Sonunda gerçekleşti. Nazım Hikmet'in Piraye'ye seslenişi gibiydi birbirlerine duydukları şey;
"Seni nasıl seviyorum biliyor musun? Ot yağmuru nasıl severse, ayna ışığı nasıl severse, balık suyu ve insan ekmeği nasıl severse, sarhoşun şarabı, şarabın billur kadehi sevdiği gibi, annenin çocukları, çocukların anneleri sevdikleri gibi, Lenin'in inkılâbı ve inkılâbın Marx'ı sevdiği kadar, velhasıl seni Nazım Hikmet'in Hatice Zekiye Pirayende Piraye'yi sevmesi gibi seviyorum. Çıkarsam ve sana kavuşursam, bu öyle dayanılmaz bir saadet olacak ki, gebereceğim diye korkuyorum."
Oysa öyle olmadı. Taze bir ekmek hayaliyle yıllar yılı aç yaşayan biri, hasretle dişlediği somunun dördüncü diliminde ne hissederse onu hissetti Nazım; ot yağmura, ayna ışığa kavuştuğunda ne olursa, o oldu. Alışıldı. Sarhoş şaraptan bıktı, şarap kadehten taştı, inkılâp Marx'ı aştı. Aşk bitti ve ayrıldılar.
Londra'dan Barcelona şehrine süzülerek bir uçak indi ve aşkın sigortası olan uzaklık kavramının süresi sona erdi. Kavuştular.
Aşk bitti mi yoksa yeni mi başlıyor bunu zamanla öğreneceğiz. Şair ruhunun gezginliğinden ziyade son istasyona ulaşmış bir mavi tren görüyorum şimdi.
Katalan Fabregas, yetiştiği yere, 16 yaşında koparıldığı şehre, halkını temsil eden takıma, 4 numaralı formasını giymek isteyip model aldığı Pep'in yönetimine, arkadaşlarının yanına, kimliğine döndü. Futbol tarihinin en güzel oyununu sergileyen kulübüne, bir kulüpten daha öte olana, FC Barcelona'ya.
Thiago'ya teşekkür etti ilk, 4 numaralı formayı kendisine bıraktığı için, sonra Wenger'e, onu büyüten babasına. Yuvasına döndüğü için mutluydu. 16 yaşında devlet parasız yatılı kazanıp evinden ayrılan ve yurdu karış karış dolaşan, lise - üniversite derken sonunda memleketine dönüp öğretmen, doktor gibi kutsal bir mesleği icra eden biri gibi.
Katalan bir çocuğun hayaliydi, blaugrana altında Camp Nou çimlerinde koşmak, ailesine ve arkadaşlarına gururla dönüp bakmak... Orada, baktığı noktada onları görmek... Aynı duygularla bir kulübü sevmek, attığı gole çılgınlar gibi sevinmek, para değil, çocuksu duygularla, kirlenmemiş, öz içeren bir yan...
Fabregas başardı.
Eski defterleri karıştırayım biraz.
4 - 3 - 3
GK - Valdes / Pinto
RB - Alves / Puyol / Montoya
CB - Pique / Puyol / Bartra / Sergio / Javier
CB - Puyol / Abidal / Milito / Fontas
LB -Abidal / Maxwell / Adriano / Fontas
DMC -Sergio / Javier / Pique
MC - Xavi / Cesc / Thiago / Keita / Dos Santos
MC - Iniesta / Thiago / Keita / Cesc
AMR - Pedro / Alexis / Afellay / Messi
AML - Villa / Alexis / Afellay / İniesta
SC - Messi / Villa / Alexis
Cesc Fabregas da 24 yaş kategorisinden.
Grafikte yer alan mor alanların geçişi önemli, bir nevi jenerasyon ve denge unsuru. Xavi, Iniesta'dan Cesc, Thiago'ya uzanan bir orta saha geçişi açıkça görülüyor. Pep'in daha Thiago'nun sırası değil deme sebebi de bu. 32 yaşından 27'ye, 27'den de 24'e düşmek istiyor çünkü 20 yaşın tecrübesizliğine yapılacak bir yatırım risk ve keskin bir tercih anlamı taşıyor. Cesc bu yüzden de bir gereksinim.
Teknik olarak da oyun şekillendiricisi, pasör olarak Xavi ve Cesc birbirine benzerken, adam eksilterek oyun açan pasörün tamamlayıcısı ise Iniesta ve Thiago. Bu ayrım çok iyi yapılmak zorunda. 2 - 1 kaybedilen Manchester United maçı da bu teorimi anlatmak adına güzel bir emsal oldu. ŞL final maçından daha çok pas yapmasına karşın fazla pozisyon üretemedi Thiago & Iniesta ikilisi. Elbette Messi'nin olmaması da ciddi bir faktördü ancak daha belirleyici olan her iki oyuncunun birbirini tamamlamaktan çok kısıtlamasıydı pasör özelliklerinin Xavi ve Cesc'den az olması sebebiyle. Ayrıca ne Iniesta, ne Thiago, ne de Cesc, Xavi kadar alan değiştiren oyuncular değil, Xavi oyun şekillendirici olarak dinamik bir oyun akışı yaratma hususunda çok eşsiz bir oyuncu.
Pep demeçlerinden birinde Thiago'nun Xavi ve Iniesta'nın 20 yaşındaki halinden çok daha iyi olduğunu söyledi, harika bir tespit. Yine de yeterli değil. Benim bundan önce söylediğim de her zaman şuydu, Cesc Xavi'nin 24 yaşındaki halinden çok daha iyi. Bunu da göz ardı etmemesi gerekiyor Barça'nın ve sistem devam edecekse bunu Cesc sağlayacak.
***
Barça'nın oyun akışkanlığını kusursuza yakın devam ettirmesi için, Xavi sonrası bir organizatöre ihtiyacı var, bu isim Thiago değil çünkü Mazinho'nun oğlu daha çok Iniesta'ya benziyor topla haşır neşir tavırlarıyla.
Sahada iki Iniesta olması sistemi sekteye uğratır, merkezde Messi'yle bütünleşen iki ismin birbirinin eşleniği değil tamamlayıcısı olması gerekiyor. Bu da görece Xavi'ye nazaran daha az pasör olan ama içeri kat etmeleri çok üst düzey Iniesta'nın, Xavi'nin olağanüstü oyun görüşü ve pas yeteneğiyle dengelenmesi anlamına geliyor. Thiago, Iniesta rolünü görecekse ilerde, onda biraz Xavi'nin pas yeteneği ama daha çok Andres'in driblingle adam eksiltmesi var, yanında Xavi tarzı pasör biriyle oynamak zorunda. Bu tercih onu dünyanın en iyi orta sahalarından biri yapabilir. O parça da Cesc Fabregas.
Xavi'nin 25 yaşındaki halinden çok daha önde bir oyun görüşü var şu an ancak Xavi'nin şu anki halini geçebilir mi, ben inanıyorum buna, o potansiyeli görüyorum Xavi'yi 7 yıl önceyle karşılaştırınca. Fabregas çok daha iyi olabilir. Pas organizasyonu için mükemmel bir tercih ve merkezde Iniesta'yla, rotasyonel olarak da Thiago'yla harika bir ikili olabilir birkaç yıl içinde.
Barça'nın er ya da geç bu transferi yapması gerekiyor ve bence başarı ivmesini Madrid'in eline vermemek adına önümüzdeki sezon çok önemli, bu yaz transfer edilmeli bu yüzden, şevkleri kırılacaktır bir parça.
Xavi / Cesc, Iniesta / Thiago, Keita orta üçlünün ikilisi rotasyonuna bakalım bir de. Sergio / Javier ön alanda hiç tercih edilmediğinden onları ayrıca değerlendireceğim.
Xavi + Iniesta + Keita + Thiago 11828 dakika süre almışlar. Iniesta'nın ileri üçlünün solunda 400 dakika oynadığı kısım çıkarılırsa geriye 11428 kalır.
62 maç x merkez orta saha ikilisi (2) x 90 dakika = 11160 dakika maksimum süre
Sayının fazla çıkma sebebi Iniesta'nın muhtemelen üçlünün kenarlarında daha çok süre alması ve Afellay'ın ilk zamanlar birkaç maç merkezde oynatılmasıdır.
Çok yakın bir sayıya ulaşmamız Barça'nın maksimum seviyede oyuncularından yararlandığı ancak bunun yanında sırtlarına aşırı bir yük de koyduğunu gösteriyor.
Iniesta 3600
Fabregas 3000 - 2700
Xavi 2400 - 2700
Thiago 1500
Keita 700
İki pozisyonu beş oyuncu arasında paylaştırmak çok zor bir iş. Cesc geldiğinde Pep'in Xavi / Iniesta / Fabregas üçlüsünün süresini artırmak ve her birini merkezde kullanmak için ekstra formasyon - yer denemeleri (3 - 4 - 3) olacaktır, sola kaydırma yapıp sistemi sekteye uğratmadan. Çünkü Xavi & Cesc'in yan yana merkezde oynatılması oyun akışkanlığı açısından iyi bir tercih değil, her ikisi de pasör ve adam eksiltme konusunda Iniesta'ya nazaran görece zayıflar. Parça uyumu yok. Xavi / Cesc + Iniesta olmak zorunda, birkaç yıl sonra da denkleme Thiago'nun katılması.
Ön süpürücüye de göz atalım. Sergio + Javier 6977 dakika süre almış.
62 maç x savunma önü süpürücü (1) x 90 dakika = 5580 dakika maksimum süre
Sergio'nun 3883 dakikasını düşünce geriye 1697 dakika kalıyor Javier'in bu pozisyonda oynadığı süre olarak. Genellikle yedek beklediği söylenebilir ya da ideal onbirin parçası olamadığı. Mutsuzluk belirtisi Liverpool'da sürekli oynayan ve Arjantin'in kaptanı için. Açığı kapatıp onu mutluluğa sürükleyen, önce Puyol'un sakatlığı, sonra Abidal'in hastalığı sonrası kendini birdenbire merkez savunmacı bulması. 1397 dakika oynamış bu bölgede.
Sanırım onu seneye de savunmada sıkça izleyeceğiz, Busquets tercihinden vazgeçilecektir orda ve Puyol da o kadar sakat kalmayacaktır, artı Abidal de var ve Fontas daha çok süre alabilir.
***
Teorik kusursuzluk denklemi, ideal 4 - 3 - 3 görseli;
Teorik kusursuzluktan kasıt, görselde yer alan 11 oyuncunun, yalnızca belirtilen pozisyonlarda oynaması. Emsalen Puyol'un merkez sol savunmacı olması bir koşul, başarı için. Ve Pep'in tercihleri, denklemin dışına ne kadar az çıkarsa başarıya giden yol da bir o kadar kısalıyor. En az 7/11 oranı sağlanırsa sorun yok. Yine de bazı kritik pozisyonlar da ideal oyuncular bulunmalı, ön süpürücü Sergio ve merkez savunmacı Puyol gibi. Bu iki oyuncu takımda yoksa galibiyet oranı neredeyse % 20 azalıyor.
Transfer listeleri şekilleniyor hafiften. Sezon içersinde sürekli vurguladığım gibi ana hedefler Cesc, Rossi, Alexis Sanchez, Javier Pastore, Agüero gözüküyor.
Omurgaya Thiago ve Fontas eklemeleri de düşünüldüğünde, stoper, sol bek de transfer edilebilir. Maxwell, Milito'nun ayrılması an meselesi.
Abidal daha çok merkez savunma olarak oynayacak önümüzdeki sezon, sözleşmesini uzatırlar.
Xavi / Cesc denklemini Guardiola çok istiyor, Rosell temkinli yaklaşıyor çünkü bu kadar para ödenecek oyuncunun kenarda bekleme olasılığı da var ve aynı bedel ile başka bölgeye transfer yapma şansı ellerinden alınmış oluyor onun düşüncesine göre.
Xavi, Cesc ve Iniesta'nın aynı anda sahada olduğu denklem bu sezonki kadar kusursuz olmayacaktır. Andres'in sola atılması, Xavi'yle olan topsuz yer değiştirmeler, paslaşmalar ve boşluk yaratma sekanslarını düşürecektir. Keza Xavi ve Cesc'in iki pasör olarak yan yana olmalarından aynı etkiyi beklemek de yanlış olur. Üçünün bir arada olup Xavi'nin geriye atılması olasılığı da var göz ardı etmeyelim, hatta Sergio'nun üçlü savunmanın merkezinde denenme sebebi biraz da bu yüzden. Xavi geriye atılırsa Sergio kadar top kazanabilir mi, bunun yanında Cesc en az onun kadar üretken olabilir mi, zaman gösterir. Elbette Xavi'nin de sürekli öne çıkacağını unutmamak gerekiyor.
Daha önce kullanılan ve olası Cesc transferiyle revize edilecek 3 - 3 - 3 - 1 görseli;
Burda oyunun kaymasına göre Pique ve Abidal'in kenarlara açıldığı Sergio'nun tamamen öne çıkarak Xavi'yle bütünleştiği, Xavi'nin de Sergio'dan güç alıp Cesc ve Iniesta'ya katıldığı, Villa'nın gezgin ama daha çok sola yatkın uç oyuncu modelini benimsediği, Messi'nin sahte 9 numaraya devam ettiği bir 3 - 3 - 3 - 1 (3 - 4 - 3'den türeyen) görülebilir. Villa'nın yanında en uç bölgede Alves ve Pedro var teoride.
4 - 3 - 3'e göre orta sahada bir oyuncu fazla oynatma şansı beliriyor. Alves'in kanat üretkenliği artıyor, nerdeyse forvet gibi davranabiliyor. Xavi, Cesc ve Iniesta aynı anda ve en önemlisi merkezde birbirine yakın oynayabiliyor. Messi de geriye gelerek onlara katılacak.
Rossi'nin tercih edilme sebeplerinden biri de bu sistem, Villa / Rossi değişikliğiyle özellikle Real Madrid gibi katı oynayan takımlara karşı daha seri, dikine giden isimlere ihtiyaç var, Afellay da bunlardan biri.
Yine Rossi, Villarreal'deki rolüyle Messi'nin sahte 9 numara görevine de en uygun isim, üç yılın ardından bazı zamanlar Leo'yu dinlendirmek gerekecektir.
Pedro / Rossi / Messi gibi çok keskin bir üçlü denenebilir veya Pedro'nun formsuzluğunda David Villa konumlanabilir. Daha atladığımız bir Afellay olacak, önümüzdeki sene müthiş bir patlama yapacağını şimdiden öngörebiliyorum, Di Maria'nın Madrid'e verdiği kadar bir katkı bekliyorum ondan.
4 - 3 - 3 içersinde Xavi'yi daha ekonomik kullanmak amaçlı Xavi / Cesc rotasyonuna da gidilebilir. Keita'nın 27 maç ilk onbir çıktığı düşünülürse Cesc de sorun çıkarmayacaktır 30 - 40 maç bandında kalmaya. Sezona Sergio'nun alternatifi olarak başlayan Javier'in 35 maç ilk onbir çıkması da önemli bir veri sağlıyor bize. Pep, oyuncuları küstürmeyecek şekilde rotasyona dahil etmeyi çok iyi beceriyor.
Aslında 3 - 3 - 3 - 1 formasyonunda Xavi'nin önde oynamasının büyüteceği sorunlar da baş gösterecek. Bu sezon Pep'in yaptığı deneylerde geride Sergio ya da Javier oynadı, önünde de duruma göre yine ikisinden biri. Yani asli tanımı ön kesici olan iki oyuncu kullanıldı bu kritik pozisyonlarda. Xavi'nin bu bölgeye adaptasyonu nasıl olur, bunu ancak sahada görebiliriz.
Alternatif 3 - 3 - 3 - 1 görseli, Pedro çok geride;
Ben çok taraftarı değilim bu sistemin ancak bazı maçlarda oyunu gerçekten açtığına da şahit olundu, göz ardı edemeyiz. Yeri geldiğinde bu sistemi kullanmak veya yine sezon boyunca Barça'nın yaptığı gibi maç içersinde bile sistemi dönüştürebilmek de önemli bir opsiyon sağlıyor anti tezler için.
Üçlü savunma emsalleri için:
http://erenlogoglu.blogspot.com/2010/12/barca-rubin-uclu-savunma-pas-says.html
http://erenlogoglu.blogspot.com/2010/10/3-3-3-1.html
http://erenlogoglu.blogspot.com/2011/03/bu-defa-olmad.html
http://erenlogoglu.blogspot.com/2011/03/uc-yl-ust-uste-sampiyonluk-yolunda.html
***
Xavi'nin yaşlanması ve bu sene baz alındığında gerileyen performansı incelenmelidir. 2010 onun yılıydı, 2009 Xavi ve Iniesta'nın, 2011 tekrar Iniesta'nın oldu. Döngü gibi. Xavi elbette çok iyi bir sezon geçirdi ancak yarattığı beklentilerin kanımca altındaydı. Bu sebeple Cesc Fabregas'ın transfer edilmesi konusunda bu yaz daha ısrarcı olunacaktır, üstelik oyuncu Arsenal şampiyonluğa oynayacak kadroyu kurmayacaksa beni bıraksın diyerek restini de çekmişken.
***
2010 Yaz Dönemi
Pep bu yıl, klasik 4 – 3 – 3 'ten farklı olarak 4 – 2 – 3 – 1 sistemini de oturtmaya çalıştı. Yeri geldiğinde takım bu düzene de geçebilmeliydi onun düşüncesine göre. Klasik 4 – 3 – 3 'ün diğer sistemlerden farkı sahaya matematiksel olarak en dengeli dağılımı sunmasından kaynaklanıyor. Futbol sahasını 9 eşit parçaya böldüğünüzde bu yerleşim, bütün bu 9 alanı parselleyerek oynamak üzerine kurulu, 4 – 4 – 2 ya da diğer yerleşimler mutlaka 9 parçadan en az birini dolduramıyor. Tüm bunlara karşın Barça'nın yerden, kısa paslara dayanan, topa sahip olmayı amaç edinen, sabırla top çevirip, üçüncü bölgede konuşlandıktan sonra belirli set hücumlarıyla gol girişiminde bulunan düzeni aslında herhangi bir dizilimden bağımsız şekilleniyor. Barça sahaya nasıl yerleşirse yerleşsin önemli olan bu felsefe. Zaten savunmanın merkezinden topla çıkışlar, iç içe geçen savunma ve orta saha bütünlüğü, yer değişkenliği gösteren -bazen aynı kanatta kalıyorlar pozisyon gereği- hücum hattı gibi durumlar yerleşimi tamamen belli bir şablondan çıkarıyor.
Barça biraz da buna güvenerek Ibra ve Villa'yı hücumda birlikte oynatabilir, tıpkı İspanya'nın Euro 2008'de şampiyon olurken Villa'yı Torres ile birlikte oynatması gibi. Arkalarında Xavi, Iniesta, Silva üçlüsü, bu üçlünün ardında da Senna vardı. 4 – 1 – 3 – 2 gibi bir yerleşim.
İlginç bir veri sunacağım şimdi, doğru analiz açısından. Fabregas turnuva boyunca daimi yedek ve Villa final maçında yerini Fabregas'a bıraktı. Her maçı iki forvetle oynayan Aragones, finali Torres önde tek, arkasında Iniesta Xavi Fabregas Silva dörtlüsüyle kazandı. En önemli maç Villa yedeğe yollandı, yerleşim gereği. Bu da yardımcı oyuncu olmasının bedeli, modern futbolun Villa'yla değil Torres'le beslenmesinin sonucu. Barça bu sıkıntıyla karşı karşıya gelecektir eğer Ibra kalacaksa. Bu denli bonservis ödenip transfer edilmiş iki oyuncunun sürekli kenarda beklemesi pek olası değil, baskı olacaktır.
Barça klasik 4 – 3 – 3 'ünden vazgeçip İspanya modeline dönebilir bu durumda. Torres pozisyonunda Ibra yanında Villa, arkalarında Messi Xavi Iniesta ve ön süpürücü Sergio ya da Toure. Pep, böyle bir formasyonu, oynatma zorunluluğu kaynaklı kullanabilir ya da Ibra'yı Henry gibi solda oynatmayı deneyebilir klasik 4 – 3 – 3 'te, yani 6 kupa kazanılan yerleşimde. Ibra'nın bu görevi üstlenip üstlenemeyeceğine ancak sahada görüp karar verilebilir, teorik düşünce yetersiz kalacaktır, daha önce böyle bir role soyunmadığı için.
Bir yere kadar bu İspanya modeli de Barça'nın oyun felsefesini, akışkanlığını bozmayabilir. Ancak Barça'yı bekleyen çok ama çok büyük bir tehlike var, o da Cesc'in transferi halinde ön süpürücüden vazgeçme fantezisi. Los Galacticos'un da zamanında düştüğü yanlış da denebilir, Makalele etkisi.
İspanya'nın yaptığı gibi Cesc'in takıma girmesi, Torres ya da Villa'dan birinin kenara gelmesi demektir, futbol doğrusu olarak. Bu da haliyle tek forvete daha uygun olan Torres değil, Villa olmuştur. Barcelona'da benzer durum vuku bulacaktır. 4 – 1 – 3 – 2 'den yumuşak bir geçişle 4 – 1 – 4 – 1 'e yol alınacak. Messi Xavi Cesc Iniesta, önlerinde Ibra ya da Villa tercihi ortaya çıkacaktır. Bu da her maç Cesc, Villa ve Ibra'dan birinin yedek oturma zorunluluğudur ki bu çok lüks kaçar, huzursuzluk yaratır, sorun oluşturur.
Makalele etkisi neden önemli? Yani 4 – 4 – 2 düşünülüp, ön süpürücüyü yok eden ve merkezde Xavi Cesc'in box to box özelliğine, bunun yanında topa daha çok sahip olmaya güvenen sistem neden intihar olabilir buna da değinelim. Messi Xavi Cesc Iniesta dörtlüsünün önünde Ibra Villa ikilisinin kullanılması olasılığından. Barça gibi topa sahip olan takımların oyunda dominasyonunu sağlayan ana etkenlerden biri, dönen topu çabuk kazanıp, ataklarını yeniden ve zaman kaybetmeden olgunlaştırmaları. Dönen topları kazanan da ön süpürücü ya da merkez savunmacılar oluyor özellikle Barça'da. Eğer Messi vs. total savunmada yorulursa hücum verimliliği azalacaktır, dönen topu kazanamayan ya da geç kazanan takım, topa daha az sahip olacak ve felsefesine en tahrip edici zararı verecektir.
Barça Cesc'i transfer ederken Xavi'nin yaşlanmasını da dikkate alıyor ancak takımın ritmini ve yerleşim şeklini kesinlikle sekteye uğratmamalılar. Ibra'nın gitmesi bir çözüm. Cesc de gelir, üstüne bir de Toure giderse facia kaçınılmaz olabilir. Txiki, Pep ve Cruyff bu nokta üzerinde mutlaka duruyorlardır, durmalılar da.
Villa ve olası Fabregas transferine Ibra'dan sonra daha bir temkinli ve yerleşim, görev olasılıkları üzerinden bakmaya çalıştım. Dünya Kupası farklı olasılıklar için referans olacaktır Pep'e.
Gerçeklikten biraz uzaklaşıp bir de fantezi yapalım;
1 Valdes 2 Alves 3 Pique 4 Cesc 5 Puyol 6 Xavi 7 Villa 8 Iniesta 9 Ibra 10 Messi ... Aklım almıyor!
Guardiola formasını Cesc'e teslim etmeyi bekliyor olsa gerek!
15 Ağustos 2011
A. Eren Loğoğlu
Endüstriyel Koreografi
-
Bursaspor'lu taraftarın Atatürk Stadyumu yıkılmadan önce kale arkasında
"Yeni Linea" için yapmış oldukları koreografi çok konuşulmuştu.
"Endüstriyel F...
17 saat önce
3 yorum:
Mikel Arteta için de birşeyler yazmanı çok isterim. Neden Fabregas kadar başarılı olamadı. Halbuki çok yetenekli. Yaşı neredeyse 30 oldu ama istenilen aşamayı hiçbir şekilde yapamadı.
sanıyorum fabregas sadece xavi'nin yerinde oynayacak. bence sistemi çok zorda kalmadıkça bozmaz Guardiola. Zaten 50 küsür maç garanti. biraz o biraz diğeri oynarlar. Xavi ve Fabregası aynı anda sahada nadiren görürüz gibime geliyor.
Arteta'nın yetenek anlamında hiçbir eksiği yok aslında Xavi ve Fabregas'tan. Mental, oyun görüşü ve sonradan şekillendiği ortam başlıca sebepler.
Everton'ın en önemli oyuncusu kanımca, tam bir box to box orta saha, La Masia öğrencisi olduğu her halinden belli ancak çok sık sakatlanıyor ve maç kaçırıyor.
Daha iyi olabilirdi kariyeri. Galatasaray'a en çok istediğim oyunculardandı. Bir ara onun hakkında yazayım, unutmazsam.
Yorum Gönder