18 Nisan 2011

Di Stefano'dan Sert Mesaj & 11'e 9 Antrenman



Daha yazımın mürekkebi kurumadan, Jose Mourinho'ya Real Madrid'i nasıl böyle oynatırsın eleştirileri başladı, hem de kulübün onursal başkanı Alfredo Di Stefano'dan ve acımasızca;

“Barcelona’s football was simply brilliant. Their superiority was there for the whole planet to see: the whites were cornered all game. Barcelona play football and dance. They treat the ball with adoration and respect, almost nurturing it. To see this team in action is a delight. Madrid are a side with no personality. They just run back and forth constantly, tiring themselves out. We saw clearly that their approach was not the right one. Barcelona were a lion, Madrid a mouse.”

After seeing the first El Clasico of 2011, Real Madrid legend and the club’s honorary president Alfredo Di Stefano has stern words for Jose Mourinho-led Real Madrid and praise for Guardiola’s FC Barcelona in his weekly column for Marca.


"Barcelona'nın futbolu açıkça görkemliydi. Onların üstünlüğü bütün gezegenin görmesi için oradaydı. Beyazlılar bütün maç köşeye sıkıştı. Barcelona futbol oynadı ve dans etti. Topa hayranlıkla ve saygıyla davrandılar, neredeyse büyütürcesine. Bu takımı aksiyon içersinde görmek bir zevk. Madrid karakter olmayan taraftaydı. Sadece sık sık ileri geri koştular, kendilerini çok yorup. Açıkça gördük ki onların yaklaşımı doğru olan değildi. Barcelona aslandı, Madrid fare."

Marca'daki haftalık köşesinde yazdı bunları Di Stefano, önemliydi. Real Madrid, Inter'e ya da bir başka takıma benzemezdi, bazı şeyleri Mourinho bile olsa kabullenemezdi. Başarı gelmezse Jose'nin çok başı ağrıyacak, bu iyice ayyuka çıktı, Di Stefano'nun sözleriyle. Valdano intikam için beklemede muhtemelen.

http://www.goal.com/en-gb/news/3277/la-liga/2011/04/18/2447187/alfredo-di-stefano-barcelona-are-superior-and-real-madrid

Su kenarına, Akdeniz kıyılarına uzanalım. Eski onursal başkan, ruhani lider, yaratıcı Johan Cruyff'un El Periodico'daki haftalık makalesine göz atalım biraz;

"Birinci El Clasico, Mourinho'nun Barça için ne kadar çok korkusu olduğunu gösterdi. Ancak bütün -olağan- cephaneliğiyle -bahanelerle- hazırdı, dikkati futbol hakkında konuşmadan başka yöne dağıtma hususunda.

Mourinho'nun onbiri Barça'ya vereceği en büyük iltifattır. Evinde 7 savunmacıyla oynamak korktuğunun işaretiydi. Onların zamanında, Bernabeu genellikle teknik direktörler tarafından alınan bu tür yaklaşımlara izin vermez, hatta bu ligi kazanmak anlamına gelse bile. En azından, bugüne kadar böyledir.Capello bunu doğrulayabilir.

Tamamen korku dolu ama hazır. Bu Mourinho'nun nasıl olduğudur. Maçtan önceki basın toplantısı, El Clasico sonrası oluşturacağı gerekçelere başlangıç olarak hizmet etti. Hangi sorulardan sorumlu olacağını dikkatlice seçip, '10 kişiyim, onlar her zaman 11' söylemine döndürmeye devam ediyordu, sahaya niçin bu kadar çok savunmacı çıkardığını açıklamadan. Davranışından rahatsız olan var mı? Bazıları ama bazı diğerleri değil. O bölümde futbol hariç her şey hakkında konuşabilmenin örtüsünü buldu.

Mourinho kupa -azimli- teknik direktörü, futbol değil. Daha başka bir ifadeyle, bizim anladığımız türden bir futbol teknik direktörü değil, görünüm olarak sporun nasıl oynandığı veya eğlence için izlendiği, canlı veya evde. Yine de bu durum Barça'ya yardımı yönetti, çok fazla. Eğer Blancos teknik direktörü, elinde ne var ne yok Bernabeu'ya çıksaydı, aynısını tekrar Mestella'da, sadece bir maç ve kupa için yapamazdı. Guardiola ve oyuncuları önceden uyarılmış oldular. Ve her zaman tarzına sadakatle bağlı kalırken, oyunlarını geliştirmeleri gerekeceğini biliyorlar.

Mourinho, Blaugrana ile ne zaman karşı karşıya geldiyse, her zaman 11'e 10 oyun planı için takımını çalıştırdığını söyledi. Eğer öyleyse, Barça'nın da 11'e 10 oyun planı geliştirmesi ve buna çalıştırılması iyi olabilir. İki sebepten: Bir, eğer Madrid hala alt dereceden, küçük bir takım gibi oynamakta ısrar ederse, savunmada kalmada ısrar ederse, sahayı ve topu rakibe verirse ve ilk adımı hep Barça'ya bağlarsa, içlerinden biri onun uygun adım emirlerini yeniden alırsa doğal olur. Ben Mourinho olsam, 11'e 10 değil 11'e 9 oyun planı çalıştırırdım, Pepe aynı pozisyonda benzer görevle, tekrar aynı performansla oynayacaksa, Brezilya doğumlu Portekizli maçı bitiremeyebilir.

Madrid-Barça maçı bana Hollanda ve İspanya arasındaki son Dünya Kupası Finalini çokça hatırlattı. O gün, benim utancım Hollandalı oyuncuların kendilerini futbol oynamaktan çok durdurmaya vermeleriydi. Böyle giti. Yenildiler ve dünyanın göreceği kötü bir imaj bıraktılar. İlginç olan Mourinho ve Madrid'in taktiğini bugün alkışlayanların, o gün Hollandalıların yaklaşımına karşı haklı bir biçimde kızanlarla aynı insanlar -Madrid basını- olmalarıydı.

İkinci sebep, Barcelona'nın durumunda olduğu gibi, çalışmak ve 11'e 10 stratejisini kusursuzlaştırmak. Çünkü rakibinizin bir oyuncu az iken, öncekinden daha çok şans üretmesi kabul edilemez. Belli ki bazı şeyler yanlış gitti. Temel olarak iki şeye indirgenebilir. Bir, onların kafasında, bilinçaltında, 0 - 1 geride ve bir oyuncu az olmayı üstlendiler, Madrid ölüme terkedilmişti. Pedaldan ayaklarını çektiler, önde ve arkada. Ve iki, rakip için, tamamen tersi, herkes biraz daha veriyordu. Çözüm? Basit, ve efektif; top, her zaman biraz daha hızlı, zemin ne kadar kötü olursa olsun, pozisyon alma da, 11 kişiye karşı oynarken olduğu gibi ama birkaç metre daha geride, fazla değil, bütün saha boyunca bire bir arayarak, bunu sayısal üstünlüğü kullanana kadar yapmak.

Üstünlük, rakibi ileri geri hareket ettiren, bire biri empoze eden, alanlar arası geçişten emin, ve evet, nümerik avantaj sayılacak. Cumartesi bu yaşansaydı, bir oyuncu az oynamaktan daha zor reaksiyon göstermeleri gerekecekti. Rakiplerinin erdeminden ziyade Barça'nın hatasıydı. İlk El Clasico'da, Camp Nou'da, inanın ya da inanmayın, Real Madrid Guardiola'nın takımıyla aynı kalitede olduğunu düşündü, 5 - 0 yenildiler.

Şimdi, Barça'nın oyununa kendilerini adapte ediyorlar, ofansif oyunlarından rakibin gücünü durdurmayı kendini yükseltmeye tercih eden bitmek bilmez mücadeleye. Madrid beraberliği kontrol etti ve teşekkürü aldı. Nereden nereye geldiler, 5 - 0 ve diğer 5 - 0 (Guardiola'nın Madrid zaferi sayısı son üç yılda) ile. Beraberlik çok gözükmeyebilir ama kesinlikle öyle.

Kusursuz olan ligde 8 puanlık avantajın bir maç azalarak devam etmesi. Barça'nın bu sezonki en iyi oyunlarından biri değildi, bağlı kalınan çirkin bir yaklaşımla Mourinho tarafından bütün sezon uygulanan, Barça maçı beraberlikle bitirdi ve şampiyonluk için bir adım daha attı, bir kez ve her daim, en iyinin kim olup olmadığını kanıtladı."

Bir de not maçtan:

Pepe tünel ve koridorlarda Barça oyuncularıyla tartışmaya girmiş maçtan sonra. Muhtemelen Mourinho'nun saha içi savunma önü görevinin saha dışı devamlılığıdır, sever o işleri, Materazzi'yle ağlayıp sarılmaları unutulmadı, emirlerini az yerine getirmedi Milano'da.

18 Nisan 2011

A. Eren Loğoğlu

6 yorum:

BarFly dedi ki...

Bence senin Barcelona ya dair yarattığın imgelerde bir sıkıntı var.

Üslübun o kadar kibirli ki, Madrid'e sempati duymaya başladım.

Anoz dedi ki...

BarFly sen Madride Eren Logoludan dolayi sempati duyuyorsan vah halimize.

Bilmem kac yazidir takip ediyorsun Blogu ama bir cok yerde neden Barcelonali oldugunu bircok kez yazmis yazar.

Sonucta kime sempati duydugun senin sahsina bagli.

aksilaz dedi ki...

Stefano çok doğru bir tespitte bulundu. Real Madrid kendi sahasında böyle oynamamalı. Mourinho'nun oyun kurgusu galibiyette getirebilir ama bu tip oyun Real Madrid'in ruhuna aykırı.

Bu arada yarın oynanacak kupa finalinde Barca ilkyarıdan fişi çeker diye düşünüyorum. Üzücü ama gerçek olan bu maalesef.

M.Cagdas dedi ki...

Sanmiyorum ki o takimin basinda herhangi birimiz olsaydi sirf goze hos gelsin, izleyenler zevk alsin diye kendi sahamizda fark yemeyi goze alip, takima acik oyun oynatabilelim. Adam Barcelona ile onlarin futbolunu oynayarak bas edemeyecegini biliyor, dolayisiyla da elindeki malzemeyi en dogru sekilde kullanabilecegi bir taktik gelistirmis ve de benim dusuncem gayet de basarili oldu, Ronaldo'nun vuramadigi pozisyon, cizgiden cikan top, Khedira'nin kacirdigi vs., bircok pozisyon buldu ve Real'e kazandirabilirdi. O Real acik oynamalidir, defans yapmamalidir diyenler de (Madrid tarafindan) acaba mac 0-4 bitseydi Mourinho'ya aferin mi derlerdi yoksa tefe mi koyarlardi. Biraz kendimizi de o adamin yerine koyup dusunmek lazim.

zachpaulsen dedi ki...

maurinho büyük hocaysa elindeki sınırsız bütçe ve kadro imlanlarının karşılığını verecek bir futbol oynatmalı takımına. bülent uygun, mesut bakkal taktiğinden hiçbir farkı yoktu. bu mu büyük hocalık?
herşeyi sonuç odaklı, makyavelist bir düşünce ile ele alması nedeniyle bu kadar eleştiriliyor. onca aldığı kupa ve başarıya rağmen oyun tarzı kimseyi yeterince tatmin etmiyor; üstelik barcelona gibi bir takımın olduğu çağda şampiyonlukların veya skorun pek de ehemmiyeti olmuyor.
herkes kimin daha iyi, daha büyük ve daha izlenesi ve alkışlanası olduğunun farkındadır.

heroruno dedi ki...

Figo ve Ronaldo(Brezilyalı) transfer olduğu 2000 in başlarında berli Real taraftarıyım. Real Madrid in son 10 yılda en fazla yüreğini ortaya koyarak oynadığı maçlardan biri bu uzaylı Barça nın 3. yılı ilk defa bir takım bu barçayı üstüne yakın oynayarak yendi ayrıca Mischastyle kardeşim siteni, düzenli olarak tekip ediyorum Galatasaray kötü diye Barça yazılarına yöneldin bu kadar Real i ezerek bir hiçmiş gibi bahsederek yazılan yazılar hiç görmemiştim senden önce gördüğün gibi o kadar yermeyede gerek yokmuş Reali sana garanti veriyorum CL finalide ManU.-RealM. arasında olucak...