08 Mayıs 2011

Üç Sene Üst Üste Şampiyonluğa Üç Gün Kala



Osasuna maçının kopyası bir ortam. Madrid önce oynamış ve deplasmanda ligin kalburüstü takımlarından birine 6 gol atmış, kadro genişliğini dibine kadar kullanıp. Tekrar aynı şeyleri yazmak yersiz, burdan okunabilir;

http://erenlogoglu.blogspot.com/2011/04/bir-adm-daha-fark-hala-8-madrid.html

Barça'ysa kısıtlı kadrosunu sürekli La Masia'dan takviye ediyor. Bu maçta da sol bek Fontas, kalan kısım ideal formata çok yakın idi, Puyol dışında.

Pique merkez sol savunmacı, Javier merkez sağ savunmacı şeklindeydi ve Pique'nin uzun topları tam da sağdan sola oynamaya meyilli olduğundan yerini bulmadı. Javier Mascherano'ya ayrı bir parantez, giderek devleşiyor savunmada.

Maçın şehrin diğer takımı Espanyol ile olması ve Madrid'in puan kaybetmemesi dolayısıyla 89.994 seyirci bulunuyordu Camp Nou'da, bu sayıya sir Alex Ferguson'un kardeşi de dahil.

Barça evinde son 15 lig maçını kazandı, 1974'den bu yana -Cruyff ve 21 maç- ilk defa gerçekleşen bir olay. Ve evinde son 27 resmi maçta yenilgi yüzü görmediler, 1992'den bu yana ilk defa oluyor bu da.

Iniesta kilidi açtı ve maçı rahatlattı. Espanyol, Barça'yı durdurmanın klasik yöntemi olan dört çakılı savunma ve önünde dinamik beş oyuncu modelini iyi uyguladı. Müthiş bir konsantrasyonları vardı, top alan oyuncuya baskı yaptılar sürekli ve genç bir takım olmanın avantajıyla disiplinden de kopmadılar, bütün maç mücadele gösterdiler. Xavi'nin köşe vuruşuna Pique'nin dokunuşuyla maç da sona erdi orada, gerisi rölantide bir formaliteydi Barça için.

7 saniye kuralını işletmediler bu yüzden, topu daha çok verdiler rakibe. Bu kural topu tekrar kazanma süresini gösteriyor takım adına.

Villa gol kaçırmayı abarttı ve sezonun ikinci yarısındaki performansıyla acaba mı dedirtmeye başladı. Barça DNA'ya olan adaptasyonundan sıklıkla bahsedildi ancak görünen o ki yetersiz kalıyor. Ibra'dan daha çok yarar sağladığı su götürmez bir gerçek olsa da Henry, Eto'o katkısı veremedi sezon boyunca. Pedro da benzer bir düşüş gösteriyor ama Pep'in de dediği gibi takımda son vuruşu en iyi olan oyuncu, karşı karşıya kaçırmıyor, bu da önemli bir artı.

Geceye dair en güzel bilgi, sahada 23 altyapı oyuncusu bulunmasıydı, Barça 12, Espanyol 11 olarak. Başlama vuruşu öncesi de seremoni vardı, efsanevi golf oyuncusu ve Barça taraftarı Ballesteros'un yaşamını yitirmesi üzerine.

Şampiyonluk çarşamba gününe sarktı, Levante evinde son 8 maçtır kaybetmiyor, tehlikeli, beraberlik yetiyor tur için.

Barça B de kazandı hafta sonu, 2. ligde 3. sıradalar, inanılmaz.

2009 ŞL Finali'ni yeniden seyredip birkaç not tutma olanağı buldum hafta içi. Çarşamba ligin biteceğini varsayarak şimdiden başlayalım United maçını irdelemeye;

Süre 36.18 iken başarılı pas sayıları, Barça 140 - United 138

Süre 58.09 iken topla oynama oranları, Barça % 52 - United % 48

Maç sonunda da % 51'e 49 idi topa sahip olma. Guardiola dönemi Barça'sının 179 maç sonunda yakaladığı en düşük oran da bu, çok ciddi bir referans.

Guardiola üç yıl boyunca takımı iki alanda çok geliştirdi. İlki takımın topa sahip olma oranını artırma ve ikincisi de topu geri kazanma süresini kısaltma. Şu an Barça'nın 2009 finalinden farkı da burada yatıyor. O zaman Eto'o ve Henry vardı, takım dikine daha hızlıydı, açık ara hücum bölgesinde yetenekliydi.

Sayılar da aynı noktayı işaret ediyor;

2009'da 62 maç 158 gol atılan, yenilen gol 55. -Gol ort 2.55 civarı-
2010'da 59 maç 138 gol atılan, yenilen gol 39.
2011'da 58 maç 145 gol atılan, yenilen gol 36. -Gol ort 2.5-

Guardiola topa daha çok sahip olarak takıma daha az gol yemesini öğretip, gol atma oranını da korumaya çalışmış teorik açıdan. Sapma yok, az bir fark gözüküyor. Villa veya Pedro'dan biri biraz daha iyi performans gösterse hedefine tam olarak ulaşacakmış. Bu iki oyuncunun verdiği savunma katkısını da göz ardı edemeyiz, özellikle Pedro'nun. Baskı konusunda takımın en önemli isimlerinden biri.

2009 Finali'nde takımın topa sahip olmasını % 51'e düşüren sebeplerden en önemlisi Alves'in yokluğunda Puyol'un o bölgede oynamasıydı. Geride Pique & Toure yer alırken, sol bek Sylvinho idi. Ön kesici de Sergio ancak 2 yıl önceki hali bu kadar iyi değildi. Bu etkiler takımı otomatik olarak % 60 civarlarına çekecektir United karşısında.

Aslında Sir Alex Ferguson'un maç başlangıcına özel hazırlandığı belliydi, ilk 10 dakika abluka altına almışlardı Barça kalesini ancak golü Iniesta'nın kat etmesiyle Katalanlar buldu ve oyuna dahil oldular birdenbire. United da biraz oyundan kesildi.

Fletcher'in cezası sebebiyle olmadığı finalde Carrick, Anderson ve Park tercihleri vardı Fergie'nin. 65'ten sonra Ronaldo sol, Rooney sağ, merkez Berbatov arkalarında Tevez, geride de Giggs ve Carrick oynayacaktı, çılgıncaydı Jose Mourinho düşünüldüğünde, onu sir yapan da buydu belki. Kazanamadı ama Manchester United'ın nasıl bir takım olduğunu final maçında göstermişti.

Elinde Ronaldo ve Tevez yok artık, Hernandez geldi ve Barça için en yaralayıcı isim kanımca o olabilir. Giggs formunda zirvesinde, geri dörtlü hala aynı ve bir o kadar etkileyici. Ferguson, Mourinho'dan tavsiye almayı bekliyor, muhtemelen bu kez geride bekleyecek Barça'yı.

Önce Çarşamba, üç yıl üst üste şampiyon olmaya, sonra kalınan yerden incelemeye devam ederiz.

8 Mayıs 2011

A. Eren Loğoğlu

Hiç yorum yok: