Baros / Elmander rotasyonu Türkiye Ligi için kesinlikle yeterli, üstüne üstlük bir de orada oynayabilen Colin Kazım varken. Ayrıca sık sakatlanan Baros ve neredeyse hiç sakatlanmayan Elmander, forma şansı bulma açısından da iyi bir denklem sunuyor bize.
Daha çok Arda / Colin Kazım'ı yedeklemek, hatta bana göre birinden daha etkili bir yaratıcı kenar oyuncusu bulmak ilk hedefimiz olmalı son bir aylık süreçte.
Fatih hocanın Lass Diarra'yı istediğini düşünmüyorum, şöyle bir olasılık var yalnızca;
4 - 1 - 4 - 1 içerisinde (merkez orta saha 1+2) tek kesici / süpürücü Lass ve önlerinde Selçuk + Melo gibi. Liverpool maçında gördüğümüz diyagonal uzun paslar atan ve şut kovalayan Felipe Melo'nun hücum yönü Lass'tan çok daha etkili kanımca. Real Madrid'de Diarra orta çizgiyi bile geçmeyen türden bir oyun çıkarıyordu ama savunma yönünden kusursuz biridir.
Tam da Melo gibi iki yönlü oynayabilen birini bulmuşken, orta sahada ofansif kısma daha çok katkı veren bir isme yönelmek çok daha akıllıca olur.
Sol bek ve merkez savunmaya yapılacak iki transferle de sağlam bir omurgaya sahip olurduk ama o kadar geniş düşünemediler. Melo veya Selçuk sakatlanırsa Yekta, Ayhan'a razı olunması gereken bir yapı var şu an önümüzde. Eboue gelirse, Sabri'yi de o rotasyona ekleyebiliriz ki bu önemli.
Liverpool maçına dair yazamadım yoğunluktan, birkaç gözlemlediğim detayı ekleyeyim;
4 - 1 - 4 - 1 (4 - 3 - 3 geçişli ve zaman zaman 3 - 4 - 3 benzeri) sistemi bize ve ülke coğrafyasında oynanan futbola uyum gösteriyor. Dört ana hat üzerinden oluşturulması ve bazı hatların diğerleriyle geçişler içermesi, uzayan takım boyundan dolayı oluşan zaafları örtmek adına çözüm üretiyor.
Selçuk + Melo gibi iki yönlü oyuncu ve bunlara eklenen hücumcu sağ bek Ujfalusi, bir takımın çehresini kısa sürede ancak bu kadar değiştirirdi. Çok zayıf bir Liverpool ile oynadığımızı unutmayalım yine de.
Daha önce de vurguladığım Terim'in 96-00 arası kurguladığı sağ koridor işlerliğini bu sene de göreceğiz. Sağ bek ısrarı da bu yüzden. Capone, Ü Davala, F Akyel & Okan & Arif eksenli açıları ve boşlukları kullanan, koşuya ve o yola atılan pasa dayalı üçgen futbol, Ujfalusi, Eboue & Sabri, Melo & Kazım, Elmander üzerinden şekillenecek. Birinci golümüz güzel bir emsaldi buna ve Colin Kazım'ın çok yararlı işler yaptığını da söylememiz gerekiyor. Top alma, saklama, doğru yerde arkadaşını topla buluşturma, sık sık ceza sahasına girme gibi hücum akışkanlığını olumlu yönde etkileyen özelliklerini geldiğinden bu yana sergiliyor.
Melo'nun Selçuk merkezden öne doğru koştuğunda (Xavi ve Iniesta yapıyor bunu sık sık, bence Terim bizimkilere Barça'yı izletiyor, birkaç demecinde de hep onları model olarak gösterdi.) 45 derece açıyla -ben buna yarım adam geçme diyorum- ona pas vermesinin oyunu rakip sahaya yıkma ve açık alan bulma açısından ne denli etkisi olduğunu gözlemledim. Üç koca sezondur yapamadığımız saha içi hamle de buydu, orta saha çizgisini -elbette orada konumlanan rakip orta saha oyuncularını- bu yolla geçebilmek. Selçuk & Colman ikilisi de bunu iyi uyguluyordu, kağıt üzerindeki teori sahada gerçekleşmiş oldu.
Bir başka gizli detay, bir Liverpool hücumu esnasında, Servet ve G Zan'ın Carroll & J Cole ikilisini ofsayt bölgesinde bırakan 5 - 10 metrelik öne çıkmalarıydı. Takımın boyu 30 metreye kadar düştü o an, harikaydı kompak yapı açısından. Aynı kaymaları sağ / sol ve ön / arka şeklinde yavaş yavaş artırdığımız an hem çok gol pozisyonuna girip (yaratıcılık ve organizasyon dahilinde) hem de kalemizde az pozisyon göreceğiz.
Trabzon'da Selçuk & Colman bizde Melo & Selçuk ikilisine denk düşüyor, çapraz yani, tespit yine doğru, onlarda koşuyu Colman yapıp pası Selçuk veriyordu.
Melo'nun 09:21 süren videosundan;
Pozisyon 01:11'de başlıyor, dikkat edin ilk pası veren Selçuk, pası verdikten sonra 45 derece açıyla soldan sağ öne doğru koşusunu gerçekleştiriyor, paslaşmalara akışkanlık katan iki isim Arda ve Colin Kazım. Selçuk'un ilk pası Arda'ya, Arda'dan Melo'ya, Melo atağı olgunlaştırmak için geriye doğru top almaya çıkan Colin Kazım'a dönüyor, Colin sırtı dönük topu alıp tekrar Melo'ya veriyor. Bu sekans yalnızca 7 saniye sürüyor. Daha top ikinci bölgeden üçüncüye aktarılamadı, tehlikeli alanda hücum zenginliği oluşturulamadı ancak detay burada, bunun için hazırlanıldı ve doğru zamanı bekleniyor.
Felipe Melo üç sezondur yapılamayanı gerçekleştiyor, 01:19'dan 01:20'ye, bir saniyelik aksiyon. Top, koşusunu yapıp kendini (X saha boyu Y saha eni olsun) X ekseninde 15-20 metre öne atan Selçuk'un ayağında. Galatasaray herhangi bir oyuncusu çalıma (yani riske) girmeden, pas açısı ve koşu yordamıyla hücumu olgunlaştırdı. Selçuk topu iyi kontrol edemediğinden geri dönmek zorunda kalıyor ama bunun önemi yok. Bir sonraki maçta topu uçtaki arkadaşlarına aktarıp tehlike yaratabilecek. Doğru futbol o bir saniyenin içinde var oluyor işte!
02:04'te açıya bakın, top Sabri'nin ayağında ve hücumun olgunlaşması için pası Melo'ya vermesi gerekiyor, yapamıyor ve geriye dönüyor. Bütün mesele bu, Melo açıyı bulduğu an Selçuk'u topla buluşturmuştu.
Bir hücum nasıl olgunlaştırılır, 05:48'de. Melo topu alır almaz, 30 derecelik açıyla 10 metre önündeki Selçuk'u görüyor, iki rakip oyuncunun arasından. Liverpool ön alan savunması aşılmış durumda.
01:05'te savunmanın arkasına yapılan koşuyu gören veya 08:23'de sağ bekin koşusunu ödüllendiren uzun topu, Melo'nun hücum yönünü destekleyen argümanlar.
Teknik Taktik açılımlar;
07:55 ve 07:56'da oyunu başlatırken aldığımız formasyon, 2 - 3 - 2;
-------------------Gökhan----------Servet-------------------
-----Ujfalusi----------------Melo-----------------H Balta----
-------------------Sabri------------Selçuk-------------------
şeklinde. Üç baklava var kaleciyi de sayarsak, açı istiyoruz.
Maç öncesi verilen formasyonları anlamak için belirli anlar var. Kale atışı, taç atışı, maçın başlama vuruşu gibi. Buralardan yola çıkalım, kayma ve geçişlerde yanılmamak adına;
00:51'deki kale atışını anlatayım. 4 - 1 - 4 - 1, hatta 4 - 3 - 3 örneklemesi gözüküyor. Top sol bek bölgesine geliyor, Hakan Balta hava topuna çıkacak ancak Barça'yı da anlatırken sıklıkla dile getirdiğim ön kesici / süpürücü salt merkezi, stoperlerin önünü temizleyen adam değil, savunma hattının bütün ön alanını koruyan, yıkayan, silen oyuncudur -Sergio'nun oyunun her yerinde, özellikle taç çizgisi kenarlarında top kazanması- tezime uygun şekilde Felipe Melo, sol bek bölgesine kayıyor ve Hakan Balta'dan önce davranıp hava topunu alıyor. Onun merkezde kaldığı kurguda;
-------------------Gökhan----------Servet--------------------
-----Ujfalusi----------------Melo-----------------H Balta----
-------------------Sabri------------Selçuk-------------------
-----Colin Kazım----------------------------------Arda-------
-----------------------------Baros---------------------------
Şu kağıt üzerindeki yerleşimin tek farkı, sol bek bölgesine kayan Melo. Takımın Y eksenindeki darlığına bakın ve dikkat edin, teoride olduğu gibi Arda ve H Balta, Ujfalusi ve Colin Kazım aynı hizada Y koordinatında.
Sadece 9 saniye sonrası, Melo topu karşılayıp saha dışına göndermiş ve Liverpool taç kullanıyor. Pozisyonu inceleyelim;
Servet ofsaytı bozuyor kendini öne atsa dörtlü çizgi savunma net görülecek. Melo, yapması gerekeni yine uyguluyor. Dörtlü savunmanın önündeki alanda cirit atan her oyuncunun hesabını o kesecek, rakibine yaklaşıyor arkadan. Bu arada Selçuk da yardıma geliyor, Y ekseninde aynı hizadan. Asıl çarpıcı olan Arda ve Colin Kazım geriye gelip Sabri'yle X ekseni hizasında konumlanmış. Selçuk çok az geride, sebebini de belirttim, yakınındaki rakibe basmak, 01:02'de 1 - 4 - 1 yapısı net görülüyor. 00:50'deki 4 - 3 - 3, ideal 4 - 1 - 4 - 1'e dönüşüyor 00:59'da;
-----Ujfalusi------Gökhan----------Servet---------H Balta----
-----------------------------Melo----------------------------
-----C Kazım-------Sabri------------Selçuk--------Arda-------
-------------------------------------------------------------
-----------------------------Baros---------------------------
Pozisyonun gelişim yönü ve şekliyle oluşan kaymalar -Kazım'ın bazen ikinci forvet gibi ileride kalması buna emsaldir veya Ujfa'nın çıktığı anlarda üçlü savunma gibi durulması- haricinde ana şablon bu.
08:32'de dörtlü savunma görülüyor. Melo topun geldiği yön, sağa doğru kayıyor merkezden.
31 Temmuz 2011
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
1 hafta önce
2 yorum:
kanattan hızla akan bir forvet (mesela arshavin) bence santrafordan daha acil. Fatih Hoca neden bu kadar taktı anlamıyorum? Sanırım Baros'a güvenmiyor. Ama bence sadece ligde oynayacak olmamız ve gelecek sezonki ligin çok fazla zorlayıcı gibi görünmemesi böylesine büyük çaplı bir santrafor transferini en azından şimdi gerekli kılmıyor. Belki gelecek sezon için şampiyonlar ligi de düşünülürek olabilir.
Şu an için görünen en büyük zaar sol bek, stoper ve hızlı kanat forveti. sanırım hakan balta, servet, gökhan'a en azından bu sezon güveniliyor.
ama eboue+arshavin gibi bir paket galatasaraya 1 vites daha atlatır. baros'un sağa sola yaptığı her koşuda boşalan rakip ceza sahası yay çizgisi civarına veya ceza alanmına girecek tilki gibi kurnaz ve çabuk bir kanat forveti en az 15 gol yazabilir.
arshavin bunun için biçilmiş kaftandır.
eboue de sağa geçerek ujfalusiyi esas yeri olan stopere gönderir veya ebouyi sol bekte baltanın yerine de görebiriz.
guzel yazi olmus,eline kafana saglik kardes...
Yorum Gönder