PEŞİ SIRA
Pılı pırtı atıp boş sırt çantasına
Malım mülküm çöküntü bir çöplükte
Ayaklandım yattığım yerden
Koşuyorum yastıklarımla birlikte
Yeldeğirmeni'nden Yeniköy'e doğru
Güzelçamlı'dan Gracia boyunca
Sen nereye dersen
Ben işte oraya
Ama yalnızlık var ya deniz aşırı
Ve birkaç ay
O baya paldır küldür bir öfke / Oysa
Biz nerede dersek
Aşk pekala orada
İNZİVA
Denizin kıyısına vurdum sığındım
Korkuyu söküp attım yanık cildimden
Bir baktım ki dibimde yoktun
Uyandım pis bir kabustan tek başına
Kum gibi dağılsam da bazen
Muhtacım yeni gel gitlerine
Dalgalarınla buluşsam birden
Köpük köpük maviliğine çoğalsam
Bilsem de nereye çıktığını
Atsam kendimi dar kanallarına
Bir kulaç boyundan kısa
Aramızdaki uzak mesafeler
BELİRTİ
Yani kim engelleyebilir ki kavuşmamızı
Raflarda çok sevenler ansiklopedisi dururken
Her şeye rağmen pişmanlık yok bende
Sessizlik daima evdeki ses
Eli kolu bağlı özgürlüğün
Malum devletin mesaisinde
Kağıtsız da nefes alınır
Geri dönemesen de yaşanır illa
Aile, arkadaş ve sevgili aynı bize
Biz bize yaşam
Çoğu kaybedilen hükümsüz değil
Ağırlığı vursa da karanlığın üstümüze
Hem nasıl bulduysak birbirimizi
Bilinmez boz iklimlerde büyüyüp
Şans büyük prensin beyaz midillisi
Bazı bazı sana kör bir hediye
Kader de keder kadar anlamsız
Gökyüzüne dört parmak bordo çalmadıkça
Kötürüm düşüncelere durup daldıkça
Sarıldık aç bir masumiyete beraber
Bana radyo sesinle güzel haberler ver
Yendik nasılsa gelip gördükten sonra
Kalp çarpıntısı hariç rahatsızlıkları
Yalan olmasın zırıl zırıl da ağladık
Karşısına geçince hemen elmanın
Yarım yamalak kesik bir konuşmak ile
Tangodan kıvrılan köşesinde odanın
Beklerken kavmin amansız göçünü
İKİMİZ
Yedik içtik ağız bozuldu
Masalarla seviştik heyhat dedik
Gezdik tozduk vücut yoruldu
Müzelerle savaştık bedel ödedik
Ama tablolar göstermez arkasını
Yüzüm gözüm kir pas içindeymiş
Olsa da aslında karşılıklı hisler
Saklar duldasında duvarlar biçimini
Belki bir dil keşfedilir
Öğrenebilelim diye abecesini
Hasretliğin yabancı kursunda
Çatısını kurarız vicdan otelinin
Can havliyle bize kalan
Son durak koyunda
Sınır tanımayan bir meslek ile
İkimiz cebimizde boyalı bir anahtar
Düşeriz umutlu yollara
Yanımızda kim yok kim var
22 Temmuz 2016
Eren Loğoğlu
Endüstriyel Koreografi
-
Bursaspor'lu taraftarın Atatürk Stadyumu yıkılmadan önce kale arkasında
"Yeni Linea" için yapmış oldukları koreografi çok konuşulmuştu.
"Endüstriyel F...
18 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder