Sıkı bir Ana Ivanovic hayranı ve sarışın karşıtı olarak Kadınlar Tenisi'nin 1 numarası Caroline Wozniacki'yle pek ilgilenmesem de, sevimli olduğunu kabul edebilirim.
Kopenhag'da karşılaşmış, Pique, Bojan ve Puyol ile. Blaugrana ile poz vermiş bir de.
Bu kısa magazinden sonra, asıl meseleye geleyim;
Xavi'nin FIFA.com'a verdiği özel röportaja değineceğim, Frank Rijkaard kısmı da var içersinde, pek çok konuya girilmiş. Soru - cevapların altına yorumlar ekleyeceğim, en baştan şöyle bir girişgah yapayım, bugünlerde ağzıma pelesenk olduğu şekliyle;
Bu coğrafyada Xavi kadar futbolu bilen -oynayan demiyorum öyle beklentilere girmeye gerek yok- ve takip eden bir oyuncu yetişirse, kısaca mesleğine büyük saygı gösterip her yönüyle öğrenmeye çalışan biri, o gün ülke futbolunun yine miladı olacaktır oyuncu mantalitesi açısından.
Alper Yılmaz vardı basketbolda, çok bilgili bir adam gibi gelirdi her konuşmasından, NBA'den analize dayalı düşünceler üretirdi, şu an ne yapıyor bilmem, böyle aklını kullanan, araştıran, kendini geliştiren insanlara ne derece değer verdiğimizin işareti olabilir şu anki konumu.
Xavi, bu platformdakiler gibi futbola her yönüyle, en ince ayrıntıyı bile kaçırmadan bakabiliyorsa, Bordeaux'den örnek verip, Maradona'nın başarısızlık sebebine, kulübüne dair her konuya vakıf söylemlerinden, teknik taktik açılımları nasıl kolayca çözümlediğine kadar bir dizi düşünceyi, genel çerçeveyi hiç kaçırmadan, tutarsızlığa düşmeden sunuyorsa, bırakalım da FC Barcelona başarılı olsun, buranın takımları değil!
Bu müthiş röportajı mutlaka okuyun, tamamı;
http://www.fifa.com/worldfootball/news/newsid=1327005.html#xavi+messi+even+better+than+maradona
http://www.fifa.com/worldfootball/news/newsid=1328821.html#xavi+winning+addictive
Bir kısmı;
What other positives did you take from South Africa 2010?
Germany were the biggest positive of all - I loved their commitment to attacking football. I think that overcoming them in the semi-finals paved the way to us winning the World Cup. Thomas Muller, Mesut Ozil, Sami Khedira and experienced players like Miroslav Klose and Lukas Podolski were all a pleasant surprise. Their entire team was in fact. It was noticeable that, just like us, they had a clutch of players who all came from the same club; in their case Bayern Munich.
Were you disappointed with Argentina?
Yes and no. I thought they looked like a very strong team with great players, but they were tactically weak. They were really put through the mill by Germany. Seeing [Javier] Mascherano trying to cope with three or four opponents was uncomfortable viewing. Diego Armando Maradona is a genius and that’s how he behaves, but the team needed something more. That said, they had a good World Cup and if they hadn’t slipped up against Germany we’d have found them very tough opponents. That was proved in our recent friendly match in Buenos Aires, when we were well beaten.
Almanya'nın hücum futbolundan etkilenmesinden ve bunda Bayern Munih'in katkısından dem vurmuş. Arjantin konusunda, çoğumuzun aynı düşüncede birleştiği Maradona'nın taktiksel zaafiyetlerine -analizin dibine vurmadan hem de, en yalın haliyle ve net- vurgu yapmış ama saygıda da kusur etmemiş, onun davranış şekli bu, o bir deha diyerek.
You’ve watched and played alongside some true Brazilian greats at Barça. Who were the best?
I’d single out Rivaldo, who didn’t receive the recognition he deserved. He joined during a tough period for the club but was a genuine superstar. Later I was fortunate enough to play with two phenomenal players in Ronaldinho and Deco, while I also saw Ronaldo at his peak at close quarters and as a kid had the chance to enjoy watching Romario. They’re all exceptional players, but I repeat that Rivaldo was special.
