06 Haziran 2011

Her Telden, Bölüm 3



"Kayseri Türkiye'nin Arsenal'i olmaya mı çalışıyor? Şota'dan Wenger olur mu?"

"Bursa seneye sert bir düşüş yaşar mı, aynı Sivas'ta olduğu gibi zirve civarlarında geçen 2 yıldan sonra?"

"Beşiktaş bu transfer azmanlığıyla ne yapar? Tayfur Hoca bu işin altından nasıl kalkabilir?"

"Trabzon tıpkı Song'da yaptığı gibi, acilen Lucas Neill'i alsa, Zokora-Romaric-Henrique'yi de kadroya kattıkları düşünülürse, herkesi yanıltıp aynı performansı bir daha gösterir mi?"

Adını bizlerden esirgeyip üstteki eleştirel yorumu bırakan kişiye teşekkür ediyorum, harika bir yönlendirmede bulundu. Kısa kısa da olsa bazı cevaplar arayacağım;

Beşiktaş'ın stoper çılgınlığına başlangıçta bir anlam verememiştim ancak kadrolarını inceleyince mesele anlaşılıyor.

Kale: Rüştü / Cenk

Bek: Ekrem / Rıdvan & Tanju / İsmail

Stoper: Toraman / Sivok / Sidnei / Egemen / Ersan

Orta Saha: Necip / Aurelio / Ernst / Fernandes / Guti

Açık: Quaresma / Simao / Burak Kaplan / Hilbert / Veli

Santrfor: Almeida / Pektemek / Nobre / Mehmet Akyüz

İdeal onbir herhalde şöyle olur;

4 - 2 - 3 - 1 Cenk, Ekrem, Sivok, Egemen, Tanju, Necip, Fernandes, Quaresma, Guti, Simao, Almeida

Alternatif Rüştü, Rıdvan, Sidnei, Ersan, İsmail, Aurelio, Ernst, Hilbert, Burak, Veli, Pektemek

Yabancı Santrfor (Forlan) ve yerli kaleci (S Bolat) alıp transferi kapatacaklarını söylüyorlar. Aslında Guti'den feragat edip orada yerli -Selçuk & Hamit- kullanabilselerdi kaleciyi yabancı düşünebilirlerdi ve çok sağlam bir omurgaya sahip olabilirlerdi.

Sürekli stoper transferi meselesi de kadro mühendisliğinden doğuyor. Öndeki 5 yabancının değişme şansı yok, bu sebeple sakatlık / cezalı / rotasyon gibi durumlarda hep yerli stoper / bek ihtiyaçları oluyor, uzun bir maratonda takımın kimyasını bozmamak için. Bu yönden bakınca yığılma değil garanti altına alma gibi duruyor bu hamle.

9 yabancıları var, Hilbert sağ bek / sağ açık yedeği olarak kalacak sanırım, Bobo ve Ferrari yolcu bu durumda. Mevcut oyuncular beklentileri karşılar ve performans düşmeleri yaşamazlarsa kadro derinliği ve alternatif yaratma adına başarılı bir mühendislik gibi duruyor kağıt üzerinde ve teorik olarak.

Bakalım Tayfur Havutçu nasıl bir düzen yaratabilecek ve yönetebilecek yapılanmayı?

***

Kayseri'den ziyade takip edilmesi gereken takım Gaziantepsor ve Tolunay Kafkas Hoca. Daha önce bu işin piri Ersun Yanal'dı. İş olarak nitelendirilen şey de gurbetçi oyuncu ortamlarına yönelmektir ve çok akıllıca bir hamledir.

Sebebine gelince altyapı eğitimlerini Almanya, Hollanda, Belçika, İngiltere gibi ülkelerde almış oyuncular, taktiksel ve fiziksel yönden belirli bir seviyenin altına düşmüyorlar, bu çok önemli.

***

Bursa bir düşüş yaşadı ancak futbol ile yatıp kalkan bir şehrin daha da keskin bir gerilemeye gireceğini düşünmüyorum açıkçası.

Volkan & Sercan ikilisini piyasası olduğunda satmamak en ciddi hatalarıydı, ordan gelecek parayla Gaziantepspor gibi Cenk Tosun türevi isimlere yönelip daha yukarlarda kalabilirlerdi, doğru yapılanma gerçekleşmedi. Arjantin hamlesi sınıfta kaldı.

***

Trabzon için beklemek gerekiyor. Selçuk & Egemen'i kaybetmek büyük tahribat yaratacaktır. Burak'ın aynı seviyeye çıkamayacağı bir gerçek Selçuk'un ayrılışı sonrası. Zokora elbette önemli ancak yerli oyuncu bulmak zorundalar, Onur, Serkan, Giray, Burak şu an kesin, Umut ve Ceyhun da şüpheli.

6 Haziran 2011

A. Eren Loğoğlu

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sağolasın değerli yorumlar için. Soz konusu, bir münakaşa yazısı olsaydı, isimsizligin ardına gizlenmemek için isim belirtirdim, ama su haliyle bana okul kantininde yan masalarda oturuyormusuz gibi geliyor, böylesi hoşuma da gidiyor, samimi ve daha az resmi geliyor; okul yıllarında öyledir hani, yan masadan lafa karisan adamla iki saat konuşursun siyasetten futbola kadar, birbirinizin adını bilmezsiniz. Neyse, bir kolej blogu havası estirdim galiba. Ha bu arada size gecen gün Osman Konuk ve Ahmet Guntan'dan bahsetmiştim. Bilginiz olsun; Ahmet Guntan'in da blogu varmış, daha sonra googlelayinca keşfettim: ahmetguntan.blogspot.com Yasını basını almış şairleri de böyle mecralarda görmek güzel. İyi günler...

Adsız dedi ki...

Selamlar. Ben yine ayni isimsiz. Hocam bir Fenerbahçeli olarak azıcık icimi dökmek istiyorum. Nedir bu federasyon başkanlığı kepazeligi, anlam verebilen var mı? Siyasiler bir yandan, hamamda kurnada davulda zurnada Aziz Yıldırım bir yandan, Antep-GS-BJK-TS-A.Gücü yoneticileri bir yandan... Herkes cekistiriyor koltuğu. Bir kere cogu Fenerbahcelinin bu Mehmet Ali Aydınlar sevdasını gülünç buluyorum. Çok efendi adammış da, gelecegin baskanı olacakmış da bilmem ne. Valla ben bu Yetenekli Bay Aydınlar vakasına temkinli yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum. Gördük onun da nasıl ikbal pesinde koştuğunu. Birkaç gündür her yerde yayımlanan sinir bozucu bir demeci var Aydinlar'in: "bu saatten sonra aday olacak kisi turk futboluna zarar verir". Bu anlayışı normallestirmeye çalışıyorlar. Böyle büyük acziyet görülmüş mü? Demokrasi niye zarar versin? Resmen aba altından yaftalayarak olası adaylara set çıkıyor. Bu kadar siyasi vb destek aldı, halen zaferi garantileyecek hamleler pesinde. Bu yükselişi hiç etik bulmuyorum. Aziz Yıldırım desen, her seye burnunu sokmasa olmaz. Ne zaman emekli olacak da gün yüzü göreceğiz merak ediyorum. Ama Yıldırım'ın yerini gunün birinde bu sinsi silik adam Aydınlar almaz umarım, bize uzak olsun da... Voleybolda nerdeyse rüya takımlar kurarak birkaç ikincilik, üçüncülük aldı ya canımın ici skor taraftarları adama tapmaya başladı. Yahu o kadroyla normali bu zaten. Sanki adam bir altyapı devrimi yapmış gibi avuç patlatircasina alkışlamak niye?