Sezon bitti, gelecek sezonun planları şimdiden başlamalı.
Gelecek sezonda takımda kalmasını istediğim oyuncular;
Ufuk GK
Sabri DR
Uğur DR
Emre G DC
Servet DC
G Zan DC
Ali Turan DC
Lucas DC
H Balta DLC
Caner DL / AML
M Topal DMC
Elano AMRC
Arda AMLC
Kewell AML
Keita AMR
Baros SC
5 yabancı var kadroda, planlama;
1 GK Thomas Sorensen
1 DMC Marco Aurelio
1 MC -box to box- Hamit Altıntop
1 AML / AMR Tuncay Şanlı
1 SC Necati Ateş - Semih Şentürk
1 DMC / MC -yabancı-
Kontenjan: 6 + 1 (Kewell süreklilik içermez ve bu duruma çok uygun olur)
İlk 11'de başlamayacak bir yabancıya bonservis ve yüksek ücret ödemenin mantıklı olmadığını düşünüyorum, 7 yabancı yeterli olacaktır, birinin kenardan gelebileceği göz önüne alındığında.
Transfer stratejisi belirlerken dikkate alınması gereken etmenler var. Neler bunlar?
1 - Kadro yapısı, sahaya yansıtılması beklenen oyun anlayışı
2 - Fiyat / Performans
3 - Yabancı kontenjanı
4 - Türkiye Ligi'ne uygunluk
Son etmenden başlayayım. Ligimizde başarılı olmuş oyuncuların incelenmesi, transfer stratejisi oluştururken mutlaka bir veri olarak değerlendirmeye alınmalıdır.
Duran topları çok iyi kullanan, sertliğe karşılık verebilen, oyun zekasıyla gerektiğinde en uç bölgede bile oynayabilen, yaratıcı, pas dağıtıcı, ani şutlar çıkartabilen, adam eksiltebilen Alex De Souza. Lincoln ve Elano belki de Alex'den daha yetenekli ve kariyerli oyuncular olmalarına karşın benzer bir performans gösteremediler, bunun temel sebebi kanımca Türkiye Ligi'ne uygunluk sorununa çözüm olmayışlarıydı.
Alman Ligi'nden gelen, savunma, orta saha, hücum bölgelerini birbirine bağlayabilen, box to box midfielder tanımına uyan, mücadele gücü yüksek, dinamik, pas yapabilen Fabian Ernst.
İtalya Ligi'nden gelen, savunmanın merkezinde pozisyon alma bilgisiyle, İtalyan futbolunun temel savunma özellikleriyle, oyun içi ve dışı sertliğiyle, sürekliliğiyle Matteo Ferrari.
İtalya Ligi'nden transfer edilecek bir savunma oyuncusunun öyle ya da böyle faydalı olacağını tahmin etmek güç olmasa gerek. Keza Fransa Ligi'nden transfer edilecek bir savunma yönlü orta sahanın -DMC- başarılı olma olasılığının yüksek olduğu da bilinen bir gerçek.
Brezilya, İtalya, Almanya ve Fransa ligleriyle ilgili önerileri, daha yakından takip edenlere bırakıp, fiyat / performans bazlı kısa bir İngiltere Ligi değerlendirmesine geçiyorum;
GK: Thomas Sorensen - Stoke City. 2 yıldır muazzam bir form grafiği, Stoke City'nin başarısında en önemli pay sahiplerinden biri. 33 yaşında, 1.96 m boyu var, hava ve yan toplarda, karşıdan atılan şutlarda etkili, Mondragon tarzı bir stili var, cüsseli, ağır, haliyle çok çevik bir genç kaleci gibi -Joe Hart- olmasa da, tecrübesiyle, pozisyon almasıyla, dengeli oluşuyla güven veren bir kaleci, Danimarkalı.
DC: Ryan Nelsen - Blackburn Rovers. Takımında efsane olma yolunda ilerliyor. 1.83 boyundaki Yeni Zelandalı'nın Lucas Neill'i andıran bir oyun tarzı var. Savunmanın merkezinde oynuyor, korner ve yan toplarda gol arayan ve bulan bir isim.
Premier League, klasik 4 – 4 – 2 oynayan takımların yapısından dolayı, box to box denilen orta saha oyuncularının en çok bulunduğu lig kanımca. Bunun temel sebebi, orta dörtlü bloğun kenarlarında isimlerin hücum özellikleri yüksek oyunculardan seçilmesi sonucu -arkalarında bek oynaması kaynaklı- merkez orta sahalar çok daha dinamik olmak, oyunu kurmak, dağıtmak, ilerletmek ve kesmek gibi çok farklı görevleri aynı anda gerçekleştiriyorlar. Lampard, Gerrard, Fabregas, Scholes, Fletcher, Milner, Arteta gibi. Elbette bu oyuncular çok değerli ve az bulunduklarından dolayı pahalılar.
Aykut'un kullanamadığı ayaklarıyla artık pek de şansının kalmadığını söyleyebilirim asıl kaleci olarak. Ufuk ise Manisa'da gösterdiği performansla en azından yedek olmayı hak ediyor, sürekliliği, güven meselesini aşması ve ayaklarını kullanabilmesi, 1 numaranın ona emanet edilmesi anlamına bile gelebilir, yine de yabancı ve tecrübeli bir kaleciden tarafım.
Uğur, Servet, E Güngör, Balta ve Topal, Kalli zamanındaki performanslarını bir türlü yakalayamadılar. Sakatlıklar, yurtdışı olasılığının zihni yorması ve altyapı eksiklikleri gibi sebeplerle gelişim gösteremeyip, seviyelerinin bile altında performans gösterdiler. Haliyle istenmeyen ve gitmesi gereken oyuncular listelerinin en başlarında yer alıyorlar. Rijkaard bu oyuncuların pas yapan, top taşıyabilen bir oyun anlayışında yer alamayacağının farkına çok geç vardı. Aslında Frank'ten beklenti bu oyunculara -Arsene Wenger'de olduğu gibi- temel saha içi özellikler -konumlanma, pas açıları oluşturma- açısından seviye atlatmasıydı. Başarılı olunamadı. Bu isimlerin Euro 2008'de Avrupa 3.sü olmuş bir takımın parçası olduğu gerçeğini göz ardı etmesem de, doğru analiz yapıldığında aslında başarıyı getirenin -Hamit, Marco, Tuncay, Arda, Nihat, Semih- hücum eksenli bir başka yapı ve motivasyon olduğu rahatlıkla görülebilir.
Uğur genç yaşı ve potansiyeli sebebiyle yeni bir şansı hak edenlerden. Ali Turan'ın gelmesinden ve belki de yabancı bir stoper daha alınacağından dolayı, Servet, E Güngör ve Zan'dan biri gönderilebilir, umarım bu isim çabuk oluşuyla ve doğru uzun top atabilmesiyle diğerlerinden ayrılması gereken ve oyun anlayışına uyumu daha kolay olan E Güngör olmaz.
Savunmanın önünde oynayabilecek önlibero için Topal tek alternatif. Türk Milli Takımı'na Marco'nun alınmasının odağında da bu bölgede başarılı olabilen çok az oyuncu olmasının gerçeği var. Barcelona'nın oyununa bakıldığında bu bölgede oynayan oyuncunun daha çok stoperleri hücuma süren bağlantı noktası olduğu fark edilir. Rakip takımların genellikle merkez bölgeyi kapattığı düşünüldüğünde, Busquest'in Pique'nin koşusunu devam ettirmesi ya da Xavi'yi ön alanda topla buluşturmak amaçlı bir bağlantı görevi vardı bu sene. Bu görevi gerçekleştirirken, pas esnasında topun şiddetini iyi ayarlamak, baskı anında topu iyi saklayıp faul alabilmek ya da topla birlikte dönüşler yapabilmek, olmazsa olmaz özelliklerin başında geliyor. Galatasaray'a gerek olan da bu özellikler. Bir de uzun top atabilen bir oyuncuysa bu -Xabi Alonso- dünyanın en iyilerinden biri oluyor haliyle.
Savunma kısmındaysa ilk hamleleri yapabilme, 3. bir stoper gibi davranabilme, doğru pozisyon alabilme gibi özellikler gerekiyor. Topal'da müthiş bir pas arası yapma, top çalma sezgisi olmasına karşın, oyun zekası ve top kullanma becerisi zayıf olduğundan devamını getiremiyor ve yetersizlik yaratıyor. Galatasaray'a Lucas'ın topla çıkmasını sağlayacak, bunu sağlarken pas hatası yapmayacak, dinamik -top isteyen, durağan oynamayan Topal gibi- savunma yönü çok kuvvetli bir oyuncu elzem. Bu sezonun en önemli zafiyetlerinden biri Servet ve Topal'ın top kullanamaması sonucu doğan oyun anlayışının sahaya yansımayışıydı. Geriden kurulamayan, genişleyemeyen, hücum derinliği yaratılamayan oyun sıkışıp kalıyordu. Elano da çare olamamıştı tek başına. Elano'yu sağ iç gibi düşünüp onun yanına da bir box to box oyuncu transfer edildiğinde, verimin artacağını ve Brezilya Milli Takımı'ndaki tamamlayıcı oyuncu konumuna yükseleceğini söyleyebilirim. Bu isim kesinlikle Hamit Altıntop. Tek sıkıntı sağ iç bölgede oynamayı çok sevmesi, Elano'yla çakışıyor bu yönden. Çok hareketli, sürekli top isteyen, kullanan, dikine giden, driplingi ve şutu olan oyunuyla Hamit, pek çok sorunun çözümü gibi duruyor. Sanırım bonservisi elinde. Finale giden Bayern Münih onu bırakır mı, ne kadar istendiğine bağlı olarak değişkenlik gösterebilecek bir soru belki de.
Oyun anlayışına uygun Türk oyuncu bulamama sıkıntısına değinmişken, özellikle Almanya, Hollanda ve Belçika'da oynayan birçok oyuncunun transferi de gündeme gelebilir, eğer doğru bir takip sistemi varsa kulüpte.
Sol ve sağ bek bölgeleri için alternatif bir oyuncu düşünülebilir, Caner'in bonservisinin alınması gerektiğini düşünsem de, H Balta'nın performansı soru işareti oluşturabilir.
Hücum bölgesinde Jo ve Gio'nun kalmasından çok Türk oyunculara yönelmenin kadro yapılandırmasını daha uzun soluklu hale getireceği düşüncesini taşıyorum. Rijkaard Gio'nun kalmasını isteyebilir, yüksek bonservis bedeli ve şu ana kadar gösterdiği performansın yeterli olmadığı kanısındayım bu riske girmek için. Çok daha önemli bölge ihtiyaçları var iken, Gio'nun kalması yanlış planlama olabilir. Belki de 8. yabancı olarak düşünülmesi daha doğru olur ama bu da maliyet demek yine.
Hücum bölgesinde Bursaspor muazzam alternatifler sunmasına rağmen, isteyeceği bonservis bedelleriyle, transfer yapmanın mantıksızlığını da beraberinde getiriyor. Ozan İpek, Volkan Şen ve Sercan Yıldırım'dan biri bile çok doğru alternatifler olabilirdi Arda, Keita ve Baros'a.
Bu noktada, biraz da Fenerbahçe'ye karşı psikolojik üstünlük kurmak amaçlı -tabi daha çok uygunluk çerçevesinde- Tuncay Şanlı, Semih Şentürk isimlerinin üzerinde duruyorum. Özellikle 3 - 4 milyon Euro'ya alınabilecek Tuncay'ın yaratacağı oyun içi ve dışı etkinin önemine vurgu yapıyorum, oyuncunun geçmiş davranışlarından ve karakterinden bağımsız olarak. Karşı yaka, Emre'yi alıp Arda'yı da isteyebiliyorken artık Galatasaray'ın da kontra hamleler yapması gerekiyor kanımca. Tuncay gibi deli fişek, yırtıcı, oyunun kaderini bir anda değiştiren, isyan eden bir oyuncuya şu an ihtiyacı var takımın. Sercan transferinin zorluğundan dolayı bir barışık bir küs olan, oynatılamayan Semih düşünülebilir ya da yeniden eski formunu yakalayan Necati, biçilmiş kaftan gibi gözüküyor oyun anlayışı açısından.
Baros'u yedeklemesi için yabancı almanın ve onu kenarda oturmanın doğru bir planlama olmayacağını düşünüyorum, zaten Kewell da olacak, bu sebeple bu tür yerli alternatiflere yönelmek çok daha akılcı duruyor.
Arda dışında yabancı oyuncuların seviyesinde performans gösterebilen, oyun anlayışına uyum sağlayabilen birisi yok ve açılan bu makas yerli oyuncuları huzursuz ediyor, özgüvenlerinin kaybolmasına neden oluyor, en vahim olanıysa sorumluluktan kaçıp, taraftarın gözünde değerli olan yabancıların birşeyler yapması gerekliliğine inanıyorlar. Neredeyse tamamına yakını Milli Takım seviyesinde olan yerli oyunculardan vazgeçip yerlerine Türkiye Ligi'nden birilerini bulmak da çok zor. Bu sebeple yabancıları her sene değiştirmenin anlamsızlığını kavrayıp, en akılcı çözümün yurtdışında oynayan yerli oyunculara yönelmek olduğunun farkına varılması gerekiyor.
26 Nisan 2010
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
1 hafta önce
8 yorum:
Muhteşem yazı.Kulübe ulaşması lazım bir şekilde.
dmc dmc dmc, gs ye öncelikle lazım olan şey kalas olmayan bi ön libero topu ilerdekilere rahatça atabilsin yeter. aslında bi stoper alınıp neill orda oynatılabilir gibime geliyo, ama rijkaard hiç denemedi o bölgede heralde uygun değil.
Galatasaray'ın belli oyuncu eksikleri var ama asıl eksiklik oyuncuların yetenekleri değil malesef.
Takımdaki asıl eksiklik zeka denen olgu. Adım gibi eminim ki Kewell sakatlanmasaydı şu an hem Lig, hem de UEFA'da devam ediyor olurduk. Takımda Arda dışındaki oyuncular zeki olmaktan çok uzaklar. Hele ortasahada oynayan oyuncular daha da uzaklar. Bir oyuncu yetenekliyse ama çok zeki değilse oynatılabilir, yeteneğinden faydalanılabilir. Zekiyse ama yeteneği sınırlıysa yine oynatılabilir. Çünkü yeteneğinin farkında olur, yeteneği kadar oynar. Daha çok zekasını kullanır.
Ama en vahim durum şu ki hem zeki olmayan, hem de yeteneği fazla olmayan oyuncular var Galatasaray'da. Barış Özbek ve Servet Çetin bu kategorideki en bariz iki örnek. İkisi de kendisini çok yetenekli sanıyorlar, yeteneğinden daha fazlasını yapmaya çalışıyorlar, ve bu yüzden oyun sistemine zarar veriyorlar. Ve bunun farkına da varmıyorlar. İşte benim düşünceme göre en vahim durum budur. Bu durumdaki oyuncuların da takımda kesinlikle tutulmaması gerekiyor.
Bu sene Galatasaray'da sessiz sedasız bir devrim oldu. Devrim dediğim Rijkaard'ın gelmesi, teknik ekibin değişmesi, planlar, projeler vs. değil. Bu sene ilk defa başarısızlığın sonucunda ihale teknik direktöre değil de futbolculara kaldı. Ciddi bir kısmıyla yollar sene sonunda ayrılacak. Benim açımdan devrim bu. Türk futbolunda yıllar önce olması gereken şey bu sene oldu, Türk futbolcuları çok yetenekli, yabancılara çok değer veriliyor, kendi yeteneklerimiz harcanıyor geyiği son bulmuş oldu. Türk futbolcularının mental açıdan, teknik açısından, altyapı açısından aslında ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıktı.
Kendini bir türlü geliştirmeyen oyuncularla yollar ayrılmalı. Servet, Topal, Uğur, Mustafa, Barış kesinlikle bırakılmalı. Bu seviyedeki bir futbol anlayışında istikrarlı olamayan, gelişime açık olmayan futbolcularla yola çıkamazsınız.
Kale için mutlaka Ufuk düşünülmelidir. 1 yabancı hakkını kaleciye harcamak bizim için çok büyük bir lüks olur. Ufuk mutlaka eğitilmeli, eksik yönleri geliştirimeli ve kaleye koyulmalı.
Gökhan Zan tutulabilir. Kendisi yapabileceklerinin sınırının farkında olan, triplere girmeyen, profesyonellik anlayışı iyi olan bir oyuncudur.
Defansa mümkünse hem sol bek hem stoper oynayabilen Neill tarzı çok yönlü yabancı bir oyuncu alınırsa defans hattında yeterli alternatif yaratılacağını düşünüyorum.
Orta sahaya Hamit mutlaka alınmalı. Orada oynayacak kaliteli Türk oyuncuya ihtiyaç var ve Türkiye'de o mevkide oyuncu yetişmiyor. Hamit ve Marco alınabilir isimler.
Yine ortasahaya çift yönlü, zekası yüksek yabancı bir oyuncu alınacağı zaten Allah'ın emri, o yüzden yorum yapmıyorum.
Giovani mutlaka tutulmalı. Ben Bursaspor maçını stadda izledim ilk yarı hemen önümde oynadı. Pozisyon almasını biliyor, kademeye girmeyi biliyor, boşa çıkmayı, boş alanı görmeyi çok iyi biliyor, açık alanda çok hızlı, ivmesi çok iyi. Bu standartta bir oyuncuyu Türkiye'de zaten bulamayız, Avrupa'dan ise zaten alamayız. Bırak açığı, orta sahayı, Gio'yu Caner veya Sabri'nin yerine beke koysan ikisinden de iyi bir performans gösterir. Altyapısı o derece iyi.
Sene sonu için Mustafa Pektemek ile anlaşıldığı söyleniyor, Baros'u yedeklemesi açısından yeterlidir bence.
Bunların dışında, 20 yaşını geçmemiş 3-4 tane gurbetçi diye tabir ettiğimiz oyunculardan alması gerek Galatasaray'ın. Bu tarz oyuncuları denemek gerek, 5 tanede 1 tane tuttursak kardır.
biraz gerçekçilikten uzak bir yazı olmuş bence.servet'in takımda kalma ihtimali %20 civarında.necati mantıksız,semih de imkansız transfer;keza tuncay da hayal olarak kalır,türkiye'de fb'den başka takımda oynamaz,oynamasın zaten.aurelio'nun 32-33 yaşına geldigini herkes unutuyor sanırım.yazıda ismi geçen hamit mükemmel bir transfer olur ona kesinlikle katılıyorum.o olmazsa ortasahanın ortasına bir yerli bir yabancı transfer sart,ben kesinlikle gio'nun kalması ve + yabancı icin baros'a benzeyen bir tipte mümkünse genc yabancı forvet alınması gerektigi kanısındayım,yedek kalmayı problem etmemesi şart tabi bu oyuncunun.
Şampiyonlar Ligi'ne katılma şansı kalmadığından ve TT Arena'nın loca satışından gelen paraların da harcandığı söylentileri doğruysa Arda, Mehmet Topal ve Servet gibi isimler satılmadan transfer yapılamayacağını düşünüyorum.
bence hamit ve halil'i getirebilirsek nuri'yi de alabileceğimizi düşünüyorum. eğer öyle olursa çok çok çok rahatlarız :)
İki metreye pas atamayan tuncayın pasa dayalı bir futbol oynamaya çalışan Galatasaraya yararlı olacağını sanmıyorum. Ayrıca karşı yakanın yöntemleri onları ilgilendirir. Bize uymaz.
bence keita bile pasa dayalı futbol oynatmak isteyen rijkard'ın sistemine uymuyor.. birde sola tuncay alınırsa vay halimize..
baros'a alternatif olabilecek en iyi oyuncu bence mustafa pektemekdir.. sercan transfer edilirse bence sol tarafa monte edilmeli ama sağda keita oynamaması koşuluyla yani solda sercan sağda gio iyi bir ikili olabilirler..
orta saha için kesinlikle afrikalı bir ön libero alınmalı.. fransa liginde bolca mevcut bu isimlerden ancak ayağa pas yapabilen bir isim olmalı bu oyuncu.. hamit tam aradığımız isim ve bence hamit transferini gs yönetimi de ciddi ciddi düşünüyordur.. dünya kupasında iyi bir performans sonucu elano satılıp yerinede nuri alınırsa güzel olabilir..
arda-servet-mehmet topal-gökhan zan-ayhan akman-jo-leo-emre aşık iyi teklif gelirse keita ve elano umarım seneye kadro icinde yer almaz..
aykut(ufuk)
sabri neil hakan caner
(uğur) (emre g.) (ali)(gnç yabncı)
yabancı transfer
(musa)
Hamit elano(nuri)
(mustafa-barış) (emre çolak)
gio kewell (yerli alternatif) (yabancı yıldız)
baros
(mustafa pektemek)
gidenler gelenler
arda=15 milyon sola yıldz=10 m.
keita=10 milyon nuri =10 m
elano=10 milyon ön libero =7 m.
topal=6 milyon mustafa =4 m.
servet=4 milyon sol bek =4 m.
gio =6 m.
45 milyon caner =3 m.
44 milyon
1 milyon euro kar bile ettik yau..:))
Yorum Gönder