8 Dünya Kupası kazananı + Messi + Alves + sol bek (Abidal) ideal formülüydü Barça'nın.
Pep'in Bilbao kupa maçıyla başlayan dönüşümlü rotasyon hamlesi Deportivo'da da uygulandı. Bu kez de Alves, Sergio ve Xavi yedekler arasındaydı. Yerlerineyse Adriano, Mascherano ve Keita görev aldı.
Bu rotasyon işi takımın ritmini bozuyor, daha önce de dile getirmiştim. Barcelona'nın kusursuz işlemesi için bütün çarkların aynı anda dönmesi gerekiyor, diğer türlü etkenlik azalıyor.
Guardiola, makro programı çerçevesinde sezonu ele alırken, Kasım ayının sonlarında formunun en üst noktasına gelmeyi, sonrasında Ocak - Şubat gibi düşüş yaşayıp, en zorlu dönem olan Mart'ta tekrar zirve yapmayı kurgulamıştı. Muhtemelen takımın ritminin bozulmasını göze alarak her maç üç farklı oyuncuyu dönüşüm yöntemiyle rotasyona sokmasının altında yatan sebep de makro planın parçası.
Ayrıca basketbol tabiriyle aynı bölgede birbirinin alternatifi olan oyuncuların eşit süreler almasını sağlıyor bu anlayış ve kadronun sürekli hazır kalmasına olanak tanıyor.
Sezon başında Alves'in yokluğunda bir sağ bek eksikliği oluşacağı biliniyordu. Mevcut kadro içersinden takviye etmeyi düşündüler. B'den Bartra ya da Puyol alternatif olabilirdi. Aslında sol bek bölgesinde zaafiyet olduğuna inanılıp Adriano transfer edildi ancak Abidal'ın muazzam performansı ve Maxwell'in de onu yedeklemesi, Adriano'nun hiç forma şansı bulamamasına yol açtı. Ciddi bir bonservis bedeli verilen oyuncuyu kullanmak için de sağ bek rotasyonunda ilk sıraya koydu Pep, Adriano'yu.
Sol ayağını kullanmasından ötürü Alves gibi dikine gidemeyen oyuncunun, sağ koridor set hücumunu sekteye uğratması ve bunun yanında bölgesinde geriye dönememe kaynaklı boşluklar bırakması, rakibin de ısrarla orayı kullanma arzusu, iyi sinyaller değildi. Sezon sonunda sağ bek transferi konusu tekrar masaya yatırılacaktır.
Xavi'nin yokluğunda pas dağıtımı ve derin oynama görevi Iniesta'daydı ve çok başarılı olduğunu söylemek olası değil. Barça özellikle ilk yarıda hiç üretken bir yapı yakalayamadı, topa sahip olmasına karşın. Onu Xavi'nin alternatifi yapmayan da bu tür denemeler, kusursuz bir tamamlayıcı Andres.
Mascherano özel bir oyuncu, top kazanma konusunda çok beceri taşıyor ve Barça felsefesine alışıyor, ilk goldeki dikine pası üçüncü bölgeye hızlı geçiş açısından önemliydi.
Afellay 10 dakika görev aldı, Pedro'nun yerinde. Pas trafiğine katılmaya çalıştı, topu ayağına yapıştıran ve saklayan bir oyuncu gibi gelmedi bana ama daha çok erken, üç beş maç beklemek zaten şart, Barça'nın sistemine adaptasyonun zorluğu sebebiyle.
Bu maçta da Pedro sol, Messi sağ, Villa merkezde oynadı. Pep bu üçlüyü hem maç içersinde hem de rakibin beklerine göre dolaştırmayı seviyor.
Messi antreman eksikliğini maçın ikinci yarısıyla atmayı başardı, ilk yarı zorlama driblinglerle gereksiz top kayıplarına sebep olmuştu. Standartlarının altında bir perfomans sunsa da, 1 gol 2 asist ile tabelayı değiştirme geleneğini sürdürdü. David Villa da kariyerindeki 14. Deportivo maçında 11. golünü kaydetti.
Bu sezon Messi 28, Villa ve Pedro 14 gol şeklinde tablo. Pep yönetiminde;
2010 - 2011 sezonunda FC Barcelona 30 maçta 84 gol atıp 18 gol yedi. 2,8 gol ortalaması.
2009 - 2010 sezonunda FC Barcelona 59 maçta 138 gol atıp 39 gol yedi. 2,33 gol ortalaması.
2008 - 2009 sezonunda FC Barcelona 62 maçta 158 gol atıp 55 gol yedi. 2,55 gol ortalaması.
Barça şu an 3 kupa kazandığı sezondan bile daha iyi durumda gol istatistiği olarak. Aradaki sezonda meydana gelen düşüşün sebebi de biliniyor, Ibra. Bunlar inanılmaz sayılar elbette.
Onları seyreylemek, çok şanslıyız!
9 Ocak 2011
A. Eren Loğoğlu
Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
2 hafta önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder