Benfica'sının Galatasaray karşısında geniş alanda, ev sahibi sıfatıyla oynamasıyla, Barcelona karşısında dar alanda ve önde, blokları yaklaştırarak oynaması apayrı durumlar. Flores, Galatasaray karşısında yine Benfica maçındaki oyununu sergilemek isteyecektir, takımına güvenip. Ayrıca dar alanda oynamasını gerektirecek bir Zlatan -santraforsuzluk- da yok Galatasaray'da. 2. maç bizim için çok daha zor olacak.
Real Madrid, örneğin, Katalanlar karşısında Atletico Madrid gibi oynayamayacaktır Bernabeu'de, özgüveninden ve sahasında oynamanın getirdiği taraftar baskısından dolayı. Topu Barça'ya verip, oyunu dar alana yıkmak, blokları yaklaştırıp sadece kazanılan topları düşünmek, felsefe olarak taraftarı da gerecek ve sıkıntıya yol açacaktır gol atılmadığı sürece. 2 - 6 kaybettikleri maçta bile, çok daha zayıf bir kadroya sahip olmalarına rağmen bu oyunu sergilemeyip, Barça'ya oynama şansı verdiler geniş alanda, yine öyle yapacaklar, büyüklüklerine gölge düşürmemek, Ronaldo ve Kaka'yı küçültmemek adına.
Yardımcı Etkenler;
Beklerin oyuna katılamaması da önemli bir etken ancak Barça'nın bu yönde sadece Alves'i kullanarak Messi'yi çok verimli bir konuma yükselttiğini, aynı şekilde sol bölgede daha statik oynayan bir oyuncu tercih ettiğini biliyoruz. Atletico maçında Jeffren ve Maxwell hiç katkı sağlayamadılar, savunma ve hücum olarak.
Alves, Pique, Marquez, Toure, Abidal, Keita ve Henry'nin olmayışı da bir diğer yardımcı etken. Aslında Barcelona sisteminin iskeleti sahadaydı dün gece, Valdes, Puyol, Xavi, Iniesta ve Messi ancak yardımcı öğeler olmadan temelin dimdik ayakta durması da olası değil. Alves'in bindirmeleri, Messi'yi rahatlatması, sağ koridor verimliliği, Pique'nin topla çıkışları ve yerden, uzun, isabetli pasları, en önemlisi Toure'nin varlığı - Sergio'nun Oleguer kontenjanından yani Katalan olmasından dolayı sahada olduğunu tahmin edebiliyorum- Xavi ve Iniesta'yı öne doğru, tehlike bölgesine kaydırması, Henry'nin kanat ve yardımcı forvet performansıyla oyunun ters yönünü de işletmesi gibi olgulardan yararlanamadı Barça, oyuncu eksikliklerinden ötürü.
Sahadaki yeni oyuncuların performansı da çok yetersizdi, Jeffren, Maxwell, Milito, Sergio, Pedro ve Ibra. En azından Keita oyunda kalabilseydi çok daha dengeli bir oyun olabilirdi, dar alanda sıkışmak yerine. Neredeyse yan yana oynayan savunma ve orta saha blokları arasında zaman zaman Xavi, Iniesta ve Messi'nin kayboluşları, bu tür anlarda ters kanatta topla çok buluşan Pedro'nun etkisizliği -iyi bir Henry olsaydı, Madrid maçı gibi, tersten gelebilen- Sergio'nun akıl almaz top kayıpları ve Pep'den oyun durduğunda ne yapması, nerede durması ve nereye pas vermesi gerektiğine dair aldığı talimatlar ve Ibra, Ibra, Ibra. Sihir beklenen bu adam, ofsayta düşmemek adına sürekli çırpınsa da, onu mahkum olduğu bölgeden kanatlara taşıma olasılığını da gözden geçirmesi gerekiyor Joseph'in.
Barcelona, hala iyi ve güzel bir futbol oynuyor, Messi hala sahada, Xavi ve Iniesta'da öyle. Sakatlık geçiren oyuncuların bir kısmı da düzelecektir yakın zamanda, Henry ve Toure'nin dönüşü çok önemli, Ibra sorunu nasıl çözülecek, büyük bir soru işareti, pas futbolu, topu koşturmaca devam ediyor, dinamik ve kayan bir oyun yapısıyla. Fikstür Real'den yana ancak Madrid'e gitmek Barça için kesinlikle avantaj, CL yürüyüşünde rakipleri görmek gerekiyor, Stuttgart bile zor geçebilir.
Atletico - Galatasaray maçına dönecek olursak;
Atletico çok tehlikeli bir takım görüldüğü gibi. Analiz etmemiz gereken maç, Benfica 0 - 2. Duran toplar ve öne geçmek çok önemli yine, özgüven ve oyun hakimiyeti açısından. Barça maçı kadar önde oynatamazlar savunmayı, biz de Barça gibi pas yapamayız, farklı bir oyun olacak. Kendini göstermek isteyen, çok yetenekli oyuncularımız var. Pedro'nun olduğu sol bölgeye az yardım getiriyorlar, gerçi bu, Barça maçına yönelik bir hamle de olabilir. Arda bu bölgeye çekilebilir ya da Caner & Arda gibi koşu ve koşu yoluna pas oyunu yapılabilir. Rakibin merkez savunma ve önü oyuncuları çok hamleli, Messi'ye bile çoğu pozisyonda müdahale edebildiler, kanatlar dışında adam eksiltme gayretine çok girmemek gerek, Forlan, Reyes ve Aguero'da seri ve çabuk adamlar ve ayaklarını uzatıp top kazanabiliyorlar, büyük tehlike yaşarız, Topal, Sarp ve Elano dikkatli olmalı.
Benfica maçına göz atalım, eski defterleri karıştıralım biraz;
Kadro şu formasyonla sahaya yayılmıştı;
4 - 2 - 3 - 1 üzerine kurgulanmış, akıl ve kaos futbolunu doğru oranda bir karışımla sunmuştu Skibbe.
Takım, ilk topları sürekli kazanıyor, Meira, Ayhan sayesinde de olumlu kullanıyordu. Topal & Sarp ikilisinin oynamaması -Ayhan'ın denenmesi- konusundaki ısrarım da bundan, pas yapmamız gerekiyor bu bölgede ve kaptırıp tehlike yaratmadan. Sabri, Arda, Ayhan ve Ümit Karan bazlı yaratılan baskı dolu, ön alanda, blokların yakın olduğu, tempoyu Lincoln'un ayarladığı bir takım, o gün istediğini fazlasıyla almış ve Avrupa'da heyecan uyandıran bir galibiyete imza atmıştı.
Benzer şeyleri yine yapmamız zor gözüküyor, Rijkaard'la ve yepyeni oyuncularla birlikte karışımın akıl tarafına daha çok güvenebiliyoruz çünkü, Atletico Madrid ile karşılaştırma yapılabilecek bir hücum hattına da sahibiz. Flores'in benzer bir yapıyı Madrid'e uyarlayacağını düşünerek, Elano'yu Lincoln gibi Arda'ya yakın oynatmak ya da Elano'yu Ayhan konumunda ve Arda'yı Lincoln gibi kullanmak beyni yorucu fırtınalar yaratabilir. Kadroda Meira tarzı bir oyuncu yok, bu sıkıntıyı Emre G'nin çözmesi gerekecek. Bek oyuncularının, özellikle ters kademede ve çizgi ihlalinde çok önemli olduğu bir maçta, Uğur'un kullanılmasının büyük sorunlar ortaya çıkarma olasılığı yüksek, bu sebeple Lucas'ın bek bölgesinde oynaması ve oyun akışının her seferinde Leo'dan ona gelen pasla başlamasına özen göstermeliyiz.
Bir maç oynanırken atmosferden en çok etkilenen oyuncu kim deseler, herhalde kaleci derdim. Sebebine gelince, kaleci diğer takım arkadaşlarına göre tribünleri daha çok izleme şansına sahip maç içerisinde, korner vs. kullanılırken. Leo için atmosferine en alışkın olduğu yer sorulsa herhalde Vicente Calderon derdi ve orada maça çıkma konusunda rahat olacaktır, bu anlamda. Boğucu bir stad olduğu, hakemin etki altına kolay girebildiği bir atmosfer var ve kaleciler kolaylıkla motivasyonlarını kaybedebilirler, Leo'nun ekstra performans göstereceğine inanıyorum.
Baros sakat, Karan da artık yok, bu bölgede Galatasaray'ın başka bir şeyler sunması gerekiyor, Caner, Keita ve belki de Gio ile.
Murphy Yasası bizden uzak olsun!
Benfica maçına dair, arşivden yazılar;
http://erenlogoglu.blogspot.com/2008/11/avrupa-fatihine-dnen-oyun-anlay.html
http://erenlogoglu.blogspot.com/2008/11/liverpool-modeli.html
15 Şubat 2010
Kayserispor:1-5:Galatasaray
-
Kayseri'de karşılaşma sona ermiş, Galatasaray koskoca bir 2024 senesini
deplasmanda maç kaybetmeden bitirmiş, oyuncular tatile gitmeden
sevinçlerini tar...
11 saat önce
4 yorum:
Hiçbir nedenim olmadan bekliyorum maçı.
Sakatlıklar, form, maçın deplasmanda olması vs vs hiç ilgilenmiyorum.Rahat rahat maçımı izleyeceğim.Maçtan sonra belki yorum yaparım :)
Güzel bir analiz olmuş. Elinize, aklınıza sağlık.
Oh be! Öncelikle tezkere hayırlı olsun diyelim, şanssımıza tam sen askere gidecekken bulmuştuk bu bloğu, hevesimiz kursağımızda kalmıştı.
Futbola hemen dönelim:). Barcelona'da İbra zaten sezon başında tahmin ettiğim gibi eto'o dan sonra fildişi kule gibi yapayalnız kalmış, dünkü maçta görünen de buydu. Sol tarafta oynayabilecek Valencia'dan David Silva, olmadı Ibra'yla beraber ileride oynayabilecek Henri'nin 6-7 yıl önceki hali ses getirirdi (ki varsa düzeltin, benim bildiğim öyle bir oyuncu yok). Velakin şimdiki Henry'yle bu işin gitmeyeceği belli oldu; şimdiki Henry ancak Barcelona'nın şu anki kadrosunun en az iki gömlek altı tempoda oynayan ekipte iş yapabilir bence. O bölgelerde David Villa nasıl olur peki mesela?? Villa Ibra Messi gibi...
Bu arada, Rijkaard devrimi diyorduk en son, bununla ilgili askerden dönüşte bir yazı yazdıysan kaçırmışımdır, bununla ilgili yorumlarını da bir yazında ufaktan da olsa çıtlatırsan sevinirim.
Tekrar hoşgeldin.
Bu arada David Silva, David villa da bu takım da görmek isteyeceğim oyuncular olur, bilmeyenler karıştırdım sanmasınlar.
Yorum Gönder