Kontrast adına ne varsa Chelsea - Inter maçındaydı.
Daha iyi oynayan, soğukkanlı olan Inter'di. Aynı Inter, Şampiyonlar Ligi tarihinde bu seviyedeki bir maçta görülmeyecek derecede de futbol dışı unsurlara başvurdu. Evet, iyi oynadılar, topa daha çok sahip oldular, Chelsea'nin topu sürekli yükseltmesini sağladılar, iyi pozisyon aldılar, topun gerisindeydiler, Sneijder'in muhteşem ara paslarıyla da birçok gol fırsatı yakalayıp birini değerlendirdiler, bunların hepsini yapabilecek kapasitede bir takımın oyuncuları, kanımca biraz da Mourinho'nun psikolojik savaş stratejilerine ihtiyacı olduğu sanrısıyla devamlı yerde yattılar, ağırdan aldılar, faul istediler, her taç pozisyonuna itiraz ettiler.
Seria A'yı da yakından takip ediyorum, Inter'in bu yola bu kadar çok başvurduğu bir başka maç hatırlamıyorum. O kadar abarttılar ki bu durumu, ligde yere hiç düşmeyen futbolcular her darbede kendini yere attı, Drogba'yı attırdılar, Didier atıldı diyemiyorum bile, oyuncu sakatlanıyor, dışarı sedyeyle taşıyan yok, Cambiasso ve Sneijder oyun durduğu an Mourinho'nun yanında bitiveriyorlar.
Sanırım maçtan önce Inter teknik ekibi ve oyuncular, bunları yapmazlarsa Chelsea'yi yenemeyeceklerini düşündüler, benzer bir düşünce Fenerbahçe'de de vardır hep Galatasaray maçları açısından. Aslında gerek yoktu bu denli çirkef davranmaya. Maç sonunda Materazzi oyuna girecek ne varsa takmış takıştırmış hakem takıları çıkartıp oyuna girmesini isteyince -sanırım zaman kazanmaktı amacı- Mourinho bile sinirlenip, bileğinden söktü aldı Lance Armstrong bileziğini. İyi polis kötü polis hamlesiydi biraz da bu, yoksa stratejinin asıl sahibi Jose'nin kendisiydi.
Inter, Lucio, Samuel gibi Lugano karakterli oyuncularla aşırı agresif yüzünü de gösterdi, hiç çekinmeden. Ancelotti'nin tepkisiz yüz ifadesi, Chelsea'nin anlamsız paniği, Mourinho'nun sahayı çok iyi parselleyen stratejisi, hakemin müsamahası, çirkeflikler maçın akılda kalanlarıydı.
2004 - 2005 sezonunda Eto'o'nun Barcelona'sı Stamford Bridge'de 4 - 2 mağlup olup elenmiş, son goldeki faul atlanmış, maç sonu kavgalar çıkmıştı, futbol tarihinin en güzel maçlarından biriydi. Bu maçın rövanşını Eto'o bir sene sona yine burada attığı golle almıştı. Geçtiğimiz sezon Iniesta'ydı intikamı alan, bu sene yine Eto'o oldu. Bir başka intikam hikayesi de Jose Mourinho'yla ilgiliydi. Ancelotti Chelsea'ye CL şampiyonluğu için geldi, keza Jose de bu sebeple ayrılmıştı Chelsea'den ve Inter'in başına geçmişti. Yemeği soğuk yedi Mourinho, zeytinyağlıydı. Chelsea hala Carvalho'nun -John Terry'nin- o haksız golünün bedelini ödüyor. Barcelona'nın olmadığı zamanlar, asıl bedel ödetici Liverpool'un liman işçilerinin çocuklarıydı. Peki Mourinho'ya hesabı kim soracak, Liverpool olmadığına göre bunun da cevabını Katalan çocukları vermeli, bugünden başlamak üzere!
17 Mart 2010
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
1 hafta önce
1 yorum:
Maçı seyredemedim.Yazıyı okuyunca seyretmiş oldum :)
Yorum Gönder