12 Eylül 2011

Zorla Kusursuzluk Olmaz!



Çok iyi giden bir işi daha iyi duruma getirmek büyük riskler taşır çünkü çok iyiyi daha iyi duruma getirmek için yaptığınız şey bir gerileme de yaratabilir, belki de doğrusu riske girmeden o çok iyiyi korumaktır.

Pep Guardiola 2008-2009'da treble yaptığında her şey kusursuz gibiydi. Chelsea maçları onu endişeye sevk etti ve Ibra hamlesinde bulundu, Eto'o karşılığında. Beklentiler karşılanamadı ve Mourinho'nun Inter'i öyle ya da böyle tarihin en iyi takımını elemeyi başardı 2009-2010'da.

Dersler çıkarıldı o eşleşmeden, diyalektik olarak gelişiyordu her şey ve kritik maçlar Barça'nın futbol evrimine katkıda bulunuyordu.

2010-2011'de yine taçlandı güzel oyun, hem de panzehre aldırmadan. Fakat Pep yedi El Clasico üzerine bir defa daha hamle sırasının geldiğini düşündü ve Alexis & Fabregas + Thiago çıktı şapkadan.

Takımın 2 kupa kazanmasından -aslında oyun bazlı endişe taşımalıydı- kuvvet alıp fantezi zorlamalarla hem rotasyonu çok genişletip hem de ideal kusursuzluk denklemine ihanet etti Guardiola. Geleceğin futbol modeli olabilecek 3-4-3 üzerine yoğunlaştı bu evrede. Çok iyiyi daha iyi yapmak isterken eldeki iyiden olma yolunda...

Temelde atladığı bir şey vardı, Barça'yı başarıya kolay yoldan ulaştıran ana unsur, yani ideal oyuncular ve pozisyonları.

Real Sociedad zor bir deplasman, hep öyleydi Bask diyarı, Pep'in oyuncu & antrenör olarak 11. maçı ve 1 galibiyeti var hala. Bunu bile dikkate alsa bu kadar çokça rotasyon yaparak bu maça çıkılmaması gerektiğini fark ederdi.

4-3-3 ile sahadaydı Barça.

-----------------Valdes------------------
Alves------Sergio-------Fontas----Adriano
------------------Keita------------------
-----------Xavi----------Thiago----------
----Pedro-----------------------Alexis---
-----------------Fabregas----------------

Sergio & Fontas tandem, Alexis ilk kez solda, Fabregas yine "sahte 9" rolünde, Keita ön süpürücü. Pique sakat, Puyol 7 ay sonra kulübede, Iniesta & Messi dinlendiriliyor, Abidal & Javier sezon başından hiç kesik yememişken kenara çekiliyor. Enteresan tercihler oluyor kısaca.

Pep, biraz da hafta içi oynanacak ŞL'deki AC Milan maçını düşünüyor. Jose Mourinho'ysa ŞL grubunun kolaylığına güvenip Getafe karşısında -3 aydır tek oyuncu değişmeden sürülen, nasıl bir hırs bürüdüğünü anlayın- ideal 11'iyle sahaya çıkıyor, ne de olsa Zagreb maçında istediğini dinlendirebilir, dahice! ŞL kuraları bir parça ligin kaderini etkiliyor.

Teorik kusursuzluk denklemi 4/11 seviyesinde. Valdes, Alves, Xavi ve Pedro orjinal pozisyonlarında. Pique, Puyol, Abidal, Iniesta, Villa ve Messi yok, Busquets de savunmaya çekilmiş. Meselenin özü bu.

Madrid'i 5-0 yenen takım kusursuzluğa en yakın olandı, o parçalar, o parçaların yerleri en ince ayrıntısına kadar birbirine eklemlenmiş ve ortaya mükemmel bir iş çıkmıştı.

Fontas ağır, savunma yetileri -ofsayt, kademe- zayıf ve sadece sol ayağını iyi kullanarak oynayabileceğini zannetmemeli. Adriano hala dengesiz.

Keita, savunmanın yeterince öne çıkamadığı maçlarda top kazanma görevini başaramıyor, Villarreal maçında çok iyiyken dün takımın en kötüsüydü.

Fabregas'ın sürekli geriye gelmesi ve Messi gibi dribling üzerinden oynamaması, Xavi'nin oyun alanını daraltıyor. Xavi & Fabregas gibi iki pasa dayalı organizasyon kuran oyuncunun akışkanlık yaratması olası değil çünkü topu bir bölge ileri taşıyacak isim değil ikisi de. Israrla vurgulama sebebim de bu, Xavi'nin tamamlayıcısı topu ön alana adam eksilterek taşıyan Iniesta ve Fabregas'ı etkin kullanmak ancak Iniesta sahadaysa mümkün.

Fantastik işlere girip üçünü bir arada oynatma çabası da yersiz. Tüm bunlara bir de Thiago'yu ekleme girişimi.

Ortada başarı kazanmış -12 kupa- bir kurgu var. Xavi & Iniesta ve arkasında Sergio. Pep bu üçünden ikisini oynatmadığı sürece topla oynama % 70 altına düşmeye devam edecek ve bunun yanında takım daha çok geriye gelmek zorunda kaldığından daha fazla efor sarf edip hücumda üretken olamayacaktır.

Fabregas / Thiago kullanımı kesinlikle daha sınırlı ve rotasyon ekseninde olmalı, onları ilk 11'e monte etme çabası Barça'ya şampiyonluğa bedel olabilir çünkü arkanızda her hatasını değerlendirmek için bekleyen açlık hissinin doruklarında gezen bir Real Madrid bulunuyor.

Pedro'nun formsuzluğu, Alexis'in takıma ısınma turları atarken 8 hafta sahalardan uzak kalacak olması ciddi sıkıntı. Afellay sakatlıktan döndü ancak birkaç hafta forma şansı bulamaz. Bu da geriye tek alternatif bırakıyor, Iniesta'nın sola kaydırılıp Villa'nın sağda oynaması ve merkezin Xavi & Fabregas ile kurulması, ki bence bu da yanlış bir tercih, Milan maçında görürsek.

Barça bir an önce maç kazanma ve daha önemlisi topa daha çok sahip olup kendi ritüel pozisyon bulma şekline -Sociedad maçındaki goller tamamen Barça tarzı dışıydı ve Fabregas kaynaklıydı- dönmeli. Pep, Fabregas'ı tam da bu çeşitliliği sağlasın diye transfer etti ancak ondan daha büyük beklentiler içine şimdiden girmek ve düzen dışına -sahte 9- çıkmasını istemek, oyun akışkanlığı açısından büyük zaaflar yaratıyor.

Fabregas Barça DNA taşısa da, bazı tercihleri yeni yeni öğreniyor, ilk yarı orta sahada top alıp çalımla oyun kurmaya çalışıp topu kaptırması kabul edilemez örneğin, Xavi'nin hiç yapmayacağı bir şey, pasla çıkması veya savunma arkasına oynarken sürekli havadan oynamayı düşünmemesi gerektiğini zamanla kavrayacaktır.

62 - 80. dk.lar arası yayılım

-----------------Valdes------------------
Alves------Sergio-------Fontas----Adriano
------------------Keita------------------
-----------Xavi----------Fabregas--------
----Pedro------------------------Villa---
-----------------Messi-------------------

80 - 90. dk.lar arası yayılım

-----------------Valdes------------------
------Alves------Sergio------Adriano-----
------------------Keita------------------
-----------Xavi----------Iniesta---------
----Pedro-------Fabregas---------Villa---
-----------------Messi-------------------

İlk çizim, Xavi & Fabregas uyumsuzluğu ve alan paylaşım sıkıntıları doğurmasını anlatıyor. Maçın en etkisiz isminin Barça oyun yapısının beyni Xavi olması rastlantı değil.

Son 10 dakika ise tamamen panik. 3-4-3 formasyonuna dönen bir Barça ve savunma üçlüsünde sadece hız aranan iki isim Alves, Adriano.

Futbol iyi oyuncularla oynanıyor doğru ama böyle bir kadronun 10 dakikada hiçbir şey üretememesini de bununla açıklayamıyorsunuz işte, başka unsurlar var, sistem, teknik taktik, görev paylaşımı, yerleşim gibi.

Barça maçın başından sonuna oyun ritmini yakalayamadığı için Villarreal maçına benzer bir yapıyı sonlarda kullanması bile çözüm üretmiyor. Futbol o kadar mekanik ve menajerlik oyunlarındaki gibi oyuncuyu değiştirmenizle sonucu almanızın bir olduğu bir ortam sunmuyor, hele de bu takm, model üzerinden kusursuzluk arayan Barça'ysa.

Allas'ın görselinde de anlatıldığı üzere Sociedad'ın ilk ve ikinci devre arasındaki savunma anlayışındaki farklılık da -rakibi geride bekleme ve ön alanda basma- maça etki eden bir başka faktördü. Bunun yanı sıra Barça oyuncularının kendilerinden hiç beklenmeyecek pas hataları yapmaları, muhtemelen konsantrasyon eksiklikleri ve FIFA virüsü ekseninde değerlendirilmeli.

4 sene üst üste şampiyonluk arayan Barça'nın geçen sezondan -96- daha çok puan toplaması şart ve tek teselli, Sociedad maçının haneye artı 1 olarak yazılması şimdilik.

Mourinho iki puan farkı koruyup El Clasico'da beşe çıkartmanın hesaplarını şimdiden yapmaya başlamıştır çünkü sezon öncesi 10'da 10 başlangıcı yaparsak şampiyon oluruz kelamında bulunmuştu. Onun doğru okuduğu -ŞL maçlarını hesaba katıp- Pep'in de daha dikkatli irdelemesi gerekiyor, beş ya da sekiz puan geriye düşüldüğü anda Madrid'i yakalamak çok zor olabilir ve Barça üç yıldır hep kovalanan oldu, diğer duruma dair herhangi bir deneyimi yok, bu psikolojik etkiyi de göz ardı edemeyiz.

Puyol & Pique dönmeli, Abidal & Javier sık sık kullanılmalı, Sergio ön alana geçmeli, sistem kusursuzluğa ancak onunla erişebilir yeniden ve Xavi & Iniesta yan yana sahada olmalı. Xavi'nin yokluğunda da Fabregas / Thiago alternatiflerine yönelmeli, bu planın dışına çıkan her hamle Barça'ya zor anlar yaşatabilir Sociedad maçında olduğu gibi.

Unutulmaması gereken bir nokta daha var, Madrid yine haksız bir penaltıyla galibiyete uzandı, Kastilya'ya olan destek hiçbir zaman eksilmeyecektir, Katalan parlamentosundan altın madalya alan Pep'in bunu da hesaba katması şart şampiyonluk için!

12 Eylül 2011

A. Eren Loğoğlu

4 yorum:

siriusjames dedi ki...

Selamlar.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Barcelona sempatizanı değilim, aksine Real Madrid taraftarıyım. Bu blogunuzda ortaya koyduğunuz futbol fikrini beğenerek takip etmeme engel olmuyor elbette.

2010 Dünya Kupası'nda çeşitli takımlar tarafından ortaya konulmaya çalışan 3'lü defansın ileride trend olacağı bir gerçek. Futbolda ortasahanın önemi gitgide artıyor ve 10 yıl öncesinde 4-4-2 şüphesiz en iyi diziliş iken bu önce 4-5-1'e, sonra da 4-3-3 veya başka bir adla 4-6-0'a evrildi. Barcelona'nın ortaya koyduğu oyun da dizilişlerdeki rakamlardan bağımsız olarak "False 9" kavramıyla birlikte 4-6-0 benim için. Tabii bu 6'nın en az yarısı hücuma destek vermek zorunda, savunmadan çıkan beklerle birlikte. Barcelona'nın başarısının sırrını da bu şekilde görüyorum, topluca hareket etmek. Geçen Dünya Kupası'nda Bielsa ve zaman zaman Aguirre'nin ortaya koyduğu düşünce çok önemli. Şu anda da -şimdilik- başarısız olsa da Gasperini 3'lü defans oynatıyor İtalya gibi bir ligde. (Bielsa'nın futbol düşüncesini bir kulüp takımına nasıl yansıtacağını ayrıca merak etmiyor değilim.) Geleyim anlatmak istediğim şeye. Futbolun gelişen dinamiklerini göz önüne alırsak 3 defans kaçınılmaz ve Barcelona da bu konuda öncü olmak istiyor, doğal karşılamak lazım. Evet şu anda çok iyi, ileride belki de 3-4-3 veya 3-7-0 ile daha da iyi olacak ama kusursuzluk denen bir şey olamaz. Yine de 3-4-3 zaman içinde gerekli olan bir değişim olacaktır ve Barcelona'nın bu konuda öncü olması da benim için şaşırtıcı olmaz.

Son olarak, tarafsızlık gibi bir kaygınızın olmadığını biliyorum ve bu çok normal. Taraf olmanın doğal olarak getireceği bir takım hislerle "rakip" takıma bakış açınız elbette ki benim Real Madrid'e bakış açımdan çok farklı. Geçen sezon aynı kadroyla(Coentrao dışında) 5-0 yenilmişken bu sezon Süper Kupa Finalleri'nde -benim için, ki siz de kabul edebilirsiniz sanırım- daha üstün, en azından istediğini daha çok yansıtabilen- bir Real Madrid vardı sahada ve bu gelişimi reddetmek açıkçası pek akıl karı olmaz, daha çok rakibe saygısızlık olur. Bu sezon geçen senelere göre çok daha iyi olacaktır Real Madrid ki Mourinho'nun takımlarının 2. sene çok daha iyi olması bunu kanıtlıyor. Nuri Şahin'in takıma katılacak olması apayrı bir yazı konusu bence, benim yazım değil ama Nuri'nin Real Madrid için önemini anlatan çok güzel bir yazı var, onun adresini de en sona iliştireceğim, okumanızı tavsiye ederim. Bu haftaki penaltı pozisyonunda hakem hatalı davrandı evet, hatta o bölümde Getafe daha iyi oynamaya başlamıştı evet; ama Real Madrid'in Barcelona'nın puan kaybettiği bir maçtan sonra kazanamayacağını siz de düşünmüyorsunuzdur herhalde. Bu kısımda Messi'nin son dakikada kendini yere atmasından hiç bahsetmemek yerine sizi üzdüğünü ve yakışıksız bir davranış olduğunu en azından bir cümleyle söylemenizi beklerdim.

Çok uzadığının farkındayım, çok kısa bir cümleye indirgeyecek olursam anlatmak istediklerimi, daha da gelişmek isteyen bir Barcelona'yla geçen sezona göre çok daha güçlü bir Real Madrid'in bu sezonki çarpışmaları muazzam olacaktır.

http://olefutbol.blogspot.com/2011/08/madrid-nuriye-hasret.html

barça daima dedi ki...

busquets in dfans önünde olmadığı her sıkışık maç barçayı çok zorlayacaktır.busquets orada kesici olduğu kadar boşluğa kaçan inisiyatif kullanan bir adam keita bunu yapamaz.masçe de ama masçenin kesiciliği onu öne çıkarır.sonuçta iniesta xavi busquts mutlaka olmalı.ve busqets kesinlikle stoper oynamamalı.masçe o işi daha iyi yapıyor.ayrıca sirryus james adlı arkadaşa da diyelim ki!biri olmayan penaltının verilmesi diğeri ise messinin hareketine kesilen ceza.bunlar ayrı şeyler.ronaldo düştüğü anda geldi düdük.sanki bir beklenti varmış gibi.ve madrit maçlarında bu hep kolaydır.bunu görmek zor değil.

Unknown dedi ki...

Eren rahat ol. Barca bu sene de rahat goturur. Asil sorun seneye Pep ayrilmayi kafasina koyarsa cikacaktir. Enseyi karartma. Saglicakla...

Adsız dedi ki...

milan maçı ile birlikte söylemek istediğim herşeyden vazgeçtim artık. ne desem boş. yetmedi mi artık pep?