23 Ocak 2011

Şimdi Onlar Düşünsün, Fark 7



Alves'in yokluğunda Adriano sağ bek bölgesinde yer aldı. Pique rotasyona girip Abidal, Puyol'un yanına çekiliyor ve sol bek bölgesine de Maxwell geçiyordu.

Bu tercihlerin oluşumunda sağ koridor akışkanlığının sekteye uğrayacağı düşüncesinin etkisi vardı. Adriano'nun sol ayaklı bir oyuncu olarak sağda oynaması zaten birtakım işlevleri görmesini engelliyordu.

Guardiola, solda da Abidal'ı kullanıp kısır bir bek varyantıyla sahada yer almasını istemedi takımının. Daha hücum özellikleri olan Maxwell'in oynaması, bir başka yöntem doğuracaktı, sol koridor akışkanlığı.

Barça, NŞA sağ kanattan Alves & Xavi & Messi & Pedro üçgenler kullanır, kapanan ve iç içe geçen savunmayı kenarlara doğru genişleterek açar, boşluk yaratır ve oralara oyuncu sokup pozisyona girmek için de, ters kanada, sağdan sola doğru oyunu yönlendirir. Bu esnada da Maxwell & Iniesta & Messi & David Villa üçgenleri devreye girer. Bu geçiş çok kısa bir zaman dilimini kapsar ancak set hücumu daha çok sağdan akar ve sıkışma anlarında sola kaçılır.

Bu geceyse ana plan sol koridor üzerine kurgulanmış idi, Alves olmayınca ve Adriano, onun yerini dolduramayınca. İlk 10 - 15 dakika kusursuzdu hücum gelişimleri, ilk iki gol de o bölgeden var oldu. Pek çok pozisyon kalecinin ellerinde eridi.

Barça'nın uzun vadede Alves'in alternatifi sorununu mutlaka çözmesi gerekiyor. Bu tür geçici çözümler her rakibe karşı sökmeyecek ve ritmin bozulmasına yol açacaktır. Bu takım Racing değildi ama Hercules olabilir, ilk maç performansını da düşününce. Guardiola da Racing maçı sonunda yaptığı basın toplantısında, sezonun en zor deplasmanlarından birine gideceğiz dedi.

Aslında Guardiola, Puyol'u sağa atıp Pique'yle de başlayabilirdi oyuna ama Adriano'yu psikolojik olarak kaybetmemek adına bunu tercih etmedi. Alves sakatken bile oynayamıyorum düşüncesi beynini kemirebilirdi Adriano'nun.

Alves, Barça sistemini çalıştıran çok değerli bir parça. Hücum ve savunma yönünden müthiş katkıları var. Sözleşme yenilemedi hala ve 2. seviyeden bir anlaşma istiyor. Barça'da ilk seviye Messi, ardında Xavi, Iniesta ve Villa var. Bir sonraki seviyede de Valdes, Pique ve Puyol bulunuyor. Alves'e 3. seviyeden kontrat öneriliyor ve Alves 1 - 2 seviye arası bir konum istiyor, Messi'den sonra en çok ücret alan olmayı. Barça'nın Alves için ödeme sistematiğini bozacağını zannetmiyorum, muhtemelen 2. seviyeden anlaşma sağlanacaktır.

Guardiola, Alves'in daha uzun yıllar Barça'ya hizmet edeceğini düşündüğünü söyledi. O da sözleşmesini uzatmadı, Alves ve Sergio'yu beklediği söylentileri var.

Maçla ilgili çok fazla yazmaya ihtiyaç yok. Barça, erken gelen golün de etkisiyle, düşük tempoda, standartlarının altında, yine de çok pozisyona girerek ve % 72 topa sahip olarak, yorulmadan, zorlanmadan kazandı maçı. Havanın çok soğuk olduğunun da altını çizelim.

Sadece 40 ve 50. dakikalar arası gelişen cesur Racing atakları endişe vericiydi. Bunun da temel sebebi, atakların gelişim yönünün Barça'nın sağı -Adriano, kademe hataları, geride kalıp kafa vurdurması- olmasıydı.

Devrede Puyol sakatlanıp Pique oyna girdi. Abidal, sezon başından bu yana harika bir performans sergiliyor. Iniesta, açık ara en iyisiydi maçın. Xavi giderek yaşlanıyor, 2 sezon önceki insanüstü performansından eser yok ancak hala dünyanın en iyi orta sahası, yapamadığı bir harekete kızıp kendini zorluyor bazı pozisyonlarda ve topu daha çok kaybediyor son zamanlarda. Valdes, devleşen bir kaleci olma yolunda ilerliyor. David Villa pas organizasyonlarında çok başarılı, sisteme adaptasyonunu tamamladı.

Son değişiklik olarak Bojan ve Afellay'dan birisi kullanılacaktı, Pep, Bojan'ı tercih etti ve Afellay eşofmanları bile çıkarmışken, tekrar kulübeye oturdu, maçtan sonra Puyol'un zorunlu değişiklik olduğunu unutup bir an, ikisini birden oyuna almak istediğini belirtti Guardiola. Bojan 10 dakikalık performansıyla hocasını utandırdı da denebilir. Hız, çeviklik, süratlenme, ayakta kalma gibi özellikleri körelmek üzre Bojan'ın, bir şeyler yapılması şart.

Madrid ile puan farkı 7'ye yükseldi. Baskı, Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Metin Kurt'un “İspanyol diktatör Franko, Madrid’teki Bernabeu stadını yaptırırken, bana 100 bin kişilik bir uyku tulumu yaptırın demiştir" şeklinde anlattığı stadyumun üzerinde olacak, Mallorca maçında. Yanlış anlaşılmasın, baskıyla ifade edilen maç kazanma baskısı, diğer türlüsü ironi olurdu.

23 Ocak 2011

A. Eren Loğoğlu

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Hocam blogunuzu her Barcelona maçından sonra merakla bekleyip okuyorum.Çocukluktan beri bir Barcelona taraftarı olarak böyle yazılar yazan birilerini bulmak çok güzel , ellerinize sağlık..

Thiam Jaba dedi ki...

adriano'yu beğendim ben aslında bu sefer, fena değildi. hücuma katıldı, giderek uyum sağlayacak belkide. ama alves hak ediyor 2. derece kontratı.