Kalli, Lincoln'ün gelişiyle oyun yapısını O'nun üzerinden kurguladı. Sistemlerin bir amacı da oyun yapısından bağımsız olarak oyuncu yapısının en verimli nasıl kullanabileceğini irdelemesidir. Uluslararası ismi ve potansiyeli olan, yetenekli bir oyuncu yüksek bonservis ücretiyle transfer edilmişse, en çok verim alınması gereken oyunculardan birisi de o oluyor doğal olarak. 4-3-1-2 formasyonu biraz da bu sebepten oluştu. Lincoln'den en yüksek verim alınacak yer, forvet arkası orta bölge olarak tasarlandı. Aslında geçen yıl da 4-2-3-1 denenebilirdi, buradaki sıkıntı Nonda, Ümit Karan ve Hakan Şükür'den ikisinin yedek kalması olacaktı. Bu sorun bu yıl, özellikle Hakan Şükür'ün olmamasıyla ortadan kalktı gibi, ancak yeni bir forvet transferinden sonra Ümit Karan ve Nonda başlıklı sıkıntılar ortaya çıkabilir. Belli bir kariyeri olan hücum oyuncularının yedek beklemesi aşılması güç bir sorun kanımca.
Bu yıl ise, tamamen 4-2-3-1'e odaklandık. Haklı sebepler vardı, Linderoth-Topal ikilisinin birlikte, Lincoln'un orta bölgede, Arda'nın kanat bölgesinde kullanılması zorunlulukları gibi. Kewell transferiyle de sistemin diğer kanadı tamamlanıyordu. Bu sistemin sıkıntılarından en önemlisi, 1 olarak seçilecek hücum oyuncusunda olması gereken nitelikleri barındıran bir oyuncunun kadromuzda olmamasıdır, eğer Ricardo transfer edilirse olmayacak da. Diğer bir sıkıntı, geçen seneden beri süregelen Lincoln sorunsalıdır. Lincoln'den bu sene de verim alabileceğimizi zannetmiyorum. Bir başka sıkıntı ise Galatasaray'ı geçmiş dönemlerde başarıya götüren agresif yapının bozulmasıdır. 2-3-1 bölgesinde Linderoth-Topal, Arda-Lincoln-Kewell, Nonda muhtemelen ideal başlangıç tercihleri olacaktır. Son 6 haftanın en önemli parçası olan Fenerbahçe maçını hatırlayalım bir de. 4-2 bölgesinde Barış-Ayhan-Topal-Arda, Karan-Nonda ve artı destek olarak Sabri.
Kurgulanan teknik 4-2-3-1 ile, son 6 haftada şampiyonluğu getiren, Galatasaray Ruhu söylemlerini sık sık kullanmamızı sağlayan agresif yapı arasında ciddi uçurum var. Skibbe eğer bu iki yapıyı dengeli bir şekilde harmanlayamaz ise, pek iç açıcı bir sezon geçirebileceğimizi sanmıyorum. Bu yıl Fenerbahçe'nin iki iyi forvetle oynadığını da düşünürsek, Türkiye Ligi Şampiyonluğu'nda da bir adım geride olduğumuzu söylebilirim.
Galatasaray'a Avrupa'da başarı getiren yapıyı anımsadığımızda da aslında karşımıza agresif ve teknik bir denge çıkıyor. 3-1-2 bölgesinde Okan-Suat-Emre, Hagi, Arif-Hakan Şükür.
Galatasaray'ın bu denge dışında başarılı olabilmesi için pek çok unsurun değişmesi gerekiyor, altyapı eğitimleri gibi. Arda, Lincoln, Kewell, Nonda'lı bir ideal kurgu denemesi, bir nevi Arsenal futbolu, çok büyük bir hüsranla sonuçlanabilir. Geçen yıl edindiğimiz, Galatasaray'a da uygun olan agresif kaos futbolunu, akılla birleştirebilmek, sanırım bu Kewell'la olabilir, çıkış kapısı gibi duruyor.
Galatasaray'ın ana önceliği artık Lincoln'den verim almak olmamalı, çünkü Arda gibi bir potansiyel ve Kewell gibi bir kariyer kadroda bulunmaktadır. 4-4-2 çeşitlemelerinden birini kullanarak, kanımca en uygunu da ana format, Lincoln'suz bir yapının Skibbe tarafından oluşturulması, kısa yoldan, hem günü hem de geleceği kurtarmak olabilir. Cevat Hoca, son 3 maçta bu doğruyu görebilmişti, Lincoln'ün sadece sakat olduğu için oynatılmadığı düşüncesinde değilim.
Büyük resme bakmak gerekirse, eğer Skibbe Galatasaray'ın geçmişten beri süregelen oyun yapısına uygun oyuncu seçimlerini ve varyantlarını kullanmaz, ideal bir sistemi agresif olmayan oyuncularla Galatasaray'a uyarlama yöntemine devam eder ise, uzun süre bu takımın başında kalamayacaktır. Barış, Ayhan ve Sabri'yi tercih etmemesi de malesef 2. yolda olduğunun açık bir göstergesidir.
16 Ağustos 2008
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
2 hafta önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder