15 Aralık 2010

Bir Formadan Daha da Öte



Kasedi geriye saralım.

Forma olayını, ülkenin en çok izlenen spor kanalına taşıyan ve tartışan Mehmet Demirkol, bilindiği üzre FC Barcelona düşmanlığından beslenen bir organizmadır. Aynı zamanda Galatasaray Lisesi mezunu bir Fenerbahçe taraftarıdır, mayasında sorun vardır yani. Barça ve Fener hakkında birini kötüleyip, diğerini övmede sınır tanımaz, duygusal hezeyanlara kapılır, iflah olmayacaktır da.

Onun ikiyüzlülüğüne şurdan bakmak gerekir kanımca. 111 yıldır -reel olarak 30 yıldır çünkü formaya göğüs reklama alma olayı ilk 1979'da başlamış sanırım- formasına göğüs reklamı almayan bir kulübü takdir etmeyenlerin, ben ve benim gibileri, bizleri, bu durumun hikayesini biraz da alaca bulacalı bir şekilde anlatıp bir kulüpten daha öte olmayla ifade edenleri Futbol Romantikleri, Total Futbol Sevicileri, Çakma Katalanlar, Futbol Yalnızca Futboldur diyerek alaya aldıkları günler çok da uzakta değildir. Bir süredir FC Barcelona onların ağızlarını kapatıyordu, seslerinin kısılma sebebi de buydu açıkçası.

Bu forma kutsal, kutsallığı Franco dönemindeki direnişten geliyor, bir halkı temsil etmesinden, ödenen bedellerin karşılığının formada bulunmasından. O zamanlar geride kaldı elbette, zaten olayı da bunun üzerinden yorumlamıyoruz. Kendilerini bu forma üzerinden tanımlayanların formasına reklam istememesi de -aidiyet duydukları ve dilleri olan kulübün Milli Takımları gibi davranması- gayet doğaldır.

Mesele, son 30 yılda FC Barcelona'nın göğsüne forma reklamı almadan, Real Madrid ile nasıl rekabet ettiği ve önüne geçtiği meselesidir, hazmedilemeyen budur aslında. Mehmet Demirkol gibiler, sebebin Nike firmasının ödediği paralar olduğunu söyleyip durdular yıllarca ama yine yanıldıkları ortaya çıktı, kendilerini kandırmak için ürettikleri bir söylemden öteye geçemedi bu sav da. Eğer, göğüs reklamı parasını da Nike ödeseydi, Barça'nın paraya gereksinimi olmazdı şu an ve Katar Vakfı'yla bir anlaşma yapmazdı.

30 yıl formasına reklam almayan bir kulübü övmeyen, övenleri de yeren, sporu farklı yerlere çekmekle suçlayanların, bugün formaya göğüs reklamı alındı diye Barça'yı diğer kulüplerle bir tutma çabasına girmesi ikiyüzlülüktür. Formaya göğüs reklamı almak konusunda muhakeme edecek birileri varsa, formaya reklam almamayı daha önce de önemseyenlerdir onlar, ben ve benim gibiler, bizlerdir. Mehmet Demirkol'a ve türevlerine düşmez o iş.

Cruyff'a geleyim. Konumundan bahsetmeye gerek yok herhalde. FC Barcelona'yı yeniden yaratan adamdır son 30 yılda. Onun forma hakkındaki -çelişkili- görüşlerini değerlendirirken, kulüp içersindeki ilişkilere de bakmak gerekir. Rosell, Cruyff, Laporta üçgenine.

Rosell, 2003'de Laporta'yla birlikte göreve geldiğinde, Cruyff da yanlarındaydı asıl lider olarak. Ronaldinho'yu getiren kişidir Rosell, Nike ve Brezilya ilişkilerini kullanarak, bir dönem Nike için Güney Amerika'da çalışmıştır çünkü. Laporta nasıl hukuk işlerinde uzmansa, Rosell de ekonomi konusunda işinin ehlidir, düşünce yapılarının farklı olduğu buradan da anlaşılabilir.

2005'te Rosell, Laporta'nın yönetim kurulundan, Laporta'yı kendi orjinal planını devreye sokmakla -kulübü siyasetin içine çekmek ve sporu araç olarak kullanmak kısaca- suçlayıp ayrıldı. Laporta'nın yönetim tarzını anarşiye benzetip, 2005'ten bu yana hemen hemen her kararda Laporta'yı eleştirdi. Destek olduğu ender konulardan biri formada UNICEF yazmasıydı. Zaten 2010 seçimlerinde ekonomoyi düzeltmek için formaya göğüs reklamı alınacağını da belirterek kazanmıştı başkanlığı.

Cruyff'la da 2005'ten sonra uzaklaşırlar. Rosell göreve geldikten hemen sonra Laporta'nın Onursal Başkan ilan ettiği Cruyff'u görevden alır kongre üyeleri seçsin diyerek. Aralarını en çok açan olay da budur.

Rosell, göreve geldiğinden beri belli bir yönetim şekli sürdürüyor, bir duruş da denebilir buna. Laporta döneminde eleştirdiği her konunun arkasında durup ona göre davranıyor. Ekonomi kötüye gidiyor diye feryat figan ediyordu, geldiğinde ilk iş buna kafa yorması oldu misal. 25 milyon Euro'ya alınan Chygrynskiy 15 milyon Euro'ya satıldı bu yüzden. Ekonomik sıkıntının varlığını bu tür reel olaylarla gösterip kanıtlamak da istiyor, bir nevi Laporta kupalar kazandırdı ama ekonomiyi batırmıştı, ben ikisini de başaracağım mesajı veriyor Katalanlara. Politik olarak mantıksız değil yaptığı çünkü kulüp zaten dünyada şu an en üst seviyede, daha başka nasıl bir konuma yükselecek diye düşünmektense, mevcut yapının aslında göründüğü kadar iyi olmadığını anlatmak çok daha kolay ve bunu düzeltir gibi davranmak da sizi başarılı kılabilir, takım sürekli kazanıyor nasıl olsa.

Ben, FC Barcelona'nın söylendiği gibi çok ağır bir ekonomik krizde olduğunu düşünmüyorum bu sebeplerden. Formaya göğüs reklamı alma hususu da, Rosell'in bakın paraya ihtiyaç var söyleminin bir parçası. Cruyff da daha önce ekonomik bunalıma inanmadığını ve bunun Laporta'yı yıpratma stratejisini olduğunu belirtmişti. 2009 yılında, Avrupa'da kar ettiğini açıklayan ender top class kulüplerden biriydi Barça, bu notu da ekleyelim. Eğer Rosell doğruyu söylüyorsa ve kulüp gerçekten ekonomik bir buhran yaşıyorsa, çözümlerden biri de buysa Madrid ile rekabet etmek için, çok da karşısında duramıyorum bu kararın.

Rosell'in bu politik atağına karşılık Cruyff da pozisyonundan -Laporta'ya yakınlık- ötürü bu tutumu eleştiriyor El Periodico gastesindeki köşesinde;

"The way I see it, by doing this, we stand to lose more than we gain, and that we are taking a huge step backwards. It seems indecent, and how that indecency is so widespread; something that was already done by everyone else. Barca carries the flag of this city, of this country, in this world. And as such, they should have looked at other means of generating income similar in value as selling the shirt to the highest bidder. By selling the shirt, it just shows how they lack creativity."

2005'te La Vanguardia gastesindeki yazısındaysa;

"For me, personally, there’s nothing more I like than seeing a Barca jersey without any advertisement, but the facts are different: FC Barcelona has an enormous debt."

Cruyff'un kendiyle çelişmesini anlayabiliyorum, bir konumlanma savaşı var ortada ve kılıçlar çekilmiş durumda, Rosell geri adım atmıyor, Laporta tamamen siyasete odaklanmış. Ben Cruyff'un günümüzdeki görüşüne katılıyorum, formaya göğüs reklamı alınmamasına ama alındı diye de çok ağır bir eleştiri getiremiyorum.

Olayı sosyalist Küba'nın varlığını devam ettirebilmek için bazı kapitalist uygulamalara başvurmak zorunda kalmasına benzetiyorum. Küreselleşme denilen bulaşıcı hastalık, öyle sarmış ki dört bir yanı, vücuddan onu atıp sağlığınıza kavuşmak için de sizi kendisine muhtaç bırakıyor.

FC Barcelona'nın da altyapı modelini, oyuncu yetiştirmeyi, güzel oynamayı, emeği yeryüzüne mesaj olarak verirken, bu mesajı verebilmek, derdini -bir kulüpten daha öte olma, Katalunya ülkesi- anlatabilmek adına bazı araçları -transfer, sponsor, merchandising, forma reklamı- kullanması gerekiyor. Bir gün formaya göğüs reklamının alınacağı biliniyordu aslında, kaçınılmaz sondu bu. Zamanlamasının Barça'nın en iyi ve popüler olduğu döneme denk gelmesi, tartışmayı alevlendiriyor. Bir ek, kulübün başarılarından, güzel oynundan dolayı popüler kültür ikonu olması asla Madrid'e benzemesi anlamını taşımıyor, iyi yönetilmenin ve kendi öz değerlerini daha iyi kullanmanın sonucu bu yaşananlar. Yıllar yılı arkaplanda kalmış, bağımsız, sanatsal, politik bir filmin gişede hasılat yapması gibi.

Rosell, şunu da ekliyor söylemine. Bu parayı ödeyen ve kutsal formaya ismini yazdıran, kar amacı gütmeyen bir vakıf, UNICEF'den farkı para almamız. Bir kulübe 5 yıllığına 170 milyon Euro ödeyip reklam ve kazanç düşünmeyen bir kurum olabilir mi, zor, başka gelir kaynakları yoksa. Katar Emiri'nin eşinin vakfı, Qatar Foundation, işlevleri de hakikaten sitelerinde yazdıkları gibi, enteresan şekilde. Para, devletin kasası hazineden çıkıyor muhtemelen. Peki, tanıtılacak bir ürün, marka yok iken amaç ne denirse, şu cevabı veriyorlar;

"We are thrilled at the opportunity to become FC Barcelona's new global partners. FC Barcelona is more than a football club. It is a global icon with the world's most dedicated and passionate fans and accordingly we nominated Qatar Foundation to have a brand presence on the front of FC Barcelona's jersey. FC Barcelona and Qatar Foundation share a belief in football's ability, as the world's favourite sport, to affect positive change. We can think of no better global partner to help raise awareness of Qatar Foundation's values and aspirations."

Çok açıklayıcı değil ve marka olmaktan bahsediyorlar. Aslında 2022 Dünya Kupası öncesi ülkenin tanıtımını ve futbola olan ilgiyi artırmayı amaçlıyorlar ve Barça onlara yardım edecek bu paranın karşılığında;

"This new global partnership between Qatar Sports Investments and FC Barcelona will also focus on supporting the ambitions of the club in the future. In addition, Qatar will work closely with the FC Barcelona management, coaches, players and academy staff as it seeks to develop further its domestic football at all levels and ages."

Bana makul geldi bu yöntem. Pep'in Katar'ın Dünya Kupası yüzü olması da bunun parçasıydı herhalde. Ortadoğu'ya futbol öğretmek güzel bir amaç, detaylar zamanla gün yüzüne çıkacaktır. Markası, ürünü olmayan Katar Vakfı'nın bu parayı hangi akla hizmet harcadığı Barça'nın sorunu olmamalı.

Ezeli rakip Real Madrid gibi formasında Zanussi, Parmalat, Teka, Siemens Mobile, BenQ Siemens, bwin.com yazmayacak FC Barcelona'nın. Barça'nın formasında Google, IBM, Coca Cola falan yazsa içim çok acırdı, belki o gün de gelecek bir gün.

15 Aralık 2010

A. Eren Loğoğlu

4 yorum:

Doğan Kelleci dedi ki...

Cruyff ile ilgili tespitlerinize katılmamak zor. Elbette Rosell ile köprüleri atmış birisi olarak bulduğu yerde vuracaktır.
Yalnız ben Cruyff'un "gelirin % 6'sı için bunu yapmaya değmez" manasındaki eleştirisini haklı buldum. Yani, üzüntüm eğer burada amaç kasaya girecek paraysa acaba bunun başka yolu bulunamaz mıydı? Hani son çare buysa belki diyecek birşey bulamam ama bana sanki öyle değilmiş gibi geliyor.

Sorun şu ki; özel yanlarımızdan birini kaybettik, bu da insanı yaralıyor biraz.

Şimdi bazı enterasan Barcelona kaynaklarının "Iniesta için yapılan teklifler değerlendirilebilir hatta kabul edilebilir bile" gibisinden demeçleriyle yapılan haberleri! görünce "Allah beterinden saklasın" diyorum.

BasitOyna Blog dedi ki...

Eline sağlık, doğru tespitler.

A. Eren Logoglu dedi ki...

Sürekli tekrar ediyorum ama Rosell doğruyu söylüyorsa, borç başını alıp gittiyse, bu forma olayından sonraki hamle oyuncu satmaktan geçer, hemen Iniesta haberlerinin çıkması da kanımca formaya rekalm almasaydık başımıza gelecek olan buydu demenin bir başka yoludur.

Harvey dedi ki...

Sınava girip, kazanıp, sırf Fenerli olduğu için ülkenin en iyi lisesinde okumak istemese mayası düzgün mü olacaktı Demirkol'un? Kimseyi sevmek zorunda değilsiniz ama vururken de gözler kararmasın.