FIFA Ballon D'or 2010 ödüllerine dair kaleme aldığım yazı, halkın gastesi BirGün'de yayınlandı;
http://www.birgun.net/sports_index.php?news_code=1294825542&year=2011&month=01&day=12
France Football dergisinin Ballon D'or ödülüyle, FIFA Dünyada Yılın Oyuncusu ödülü tek çatı altında birleştirildi bu yıl ve FIFA Ballon D'or adı verildi. Oylamaya teknik adamlar, milli takım kaptanları ve dünyanın dört bir yanından gazeteciler katılım gösterdi. Ve nerdeyse bir aydır merakla beklenen FIFA Ballon D'or 2010 ödülleri sahiplerini buldu Pazartesi akşamı, İsviçre'nin Zürih şehrinde. Leo Messi, üst üste ikinci defa kazandı altın topu. Akademi Ödülleri törenlerinde sırayla En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ve en son En İyi Film kazananları açıklanır ve sahneye çıkarlar. FIFA'nın Yılın Takımı gibi bir ödülü olmadığından, yani turnuvalar zaten bunu belirlemek amaçlı yapıldığından, en önemli ödül de En İyi Erkek oyuncuya kayıyordu. Leo Messi'nin kazandığı ödülün son sırada verilmesi ve gecenin kapanışının bu şekilde yapılması, paralellik taşıyordu Oskarlarla. Brezilyalı Marta Yılın Kadın Oyuncusu, Jose Mourinho Yılın Teknik Adamı ödüllerini kazandılar. Jose'nin ödül aldığı açıklandıktan sonra sahneye çıkarken, çalıştığı oyunculara -Casillas, Maicon, Lucio, Sneijder, Ronaldo- tek tek sarılması güzel bir görüntüydü ancak nezaketen de olsa, yarıştığı iki değerli Teknik Adamı unutmaması gerekirdi tebrik konusunda, hele de yan yana oturuyorken. Samimiyet sınavında yine sınıfta kaldı.
Biraz önceye gidelim;
Bu seneyi özel kılan, yalnızca ödüllerin bir araya getirilmesi değildi. Futbol tarihinde bir ilk idi, aynı sezon aynı altyapıdan üç oyuncunun aday olması. Ballon D'or ödülünü Luis Suarez, Johan Cruyff, Stoichkov, Ronaldo, Rivaldo, Ronaldinho ve 2009'da Messi kazanmıştı FC Barcelona bünyesinde. Bu defa bambaşkaydı. Xavi 11, Iniesta 12 ve Messi 13 yaşında La Masia'dan içeri girmişlerdi. Xavi 30, Iniesta 26, Messi 23 yaşında şu an, sırayla 20, 14 ve 10 yıldır bu kulübün, organizasyonun içersinde yer alıyorlardı. Bunun yanında seçilen en iyi 11'de tam 6 Barcelona oyuncusu vardı, Puyol, Pique, Xavi, Iniesta, Messi ve Villa. Diğerleriyse Mourinho'nun kucaklaştıklarıydı.
Her tülü övgüyü ve ödülü hak eden Messi, tartışmasız dünyanın en iyi ve yetenekli oyuncusu. Bunu Xavi ve Iniesta da belirtiyor, hatta ödül zarfını ters açan ve altın topu veren Guardiola da. Dünya Kupası'nda Arjantin ile gösterdiği performans ve kulübü FC Barcelona'nın Şampiyonlar Ligi Yarı Finali'nde elenmiş olması, onun ödülü alma olasılığını azaltan etkenlerdi ve sürpriz diye nitelendiriliyordu kazanması. Ödül, iki farklı yarışmanın birleşmesiyle oluştuğundan böyle bir sonuç doğmuş olabilir, organizasyonun Avrupa ayağının ağırlığı hissedildi. Birleştirilmiş ödülün rayına oturması biraz zaman alacak. Yine de favori Iniesta ve plase Xavi'den birisinin kazanması asıl beklentiydi. Katalanlar, Xavi’yi istiyordu, yaşlanıyor ve ödülü bir daha kazanma şansı olmayabilirdi efsanevi oyuncunun. Iniesta’nın adaylığını kuvvetlendiren en ciddi veriyse Güney Afrika'da Hollanda'ya attığı gol ve onun yer alamadığı iki maç ile Barcelona'nın Şampiyonlar Ligi'nde Inter'e elenmesi olarak gösterilebilirdi. Bunların hiçbiri gerçekleşmedi ve Messi dil çıkararak sahneye yürüdü. Leo, mahallenin içine kapanan, kendisinden büyük topu taşımaya çalışan, taşın üzerinden giden topa itiraz etmeyip kafasını öne eğen, kaleciden aldığı topu bütün savunmayı çalımlayıp golle sonuçlandıran çocuğuydu. Sahnede herhangi bir figür, moda ikonu gibi durmuyor, içinden geldiği gibi davranıyordu, konuşmak için eğildi ve o pozisyonda tamamladı sözlerini, vereceği tarihi fotoğrafları hiç umursamadan.
Barça TV, kısa ve samimi bir video hazırlamıştı üç adaya dair;
Barselona şehrinde bir taksici, ödülü hayallerine erişmek için 10000 km koşan birisine verirdim diyor Camp Nou stadının yanından geçerken. Bir ekmek fırını ustası, ödülü çok çalışıp bundan yakınmayan kim olursa ona verirdim diyor. Mamalarını masaya ve yere saçan ikizlerin annesi, ödülü hiçbir zaman pes etmeyen kim olursa ona verirdim diyor. Xavier Romero, FC Barcelona Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı'nın 7 numarası, ödülü işinde örnek olan kim olursa ona verirdim diyor. Bir grafiti sanatçısı, ödülü tutkularına benzersiz bir dokunuş sağlayan kim olursa ona verirdim diyor. Salıncakta sallanan Barça formalı bir kız çocuğu, ödülü Xavi'ye verirdim diyor. Xavi, ben almayayım, İniesta'ya verirdim diyor. Iniesta, Messi'nin reklam panosunu gösterip, Leo'ya verirdim diyor. Ve Messi, ödül herkes içindir şeklinde bitiriyor. Ödül Katalanların, Barselona şehrinin, kulübün, taraftarların, herkesin ve en çok da La Masia'nın. Çiftlik ekrana geliyor, görüntünün sağında altyapıya bir şekilde yolu düşenlerin, FC Barcelona isimli başyapıt içersinde rol alanların isimleri akıyor aşağıdan yukarıya.
Üçünü birbirinden ayırmak çok zordu. La Masia'nın çocuklarıydı onlar. Ödülü, hikayesi en farklı duran, en yeteneklileri Messi aldı ve kazanan herkes oldu, La Masia, bir kulüpten daha öte olan FC Barcelona, güzel oyunun kendisi ve futbol sevdalıları.
12 Ocak 2011
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
2 hafta önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder