14 Mart 2011

Bu Defa Olmadı



Öyle bir kusursuzluk denklemi kurdu ki Barça, dışardan ideal onbire dahil edilen her oyuncu aksıyor. Adriano'dan bahsediyorum.

Puyol'un yokluğunda Abidal merkez savunmacı, sol bek Adriano'ydu.

İlk yarı bir topu uzaklaştırmak için taca vurdu, ordan gelen hava topuna yükselip faul yaptı, duran top penaltı tartışmalarına yol açtı. Sevilla'nın ilk yarıdaki bir diğer atağında da topu sektirip rakibe vurma şansı verdi. Hücuma çıkma konusunda başarılıydı ancak final paslarında yanlış tercihler, pas şiddetini ayarlayamama gibi sorunları oldu. Pep'in onu daha önce oyundan alması gerekirdi.

Pedro'nun sakatlanmasıyla Villa üçlünün sağında, Bojan solunda oynadı.

Messi'nin verilmeyen serbest vuruş golü, Alves ve Adriano'ya çalınan iki ofsayt kararı Madrid'in yarışta kalması adınaydı. Messi'nin yine direkten dönen kafa vuruşu da önemli bir pozisyondu, ikinci gol maçın bitmesi anlamını taşıyabilirdi.

Devrenin sonunda Messi'nin sakatlanma olasılığı endişe doğurdu ve ikinci yarıya biraz ürkek başlayan Leo'nun kaptırdığı top golle sonuçlandı. Guardiola'nın zor deplasmanlarda başvurduğu üçlü savunma sırf bu golü yememek için üretilmiş bir çözümdü. Atletico Madrid'in Barça'ya gol atma tarzı olan iki santrfordan birinin kendini arkaya atıp diğerine ara pası servis etmesini -basketboldaki 4 ve 5 numaraların paslaşması gibi- denediler Kanoute'yi oyuna alıp. Sergio, ön libero gibi iki merkez savunmacının ortasında çakılı değil, gezgin bir ön süpürücü olarak kanatlara da açıldığından, Kanoute savunmacısını yanında biraz öne taşıyıp diğer santrfor Negredo'ya ve o da Barça'nın solundan akan Navas'a pozisyon hazırladılar. Üçlü savunma olsaydı, santrforlardan birinin kendini arkaya atması bir işe yaramayacaktı çünkü sayısal üstünlükten dolayı pozisyona girme olasılığı azalacaktı. Teorik konuşuyoruz aslında, 45. dakikadan sonra takımın oyun sistemini üçlüye çevirip Sevilla'nın Kanoute hamlesine karşılıp vermek başka riskler de doğururdu elbette, daha önce defaatle anlattığım.

Yazının başındaki görsel Valencia maçından, bahsettiğim stratejik yaklaşım işe yaramıştı bir deplasman önce. Pep, takımın 4 - 3 - 3 ritmini bozmak istemedi, ilk yarı skoru 2'ye getirse, bunların hiçbiri konuşulmazdı muhtemelen, takım o derece akışkandı, özellikle Andres'in formu sürüyor.

Sevilla'ya golden sonra müthiş bir cesaret geldi, bunun sebebi teknik direktör Manzano'nun Barça'ya karşı öne geçersek ŞL yorgunluğundan yararlanırız, geriye düşersek kazanamayız söylemiydi. Oyuncuları maçı berabere getirebileceklerini göstermişler ve yanıltmışlardı antrenörlerini.

Sürekli Alves'in bölgesinden oynayarak arkaya sarkmayı başardılar ve pozisyonlar da buldular. Barça'nın kaçırdığı goller, Bojan'a çalınmayan penaltı, rakibin sertliği, isteği, çizgiden çıkan toplar, Iniesta'nın direkten dönen topu, ceza sahasına yapılan her ortada hakemin faul vermesi ve Sevilla'nın atamadıklarıyla gel gitleri olan bir maç oldu.

Kanoute'nin son 10 dakika ön kesici gibi oynadığını da ekleyeyim, inanılmazdı.

Villa çok kötü bir günündeydi, seken topları biraz takip edebilse gol bulabilirdi. Pique'nin kendi sağından gelen hücumlarda kararsız kaldığı anlar oluyor, topa çıkıp çıkmama konusunda, aynı hatayı daha önce de yapmıştı, Puyol'dan hamle zamanlamasına dair öğreneceği çok şey var daha. Puyol'un eksikliği özellikle kontrataklarda çok hissediliyor, her ne kadar Abidal insanüstü oynasa da.

Maçın hakemi yine çok konuşulacaktır, Sevilla'nın Madrid'le polemiğe giren, başkenti alenen şike yapmakla suçlayan halinden sonra Barça'ya aslan kesilmesiyse şaşırtıcıydı. Elbette kuzu olması beklenemezdi ama çok aşırı bir motivasyonla oynadıkları belliydi ve sebebini pek algılayamadım. Manzano'nun tarihin en iyi takımıyla oynayacağız sözünün öneminden yola çıkılabilir ya da Sevilla maçlarının genelde gergin geçmesinin etkisi denebilir.

Barça'nın bu sezon sadece 3 yenilgisi var, ikisi Sevilla şehrindeydi, üçüncü maçta da galip gelemediler, uğursuzluk devam ediyor Endülüs diyarında.

Barça 2 puan kaybetti veya 1 puan kazandı, bunu zaman gösterecek. Fark 5 şu an, çok maç var daha ve Pep, maçtan sonra bu farkı korumalıyız dedi. Madrid'den sonra çıkılan 8. maçta takım ilk defa puan kaybetti. Madrid'se 19 kez Barça'dan önce oynadı maçlarını, Jose'nin bu konuda federasyona eleştirileri oluyor, aynı fikstür serzenişlerini İtalya ve İngiltere'de de yapar ve ciddiye alınmaz, hatta bu konuya niçin bu kadar takıntılı olduğu pek anlaşılmazdı. Çok fazla hesap kitap yapıp kendi kafasını karıştırıyor.

Valencia ve Sevilla deplasmanları atlatıldı şeklinde de bakılabilir olaya. Geriye Villarreal ve Madrid kaldı zorluk derecesi yüksek. Sarı denizaltılar formda değil bu aralar ama onlar da Sevilla gibi aşırı motivasyonla sahaya çıkacaklardır, Madrid'den alamadıkları puanın acısını çıkartmak için. Bir de içerde Espanyol maçı var, onun dışında ligin son 10 sırasındaki takımlar ve Guardiola aslında ligde kalma mücadelesi verenlerle önceden sonucu kestirilemeyen maçlar oynanabileceği üzerinde de durduğunu belirtti.

Madrid'in maçlarıysa çok zor, El Clasico dışında, beş çok zor deplasmanı var, Atletico, Bilbao, Valencia, Sevilla, Villarreal, tamamı duruyor üsttekilerin. Şampiyonluğu kazanmaları mucize gibi gözüküyor olsa da, futbol bu, kağıt üzerinde değil sahada oynanıyor.

Barça, Villarreal maçında puan kaybetmezse ve Madrid El Clasico öncesi iki deplasmanından 6 puanla dönemezse, mucizenin de ötesinde bir şeyleri aramaları gerekecek, keza El Clasico'da yenilirlerse Barça'ya, mucize için bile şansları kalmaz.

Villarreal maçı çok önemli bu sebeple, geçen sene Barça şampiyonluğu Villarreal ve Sevilla deplasmanlarından 6 puanla dönerek kazanmıştı, bu sezon 4 puan alırsa yeterli olabilir, yolun yarısının da ötesine geçerler.

Karamsar olmayı gerektirecek bir durum yok, Barça felsefesini yansıttı, bazı oyunculardan ötürü kimi kısımlarda aksaklıklar oldu, hakem hataları çokçaydı, rakip iyiydi ve aşırı derecede maçın içersindeydi. El Clasico'ya kadar Barça'nın puan kaybı olmayacaktır, Sevilla maçından alınan dersle. Baskı aslında yine Madrid'in üzerinde olacak, fark 5'e inse de.

14 Mart 2011

A. Eren Loğoğlu

1 yorum:

Anoz dedi ki...

Dün maci izlerken Messinin frikik golünden sonra NTV SPOR 0-0 yanlis yazmis diye düsünmüstüm, cünkü gol oldugundan emindim.

Acaba o gol hangi nedenle sayilmadi?

Ondan ötürü dedigin gibi Bojanin penaltilik pozisyonu vardi oda verilmedi.

Bojan Gol atmasina ragmen, malesef halen Pedronun tam yedegi degil. Bir tane 100% pozisyon baslangici topu yanlis alisiyla bastan atagi kesmisti, halbuki gögüsüyle güzel kontrol edebilseydi kaleciyle karsi karsiya kalacakti. Herneyse bunlar Bojani kötülemek icin demiyorum. Umarim daha gelisir kendisi.

Öte yandan sanki hersey El Clasicoda acik acik ortaya cikacak gibi. Orda Real mutlak kazanmak icin cikacak maca, ben Madrid tarafindan cok cirkef bir mac bekliyorum. Onlarin "Mutlak" kazanma hisleri tam bize yariyabilir sanki...