17 Nisan 2008

2008 NBA Playoff'ları



First Round

East

Celtics - Hawks 4-0
Pistons - Sixers 4-1
Magic - Raptors 4-2
Cavs - Wizards 4-2

West

Lakers - Nuggets 4-2
Hornets - Mavs 3-4
Spurs - Suns 3-4
Jazz - Rockets 4-2

Semi Finals

East

Celtics - Cavs 4-2
Pistons - Magic 4-2

West

Lakers - Jazz 4-2
Suns - Mavs 4-3

Conference Finals

East

Celtics - Pistons 3-4

West

Lakers - Suns 3-4

The Finals

Pistons - Suns 4-2

2008 Playoff'ları için Doğu adına tahmin yürütmek çok kolay, Batı adınaysa çok zor. Bu zorluğun da etkisiyle 7 maçlık seri tahminleri havada uçuşuyor. Muhtemelen kimi serilerde bu 6 maça düşecektir. Görünen şu ki, kanımca Batı'da en az 6 maçlık seriler oynanacak. Taraf olmanın da etkisiyle Pistons'ı Finallere gönderdim, KG'nin liderliğindeki Celtics'in Finallere gitmesi ve şampiyon olma şansı da Pistons kadar aslında.

2 temel düşünce içindeyim bu Playoff'larda tahmin olarak, ilki Celtics - Pistons serisinden çıkan takımın Şampiyon olacağı, diğeriyse Shaq hamlesiyle Batı'dan Suns'ın Finallere kalacağıdır.

Eşleşmeleri kısaca değerlendireyim.

Celtics - Hawks

4-0 biter, yoruma gerek yok bu seri için. Celtics hakkında şunu söyleyebilirim. KG, Ray ve Pierce triosuna katkı sağlayan oyuncular buldular, bu çok önemli. Takımın 2 lideri var, KG ve Pierce, Pierce hücumun ve zor anların, KG ise mücadelenin ve savunmanın. Bu paylaşımı sağlarken sadece Şampiyonluk düşünüyor ve egolarına yenilmiyorlar, bu da çok önemli. Konferans Yarı Finali'nde karşılarına muhtemelen Cavs gelecek ve eleseler de yıpranacaklar. Bu da Pistons'ın avantajı.

Pistons - Sixers

4-1 biter. Normal sezon 2-2'ydi ama Sixers'ın son galibiyeti Pistons bench oyuncularının armağanıydı. Bir önceki maç da 83-82 bitmişti. CB, Rip, Tay ve Sheed omurgasına bu yıl bench çok katkı yaptı. Stuckney, Hayes, Maxiell en önemlileri. Onların performansları Celtics'den sonrasını görebilmek adına belirleyici olacaktır.

Magic - Raptors

4-2 biter. Doğu hakkında pek konuşmak, yazmak istemiyor insan. Pistons, Celtics ve James var diyerek geçiştiriyorum her seferinde. Howard ve Hedo'nun ilk turu geçseler de devamını getiremeyeceklerini kestirmek güç olmasa gerek.

Cavs - Wizards

2006 James-Arenas düellosu hala akıllarda, 2001 Iverson-Carter düellosu gibiydi. Uzatmada James'in son saniye turnikesiyle 121-120 Cavs'in kazandığı serinin 5. maçı unutulmaz ilk tur anlarından biriydi. James 45 sayı atarken, Arenas 44 sayıyla karşılık vermiş ve ironi bu ya maçı da, düelloyu da James 1 sayı farkla kazanmıştı. Serinin 6. ve son maçını da uzatmada, uzatmanın bitimine 14 saniye kala ilk defa oyuna giren Damon Jones'in basketiyle yine 1 sayı farkla 114-113 Cavs kazanmıştı. Arenas'ın 36 sayısı yeterli olmamıştı.

2001 Iverson-Carter düellosunu da anımsayalım. Seriyi 4-3 Sixers kazanmıştı. Carter bir maçta 50 sayı atarken, Iverson 52 ve 54 sayılarla 2 maçta karşılık vermişti. Daha özel bir seri seyrettiğimi hatırlamıyorum Yıldız Savaşları olarak.

Arenas oynayacak mı bilgim yok. Oynarsa da çok etkili olabilir mi, onu da kestirmek güç. Son maçlardan birinde benchten gelip 20 sayı atmıştı sanırım. Eğer oynarsa ve gücünü toplamışsa seri güzel bir hal alabilir, yeni bir rekabetin habercisi olur bu da. Serinin 4-2 bitme olasılığı yüksek, 4-1 ya da 4-3'de Arenas'a göre şekillenebilir durumlar. LeBron James'in geçen yıl 48 sayı attığı ve son çeyrek, 2 uzatma boyunca Michael Jordan kılığına girdiği Pistons serisi 5. maçında kaldığı yerden mi ya da gücünün yetmediği Spurs serisinde kaldığı yerden mi devam edeceğini hep birlikte göreceğiz. Bir hesabı vardır. Bu yıl karşısına KG ve arkadaşları çıkacak, James'in 48'den devam etmesi ve Celtics'e meydan okumasını ve o seriyi çok zor durumlara getireceğini de düşünüyorum. Eline şöyle bir fırsat da geçmiş durumda, ilk turu geçerse. Playoff'larda bir maçta en çok sayı atan oyuncu tabi ki Michael Jordan ve bu rekoru Bird'in efsane Celtics'ine karşı 63 sayı atarak elde etmiş ama maçı Celtics kazanmıştı. LeBron bu rekoru kovalayacaktır. Bunu izlemek de bizlere büyük keyif verecek, yıpranmış Celtics'in de plyoff tecrübesi Pistons karşısında tutunamayacağını düşünmemin temel sebeplerinden biri de bu aslında.

Lakers - Nuggets

4-2 biter. Kobe ve arkadaşları için olağanüstü bir normal sezon. Gasol hamlesiyle Lakers'ın nasıl bir noktaya geldiğini hepimiz gözlemledik. Bu sene olmasa bile önümüzdeki yıllarda Kobe-Odom-Gasol'e bir de Bynum eklenecek. Bu eklenme hali 2008 Playoff'larında ve sağlıklı bir biçimde olursa durdurulamaz bir takım da olabilirler. Kobe de eline geçen bu büyük fırsatı kullanarak, NBA'nin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri olduğunu kanıtlama uğraşına hem bireysel istatistiklerle hem de şampiyonlukla girmeye çalışacaktır. Onu da izlemek çok keyifli olacak. Shaq'in dominasyonundan çıktıktan sonra ilk defa uzun bir playoff süreci Kobe'yi bekliyor, bu da demek oluyor ki olgunlaşmış, bir maçta 81 sayı, 4 maç üst üste 50+ sayı atmış ve takımın parçası olmayı başarmış Kobe'yi en az 12 maç kadar izleyeceğiz. Bu şansını iyi kullanırsa o da MJ'nin 63 sayısına göz kırpabilir. Sanırım en yüksek 50 sayı atabildi Playoff'larda. Kobe'nin Playoff istatistiklerinin de zayıf olduğunu bilmekteyiz, bu anlamda birşeyler başarması da gerekiyor kendisine getirilen Playoff eleştirilerine karşı bir sözünün olması için. Karşısında ise MJ'den sonra yakın zamanda en yüksek Playoff sayısına ulaşmış ve ortalama olarak 30 sayı tutturmuş -bu kategoride Jordan'dan sonra 2. sırada ki bu onu yıldızlar arasında nereye koymamız gerektiğini gösteriyor- Iverson olacak. Normal sezon 3-0 olmasına rağmen bu faktörle Nuggets'in 2 maç kazanacağı düşünmek bile Iverson'ın ne kadar büyük bir oyuncu ve bu anlar için yaşadığının göstergesi.

Hornets - Mavs

Nasıl bir tahmin yapılırsa yapılsın, yanılma şansı yüksek. 3-4 diyorum ama 4-3 Hornets de kazanabilir seriyi. CP3 liderliğindeki bu yeni yapılanmış takımın bu yıl başardıkları düşünüldüğünde hem MVP hem de En İyi Coach ödülü bu takımın adaylarına verilmelidir diyebilirsiniz. Haklısınız da. Kobe'nin yaşının ilerlemesi, daha önce almamış büyük bir oyuncu olmasının ve Batı birinciliğinin etkisiyle kazanacağını düşünsem de, Chris Paul'un bu seneki performansıyla bu ödülü daha çok hakettiğini düşünüyorum. Ama MVP ödülünün geçmişinde, Oscar'larda olduğu gibi saygı duruşunda bulunma gibi bir etkenin varlığını da unutmamak gerekir ve sıra Kobe'de. Muhtemelen En iyi Coach ödülünü ise alacaklar, MVP almadıklarını için, bu kez de acaba Doc Rivers'a haksızlık mı edildi diye düşüneceksiniz. Çok zor seçimler olacak. Seriye dönersek Gasol ve Shaq hamlelerinin aksine Kidd hamlesi pek başarılı ve sistematik gözükmedi sezon içinde. Kidd'in 2 Final Serisi görmüş bir tecrübe olması faktörünün Playoff'larda devreye gireceğini, Captain Dirk liderliğindeki Dallas'ın son 2 yıl yaşanan kötü anıları da silmek adına ekstra çabalar içerisinde olacağını da hesaba katınca bir adım önde gibi geliyor Mavs. Kimin seriyi kazanacağını gerçekten bilmek zor. West'in ya da daha genele yayarsak bu yeni takımın Playoff'larda ne yapacağı pek belli değil. Çoğu kez bu tür durumlarda iyi oyuncular zor durumlara düşmüşlerdir. Playoff zamanları gerçekten başkadır, havası, mücadelesi, sorumluluğu, yükü, herşeyi başkadır Playoff'ların ve büyük oyuncular bu platformda belli olur. CP3'nin test zamanı.

Spurs - Suns

Kanımca en zor seri. Geçmiş yılları düşününce Spurs'un Suns'ı çok kolay geçtiğini anımsıyoruz, bu kez bu kadar kolay bir seri olmayacaktır. Shaq'in istekli ve sağlıklı oyunu, Amare'nin Shaq'in Hakan Şükürvari istatistik ve görüş dışı etkisi sonucu yükselen form grafiği ve Spurs sevgisi -40 sayıya yakın bir ortalaması vardı yanılmıyorsam 2 yıl önce 4-1 biten seride- 2 defa MVP seçilmiş Nash'in bu kadarını haketmediğini düşünenlere karşı olan savaşı, Suns'ın bir türlü bir adım daha ileriyi görememiş olması gibi etkenler Suns'ın olumlu yönleri. Karşılarında ise bir Şampiyon var. Garip bir şekilde sadece tek yıllarda 2003, 2005, 2007 yıllarında şampiyon oldular, bunu da kırmak isteyeceklerdir. Spurs'de her taş yerli yerinde. Duncan, Manu, Parker, kenarda Eva Longaria ve Greg, her şey aynı olacak, Pistons gibiler. Bu tür aynı yüzlerin olduğu takımları hep sevmişimdir, 90'ların AC Milan'ı, 96-00'nin Galatasaray'ı, Gordon'un ezber BJK'si gibi ve genelde de bu yöntem çok başarılı olmasına rağmen, adrenalin içermediğinden sevilmez. Bir de sürekli bu 2 takımın sert savunma yapmasından ve estetikten uzak bir oyun sergilemesinden dem vurularak basketbola olan ilgiyi ve sevgiyi azaltıkları gibi bir yargı oluşmuştur. Futbol ve basketbol bu noktada karıştırılmamalıdır. En temel oyun farkı aslında saha boyutları sonucu oluşur. Basketbolda savunma ve hücum iç içedir ancak savunma oyunu yönlendirir. Futbolda ise savunma ve hücum saha boyutunun da etkisiyle 2 farklı olgu olarak karşımızda durur. Bu sebepten dolayı Pistons ve Spurs'e karşı oluşan yargının karşısındayım. 90'lı yılların kavgacı New York Knicks'i, Chicago Bulls'u, Indiana Pacers'ı, 80'lerin Detroit Pistons'ı ve onların verdiği mücadelenin keyfini hala hiçbir takımdan alamıyorum. Her 2 takımın sevilmemesinde bir diğer etken ise Kobe, Iverson gibi bir yıldızlarının olmayışı, estetikten yoksunluk da bu açıdan bakılınca ortaya çıkıyor ama bir Manu, bir Tay de estetik unsurlar katabiliyorlar oyuna. Seriye dönersek çok zor ve en çekişmeli seri olacak diye umuyor ve bekliyorum, 3-4 ya da 4-3 bitecektir. Eğer Spurs ve Mavs ilk turu geçerse çok daha güzel bir Spurs-Mavs rekabetine hazır olalım derim.

Jazz - Rockets

22-0'lık seri inanılmazdı. Fakat bu seriyi 2 kısma ayırmak sürece daha doğru bakmamızı sağlayacaktır. İlki Yao'lu 12-0'lık dönem, diğeriyse T-Mac ve arkadaşlarının insanüstü mücadelesi sonucu oluşan 10-0'lık dönem. Rockets'in Jazz'i elemesi elbette süpriz olmaz, bunun için T-Mac'e çok ihtiyaçları olacak, ancak Jazz'ın da Deron liderliğinde muazzam bir iç saha takım olduğunu unutmayalım. İç saha avantajlarını kaybettiler ve bir deplasman galibiyeti çıkarırlar ise, 4-2 ya da 4-3 seriyi bitireceklerdir. Deron adına da iyi bir test olacak Playoff'lar. Jazz'ın nedense bu turdan sonra karşısına kim gelirse gelsin zayıf kalacağını düşünüyorum. Deron, C-Booz, Kirilenko ve Okur omurgasıyla aslında sağlam ve sistem takımı olmaları önemli bir artı. Ancak yine de büyük oyuncu eksikliği mi, büyük maç oynama zaafiyeti mi, sadece iç saha takımı olması mı, bunların bütünü mü çok ileri gidemeyeceklerini düşünmemin sebebi, bilmiyorum.

Konferans Yarı Finalleri'ne gelince tekrar bir değerlendirme yapmak şart.

Çok ilginç, heyecanlı ve unutulmayacak bir Playoff bizleri bekliyor. Bireysel düellolar, takım rekabetleri en üst düzeyde olacak. Kobe-Shaq, Celtics-Pistons, Iverson, King LeBron James, belki James-Arenas, Mavs-Spurs, T-Mac, CP3 ve daha nelerle karşılacağız. Wade yok, büyük kayıp, not düşelim, winner oyuncuları Playoff'da izlemek en büyük haz, O'ndan yoksun olmak üzücü.

Umarım Bad Boys Şampiyon olur.

17 Nisan 2008

A. Eren Loğoğlu

Hiç yorum yok: