Bir devrin kapanışı ne 2008 Wimbledon ne de 2009 Avustralya Açık olabilirdi. Tarihin En İyi Tenis Oyuncusu'na olan güvenim beni yanıltmadı, önce Nadal'ı yenip Madrid'i, sonra Roland Garros'u ve 14. Grand Slam'i, en sonunda da Wimbledon'ı ve 15. Grand Slam'i kazandı Roger.
Federer, Wimbledon ile 15. Grand Slam'ini kazanıp, Sampras'ı geçti ve tarihin en çok Grand Slam kazanan oyuncusu oldu 27 yaşında.
Avustralya Açık, Roland Garros, Wimbledon ve Amerika Açık'ın tamamını kazanan nadir isimlerden biri Fedex. Her üç zeminde de GS elde edip, ne kadar yönlü ve gelişime açık bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Sampras'ın 14 GS'i olmasına rağmen Roland Garros'u yoktu. Kusursuz ve estetiğe dayanan muhteşem tekniğini, 2008 yılında zayıflayan fiziksel gücü ile tekrar birleştirdi.
Bugün Roddick karşısında Nadal'ı bulsa muhtemelen kazanacaktı, o derece inanılmaz bir performans sergiledi ancak yorgunluğun etkisiyle son servislerinde sürekli basit hatalar yaparak kaybetti Final'i.
7 yıl üst üste Wimbledon Finali'ne yükselen Federer, 6. defa kazanmış oldu bu turnuvayı. 20. Grand Slam Finali'nde 15. zaferiydi Fedex'in. Her iki istatistikte de rekor artık Federer'in ellerinde, daha geliştirecek, önce bir baba olsun, Nadal'a Amerika Açık kazanma şansı da tanımayacaktır.
2005 Wimbledon - 2007 Amerika Açık arasında 10 GS üst üste Final'e kaldı. Djokovic'e 2008 Avustralya Açık Yarı Finali'nde kaybetmese, üst üste Final'e çıkma rekoru sayısı 17'ye yükselecekti bugün oynanan Wimbledon ile. 2004 Wimbledon - 2009 Wimbledon -hala devam ediyor yani- arasında 21 GS üst üste Yarı Final'e kaldı.
Bu istatistikler, bırakın başarmayı, tenise başlayan, profesyonel oynayan, yakından takip edenler için hayal bile edilemez ama Federer bunların hepsini gerçekleştirdi. Çünkü o Tarihin En İyi Tenis Oyuncusu, tartışmasız.
Kimler gelmişti O'nu, Tarihin En İyisi'ni izlemeye;
Tenisin En Büyükleri, Rod Laver, John McEnroe, Pete Sampras, Björn Borg oradaydı, O'nu alkışlamak için. Büyük bir şölendi bu, bir saygı duruşu. Federer'in tarihi yazdığı yerde, tarihe tanıklık etmek isteyenler, tenisi sevenler oradaydı, O'nu elleri kabarırcasına alkışlamak için. O'nu bir kez daha, en iyi olduğu yerde, 15. GS'i kazanırken, en iyi olduğunu kanıtlarken izlemek, yıllar boyu gerçekleştirilemeyecek bu başarıları gelecek nesillere anlatmak adına oradaydı seyirciler ve ekranı başında olanlar.
Woody Allen, Russell Crowe, Sir Alex Ferguson, Michael Ballack, Andy Roddick'in eşi Brooklyn Decker da oradaydı tarihe tanıklık etmek için.
Mirka Vavrinec, Federer'in eşi, hamile olduğu halde oradaydı, O'nu desteklemek için. Fedex'in yakın arkadaşı Bush grubunun eski solisti Gavin Rossdale da oradaydı, haykırışlarıyla.
Oyunun kırılma anları vardı. 2. sette tie break oynanırken Roddick 2 - 6 öne geçmesine rağmen, Fedex'e 6 sayı üst üste vererek oyunu kaybetti ve setler 1 - 1'e geldi. 5. sette oyun 8 - 8 iken Federer'in servisinde 15 -40'a gelmişti, Fedex buradan da oyunu döndürmeyi başardı bir Şampiyon'a yakışır şekilde.
Maç istatistiklerine biraz değinecek olursam;
50 Ace attı Federer, oyunda tutunmasını sağlayan da daha çok buydu. Servisi nereye atacağının son anda belli oluşunu gösteren çizimler çok şey anlatıyordu O'nun oyununu tanımlamak için. 107 Winner ile bitirdi maçı. Andy'nin ilk servisleri oyuna sokma oranı % 70 idi, bu da O'nun maça tutunma noktasıydı. Federer ilk sette 4, diğer setlerde 3 defa yakaladığı servis kırma şanslarından sadece birini, sonuncusunu kazanıp maçı bitirebildi. Aslında oyun içerisinde rakibinden daha çok sayı alan Fedex'ti ve servis kırması daha çok beklenebilirdi, öyle de oldu ama sonunu bir türlü getiremedi, son sette bile sanırım 3 defa Deuce durumundan oyunu döndürmeyi başardı Andy.
Tam 4 saat 16 dakika sürdü mücadele. Epik bir Final oldu.
237 hafta üst üste sıralamada 1. olarak bulunmuştu, 18 Ağustos 2008'de Nadal'a devretmişti ilk sırayı, aradan 1 yıl geçmeden tahtını geri aldı Nadal'dan. Kariyeri bitti, geri dönmesi zor diyenlere inat yeniden ve küllerinden doğdu Şampiyon, Tarihin En İyisi.
Ceketine 15 işlenmişti bile.
Bu sefer ağlamadı ama güzel adam, gurur doluydu Laver'ın, Sampras'ın, Borg'un, McEnroe'nun önünde.
Tarihi yeniden yazan adama, Roger’a, binlerce kez teşekkürler, bu güzel anıları yaşattığı ve bizlere tarihe tanıklık etme fırsatını verdiği için.
Okunmalı;
http://www.atpworldtour.com/News/DEUCE-Tennis/Federer-15-Quest/Road-To-15-Slams.aspx
http://www.atpworldtour.com/News/DEUCE-Tennis/Federer-15-Quest/Slams-Stats.aspx
http://www.atpworldtour.com/News/DEUCE-Tennis/Federer-15-Quest/By-The-Numbers.aspx
http://www.atpworldtour.com/News/DEUCE-Tennis/Federer-15-Quest/Federer-Genius.aspx
6 Temmuz 2009
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
2 hafta önce
5 yorum:
istatistiklere bakıldığında, evet, federer tarihin en büyük tenisçisi, ancak federer'in kendisi de dünyanın geri kalanı da çok iyi biliyor ki nadal'dan daha büyük değil federer.. hatta şu dediğinde çok haklısın, roddick(ya da bir başkası) bugün nadal'ı yenebilirdi ama nadal federer'in karşısında olsaydı boynu bükük ayrılan yine federer olacaktı.. bunu hiçbir şeyden anlamasak bile avustralya açıkta kaybeden federer'in göz yaşlarından anlayabiliriz..
öyle ya da böyle en yükseklere ulaşan insanın dahi bu hayatta içinde ukte kalan, bir türlü elde edemediği noktalar vardır. federer'in nadal karşısındaki acizliği de anormal görülmemeli o yüzden, onu bu oyunda tutmaya devam eden en büyük itici güç odur belki de..
Sadece istatistikler değil, onu izlemeye gelenler, orada olanlar, fotoğrafa girenler söylüyor bunu. Federer 2 aydır çok formda ama Nadal karşısına gelemiyor sakatlık veya bir başkasına elenme nedeniyle, bu Federer'in suçu değil. Wimbledon'da Nadal'ın Federer'i yenme şansı yoktu bu sene.
Ortada bir acizlik yok, Federer üzerinden Nadal'ı büyütme çabası bu sadece. Roddick - Federer maçlarında var misal, 2 - 19 çünkü. Federer - Nadal 1 - 13 olsa anlayacağım da 7 - 13 gibi bir üstünlük var acizlik değil. Bu tıpkı Fenerlilerin, Galatasaray'ı her zaman yeneriz, 1 - 0, 2 - 0, 3 - 0 demesi gibi bir şey, istatistiklere bakıyorsun arada sadece 20 maç var 300 maç içinde, % 5 - 10 gibi bir galibiyet farkı var, bilime hakaret edercesine Fener hep kazanıyor deniyor medya ve Fenerbahçe taraftarı arasında, komik.
Aynısı Federer - Nadal için de geçerli ve anlamsız bir karşılaştırma bu şekliyle. Nadal, tarihin en iyi toprak kort oyuncusu ve 13 - 7 olan bu istatistiğin temel dayanağı, toprak korttaki maçlar, diğerlerine birbirine çok yakın, Federer'i Sampras'tan ayıran en önemli olay zaten kendini toprak korta adapte edebilmesi ama bu bile Nadal'ı yenmesi için yeterli değil toprakta. Wimbledon ve Avustralya Açık'ı, oyunun teknik kısmıyla değil, fiziksel ve psikolojik boyutuyla kaybetti, bunu da düzeltiyor Madrid'ten bu yana.
Belki de fiziksel güce dayanan oyunu sebebiyle sakatlıklarla boğuşmaya devam edecek olan Nadal'ın kariyeri sadece Tarihin En İyi Oyuncusu Federer'i daha çok yenmesiyle hatırlanacaktır, toprak kort performansı dışında.
Sampras, McEnroe, Borg, Laver o tarihin en iyisi diyorsa Nadal'ın ya da onu sevenlerin bunu demesine gerek kalmıyor ki Nadal da Roger tarihin en iyisi demiştir.
Eren.
yalnız nadal'a karşı farkında olmadan ön yargı güttüğünü söylemem gerek. eğer ki nadal'ı yalnızca toprak kort ve federer karşısındaki üstünlüğüyle hatırlayacaklar diyorsan federer'den çok daha genç yaşta kariyer grand slam'i yaptığı zaman ne söyleyeceğini merak ediyorum. federer'in bu kadar göz kamaştıran istatistiklere sahip olmasının en büyük nedeni istikrardır kabul ediyorum ama şurası gerçek ki bu adam sahip olduğu kupaların neredeyse tamamına roddick, hewitt, nalbandian gibi vasat üstü adamları yenerek sahip oldu.
ne zaman djokovic, nadal ya da murray gibi kendi seviyesinde adamlarla karşılaşsa hep zorlandı, kabul ettirememdi üstünlüğünü. nadal'ın sakatlığının en büyük sebebi de zaten art arda katıldığı her büyük turnuvayı kazanacak kadar iyi olması ve bunun bünyesine getirdiği yorgunluk.. yalnızca bu yıl bile üst üste zorlu 3 toprak turnuvasına katılıp hepsini kazandı ve 4. turnuvası olan madrid'i o yorgunlukla finalde kaybetmesi hemen, bakın işte federer nadal'dan kötü değil dedirtti, halbuki gerçekten öyle mi? ki o da son yaptığı açıklamalardan sonra bundan böyle çok daha planlı ve dikkatli hareket edeceğini söylemiş, kimbilir belki de aynı federer'in ya da bayanlarda williams kardeşlerin yaptığı gibi yalnızca grand slam'lara odaklanır. o durumda da tüm o tarihin en büyük tenisçisi yorumunu erkenden yapanlar yüzüncü kez düşünmek zorunda kalırlar dediklerini..
Hele bir yapsın, onu da konuşuruz. 1 Wimbledon, 1 Avustralya Açık ve hiç Amerika Açık kazanamamak ile Federer'le yarışacak hali yok, ezilir çünkü. Daha çok dominasyon göstermesi gerek ama yapabilir mi, sanmıyorum, üstelik de sakatlanıyor iken.
Şurası, burası gerçek falan değil, Nadal 4 yıldır var, 2 kere Wimbledon'da kaybetti, onlar sayılmamaya özen gösterilip Nadal'ın en iyi sezonu 2008 alınmaya çalışılır nedense. Djokovic de 3 yıldır var, Hewitt vardı, Roddick hep vardı ve onu engelleyen her zaman Federer oldu, sen kendin söylüyorsun, Roddick dün Nadal'ı yenebilirdi diye, vasat bir adama karşı kazansaydı Nadal, efsane olurdu ama gözünüzde, ki kanımca Roddick vasat değildir, bunu dün gösterdi.
Nadal bu oyun anlayışıyla devam ettiği sürece sakatlanacak, kaçınılmaz bir sondu bu, 2 yıldır söyleniyordu ve tahminlerde yine yanılmadı insanlar, Nadal severler ise onun hiç sakatlanmayacağını sanıyorlardı, öyle olmuyor, olmadı işte.
Madrid Finali'ni izledim, Federer'in muhteşem oyununa boyun eğdi Nadal, yorgunluk falan diye geçiştirilmeye çalışılıyor yine bu galibiyeti.
Federer yıllardır ard arda katıldığı her büyük turnuvayı kazanıyor, kimse de çıkıp bu adam yorulmaz mı demiyor oysa veya kaybettiğinde yorulmuştu denilmiyor, Nadal kazandı oluyor.
Kariyer planı yapmak önemlidir, Federer Wimbledon, Avustralya ve Amerika Açık'la başladı ve kendini geliştirip Fransa Açık'la olayı bitirdi. Nadal'ın da sert zemine daha da alışması gerekecek, bir kere kazandım, bu iş bitti, sakatım demekle tarihin en iyisi olunmuyor, istikrar, kararlılık, oyun tekniğinin ne kadar önemli olduğunu her GS'de Federer tekrar gösteriyor bize bunu, küllerinden doğdu işte, öldü denilen adam.
Nadal, asla Federer'i geçemeyecek başarı anlamında, izleyip hep birlikte göreceğiz bunu.
Gelecekte böyle olabilir kısmını konuşup boş yere yorulmaktansa şimdiyi, tarihi, tarih yazanı konuşmayı daha yararlı ve akılcı buluyorum, bu kısım gerçekler, diğeri hayaller ve olasılıklar oluyor çünkü.
Eren.
rekorlarını sayıp da tarihin en iyisinin!, en iyi maçını saymamak olmaz şimdi. hem de bir grand slam finalinde...en iyi olmaya aday başka bir tenisçi öyle bir maç yaşamamıştır 'muhtemelen'. bkMz.(özellikle RFciler)2008 Roland GArros finali
madrid finalini izleyip de analiz edebilmek için yarı finalini izlemek gerekir önce. bu döneme de ışık tutar üstelik.
nadalı 3 numarada istiyorum, özellikle de us openda ve sonra da aklımdaki gibi bir kura tabi.
Yorum Gönder