Ulan, bana da sorsalar bunu, tek bir sözcüğünü dahi çıkarmadan aynı cevabı veririm. Özümseme mi denir buna yoksa bu adamların bir danışmanı var da, ne söylenmesi gerekiyorsa onu mu veriyorlar yazılı metin olarak, anlamakta güçlük çekiyorum nasıl bu denli ortak düşünceler üretilebilir onlar ve onları takip edenler tarafından!
Rivaldo yahu, uzak ara Barça'da en sevdiğim oyuncu, tapılası futbol yeteneği. Hakkı en az verilmiş isim, başlı başına bir efsane, 2 Dünya Kupası Finali oynamayı başarmış, sol ayağının klonlanması gereken insan.
Were you disappointed with the Netherlands too?
In the World Cup Final, yes I was, because they’re a team with great players and I don’t understand why they played in such a violent manner. When they tried to play football they caused us problems, so I don’t understand their approach. If they’re capable of playing as well as they did in the second half against Brazil, why did they try to kick us off the park?
Cruyff'la büyüyen adamdan ne beklenirse, onu söylüyor.
Let us talk about Josep Guardiola. Would you give him the FIFA Men’s Football Coach of the Year award?
Yes, without a doubt. Even putting aside all the titles he’s already won as Barça coach, Pep has already created a legacy. There are coaches that are successful but don’t leave a legacy, then there are others who win titles and also leave their mark on football. Pep is doing that, just like Arrigo Sacchi or Johan Cruyff did. They’re coaches who’ve changed things, whether it be the use of a three-man defence, employing tactics to gain midfield superiority, playing with a withdrawn centre-forward. Just as there are players who are born to play football, there are coaches like that too. In my opinion Sir Alex Ferguson could also be included in that list.
İz bırakan Teknik Adam ile, başarılı olan Teknik Adamı ayırıyor, her Barçalı'nın yapacağı, bugünlerde Model ve Stratejik Teknik Adam ayrımında bulunduğum gibi. Bunu yaparken de o güzel teknik detaylara girip beni benden alıyor. 3 oyunculu savunma, orta saha üstünlüğü için taktikler geliştirmek, Messi'yi kanattan forvet arkasına almak bunlardan bazıları. Sir Alex'i de işaret edip mesaj veriyor.
You get on well with Jose Mourinho, so does it surprise you to see him stir up so much controversy?
That’s the way he is and you’ve got to accept it. There are two Mourinhos: the man and the coach. We have to take the positive side of this and use him to motivate us. He feels good in the thick of controversy - he’s comfortable with it. We want to win by playing good football and he just wants to win any which way. Sometimes we Barcelona players need extra motivational factors to really perform, and Mourinho gives us one. The fact that they (Real Madrid) went looking for him, that they paid a release clause, that he used to work for Barça and knows us all and wants to get one over us, in that sense, Mourinho’s presence works in our favour.
Mourinho Real Madrid'e gelmeden çok önce, Barça'nın Inter maçları esnasında dile getirmiştim. Bu adamları bundan sonra La Liga kazanmak için motive edecek bir eylem varsa, o da Real Madrid'in Mourinho'yu getirmesidir diye, öyle de oldu. Biz futbol oynayarak, o nasıl olursa olsun kazanmak istiyor diyor.
Turning back to yourself, you must be pretty happy with your lot after winning everything at club level with Barcelona and being a reigning European and world champion with Spain...
Let me say one thing: I depend on my team-mates. My football and my passing would be worthless without my team’s help. That’s something which is very clear to me. Sometimes I start thinking and I look at Madrid for example, who have truly great players, but I’d struggle with them. They play through the middle and I need players who open the play down the flanks, who make diagonal runs, who leave space for me in the centre and who never stop moving.
Real Madrid'de zorlanırdım, merkezden oynuyorlar, benim oyunu kanada açan, ters koşular yapan ve bana merkezde boşluklar açan, hiç durmayan oyunculara ihtiyacım var diye belirtiyor. Daha nasıl anlatsın adam FC Barcelona'yı, bundan güzel özet olur mu, Barça DNA dedikleri bu, iliklerine kadar işlemiş adamların, hareket etmeyi hiç bırakmayan diyor sonunda da, pes yahu, hep anlatıp durulan bu değil mi zaten yazılarımızda!
Hem anlattıklarını kusursuza yakın yap, hem de yaptıklarını kusursuza yakın anlat, daha ötesi var mı! Bir gereksinim olsa, ne bileyim, Teknik Heyet maça çıkamasa, pasaport kontrolünde kalsa, Xavi saha içinden idare eder takımı, her şeye hakim çünkü.
Is there any particular objective that really fires your imagination?
There are lots, such as overtaking whoever’s won La Liga the most, or won the most trophies with the club, and beating the four consecutive La Liga titles won by the Dream Team.
FC Barcelona gibi kulüplerde doyum yok. Rüya Takım'ın üst üste 4 La Liga şampiyonluğu'nu kırmaktan daha güzel bir hedef belirleme olamazdı sanırım, yine on ikiden vuruyor yürekleri, feth ediyor.
In any case, Barcelona have signed quite a replacement in David Villa…
David is a great signing. Ibra was too, he offered us something different. Villa brings other things to the team: he can make runs from deep, play on the flank, as a No9, on the right, on the left, shoot from anywhere, take penalties and score from free-kicks. He’s got goals on the brain! Ibrahimovic was more static due to his physique; he weighed nearly 100kg and is nearly two metres tall. He gave us more of a target to aim at but wasn’t as dynamic. When we were up against opponents who defended very deep, he’d give us an outlet up front and that was really useful. He was a different type of player to the ones we have now: neither better nor worse, just different.
Bir doğru analiz daha. Bu adamla oynamak o kadar kolay ki! Soyunma odasında, devre arasında, antremanlarda kendisinin önünde oynayan isme vereceği tavsiyeleri, yetenekle birleştirmek yeterli. Villa için savunmanın arkasına koşular yapabiliyor, kanatlarda oynayabiliyor, sağda, solda ya da klasik bir 9 numara gibi merkezde, santrfor olarak, her yerden vurabiliyor, penaltı ve duran topları gole çevirebiliyor diyor. Ve ekliyor, gol beyninde var. Ibra dinamik değil statik idi, bunun da faydaları vardı elbet çok derin savunma yapan takımlara karşı, farklı oyuncular Villa ile, daha iyi ya da kötü değil!
Turning back to Barça, do you feel like one of the club’s standard bearers?
As far as Barça’s play is concerned, there was a time when the players who made the difference were perhaps the ones signed from outside the club, but under Pep Guardiola things have changed. We’re fortunate enough to have home-grown players who can decide the course of games, such as Leo Messi, who we mustn’t forget came through the Barça youth academy, just like [Andres] Iniesta, [Carles] Puyol, [Gerard] Pique, Victor Valdes and I did. We make up a sizeable core of home-grown players and that’s priceless.
Kulübün oyuncu yetiştirme felsefesini ortaya koymuş ve bunun parayla ölçülemeyecek kadar kutsal, değerli olduğunu söylemiş.
That’s what Johan Cruyff used to call a ‘historic core’ of players…
Exactly, we’re men who’ve been steeped in Barcelonismo since we were kids, we know the club’s philosophy and its environment. Pep has also given us a level of involvement and trust that makes us feel important. Now the people who join from elsewhere have to become part of that core, they have to fit in. That doesn’t mean that those players aren’t important, the quality of the likes of [Daniel] Alves, Villa, Adriano or [Javier] Mascherano, to name but a few, is testament to that.
Biz ta çocukken, Barcelonismo denen olguyla demlenmiş adamlarız, kulübün felsefesini, çevresini biliriz. Yürüyedur Xavi!
Is Barcelona’s footballing philosophy really so different?
I sincerely believe that we must not lose our footballing ideals. Ever since Cruyff arrived and set out our playing style, it has been what makes us different and special. Barça are known for their Azulgrana shirt and, above all, their style of play. The fans wouldn’t understand if we played any other way. They want us to win and put on a show, they wouldn’t stand for anything else. That puts pressure on you because everything has to be excellent: each touch, each pass, and each dribble. Sometimes it makes life more difficult, but it’s our hallmark.
Barça formasıyla ve futbol tarzıyla bilinir, bunu kaybetmemeliyiz. Taraftarlar bizi başka türlü bir oyunla anlayamaz, her dokunuş, pas ve dribling kusursuz olmalı, bizim ayırdedici özelliğimiz bu.
You often say that you have to treat the ball right. What do you mean by that?
It’s just one of the ways I use to express my respect for the game. Controlling the ball, keeping possession and the way we position ourselves to enable us to move the ball quickly around the pitch by playing it to feet are all crucial to our style. Our game is both simple and complicated at the same time. I remember Mark van Bommel used to say to me that the ball moved too fast over here. He was used to receiving the ball and then deciding what to do with it, but at Barça you need to receive it and play the ball first-time whenever possible.
Topun kontrolü, topa sahip olma ve kendiğimizi konumlandırdığımız yöntem, topun saha etrafında hızlı hareket ettirilmesi. Oyunumuz hem basit, bir o kadar da karmaşık. Van Bommel örneğiyle de pekiştirmiş, oyun tarzını.
Who was the biggest influence on you tactically speaking?
Frank Rijkaard was the one who really won me over. Radomir Antic had already pushed me slightly further forward, positionally speaking, and even Charly Rexach had tried me in that linking role in the odd game. When Rijkaard told me I was going to play there I thought I might struggle, but the truth is it’s my natural position.
How would you describe the Dutch supremo?
He was perhaps too nice a person for the coaching profession, but he’s a great coach. He had a strong character and didn’t mind showing it, but he went too far in terms of trying to understand people. Sometimes he would have been better drawing a line between him and the players and, in the end, that caught up with him. In terms of football and tactics he was very well-prepared and he taught me a lot.
Geldik zurnanın zırt dediği yere, bu soruları soran kişinin Galatasaray'ı sabote etmeyi amaçladığını bile düşündüm şu yazılanları okurken. Herhalde yakın zamanda görevden alınmasına istinaden soruldu bunlar. Beni Barça'ya gerçekten kazandıran adam Rijkaard ve saha içi konumumu, doğal pozisyonumu belirleyen, her ne kadar zorlanacağımı düşünsem de diyor Xavi.
Frank çok nazik bir insan teknik adamlık için ama buna karşın büyük de bir Teknik Adam. Futbol ve taktikler konusunda çok iyi hazırlanmış biridir ve bana çok şey öğretti diye de ekliyor. Rijkaard'a soruda Supremo demişler, ne kaçırdığımızı, neyi yönetemediğimizi anlatması açısından çok çarpıcı!
Do you feel like you now have more of a leading role than in the past?
To tell you the truth, I’ve always been at the heart of things in the squad, be it with Barça or the national team. That’s the way I am, the way I play. I’ve started a lot of matches and I know my role to perfection, although I admit that perhaps in media terms I wasn’t as high-profile as I have been recently.
It must be great having Messi and Alves playing to the right of you?
It’s a real pleasure, I really enjoy myself. Messi is the best of the best. And Alves too, you turn around and suddenly he’s upfield, then he’s covering back, playing one-twos – he never stops! It’s like he's on a motorbike. Playing alongside him is a real luxury.
Meşhur üçgene, sağ koridora gelmiş konu.
Does the same thing happen when you link up with Cesc Fabregas for La Selección?
I’m always saying this: Cesc has Barça in his genes, he’s grown up with our philosophy at La Masia (the club’s training facilities). It used to make me laugh when people said we couldn’t play together for the national team. It’s quite the opposite, we could combine together with our eyes closed. He’s a fantastic player and has proved that at Arsenal and with Spain.
Ve takıntı, Cesc. Genlerinde Barça var, bizim felsefemizle yetişti La Masia'da. İspanya Milli Takımı'nda yan yana iyi oynayamadığımız söyleniyor, onlara gülüyorum, tam tersi gözü kapalı bile anlaşabiliriz.
Son söze gerek yok herhalde, Xavi bir futbol romantiğidir, Barça'nın ruhu Puyol, felsefesi Xavi'dir. Yeteneklerinin yanında her olaya doğru bir bakış açısı getirebilen bir aklı da vardır, Barça'yı diğer takımlardan ayıran da muhtemelen bu türden oyuncuların çokluğudur, daha yetenekli oyunculara sahip olmaları değil!
4 Kasım 2010
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
2 hafta önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder