31 Ekim 2010

P l u j a



Sadece 10 dakika kalmıştı lider olmaya, Cristiano Ronaldo erteleyiverdi hiç acımadan.

Barcelona acaba bu psikolojik baskıyı hisseder mi diye düşünmeden edemedim ancak hiç öyle olmadı.

Onların formülü belliydi, 8 Dünya Kupası kazananı + Messi + Alves + sol bek.

Pep, riske girmeden, klasik 4 - 3 - 3, daralan, genişleyen, kayan, hatta Puyol'u merkeze alıp Pique'yi de sağ kulvardan hücuma tamamen katan, yerden ayağa kısa pas yapan, total futbolun son versiyonu tiki taka ile sahaya sürdü takımını.

Abartı bir baskıyla başlayan maç, üç dakikada iki pozisyon bir gol, daha ne olabilirdi ki aksiyon adına!

Messi'nin ilk golünde ayağını ayarlayışı, ilk anda vurmayıp beklemesi akıl doluydu. Keza Dani Alves'in takipçiliğini konuşturduğu üçüncü gol de benzer bir futbol aklının ürünüydü.

İlk golde topun çizgiyi geçmesi esnasında Villa'nın topu tamamlamayıp golü Messi'ye yazdırması, emeğe gösterilen saygının sonucuydu. Hafta içi Benzema'yı gol atamamasından dolayı eleştirenlere Villa'yı soran -adamın saha içi katkısını göz ardı edip ucuz numaraya kaçan ucuz adam- Mourinho'ya cevap niteliğindeydi Villa'nın davranışı. Golü atanın değil kazananın Barça olması önemliydi, Villa o topu tamamlamasa da olurdu, daha sonra elbet goller atacağını biliyordu, El Clasico'yu da hesaba katıp.

Xavi'nin korner atmaya gittiği bir pozisyonda çocukluğuma dönüverdim. Xavi reklam panosuyla paslaşıp topu önüne alıyordu. Sokak aralarında maç yaparken aynısını kaldırımla yapar, verkaca girerdik aklımız sıra, adam da eksiltirdik hani bu yöntemle.

Villa'nın golü geldi sonra, büyülendim. Sol ayağıyla ters köşenin yan ağlarına asıverdi topu, usta işiydi. Son golde de klasını konuşturdu, pas trafiğinde de kusursuza yakın oynadı, çok yararlı olacak, ah bir de Henry gibi bir oyuncu bulabilse Barça!

Messi'ye dair ne yazılsa, konuşulsa sönük kalacak. Bilgisayar oyunlarından bile daha iyi, Barça takım olarak menajerlik oyunlarında bile olmayan bir futbol sergiliyor, bu denli bir dominasyon gerçekten akıl sağlığına zararlı. Futbolu kitaplaştırdılar artık, teoriden daha iyiler denebilir, Guardiola'nın eline bir kumanda verilse ve oyuncuları kontrol etse, bundan iyisini beceremez, öyle bir noktaya getirdiler olayı.

Sevilla'nın yanılgıya düştüğü husus da buydu, acaba daha iyi oynayarak yenebilir miyim Barça'yı?

Kanoute & Fabiano ikilisiyle oynamak çılgınlıktan bile öteydi. Barça'yı, hiçbir takımın oynayarak yenme şansı yok, hiçbir takımın FC Barcelona'dan daha iyi oynama şansı yok çünkü, futbolun geldiği, gelebileceği, poetik en üst seviye bu. Nasıl Antalya'nın Ömer'i, Barça karşısındaki Inter'in Julio Cesar'ı gibi davranıp Galatasaray'dan puanlar kopardıysa her türlü futbol dışı unsurla, öyle oynamak zorundasınız kazanmaya dair bir şansınız olacaksa! Ya da Barça'nın rotasyona girdiği, sakat ve cezalısının çok olduğu, kötü bir gününe denk gelmeyi bekleyeceksiniz.

Söz bitti, futbol romantiklerinin büyük sevdası Barça, tarihin en iyisi, Johan'ın yarattığı bu güzel oynun son temsilcisi, sanatını sunmaya devam ediyor. Onlarla randevulaşmayıp, başka sevgiliye kaçanlar ya futbolu gerçekten sevmiyorlar ya da futbola ihanet ediyorlar, aldatıyorlar bir başkasıyla, çok şey kaçırdıklarının farkında olmadan. Böyle bir takımı bir daha izleme olanağı olmayacak, onlara iyi bakın, gözünüzü kırpmadan, doyasıya.

Madrid bir hafta daha kaçmayı başardı ama saklanacağı bir yer olmayacak Camp Nou'da. Ramos'un aksan dediği Katalanca diliyle haykıracaklar, onlar, güzel insanların takımı, yine ve yeniden, hak ettikleri gibi, kazanacaklar.

31 Ekim 2010

A. Eren Loğoğlu

1 yorum:

Doğan Kelleci dedi ki...

Xavi, Messi, Iniesta, Villa, Puyol... Barcelona muhteşem, ama itiraf etmem lazım maç sonu sizin yazılarınız da bir harika.
Yazılarınızı okumak gerçekten çok keyifli, gönlünüze sağlık çok güzel yazmışsınız yine.
Mou denen kibir abidesinin hafta içi ettiği densizliği kaçırmışım sayenizde bilgi sahibi olduk.
Maç sonunda Alves, Messi ve Villa münasip şekilde cevabını vermişler.
Messi: "Mourinho? O bizi kendi oyunlarının içine çekmeye çalışıyor ama biz istemiyoruz. Biz kendi işimize odaklanıyoruz."