Skibbe, Steaua maçını 7. maç gibi kurgulayamadı. Öncelikli amaç gol yememekti, 4 stoperli Emre G-Servet-Emre A-Hakan savunma kurgusu, önlerinde asıl bölgesi stoper olan Meira ve Avrupa Şampiyonası’nda zorunluluktan stoper oynamış Mehmet Topal tercihleri bunun göstergesiydi.
7. maç kurgusuna uygun olan ise, bilinen şeyi, 4-4-2’yi, birbirini en iyi tanıyan oyuncularla oynamaktı. Aykut, Sabri-Servet-Emre G-Hakan, Barış-Topal-Ayhan-Arda, Nonda-Ümit formasyonlu Fenerbahçe maçının yaratıcı eksikliğini kapatabilecek birkaç hamle yeterli olabilirdi. Sakat Emre Güngör yerine Meira ve Ümit Karan yerine de Lincoln, Hasan, Yaser’den biri. Steaua maçlarının ekonomi, prestij, özgüven ve yeni yapılanmanın devamlılığı açısından ne kadar önemli olduğunu kavramalı ve 7. maç kurgusunu ortaya koymalıydı Skibbe. Kendi doğrularını ve futbol anlayışını tercih etti, saygı gösterilmeli ve zaman verilmelidir.
Skibbe, ilk maç çerçevesinde psikolojik ve stratejik olarak gelecek adına olumlu sinyaller vermedi kısaca.
Kayserispor’la oynanan Süper Kupa maçında ise, daha doğru oyuncu tercihleri ve uygulamak istediği futbol anlayışını ortaya koydu. Ayhan-Topal, Barış-Lincoln-Hasan, Nonda 2-3-1 formasyonu ilk yarıda ciddi bir uyumsuzluk içerisindeydi. Lincoln’un zayıf oyun zekası ve nerede duracağını bilmeyen tavırları, fiziksel yetersizliğiyle de birleşince, ortaya yaratıcılıktan yoksun, dağınık bir takım çıkıverdi. 2. yarıda formasyon olarak bir değişiklik olmasa da, doğru oyuncu tercihlerinin etkisiyle, değişen bir oyun anlayışı vardı. Sahada ısıran, pres yapan bir takım, son 6 maçı anımsatıyordu. Takım, Kewell’ın oyuna girmesiyle de yaratıcılık konusunda farkındalık sunma şansına da erişti.
Skibbe’nin çok fazla maceraya girmesine gerek yok. 2 maçın anlattığı doğruları birleştirmesi yeterli olacaktır. Neler mi bunlar?
1 – Son 6 maçın futbol anlayışını ve formasyonunu korumak, Galatasaray’ın alışık olduğu agresif futbol anlayışına uygun oyuncuları tercih etmek ve aralarına Kewell’i ve Meira’yı eklemek.
2 – Bu formasyonun, 4-4-2’in, Lincoln’süz çok daha verimli olduğu gerçeğiyle yüzleşebilmek.
3 – 4-2-3-1’de yine de ısrar edilecekse, Lincoln’süz bir orta alan kurgusu içerisinde Kewell ve Arda’yı dönüşümlü kanatlarda kullanmak ve üçlünün ortasında Ayhan ya da Nonda’yı, önlerinde ise Ümit Karan’ı ya da yeni transferi tercih etmek. Ayhan tercihi, 4-5-1 formasyonuna yaklaşan bir takıma dönüştürebilir bizi, zorluk derecesi yüksek maçlarda başarı şansı yüksek bir plan olabilir bu da.
Çok zor olmayan, anlaşılabilir doğruları en azından önümüzdeki 2 maç Skibbe uygulamayı düşünürse, Şampiyonlar Ligi’ne katılma şansımızın artacağını düşünüyorum. Artsa bile bu şans az, özellikle geçen yılki Galatasaray’ın deplasman performansını -Sion, Bordeaux, Leverkusen- ve Steaua’nın evinde daha iyi oynayan bir takım olduğunu düşününce.
2 maçın sonrasında, Galatasaray’ın alışkın olduğu futbol anlayışı mı, yoksa ideal 4-2-3-1’in Galatasaray’a uyarlanması mı daha akılcı olacak, Skibbe bu konuya eğilecektir sanırım.
18 Ağustos 2008
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
2 hafta önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder