08 Eylül 2010

Arjantin'in Asıl Gücü



Maradona'ya tapıyorum, onu sorgulamak haddim değil, Dünya Kupası'nda da onun hatrına Arjantin halkından biri gibi izledim maçları ancak Arjantin'in asıl gücünü görmenin zamanı geldi de geçiyor.

Arjantin, Dünya Kupası kazananı İspanya'yı bu gece paramparça etti, gücünün gereği de buydu. Bazı oyuncu tercihleri -Zanetti, Banega, Cambiasso- ve yerleşim değişiklikleriyle daha iyi bir takım oluverdiler, sihirli bir değnek dokunmuşa benziyordu. Arjantin savunma ve önünü sağlama alsaydı Afrika'da, Almanya gibi hızlı hücumlarla bir şekilde goller bulurdu, daha oynamayan Agüero ve Milito var, bu tarz oyunlar için biçilmiş kaftan.

İspanya'nın eksikleri fazlaydı, Casillas, Ramos, Puyol, Capdevilla, Xavi, Torres ilk aklıma gelenler. Yine de sahada onları aratmaması gereken isimler bulunuyordu, Reina, Arbeloa, Marchena, Fabregas gibi. Xavi'siz olmuyor, belli! David Villa'nın 2 şutunun direkten döndüğünü belirteyim, ikinci yarıda da bir kez direğe takıldılar.

Tevez'den bahsetmemek olmaz, ilk iki golün asistini yapıp, üçüncü golde kaleci hatasını kovaladı ve gole çevirdi. Son 3 yıldır olağanüstü bir performans sergiliyor ancak görmezden geliniyor daha çok. Manchester United'ı son lig şampiyonluğuna taşıyan adamdı, sürekli kenardan geldi ve her seferinde muazzam bir enerji verdi takıma, katkı sağladı. Futbol yeteneklerini, çok çalışkan olmasıyla pekiştirmesi yıldızlardan ayrışan en önemli özelliği kanımca. City'de gol makinası konumunda zaten. Bir menajer kadro kurmak için transfer listesi oluştursa ve hücumda birine ihtiyacı olsa, parası da varsa, alınması gereken üç beş adamdan biridir, öyle de değerlidir.

Messi de intikam alıyor arkadaşlarından, aklından geçiriyordur mutlaka, ah Afrika diye! Maradona'ya kızgın mıyım, asla!

Karşı yakadan enterasan haberler var, Mourinho'nun Alman oyuncu sevdası devam ediyor, muhtemelen Dünya Kupası'nda başarılı bir alan savunması yapıp hücuma hızlı çıkan takımın en değerli ve verimli üç oyuncusunu -Khedira, Özil, Schweinsteiger- Madrid'de buluşturup benzer bir etki bırakma hevesinde. Chelsea'de Robben, Duff destekli kurduğu harika yapıyı tekrar inşa edecek Afrika'da gördüklerinden sonra, futbol bu yöne doğru evriliyor iyice.

8 Eylül 2010

A. Eren Loğoğlu

Hiç yorum yok: