03 Kasım 2010

Kuzeyin Başarı Öyküsü: Solbakken



1 Ocak 2006 yılında geçmişti FC Copenhagen'in başına Norveçli Solbakken. 5 yılda 4 kez lig şampiyonu yapmayı başardı takımını. Şu andaysa ligin 14. haftasında yenilgisiz lider durumdalar.

Takımı devraldığında Avrupa Kupaları'na veda edilmişti. Ertesi yıl, 2006 - 2007 sezonunda, Şampiyonlar Ligi 3. öneleme turunda Ajax'i elediler. F Grubunda 7 puan ile sonuncu oldular, 3. Benfica'nın da 7 puanı vardı. İç sahada üç maçlarını da kaybetmediler, Manchester United ve Celtics'i yenmeyi de başardılar.

2007 - 2008 sezonunda Şampiyonlar Ligi 3. öneleme turunda Benfica'ya elenip, yollarına UEFA Kupası'nda devam ettiler. Grupları 4. bitirip Avrupa kupalarına veda ettiler.

2008 - 2009 sezonunda UEFA Kupası'nda gruplara kaldılar. Grubu 3. bitirip tur da atladılar bu defa. Son 32'de Manchester City'ye elendiler.

2009 - 2010 sezonunda Şampiyonlar Ligi Play Off turunda İsrail temsilcisi Apoel'e elenip Avrupa Ligi'nin yolunu tuttular. Gruplarda 2. oldular ve evlerinde hiç yenilmediler. Son 32'de bu defa da Marseille'ya elendiler.

Ve bu sezon;

Şampiyonlar Ligi 3. önelemesinde BATE'yi, Play Off turunda Rosenborg'u eleyip gruplara kaldılar. Gruplarda tamamlanan 4. maçların ardından 7 puan ile ikinci sıradalar. Gruptan çıkmak için büyük avantaj yakaladılar. Üstelik bunu yaparken Barcelona'ya kök söktürdüler her iki maçta da, oyunlarını pozitif bir futbol ile bozarak. Barça'nın bu denli sıkıntı yaşadığını çok az görmüştüm, buna Inter ve Atletico Madrid maçları da dahil.

İlk maça dair;

http://erenlogoglu.blogspot.com/2010/11/beyazllar-ve-taktik-disiplin.html

Transfermarkt değeri 37.300.000 € şeklinde belirlenmiş, Bursaspor'dan bile az. Bilinen tek oyuncuları 10 numaralı formasıyla 33 yaşındaki Jesper Gronkjaer. Bolanos, N'Doye, Kvist gibi isimsiz ama etkili oyuncularla donatılmış, özellikle savunmasıyla taktik disiplini kusursuza getirmiş bu takım alkışı hak ediyor.

2012'de Norveç Milli Takımı'nı çalıştıracak olan Solbakken'in ismini, bu taktiksel dehasıyla, daha çok sık duyacağız gibime geliyor.

2001 yılında kalp krizi geçirip bir süre kalbi de çalışmayan bu adamın geldiği nokta kesinlikle üzerinde durulması gereken bir başarı hikayesidir, emek ve akılla örülmüş bir mucizenin de ta kendisidir.

3 Kasım 2010

A. Eren Loğoğlu

Hiç yorum yok: