CAHİLİYE DÖNEMİ
Bir süredir karşımda duruyordu
Görüyordu ama farketmiyordu göz
Sanki bir örtü çekilmiş de
Sanki kalın cidarlar örülmüş de
Önüne ve ardına
Biliyordu ama hissetmiyordu yüz
Loş bir geçmişe düşen başıboşluk
Yitip giden uzun çalkantılar
Kirli sularda körleşen zihin
Ve yüz göz oldukça gerilen kaslar
Sonunda
Bıraktım bütün tiryakilikleri geride
Hani büyüsü bitmemiş gecelerde
Çok derinlerde ve az içerlerde
Tam kalbe yakın, kendi izbe yerlerde
Ararsın ya bazı soruların cevabını
Hiç anlamak istemezken hem de
Galiba buldum...
Çünkü ben saklandığım köhne mezardan
Yaşama doğru büsbütün ve dosdoğru doğdum
GÖRÜŞ GÜNÜ
Miladi takvimin başladığı zamana denk düşer
Evvela heyecanlı sesini duymam
Bir kitapçının üst katında
Sayfaların ve paragrafların altında
Dedim ya
Galiba buldum...
Önden zaruri sözler
Girişte koyu bir boya çalınan muhabbet
Ani gelişip kontra çoğalan cümleler
Bir ara
Hafif bir temas ve temaşa
Ara sıra
İnce bir telaş ve kargaşa
Ve sonra
Şimdi pek hatırlayamadığım birkaç adım daha
Gelmişiz
Gelinmesi gereken yere
Kalmışız
Birkaç gün kadar beraber
Belki de
Orada tanıdık biz birbirimizi
Belki de
Orada ısındık biz birbirimize
Belki de
Orada kopamadık biz birbirimizden
Ne varsa orada yaşandı ilk
Ne varsa oradan dağıldı evlerine
KARŞI
Ben bir gün bir vapura bindim
Getir götür işlerinde mahir
Beni sorgu sualsiz karşıya götürüyordu
Bizi yerli yersiz karşı karşıya getiriyordu
Niye yoktun bunca sene diye seslendim
Kendi kendime, herhalde içimden
Sana yahut vapura
Hatrı sayılır bir itiraz olmadı hiçbirimizden
Korktum,
İnkar ettim, kabul ettim, itiraf ettim
Gel zaman git zaman
Alıştım kendi kendime, herhal içime
Sana ve vapura
Bizi biz eden daracık sokaklara
Hep bize açılan çat kapılara
Düştüm,
Belimden tuttu
Kalktım,
Elinden tuttum
Güldüm, ağladım, acıktım, doydum
Dedim ya
Nihayet buldum...
Gözlüğünün arkasında
Kimselerin keşfetmediği o güvenli limanı
DENİZ TUTULMASI
Yorgun, yenik ve yaralı
Kaygı çökmüştü üzerine
Kucakladım seni
Haklarını ve kadını
Dava yüklemişti omzuna
Tanıdım seni
Buralardan gitmek gerekiyordu
Saatler öylece donakaldı
Erteledim seni
Karanlığını gördüm anadan üryan
Gölgene hevesle oturdum
Sevdim seni
En uzun gündüzden bir güneş önce
Ekine ve tütüne elveda derken
Karşıladım seni
Aynı şeylerden bahsettik aynı tonla
Farklı bir tutumla anlattık farklı şeyleri
Öğrendim seni
Benzer yanlarımız daha bir benzedi
Ayrı yönlerimiz daha bir ayrılırken
Öptüm seni
Ben bir vapura binmiştim ya
İşte tam da orada deniz tuttu beni
Taşıdı bana minik dalgalarıyla
Kolilere sığan bir küçük tarihi
Taşındı bana
Ve getirdi beni kuşlarla dolu bir adaya
Dedim ya
Buldum
s
e
n
i
23 Ekim 2016
Eren Loğoğlu
Endüstriyel Koreografi
-
Bursaspor'lu taraftarın Atatürk Stadyumu yıkılmadan önce kale arkasında
"Yeni Linea" için yapmış oldukları koreografi çok konuşulmuştu.
"Endüstriyel F...
18 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder