16 Ocak 2011

Zapturapt

Çeki düzen verilemeyen kağıt parçaları
Zerre değersiz Kapalı Çarşı esnafı için

Mesaj taşıyan birer zümrüdüanka oysa
Belgesel seyretmeyle bilinmez her şey

***

Yankılanan iç ses, bir ölünün hiç duyulmayan sesi
Başkalarının yaşamını kendisinin sanan ses

Sütten çıkmış ak kaşık değil geçmiş

Hastalığınla debelenen evladın
Uzaklarda bir şairi sevmesi, nasıl anlatılır sana ey ebeveyn!

Sular ve ateş altında evle iş

İyilik, iyi sözcüğünden beslenen organizma

Yıpranmış duvarlarda
Ve ona dayanıp ayakta kalan boş koridorlarda gezinirken

Bir de görüş günü yasak diyorsun

Duyurusu olmayan bağ demirler arkasında
Yazarı anlasa da yüreğine mahkum

Hayal kuran bünyeyi bile reddediyorsun

***

Büyük ağabey seni izliyor
Devasa makinalar, kontrol noktaları

2 + 2 = 5 sonucunu söyleme zorunluluğu

İşkence gizliyor
Masumiyetini yitirmiş ütopyayı

Geleneksel eğitim sarmalı içeren projede

Bir çırpıda, tek celsede
Ardına bakmadan koş Lola, çıplak

Omuzlarında güzelliği taşıyarak

***

Sarsılan yorgun imgelem;

Aynı boylam ve enlemde, aynı zaman diliminde

Ayrı ekranlara bakarak
Yan yana yaşayıp aslında yaş(l)a(n)mamak

Seviyesi korunan algoritmalar
Kısır, cılız döngü

Tutku ve heyecan unutulmaya yüz tutmuş

Göğsünü yarıp kan revan eller ile alınır duygu
Sorgu sual ve yargı olmaksızın dalınır uykuya

Altı milyarda bir olasılık
Yaraya merhem sürmesini bilenin bulunması

***

Seslerin ön sevişme hali

Belki hazırlıklı bir refleks
Belki şaşırtıcı derecede korkusuz bir aforizma

Okunur kara kaplı kitabında

16 Ocak 2011

A. Eren Loğoğlu

2 yorum:

Adsız dedi ki...

10 bin parcalik bir yapbozun icinde kaybolunmussa, her cikis yolu zapt edilmisse...

A. Eren Logoglu dedi ki...

9999 parçasını atıp, elinde kalan ve kendine dair olan tek parçayla -yüreğiyle- yeniden başlayacak yapıp-bozmamaya.

Alice in Wonderland gibi, mutlaka öbür diyara açılan sihirli bir kapı var.