Mevcut kadro:
Muslera
Aykut
Ufuk
Eboue
Sabri
Ujfa
Servet
G Zan
H Balta
Çağlar
Ceyhun
Melo
Selçuk
Ayhan
Yekta
Engin
C Kazım
Riera
Elmander
Baros
Altyapı takviye: Semih, E Çolak, Aydın, Anıl, İsmail Berk
Formasyon 4-1-4-1 ve pozisyon alternatif:
Kaleci Muslera / Aykut / Ufuk
Sağ Bek Eboue / Sabri / Ujfa
Merkez Sağ Savunmacı Ujfa / Servet / G Zan / Ceyhun
Merkez Sol Savunmacı Servet / G Zan / H Balta
Sol Bek H Balta / Çağlar
Ön Süpürücü Melo / Ceyhun
Sağ Açık Kazım / Eboue / Sabri / Elmander
Merkez Sağ Orta Saha Selçuk / Yekta / Ayhan / Sabri / Eboue
Merkez Sol Orta Saha Yekta / Engin / Ayhan / Selçuk
Sol Açık Riera / Engin / Eboue
Santrfor Baros / Elmander
***
Omurga üzerinden başlayalım kurgulamaya ve Terim'in zihnindekileri anlamaya.
7 yabancı var ve Elmander'in Baros'un arkasında beklediği her seçim kontenjana takılmıyor.
Eğer 4-4-2 ekseninde Baros & Elmander birlikteliği düşlenirse Ujfa & Riera'dan birinin takımdan kesilmesi gerekecek ki klasik bir açık oyuncusu olan Riera'nın çıkması çift santrfor tercihini anlamsızlaştıracağından, Ujfa kenara gelme olasılığı en yüksek yabancı.
5 yabancı sabit öyleyse her koşulda, Muslera + Eboue + Melo + Riera + Baros.
7 yabancı + 2 yerli kaleciyi çıkartırsak elde yalnızca 11 yerli isim var. Terim joker oyuncular istiyor.
5 yerli kontenjanı için hiyerarşi oluşturalım, Selçuk, Kazım, Servet sanırım ilk üçte. Onların ardından sırası önemsiz Sabri, G Zan ve H Balta geliyor. 6'lı bir oyuncu topluluğu. Bunun dışında bilinmezlikler taşıyan Yekta, Engin ve Ceyhun ile 9, hesaba katılmayan Çağlar ile 10, emektar Ayhan ile 11 oyuncuya ulaşıyoruz.
Yani Terim Selçuk, Kazım, Servet'i tahtaya yazdıktan sonra 7 oyuncu içinden -Ayhan'ı sayma- ikisini daha belirleyecek.
7'nin 2'li kombinasyonu 21 opsiyon çıkar karşımıza, hesap kabarık, futbol yönünden kabuller yapıp sadeleştirmeye gidelim.
Pozisyonun değişmesi zor görünen oyuncular:
Muslera
XXX
XXX
XXX
XXX
Melo
Kazım
Selçuk
XXX
Riera
Baros
XXX: değişkenlik gösterme olasılığı daha yüksek olan
1) Denklemin en karmaşık kısmı merkez orta sahanın solunun nasıl doldurulacağıyla ilgili. Yekta, Engin, Ayhan pozisyon orjini olarak burada oynayabilir ancak Fatih Hoca farklı bir yöntem deniyor:
Selçuk'u merkez orta sahanın soluna kaydırıp -Arda varken daha anlamlıydı, birbirlerine yakınlaştıklarından- Sabri'yi merkez orta sahanın sağına yerleştirmek gibi.
------------------Melo----------------
Kazım---Sabri---------Selçuk---Riera
Bu şablonda amaç Sabri'nin dinamizmi, ön alanda rakibe baskısı, sağ kanat işlerlik katma gibi etkilerinden yarar sağlamak. Mourinho'nun Coentrao'yu Xabi Alonso'nun yanında oynatıp Marcelo'yla değişimli sol koridor kullanımı gibi bir faktör aranıyor. Sabri, arkasından gelecek bek ile -Ujfa ya da Eboue- birlikte bindirme kombinasyonları uygulayacak ve yanında oynayacak açık oyuncusunun -Eboue ya da C Kazım- merkeze kayıp daha çok ceza sahası içinde bulunmasına, gole yaklaşmasına da olanak tanıyacak.
Terim benzer bir etkiyi Sabri yerine Eboue üzerinden de sınayabilir.
------------------Melo----------------
Kazım---Eboue---------Selçuk---Riera
şeklinde. Her ikisine de antrenman ve maçlarda göz atılacaktır.
Sabri & Eboue deneyi dışında mevcut kadronun orjinal orta sahalarının forma şansı bulması da bir seçenek.
Bunu söylerken bir farklılığı da göz önüne koyalım, Sabri & Eboue'nin sağ bek / açık koordinasyonlu orta saha konumlandırması Selçuk'u sola atmamıza sebep oluyordu. Eğer Yekta ya da Engin ilk 11'e katılırsa Selçuk da yeniden merkez sağ orta saha pozisyonuna dönebilir ve bu neden bu kadar önemli? Yerli Xavi diyoruz ya ona, Xavi'yi kısaca inceleyelim.
Her ne kadar Xavi oyun akışkanlığına ciddi katkı sağlayan bir yer değişimle maçı tamamlasa da, hücumları şekillendirdiği bölge hiç değişmez, merkezin sağı. Messi'nin top sürmeleri, Alves'in bindirmeleri ve Iniesta'nın soldan onun paslarını taşıyarak bütünü tamamlaması. Sağ ayaklı Xavi'nin sağ bölgeye yakın oynaması oyun görüşünü ve ayağını istediği gibi kullanabilme özgürlüğünü kısıtlamayan en önemli saha içi tercihlerinden biridir ve Guardiola'nın bundan taviz verdiğine pek rastlamadım.
Terim eğer Selçuk'tan yüzde yüz verim almak istiyorsa kesinlikle onu merkez sağ orta saha oynatmalıdır. (Tıpkı Xavi gibi Selçuk da merkez sol orta saha oynar ancak maksimum etkiyi ve oyunu görüşünü sunamaz)
------------------Melo----------------
Kazım---Selçuk--------Yekta----Riera
veya
------------------Melo----------------
Kazım---Selçuk--------Engin----Riera
Bu iki orta saha şablonundan birini kullanmak çok daha rasyonel duruyor. Sezonun belki de en kritik iki adamı bu açıdan Yekta ve Engin olabilir çünkü onların performansına mahkum 10 oyuncu bulunacak etraflarında.
2) Dört bilinmezden (XXX) oluşan savunma kurgusu nasıl olacak?
Sabri & Eboue'nin orta saha kullanımına göre diğeri sağ bek seçilebilir.
Sabri---XXX-----------XXX----XXX
------------------Melo----------------
Kazım---Eboue---------Selçuk---Riera
veya
Eboue---XXX-----------XXX----XXX
------------------Melo----------------
Kazım---Sabri---------Selçuk---Riera
Hatta Sabri'nin ilk 11'de olmadığı üçüncü bir alternatif var, bunu da çok önemsiyorum hazırlık dönemine bakarak.
Ujfa----XXX-----------XXX----XXX
------------------Melo----------------
Kazım---Eboue---------Selçuk---Riera
Başarılı bir sağ bek performansı ortaya koyan ve takımın havasını değiştiren Ujfa'yı, biraz da Türkiye Ligi'nin yapısını ön planda tutup bu şekilde oynatabilir Terim. Kaçınılmaz olan Ujfa'yı bek yapmanın size iki yerli stoper olarak geri dönmesidir, bu riski de göze alacaklar muhtemelen.
Ters tarafa bakalım, sol bek pozisyonuna. En zayıf halka ve yalnızca iki olasılık üzerinde durulabiliyor, H Balta ve Çağlar. Selçuk, Kazım, Servet'ten sonra dördüncü yerli oyuncuyu buraya seçmek zorundayız.
Ütopik dursa da Eboue'nin sol bek oynaması da hesap edilebilir ancak çok sıcak baktığımı söyleyemem, Lahm gibi uzun yıllar ters ayaklı bek oynatılmadıkça yüksek performans alınması çok zor olur.
5 stoper var, Servet ilk yazılırsa diğer dördü de ikinci yer için adaylar olarak gözüküyor. Ceyhun ve H Balta'nın acil çıkış kapısı stoperleri olduğunu da bildiğimizden geriye G Zan ve Ujfa kalıyor. Burada devreye elbette Ujfa'nın nasıl kullanılmak istendiği girecek.
Ujfa------G Zan-------Servet---H Balta
------------------Melo----------------
Kazım---Eboue---------Selçuk---Riera
veya
Eboue-----Ujfa--------Servet---H Balta
------------------Melo----------------
Kazım---Sabri---------Selçuk---Riera
ya da
Sabri-----Ujfa--------Servet---H Balta
------------------Melo----------------
Kazım---Eboue---------Selçuk---Riera
Servet'i ısrarla merkez sol savunmacıya yazma sebebim H Balta'nın hatalarını kapatma potansiyelinin bulunması, G Zan'ı o tarafa atmak silahı kafamıza dayamak ve birinin gelip tetiği çekmesini beklemek olur.
Terim'in zihnindekiler bunlarken şahsi kanaatime göre olması gereken:
Eboue-----Ujfa--------Servet---H Balta
------------------Melo----------------
Kazım---Selçuk--------Yekta----Riera
Türlü varyantlar çıkabilir, birkaç maç fantezi de olsa Sabri sağ bek, Eboue sol bek deneyi, sıklıkla Ujfa sağ bek (Servet & G Zan'ı zorunlu kıldığından çok taraf değilim) ve Yekta yerine Engin hamlelerini maç içinde görüp analiz etmek gerekir, kağıt üstündekine benzemeyebilir, belki daha iyiye bile yükselebilir takım uyumu.
Terim'in 2008 Avrupa Şampiyonası'nda kullandığı savunma şablonu da -beğenmesem de, savunma kurgusu & başarı odaklı tezimden dolayı- aklımızın bir köşesinden hiç çıkmamalı:
Sabri-----G Zan-----Servet---H Balta
3) Hücum hattı, çok fazla tartışmaya açık değil.
Kazım sağ kenar, Riera sol kenar kesin gibi, onları yedekleyebilecek kalitede, belki üstünde bir Eboue de var kadroda.
Ujfa, Eboue ya da Sabri'nin yer aldığı sağ kenar paylaşımlı hücum koridoru C Kazım'ı sürekli merkeze kaydırıp ikinci santrfor gibi oynatacaktır. Riera'nın merkeze kaymayan, klasik çizgide kalan bir açık oyuncusu olması bu yönden C Kazım'ı dengeleyici bir unsur. Önemli ve olumlu.
Eboue'nin çok sık önde kalacağı düşünülürse, Kazım'ın bu kaymayı gerçekleştirmesi takımımıza hücumda sayısal zenginlik ve pozisyon üstünlüğü getirecektir. Riera'nın gol sayısı ne kadar azsa -asist yapar daha çok orta üzerinden- Kazım'ınki bir o kadar yüksek olacak.
Trabzonspor'daki Selçuk & Burak ikilisinin Selçuk & Kazım'a evrilmesini seyredeceğiz. Koşu yoluna pas, verimli duran top, kanat bindirmesi kavramları yeniden hayatımıza girecek. Golü takımca atacağız.
96-00 dönemini hatırlayın. Davala, Fatih, Capone, Okan ve Arif arasından en az üçü sahada yer alır ve üçgenler kurarak sağ taraftan oyunun akmasını sağlarlardı. Ujfa, Sabri, Eboue, Kazım ve Elmander üzerinden kurgulanacak benzer senaryolar.
Hücumun en ucunda Baros, alternatifi Elmander denilirse yanlış olmaz.
Eboue-----Ujfa--------Servet---H Balta
------------------Melo----------------
Kazım---Selçuk--------Yekta----Riera
------------------Baros---------------
ya da
Terim'in deneyeceği
Ujfa------G Zan-------Servet---H Balta
------------------Melo----------------
Kazım---Eboue---------Selçuk---Riera
------------------Baros---------------
Maç sıkıştığı anlarda, özellikle TT Arena'da Baros'un yanına Elmander alınabilir, Ujfa oyundan çıkarılıp. İlk kadroda Yekta & G Zan değişikliğine gitmek zorundasınız böyle bir durumda.
Elmander & Kazım pozisyon tercihine hiç rastlamayabiliriz, hem sağ bölgede oynayabilecek yeterince isim var hem de Kazım'ın yerine Elmander olursa yabancı kontenjanı sorunu baş gösteriyor.
4) Kaleci = Muslera
-----------------Muslera---------------
Ujfa------G Zan-------Servet---H Balta
------------------Melo----------------
Kazım---Eboue---------Selçuk---Riera
------------------Baros---------------
ya da
-----------------Muslera---------------
Eboue-----Ujfa--------Servet---H Balta
------------------Melo----------------
Kazım---Selçuk--------Yekta----Riera
------------------Baros---------------
çok varyant var, ötekiler yazıdaki detaylardan oluşturulabilir.
5) Zaaflar ve avantajlar neler?
Sol bek bölgesinin yine en zayıf halka olması, merkez orta sahadaki üçüncü ismin (Melo+Selçuk+XXX) hala tespit edilememesi, Baros'un sakatlığı halinde Elmander'in yaşayabileceği uyum sorunu ve beraberinde gelecek santrforsuzluk -C Kazım ya da altyapıdan takıma alınmak istenen İsmail Berk son çözüm- meselesi, Forlan & Reyes derken Riera'nın beklentileri karşılayamaması ve stoperlerin nerede ne yapacağının belirsizliği can sıkıcı konular. Bunların giderilememiş olması elbette vahim.
Kaptanlık derdi de sırasını bekliyor. Hiyerarşi birinci unsur olsa Arda'nın ayrılmasının hemen arından Sabri'nin kaptanlığı açıklanırdı, bu tercih edilmedi. Keza Arda kaptan yapıldığında, yaşça ondan büyük olan -daha uzun süre Galatasaray bünyesinde bulunan, can alıcı kısım, asıl referans- Sabri'nin es geçilmesi, hiyerarşi önceliğini kaybettiğinin ve kaptan olarak düşünülmediğinin göstergesiydi. Arda ayrılınca elde kalan adam üzerinden "hiyerarşi önemli" vurgusu yapmak çok daha yaralayıcı. Kadroda bulunan isimlerin zihninden de bu soru işaretleri geçecektir, Sabri kaptan yapılırsa. Kısacası kaos doğurur bu karar. Hiyerarşi gözetilmezse akla en yatkın isim Selçuk, daha ilk senesi olsa da eğer liderlik edebilecek bir karakteri varsa tercih edilebilir. Hiyerarşi gözetilmeye devam ederse takımda beşinci senesini geçiren ve ilk 11 oynaması hemen hemen kesin olan Servet düşünülecektir. Sabri'nin ilk 11 kriterini sağlayacağı da şüpheli.
Tekrar hücuma dönelim.
Arshavin -dribling üzerinden- Podolski -gol atan kenar- ve Riera -saf açık- üçü de apayrı özellik ve görevleri olan kenar oyuncularıydı. Riera tercihi bu açıdan da kafaları kurcalıyor, bilinçli bir hamle değil de kapıya dayanan yumurta izlenimi.
Hücum hattı yaratıcılıktan bir hayli yoksun. Alex gibi tek oyuncu yoluyla bu açık giderilebilirdi -kesinlikle adres Forlan'dı- ancak olmadı.
Mevcut kadroyla yapılacak en iyi iş takım olabilmekten geçiyor. Riera buna yatkın bir isim, taktik disiplinden kopmaz. Keza elde Eboue, Melo ve Selçuk da bulunuyor. Kazım'ın patlayıcılığı ve Baros'un golcülüğünün standart üstüne çıkmasıyla problemler en aza indirgenebilir hücumda. Elmander'i de unutmayalım, gol yükünü üçü çekecek ve 40-45 gole ulaşmaları hedef koyulabilir. Bu da takımın 65-70 golü geçemeyeceğine bir işaret, şampiyonluk takım savunmasıyla -oyunu- kazanılacak, duran toplar, kanat bindirmeleri en belirleyici silahlar olsa da.
Son 3 yılda ileri uca yapılan şaşalı transferlerin, büyülü ayakların, kadro mühendisliği hataları sonucu -Selçuk & Melo olsaydı- herhangi bir katkı verememesinden sonra, bu sezon daha sönük isimlerle -Riera, Elmander- anlaşıldı. Taraftar hayalkırıklığına uğramış olabilir ancak bilmediğimiz tek oyun olan masabaşını saymazsak şampiyonluk asla transfer sezonlarında kazanılmadı, hep sahada.
Bugün Barça bir savunmacı dokuz orta saha oyuncusuyla, santrforsuz oynayıp Villarreal'i 5-0 yeniyorsa -topla oynama % 80 civarı, rakibin kaleyi bulan ilk şutu 85. dakikada- ve futbol literatüründe devrim niteliğinde sayfalar açıyorsa, futbolun hala orta saha üzerinden şekillenen bir oyun olduğunu kabul etmeliyiz.
3 yılda 12 kupa kazanan Pep Guardiola şöyle diyor:
"Futbol, ilk ve en önemlisi orta saha oyuncularıyla oynanır. Bizde bir sürü var ve çok iyiler."
Independent'ın yorumu:
Felsefe şu, neden sadece savunma yapabiliyor diye bir oyuncu seçeyim, en iyi savunma formu topa sahip olmaksa? Rakip, top kendinde değilse gol atamaz, o zaman takımı topu hiç vermeyen oyuncularla doldurmalı.
Bu kadar iddialı değiliz ama Melo + Selçuk transferlerine ve kaybedilen üç sezona bu pencereden bakmalıyız bir de. Performanslarıyla savunma dörtlüsünün bırakacağı izlenimi biraz olsun olumlu bir şekle çevirebilirler. Umut ışığı veren bir nokta bu.
Diğeriyse savunma kurgusuna kör topal da olsa eğilim gösterilmesidir. Muslera, Eboue ve Ujfa ciddi takviyeler ve bu coğrafyada başarı savunmadan geçer, bu da bir başka umut kapısı sezon için.
3 Eylül 2011
A. Eren Loğoğlu
Endüstriyel Koreografi
-
Bursaspor'lu taraftarın Atatürk Stadyumu yıkılmadan önce kale arkasında
"Yeni Linea" için yapmış oldukları koreografi çok konuşulmuştu.
"Endüstriyel F...
23 saat önce
6 yorum:
Tebrikler. Güzel bir analiz olmuş.
...Muslera...
Sabri...Ujfalusi...Servet...Balta
Melo
Kazım Eboue Selçuk Riera
Baros(Elmander)
Sercan gelirse o da forvet oynayabilir.
Ne dersin hocam bu taktiğe?
takımın yaşadığı orta saha evrimi takdire şayan kesinlikle ana rotasyon melo - selçuk - eboue (sabri) ve bunu yedekleyecek ceyhun - engin yekta (sabri) var elde geçen seneki barış - ayhan - mustafa kombosundan sonra ciddi bir gelişme olacak.
ben eboue'nin sağ taraftan ziyade sol içtede denenebileceğini düşünüyorum.
keza burada sık sık engin'i yada yekta'yı görmekte şaşrıtmez beni derdim ama terim'in en azından ilk etapta pek yekta'yı düşünmediği ortada.
stoper rotasyonunda kiralanmaması durumunda semih'ten süpriz bir çıkış gelebilir olası bir gökhan zan sakatlığında.
aslında transfer dönemi bitmeden manisa'nın iki yiğit'i (incedemir ve gökoğlan) alınabilse çok şık olacak.
keza sol taraf için dağılmakta olan ankaragücü'nden özgür çek kadroya dahil edilebilir aslında.
son dakikada tabloya eklenen sercan bence hızı nedeniyle kanat/forvet oynamaya daha uygun bir isim ayrıca rotasyonda gerekirse forvetede kaydırılabilir.
defansın sol kısmı şu an için en sıkıntılı bölge gibi gözüküyor ve gerek takım için gerekse de yerli oyuncu transferi ile bu sorunun çözümü zor gibi.
ama yinede daha önce dediğim özgür çek kumarı eğer uygun bir maliyetle gerçekleşme durumunda ise denenebilecek bir şey.
galatasarayın elindeki kadro klasik 4-4-2 oynamaya çok elverişli aslında.
üçlü orta saha olsun desek ofansif olarak yetersiz kalabiliriz.takımı driblingleriyle ileri taşıyabilecek MC oyuncusu olarak bir tek yekta gözüküyor.onunda yeterli olacağını düşünmüyorum.
selçukla melonun yanına sabri yada eboue seçenekleri var. iki
durumda da rakibe iyi baskı kurarız fakat ofansif olarak üretkenlik minimum olucaktır.
4-4-2'deyse elmander ve baroşa sercanın da katılmasıyla her mevkide
alternatiflerin bulunduğu daha dengeli bir diziliş oluşuyor.özelikkle riera , kazım , eboue , engin ve sabri gibi kanatları çok etkili kullanan oyunculara sahipken 4-4-2 en uygun dizliştir bence
Bugunku mac yazini bekliyorum. Yalniz bir ricam olacak. Lutfen su mactaki Kazim in etkisizligine bir goz at. Ne oynadigi pozisyonun gereklerini biliyor, ne oyunun akisina gore nereye kosu yapacagini ne de takim savunmasina katkiyi. Ustue bir de laubaliligini ve zihinsel(mental) yetersizliklerini ekle. Su macta Kazim ve Fatih Terimin bunlara ragmen onu hala oyunda tutmasi bile tek basina yazi konusu. Ilgilenenler EURO 2008 deki Cek macini tekrar seyredip Fatih Terimin kenardan 'Kazimm Kazimmmmmmm!' diye yirtinirken sag kenarda hareketsiz kalip Ardanin onunu tikadigi poziyonlari inceleyebilir.
Çok uzun seneler sonra kombine kart alarak maça gitmiş olmanın heyecanı stada ulaşmak için geçmek zorunda kaldığım Metro tünelini görünce önce dehşet sonra korku ile bastırıldı.
Maç hakkında herşeyi konuşmak mümkün ama gelin daha önemli bir konuyu; bu kadar önemli bir yatırım yapıp ta sonrasında taraftarını alternatifsiz olarak tek bir noktadan, üstelik te gerekli güvenlik önlemlerinin hiçbirini almadan stada/eve ulaşmak zorunda bırakan zihniyeti konuşalım. Bir panik anında o tünelde oluşabilecek olan karmaşayı, dehşetin büyüklüğünü ve çaresizliği hiç mi kimse düşünmez; koskoca stadı başarıyla projelendiren/uygulayan bir yönetim o stada ulaşımın bu kadar çağdışı sağlanması konusuna eğilmez?
10 küsür sene önce Olimpiyat Stadını yapıp ulaşım konusunda hiçbir gelişim göstermeyen zihniyet yine iş başında. İlk açılış günü “düzelecek, biraz sabır!” diyen yönetimin şu anda işbaşında olmaması sonucu değiştirmez. Galatasaray adına, büyüklüğüne yakışır bir stadda oynuyorsa bunu tüm alt disiplinleri ile birlikte gereçekleştirmelidir.
Bu mesajı severek takip ettiğim tüm bloglara gönderiyorum; umarım herhangi bir can kaybı olmadan, “facia” olarak adlandırılacak bir habere konu olmadan bu sorunun çözülmesi yolunda bir kamuyou yaratılır ve gerekli düzenlemeler yapılır.
Saygılarımla,
Yorum Gönder