Cruyff, El Periodico gazetesindeki haftalık makalesinde "nasıl gelişme gösterileceğine dair oluşan dilemma" üzerinde durmuş ustalıkla;
Pep'in ilk iki yıla göre daha iyi, kuvvetli, akıcı ve rekabetçi bir takım yarattığını belirterek başlıyor sözlerine.
Bir kere çekirdeği oluşturan hiçbir oyuncunun ayrılmaması gerektiğini vurguluyor. Ardından ajandaya göz atıyor.
Mourinho'nun Madrid'iyle İspanya Süper Kupası, Shakhtar'ın daha iyi bir versiyonu olan Porto'yla Süper Kupa, Aralık'ta Japonya'da Dünya Kulüpler Kupası maçlarına ve yorucu yolcuğa değiniyor.
Real'in çok yaklaştığından -Sporting ve Zaragoza yenilgileri kadar- dem vuruyor, bunu ifade ederek futbol dışı unsurları kullanma sanatlarını da hesaplıyor.
Çözüm, öneri?
Aynı oyuncuların kararlılıkla oynayacağını düşünürerek, anahtar takviyeler yapılmasını koşulunu öne sürüyor. 11 - 12 olan çekirdeği 15 - 16'ya çıkarma ve böylelikle dinlenme şansını artırma.
İhtiyaçlar neler diye bir soruyla başlıyor. Geride, Javier ve Abidal muhteşem bir sezon geçirdi ve stoper oynayabiliyorlar. Puyol'un diz sorunları gelecek sezon azalacak, Fontas ve Pique'yi de listeye ekleyince merkez savunmada yeterlilik görülüyor diyerek devam ediyor.
Messi'nin alternatifsizliğinden yakınıyor biraz. Ibra'dan alınan dersin görülmesi gerekliliğini anlatıyor.
Cesc gelirse, üç bölge için dört alternatif -Xavi, Iniesta, Sergio, Cesc- olacak ve bu aynı zamanda her birinin çok fazla maç oynayacağı anlamını taşıyor şeklinde bir bakış açısı sunuyor. (Benzer bir yorumda bulunmuştum, Keita'nın süresinden kısıp Cesc'e vermek gibi) Javier'e ne olacak denildiğinde de, o çok şanslı iki farklı bölgede oynayabilir yorumunu katıyor.
Son olarak da eğer bütçe Pep'in isteklerini karşılamazsa diye bir alternatif plan çiziyor B takımı üzerinden. Alttan gelen bütün oyuncuların A Takıma yükselme şansı yok, bu yüzden geri alma opsiyonuyla bazıların satılmasının yolu açılabilir, ayrıca bu deney onların gelişimi içinde önemli detaylarına değiniyor. Bazı eşsiz görülen pozisyon ve oyuncuların (Deulofeu gibi) da satılmaması gerektiğini ekliyor yazısına.
***
Fabio Capello'nun Sport röportajı;
"Herkes onların oyununu topa sahip olmak zannediyor, hayır! Asıl yenilik topu kaybettiklerinde baskı yapmaları ve rakibin oynamasına izin vermemeleridir. Bunu Guardiola keşfetmedi ancak hiç kimse onlar kadar iyi yapamadı bu baskıyı.
Geleceğin tarzı bu Barça'dır. Futbolda üç evre var;
Cruyff ve Ajax dönemi. Burada neler oluyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz diyordu rakipler. Yıllar sonra onların nasıl durdurulacağı keşfedildi ve tarz yok olup gitti.
Sacchi'nin Milan'ı. Herkes topun arkasında, bakışmalar başladığı an rakibe baskıya hazırsın.
Pep'in Barça'sı. Önceki söylediklerim tamamen geçerli. Topu anında geri kazanıyorlar. Rakiplerin nefes almasına müsaade etmiyorlar."
***
Xavi'nin El Mundo Deportivo röportajı;
"Oynadığımız tarz, kazandığımız kupalar, kendimi ayrıcalıklı hissediyorum.
Benim gibi zor zamanları da (2000 - 2003) yaşayanlar bugünlerin değerini daha iyi anlıyor.
Ben bir Barça taraftarıyım ve çocukluktan beri bundan keyif alıyorum. Kendimi hiçbir zaman başka yerde resmetmedim. Kulübün en tarihi dönemini yaşıyorum. Ancak yarışmak için gelişmeye devam etmeliyiz, önümüzde Avrupa Kupaları ve İspanya için turnuvalar var.
Bir sonraki hedef için kendimi her zaman motive ediyorum. Kariyerimin sona geldiğini düşünmüyorum ama Puyol ve ben yaşımızı hatırlayıp, boşa geçirilecek zaman olmadığını biliyoruz.
Biz Madrid'den iyiydik ancak onlar da yaklaşıyorlar, bizi yendiler. Futbolu seviyorsanız, bu kadar büyük bir takımın rakibine göre oynaması üzücüdür. Futbol için de iyi değildir. United kendi oyununu sergiledi, kaybetti ancak kendi tarzıyla. Bizi yenmeyi denediler, dürüst olmak gerekirse zorbalık, şiddet içermeyen bir şekilde."
***
Xavi'nin Sport röportajı;
"Medya istediğini yayınlayabilir. Sık sık futbol dışı meseleleri konuşurlar.
Doping olayı. Benim gibi yıllarca futbol oynamışsanız hiçbir şey şaşırtmıyor. Komik, saçma. Daha asil olmalısınız, doping sadece bunu azaltır.
Madrid basınının ne yazdığı hakkında konuşmayı sevmiyorum. Onların suçlamaları bizi güçlendirir. Mourinho figürü, Madrid'in kapasitesi dahilinde futbol oynamak istemeyişi. Kral Kupası harici her şeyi kazandık. La Liga, Şampiyonlar Ligi, sürekli futbol oynadık. Barça şu an her zamankinden daha güçlü, Madrid'e bu sezon yaptıkları için teşekkür ederim.
Seneye de Jose bu kadar agresif olacak ama daha tecrübeli. Ligin nasıl işlediğini gördü. Sadece Jose değil, genel olarak Madrid. Mourinho ortalığı karıştırmayı seven türden bir adam. Katalanları ve Barça'yı çok sinirlendiriyor. Onun gibi birine ihtiyacımız var Katalan olarak çünkü ayak parmaklarımızın hep yerde kalmasını sağlıyor.
Casillas'la Kral Kupası sonrası konuştum ve tebrik ettim. Endişelenmeyin (halka sesleniyor) yeniden konuşacağız ve bunları geride bırakmanın bir yolunu bulacağız.
Optimistik biriyim. Futbolda geleceği tahmin etmek güç. Şimdi beş yıl boyunca kazanacağız derim, seneye düşeriz ve sözlerimi yemiş olurum. Geleceği tahmin edemem ancak olumlu hislerim var. Sadece oynadığımız oyun değil, soyunma odamızı görmelisiniz. Fantastik.
İçinde olduğum en iyi soyunma odası atmosferi. Ego sorunları yok, sürekli şakalar, eğlence, biliyorsunuz. Farkı yaratan teknik heyet idi. 50 kişinin 35 ya da 40'ı burda yetişti, onların tamamı gerçek birer Barça taraftarı.
Pep zeki bir adam, dört ya da beş senelik sözleşme imzalasa, tembellik yaşayacak. Konsantrasyonunu kaybedecek. Eğer bir senelik imzalıyorsa, ben varken ne varsa kazanın ve bir sonraki yılın planlamasını yapalım diyor. Çok zekice.
Biraz belirsizlik var kaygıdan ziyade. Bir anlamda iyi. Pep Barça'yı seviyor, istese 10 senelik sözleşme imzalar ancak kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemiyor. Ömrünün sonuna kadar Barça'da kalmalı. Öyle ya da böyle kulüple hep bağlantısı olacak. Onun gibi birinin bırakmasına izin veremezsiniz.
Abidal'in kupayı kaldırması tamamen doğal gelişti. Egolar devreye girmiyor. Kupayı kimin kaldırdığının ne önemi var! Sadece 2 saniye. Zaferin azameti hepimize ait. Takım olmanın ifadesi. Puyol bana sen kaldır dedi, ben hayır dedim. Çok önce söylemedi bunu, oynamadığı için kötü de hissettim. Daha sonra Abidal'in kaldırmasını istedi, zorlama bir karar değildi.
Villa ve ben yakın arkadaşız. Harika biri, yüreği büyük, çalışkan, takıma mükemmel uyum sağladı, ego sorunu olmadı. Hep egosunu gol atmaya sakladı. Gol atamadığında kötü hissetti. Santrfor için gol bir gerekliliktir, acı çekti. Wembley'de gol attığında, kendim atmış gibi sevindim. İyi insanlar her zaman iyi işler başarmayı hak ediyorlar.
Yaşamımın en mutlu dönemi. Pek çok şey başardım. Eleştirildim, bazıları bana inanmadı. Ama artık daha değerliyim. İnsanlar bu noktaya gelmenin bana neye patladığını pek bilmiyorlar. Yaşanan onca zor zamanlardan sonra, bu başardıklarımız, takdir ediyorum."
7 Haziran 2011
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
1 hafta önce
3 yorum:
bu adam başka adam.
bu adam var ya bu adam!!!gerçekten adam gibi adam!hem oyunun içinde ol hem de dışardan bak tüm olgunlukve akıl ile...bravo xavi....no ego barça fantastico...
bizler de takdir ediyoruz!!daima
Yorum Gönder