29 Kasım 2010

Gala Rapor



Erkek Voleybol, Fenerbahçe 0 Galatasaray 3

Fenerbahçe'nin en zayıf olduğu branş Erkek Voleybol sanırım, daha önce de dile getirildi burada. Yine de unutmamak gerek, geçen sezon ve ondan iki sezon önce şampiyon oldular.

Harika bir galibiyet, mücadelesiyle, Fenerlilerin önünde olmasıyla.

Bir de erkeklere voleybol hiç yakışmıyor. Çok sert ve hızlı bir oyun var, takip etmek zorlaşıyor. Teknolojik imkanlar, fiziksel güç olarak erkek vücudunu voleyboldaki algı eşiğinin önüne geçirmiş kanımca. Kadınlar için çok daha estetik bir spor konumunda voleybol, oynama ve izlenme açısından. Temasa dayalı bir spor olmamasının da etkisi var bunda, erkeklerin fiziksel gücünü sadece top üzerinde göstermesi yetersizlik yaratıyor oyun tekniği anlamında.

Tersi de basketbolda geçerli, erkeklere ne kadar uygunsa bu spor, kadınlar için de bir o kadar zahmetli. Temasa dayalı olması kadınlara karşı olan estetik algıyı bozuyor, keza zayıf fiziksel özelliklerden dolayı, zıplama, havada kalma gibi önemli oyun içi eylemler sergilenemiyor.

Çocuk yaşlarda erkekleri basketbola, kadınları voleybola yönlendirmek daha doğru sanki.

Kadın Basketbol, Fenerbahçe 74 Galatasaray 68

Maçı kaybettiren Işıl ve Tuğba oldu son periyodda. Teknik Adam'ın da oyuna müdahale edip, topun pota altına -Fowles- ineceği yüzlerce setten birini en azından birkaç defa denemesi gerekiyordu. La Lakers'ın Shaq'e 3 numarayla -Fox- çaprazdan ya da köşeden top indirdiği, en bilinen seti bile yapamadık, eksi hane olarak yazıldı bu Ceyhun Hoca'ya.

Avrupa Şampiyonu olacağı iddia edilen Fenerbahçe'ye verilen gözdağı, psikolojik anlamda önemlidir elbette ama bu kaçıncı maç sonu yenilgisi ben sayamaz oldum.

Futbol, Galatasaray 1 Beşiktaş 2

Futbolda kayarak müdahale diye bir kavram artık çok eskilerde kaldı. Önemli olan ayakta kalıp, müdahale şansı olmasa da rakibi bozmak çünkü kayma eylemi rakibin çalım atmasını da kolaylaştırıyor ona hamle şansı tanıyarak. Kayarak müdahale, topu kazanmak adına en son çare olarak görülüyor ve zamanlamayı çok iyi ayarlayıp deneniyor. Lucas Neill'in hiç kaydığını gördünüz mü? O da bu türden müdahalelerde bulunur ancak kazanacağını bildiği pozisyonlardır bunlar, kendini rezil etmez ya da takımını yakmaz. Pek çok ligden iyi takımların savunma oyuncuları incelenebilir bu yönden.

Ali Sami Yen'de iki hafta üst üste iki penaltı yaptırıyor oyuncularımız, kayarak müdahaleden dolayı. Futbol eğitiminin ve dünya futbolunu takibin yerlerde süründüğünün bir başka kanıtı da bu. Hadi Cana anlaşılırdı, büyük emek gösterdiği bir maçın ardından isyanının dışavurumuydu o pozisyon ya Ali Turan'a ne demeli!

Orta sahada ne yaptığını kendi de bilmeyen, zaten yeterli futbol aklından yoksun iken, bir de bölgesini kaybetmiş Sabri'den medet ummak Hagi'nin Ali Turan'ı bek oynatmasından daha çarpıcı hatalarından sadece biriydi.

Servet'i Barış'la değiştirip takımın, Cana'nın orta sahada dönen topları kazanan etkenliğinden mahrum bırakmasıysa en yaralıcı olanıydı. İlk yarıda müthiş baskı kurulmasının temel sebebi Cana'ydı ve geriye çekildiği an da maç kaybedilmişti. Barış'tan aynı üretimi beklemek saflık olmalıydı.

Ha oldu, ha olacak, biraz daha sabır derken, Elano da Galatasaray kariyerine noktayı bu gece koydu kanımca. M Sarp türevleri ve Elano'yu performanslarından dolayı birbirinden ayırdetmeden göndermek en hayırlı iş olacaktır bu geceden sonra. Misi zaten ayrıldı diye düşünüyorum, onu yazmadım bu sebeple.

Birkaç hafta önce rasyonel bir yolla hedef olarak sunduğum 4.lük şansı da elden kaçıp gitmiştir, son 3 maçı kazanıp orta sıralara tutunmak gerekir ve Galatasaray büyüklüğünden dem vurup, küme düşme potasından zikredilmeme hatasına da düşülmemelidir, gerçekler tüm çıplaklığıyla ortadadır.

Hagi'ye güvenilecekse, şu andan başlamak üzre, her türlü tasarrufu alması konusunda şartsız destek verilmelidir. Verecek olan yönetenlere güvenimiz yok ama başka bir olasılık da gözükmüyor ufukta. Hagi'nin saha içi hataları olacaktır, daha önce de olmuştur ama ona kendi kuracağı takımıyla bir şans vermeden, onu birkaç yıl takımın başında tutmadan, karar mahkemelerinde yargılamak da büyük Galatasaray efsanesine yapılacak en büyük ayıp ve haksızlık olacaktır.

29 Kasım 2010

A. Eren Loğoğlu

4 yorum:

Ozan dedi ki...

ağzına sağlık ama bence şans vermeyecekler gibi duruyor ama hagi yönetimide götürürse giderken en büyük iyiliği yapar bize

zachpaulsen dedi ki...

dostum bu yönetim o koltuğu işgal ettiği sürece; işin Hagi ile bir ilgili kalmadı. maalesef o da alet oldu.
Bu adamlar bu yaptıklarının jesabını umarım birgün verirler. Galatasaray'ı bir ikbal mekanizması gibi kullanıp kendi ceplerini ve yandaşlarının cebini doldurmaya çalışan bir sürü adamcıklar!!!
yiğit şardan. polat. sezgin ....bir sürü.

Acil kongre ve seçim. Yeni yöetim ve yeni bir başkan. Onların kulübün geleceğine karar vermesi şarttır. eğer bunlar istifa etmiyorsa kongrenin bunları istifaya zorlaması şarttır.

Jordi Metal dedi ki...

Galatasaray'ın yapılanma süreci hakkındaki düşüncelerini de güzel bir yazı ile bizlerle paylaşacakmısın yoksa bunun için devre arasındaki aksiyonlarımı görelim bi diyeceksin :)???

Cem Kalay dedi ki...

Hagi'ye tam destek ancak iyi giderse verilecektir. Daha geçen gün kendi ağzıyla başarısız olursa ne hagi, ne adnan sezgin kalır dedi Polat.

Artık kendilerinin gitme zamanı çoktan geldi, geçiyor. Tabi, yeni stadın koltuğuna oturmadan burayı kendi arzusuyla bırakmaz Polat. Bir süre daha bekleyeceğiz.