Dün gece Eurosport'ta klasikler arasında yer almayı şimdiden garantileyen, unutulmaz bir snooker maçı vardı. Ronnie O'Sullivan ve Mark Selby, The Master 2009 Finali'nde karşılaştılar.
12. frame sonunda Selby 7-5 öndeydi, Rocket üst üste 3 frame seri yapıp durumu 8-7'ye getirdi, Selby bu hamleye karşılık verdi ve durum 8-8 oldu 16. frame sounda.
Ne olduysa ondan sonra oldu zaten. Ellerin titrediğine tanıklık etmeye başlamıştık.
17. frame Selby'nin 49-0 üstünlüğüyle başladı, Ronnie durumu 49-12'ye getirdi ve bir snooker bıraktı. Başarılı olamasa da pozisyon avantajı sağlayıp 49-16'ya taşıdı durumu ancak çok şanssız bir şekilde sarı topu zıplattı ve sayıyı kaçırdı, bunda sanırım maç öncesi değişmek zorunda kalınan ıstakanın da payı vardı. Karşılıklı bir kaç snooker denemesinden sonra Selby bir sayı daha aldı ve durumu 50-16'ya getirdi. Masada 35 sayı kaldı ve Rocket frame sonunda durumu 9-8'e getirmek istiyorsa, masada kalan sayının tamamını, üstelik bir siyah-kırmızı kombinasyonu içerecek şekilde almak zorundaydı. Senaryo bu ya, öyle de oldu. Mark Selby 50-16'dan sonra kahverengi topu köşeye gönderdi ancak sayıyı kaçırdı. Oysa bu atış öncesi çok uzun süre hesaplamalar da yapmıştı zihninde. Salonda büyük bir uğultu koptu, Selby şampiyonluğun avuçlarının içinden kayıp gittiğinin farkındaydı ve bu yanılsama sevgilisinin gözlerinden ekrana düşüyordu.
Ronnie'nin frame sonuna kadar bir şekilde seriyle maçı bitireceği düşünülüyordu ancak öyle olmadı. Rocket durumu 33-50'ye getirdikten sonra zor pozisyonda bulunan mavi topu köşe deliğe gönderemedi ve Selby'ye sırayı verdi ancak pozisyon yine zordu ve Selby de snooker bırakmak durumunda kaldı. Ronnie bu defa beyaz ve mavi mesafesini açmak istedi ve uzak bir pozisyon şansı tanıdı Selby'e. Selby maviyi köşe deliğe göndermek adına riske girdi ve uzun mesafeli atışta başarılı olamadı. Ronnie yeniden snooker denedi ancak beyaz topu siyahın arkasına saklayamadı ve maviyi gören bir pozisyonda bıraktı. Şampiyonluk Selby'nin önüne altın tepsiyle yeniden gelmişti, tek bir atış ve öne geçme şansı doğmuştu. Selby uzun mesafeli atışı kaçırdı ve Ronnie'ye orta deliği gören bir pozisyon bıraktı. Mavi, pembe ve siyah top sırayla deliklere gönderildi ve görev tamamlandı Ronnie tarafından. 50-16'dan masada bulunan tüm 35 sayıyı mucizevi bir şekilde kazanarak frame'i 50-51'e, oyunu da 9-8'e getirdi Ronnie.
18. frame önce tıkandı, beyaz top kırmızı top kümesi arasına girince, iki oyuncu da rakibine avantajlı durum sağlamamak adına topun oradan çıkmasına izin vermedi, hakem de yeni bir frame kararı aldı. Bu ara net üzerinden Avustralya Açık'ta Ana Ivanovic'in maçının başlayıp başlamadığına bakmak için bilgisayar karşısına geçmiştim. Sanırım o sırada frame hakem kararıyla yine yenilenmiş, toplar 3. defa dizilmiş.
3. kez başlayan 18. frame 16-16'ya kadar ilerledi. Sonra, uzun bir süre snooker denemeleriyle geçildi. Sonunda Selby deliğin ağzındaki kırmızıyı kaçırdı ve Rocket'e iyi bir pozisyon bıraktı. Ronnie bu şansı değerlendirdi ve 55 sayılık bir seriyle masada 55'in altında sayı bıraktı, durumu da 71-16'ya getirdi, drama da tam bu noktada, yaşanan sürece yakışır şekilde Selby'nin masaya havlu atmasıyla sona erdi.
Ronnie bu unutulmaz finali kazandı ve 4. defa The Masters Şampiyonu oldu. En son 2007 yılında kazanmıştı bu turnuvayı, Mark Selby de geçen yılın şampiyonu unvanına sahipti.
1995 yılında, önceki yılın NBA şampiyonu Houston Rockets 6. sıradan Play Off yapabilmiş ama yine de şampiyon olmayı başarmıştı. Şampiyonluk konuşmasında coach Rudy Tomjanovich spor tarihine geçen o meşhur cümlesini söylemişti ; "Don't ever underestimate the heart of a champion" Bir şampiyonun yüreğini asla hafife almayın. Mesaj açıktı.
2 şampiyon kendilerine yakışır bir maç çıkardılar ve şampiyonluğu yüreği asla hafife alınmayacak bir İskoç şampiyon, Ronnie O'Sullivan kazandı.
http://www.youtube.com/view_play_list?p=C84C02333D9FC14E&page=4 adresinden maç izlenebilir. Özellikle 30. part ve sonrası bu anlatmaya çabaladığım drama kısmını kapsıyor.
Canım arkadaşım, Selby tutkunu Emre'ye de geçmiş olsun dileklerimi ileteyim.
Snooker defterini şimdilik kapattığımıza ve üniversitelerin final dönemlerini atlattığımıza göre, güzel ve yeni bir seyirlik ajandayla önümüzdeki bir aylık sürece göz atabiliriz.
19 Ocak itibariyle Avustralya Açık başladı. Ana Ivanovic ve Novak Djokovic tarafındayız her zaman olduğu gibi.
21 Ocak Lost 5. Sezon, Ada kavramı hayatımıza yeniden giriyor, sorular sorular sorular...
2 Şubat Super Bowl var. The Arizona Cardinals sempatisi yoğun.
15 Şubat NBA All Star 2009 maçı, tabi ki Doğu, AI, Wade, LeBron, Garnett, Howard.
22 Şubat The Academy Awards, and the Oscar goes to... Adaylıklar açıklansın seçimlerimizi belirteceğiz elbet, Joker rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu Heath Ledger, April rolüyle en iyi kadın oyuncu Kate Winslet, Maria Elena rolüyle en iyi yardımcı kadın oyuncu -Salma Hayek'in söylemiyle "lunatic, neurotic, fantastic, enigmatic, extraordinarily beautiful ex-wife"- Penelope Cruz, yönetmen kategorisinde David Fincher'a ödül yakışır, Wall-E'nin animasyonu alması da kesin.
19 Ocak 2009
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
2 hafta önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder