30 Eylül 2010

Barselona'da Grev & Rubin Kazan İntikam Listesinin Başında



İspanya'da genel grev var ve yaklaşık 10 milyon işçi sokak, cadde, meydan ve alanlarda. Polisle en şiddetli çatışmaların yaşandığı şehir Barselona'ydı, beklenildiği üzre, direniş geleneğinin oluşturduğu etkiyle;













Rubin Kazan maçına da değineyim kısaca. Barça, klasik oyununu, Messi'nın etkenliği dışında, sahaya yansıttı, maçın başında öne de geçebilirlerdi Pedro'yla. Keza oyun 1 - 1 iken Alves, Messi ya da Iniesta ile skoru lehlerine çevirebilirlerdi, son vuruşlarda kaleciye takıldılar.

Geçtiğimiz sezon Rubin Kazan'ın başlattığı ceza sahasına otobüs park etme savunmasına karşı da çözüm üretmeye devam ediyorlar, maçın berabere bitmesine bakmayın, Barça istediği pozisyonları fazlasıyla buldu ancak değerlendiremedi. CL'den elenilen Inter maçında çok az pozisyon şansı yakalamışlardı. Bir nevi bu tür maçlar, takımın böyle oynayan rakiplere karşı alışkanlıklar üretmesini sağlıyor. Bilbao maçından dün geceye taşınamayan tek durum, Keita'nın olmayışı ve içeri katlarından yoksun kalınmasıydı, keza o maç özelinde kilidi açan da Keita'nın bu varyasyonuydu.

Pep, rotasyon yapıp Mascherano'ya yer vermiş, Sergio'yu öne sürmüştü, üçlü savunma devam ediyordu. Burada bir zaafiyet oluşuyor, Sergio topla ileri çıkan bir oyuncu değil ve bu tür dar alan savunmalarına karşı çözüm sağlamıyor, Cesc Fabregas'ın istenme sebebi de buydu, Xavi pasifize edildiğinde onun yakınında bulunan ve topla ilerleyebilen bir isim, Iniesta'yı kanada gönderince bu sorun da büyüyor. Pep'in buna dair çözümü, Iniesta'yı merkeze almak, Villa'yı sola kaydırmak ve hedef santrforsuz oynamak oluyor. Bence akıllıca, Kazan'da sonucu alamadı ama Messi olduğunda, Xavi'nin yanına dönen Iniesta'yla daha rahat bir oyun sergilenecektir.



Rubin Kazan 3 maçtır Barça'ya kaybetmiyor, bu da onları çözülmesi gereken meseleler listesinin ilk sırasına oturtuyor haliyle.

FC Barcelona, bir karakter takımı. Görülmesi gereken bir hesap varsa, intikam sesleri yankılanıyorsa dört bir yanda, bunu er ya da geç gerçekleştiriyorlar. Rijkaard & Mourinho sürecini hatırlayın, sonra yakın bir zamandaki Atletico Madrid'i ya da geçen sezon Copa Del Rey'den elenme sebebi olan Sevilla'nın sezon başında perişan olmasını.

Sırada Rubin Kazan var, Camp Nou'da acı bir tecrübe yaşayacakları kanaatindeyim. Ondan sonra Espanyol, Inter ve Mourinho'ya gelecek sıra, bu takım böyle şeyleri seviyor çünkü, onların ihtiyacı olan motivasyon daha önce yapamadıklarında gizli.

Her zaman ve her yerde;

Açò és del poble

30 Eylül 2010

A. Eren Loğoğlu

Hiç yorum yok: